Ana içeriğe atla

CENNETİN ANAHTARINA SAHİP OLABİLMEK İSTİYORSAK........




Değerli dostlar, biz insanoğlu olarak bu dünyada, bir evimiz birde arabamız olmasını çok isteriz. Daha açıkçası iki anahtar peşinde koşarız yaşamımız boyunca. Çünkü o iki anahtarı almak, yaşantımızın kalitesini önemli ölçüde etkiler. Aslında bir anahtarın daha peşindeyizdir, bu dünya da kalıcı olmadığımızı hatırladığımızda, o anahtarın peşinden gitmenin, ona sahip olmanın hep kolay yollarını ararız, DİĞER ANAHTARLARA SAHİP OLMAK İÇİN HARCADIĞIMIZ ÇABAYI, BU ANAHTARA SAHİP OLMAK İÇİN DE GÖSTERMEYİZ. BU ANAHTAR ELBETTE, CENNETİN ANAHTARIDIR. Fakat Dünyada edinmek istediğimiz diğer anahtarlar, genelde çok fazla ağır bastığı için, cennetin anahtarını hep birilerinden kolayca edineceğimize inandırıldığımızdan kolayı seçeriz, birilerine havale ederiz. Diğer anahtarların peşinden koşmaktan, o anahtarı elde etmek için çok zaman ayırmak, işimize pek gelmez her nedense. 

Bir ev ya da araba almak istediğimizde bizler, çalışır çabalar ve alın terimizle kazandığımız paralarla alırız. Elbette böyle olunca, onun kıymetini de bilir, daha dikkatli oluruz. Yani gerçekten çok zordur bu iki anahtarı almak. Bazen insanın yıllarını alır. Bazen de ikisini de elde edemeden, göçer gideriz bu dünyadan. Peki dostlar, cennetin anahtarını niçin bizler uğraşıp almıyoruz da, çaba göstermeden birilerinin yardımıyla kolayca alacağımıza inanıyoruz, bunu hiç düşündünüz mü? BU DÜŞÜNCENİN EN BÜYÜK NEDENİ, İMANIMIZIN KALBİZE TAM OLARAK YERLEŞMEDİĞİNİ GÖSTERİYOR. ÖNCE BUNUN BİLİNCİNDE OLMALIYIZ VE O İMANI YERİNDE NASIL GÜLENDİRİRİZ ONUN YOLUNU ARAMALIYIZ. Cennetin anahtarını alabilmek, bu dünyada acaba araba ve ev almaktan daha mı kolayda, bu işi başkalarına bırakıyor ve onların söylemleri doğrultusunda, hiç düşünmeden çok fazla çaba harcamadan yaşıyoruz. NE YAZIK Kİ BİZLER ÖNCE, GÖZLERİMİZLE GÖRDÜKLERİMİZE DAHA ÇOK ÖNEM VERİYORUZ. GELECEKTE OLACAKLARI NEFSİMİZİN ETKİSİYLE ÖNEMSEMİYORUZ. Yaptığımız bu yanlışın, artık farkına varmalıyız. Nasıl ki ev ve araba almak için, zorlu bir çalışmanın içine bizzat kendimiz girmiş isek, ebedi mekanımız olan cennetin anahtarını da almak istiyorsak, aynı yolu izlemeli, kimseden bu anahtarı kolayca alamayacağımızı bilip aynı çabayı, hatta çok daha fazlasını burada da bizler göstermeliyiz.

ALLAH SİZLERİ KUR’AN’DAN SORUMLU TUTUYORUM DİYEREK, CENNETİN ANAHTARINI KUR’AN’DA BULACAKSINIZ DİYOR VE BİZLERİ O GÜZELLİĞİN, NURUN, IŞIĞIN, KALP GÖZÜNÜN İÇİNE DAVET EDİYOR. CENNETİN ANAHTARINI BİZZAT BİZLERİN BULMAMIZI İSTİYOR, ARAYA KİMSEYİ SOKMADAN. ONUN İÇİNDE BİZLERİN, HURAFEDEN VE BATILDAN UZAK, YALNIZ KUR’AN’IN İPİNE SARILMAMIZI EMREDİYOR.

Değerli dostlar eğer cennetin gerçek anahtarını almak ve sahip olmak istiyorsak, bu işinde öyle kolay olmadığını, bu anahtara sahip olmak içinde, bizzat kendimizin çaba göstermesi gerektiğini artık anlamalıyız. Bir evin anahtarını almak istiyorsak, önce o evin gerçek sahibini bulmalıyız. Eğer bizler evin gerçek sahibi ile muhatap olmadan, başkaları ile muhatap oluyorsak, aldatılma kandırılma ihtimalimiz çok yüksek olacaktır. Evin anahtarı gerçek sahibinden alınır, birileri anahtarı bende var diyorsa, bu riski göze almak yerine, gerçek sahibiyle muhatap olmalıyız.

GÜNÜMÜZDE CENNETİN ANAHTARINI VAAT EDENLER VAR. Rabbimizden başka hiç kimse, cennetin anahtarını vaat edemez. Mülkün sahibi yalnız O dur. Cennetin kapısından girmek isteyenler, şunu bilmelidir ki, çok açık cennetin anahtarı Kur’an’da gizlenmiştir. ONU ARAYIP BULACAK BİZLERİZ. KUR’AN’A MÜRACAAT EDEN, HİÇ ŞÜPHESİZ CENNETİN ORİJİNAL, ŞAŞMAZ ANAHTARINI ÇOK RAHATLIKLA BULACAKTIR. Beşerin vereceği anahtar, aldatıcıdır o kapıyı asla açmaz. Allah’ın verdiği anahtar gerçektir. Sahte anahtarkara lütfen kanmayalım.  İSLAM’I YAŞARKEN, NE KADAR HURAFE VE ASILSIZ RİVAYETLER KARIŞMIŞ İSE İMANIMIZA, CENNETİN ANAHTARININ GERÇEKLİĞİ DE, O KADAR ZAYIF VE GEÇERSİZ OLACAKTIR.

ALLAH VELİLERİN, ŞEYHLERİN, EFENDİLERİN ARDINA DÜŞMEYİN DEYİP, güvenilecek ve dayanılacak VELİNİZ YALNIZ BENİM DİYORSA, bu sözleri görmezden gelip, hala veliler, şeyhler edinip cennetin anahtarını onlardan almaya çalışanlar, ŞUNU BİLMELİDİR Kİ, O ANAHTAR CENNETİN KAPISINI DEĞİL, CEHENNEMİN KAPISINI AÇAR. CENNETE GİDİYORUM DİYE, LÜTFEN CEHENNEMİN ANAHTARINI ALMAYA ÇALIŞMAYALIM. Hâlbuki aklı başında her insana Kur’an’ın çok şeyler vereceğini söyleyen Rabbimiz, bakın ne diyor?

Muhammet 24: Peki BUNLAR, KUR’AN’IN ANLAMINI İNCEDEN İNCEYE DÜŞÜNMÜYORLAR MI? YOKSA KALPLER ÜZERİNDE O KALPLERİN KİLİTLERİ Mİ VAR?

Casiye 20: BU KUR’AN, İNSANLARIN KALP GÖZLERİNİ AÇACAK IŞIKLARDAN OLUŞUR. Gereğince inanan bir toplum için de bir kılavuz ve bir rahmettir o.

Kamer 22: YEMİN OLSUN Kİ, BİZ, KURAN’I ÖĞÜT VE İBRET İÇİN KOLAYLAŞTIRDIK. Fakat düşünen mi var?

İbrahim 52: İŞTE BU, ONUNLA UYARILSINLAR, ALLAH’IN TEK İLAH OLDUĞUNU BİLSİNLER, AKLI VE GÖNLÜ İŞLEYENLER DE İBRET ALSINLAR DİYE, İNSANLARA YÖNELTİLMİŞ BİR TEBLİĞDİR.

Yüce Allah, bizlere indirdiği Kur’an’ı dikkatle okuyan her kulunun, inceden inceye, ayetler üzerinde düşünmesini özellikle istiyor. Elbette kimisi az anlar kimisi çok, çabası nispetince anlayacaktır, fakat hepimizin ilk önce Kur’an’a müracaat etmesini, anlayarak okumasını ve üzerinde düşünmesini istiyor Allah. Bunu yapamayanlar için Rabbin söylediği çok anlamlı. “YOKSA KALPLERİ ÜZERİNDE O KALPLERİN KİLİTLERİ Mİ VAR?”  Allah’ın bunca açık ayetlerini gördükten sonra, hala körlük edene sözümüz olamaz. Gelin Allah’ın vaat ettiği, o güzel mekânın anahtarını beşerin rivayetlerinde değil, bizzat rehberinde KUR’AN’DA arayalım. Daha sonra onun ışığıyla aydınlanıp, tüm bilgileri yine onun ışığıyla arayalım, tarayalım, araştıralım. Resulünün Kur’an’dan aldığı bilgilerle hayatına geçirdiği yaşamını, davranışlarını ve insanlığa örnek hayatını, sünnetini öğrenelim, bizlerde hayatımıza geçirelim. Çünkü Allah Resulünün yaşamının bizler için örnek olduğunu bakın nasıl bildiriyor.

Ahzap 21: Yemin olsun, ALLAH RESULÜNDE SİZİN İÇİN, ALLAH’I VE ÂHİRET GÜNÜNÜ ARZU EDENLERLE ALLAH’I ÇOK ANANLARA GÜZEL BİR ÖRNEK VARDIR.

Demek ki Allah’ın Resulünün yaşamı, bizler için güzel bir örnekmiş. Elimizden geldiğince her bilgiden istifade edelim ama Allah’ın Resulünün örnekliğini rivayetlerden değil, Kur’an’dan en emin kaynaktan öğrenelim. Bizlerin amacı Allah’ın cennetinin anahtarına sahip olmak değil mi? Bu yolda hiç kimsenin sözlerine kanmadan, yolumuza Kur’an ışığında devam edelim. Hesap günü, Allah’ın bizlere şahit olarak ortaya KUR’AN’I konacağını ve ondan hesap sorulacağını söylüyorsa, sanırım her şey çok açık demektir. Birbirimizi beşerin rivayet sözlerini aklamak, haklı çıkarmak adına kırmayalım, birbirimizi suçlamayalım. Suçlamakla elimize hiç bir şey geçmez. Bizlere düşen aklımızı devre dışı bırakmadan, Allah’ın rehberini anlamaya çalışmak olmalıdır. Bizler dostlarımızı, din kardeşlerimizi, Kur’an ile uyarmalı ve yine en emin kaynak KUR’AN’ A DAVET ETMELİYİZ Kİ, ALLAH’IN  VAAT ETTİĞİ CENNETİN ANAHTARINA SAHİP OLABİLELİM.

ALLAH İNŞALLAH CÜMLEMİZİ, CENNET MEKÂNIN ANAHTARINA SAHİP OLAN KULLARI ARASINA ALSIN. BU UĞURDA ÇABA GÖSTEREN, BU YOLDA CANINI FEDA EDEN KULLARINDAN EYLESİN BİZLERİ İNŞALLAH.

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .