Ana içeriğe atla

KUR'AN IN MUHKEM AYETLERİ ÜZERİNDE, TARTIŞMA YAPABİLİR MİYİZ?


Değerli arkadaşlarım, sizce Kur’an ın MUHKEM ayetleri üzerinde, tartışma yapabilir miyiz? Şöyle diyebilirsiniz, neden tartışmayalım ne zararı olabilir, günümüzde din adına yaşanan öyle farklı inanç ve itikatlar var ki, bunları tartışarak doğruyu bulmamızın ne zararı olabilir diyebilirsiniz. Gelin bu konuyu birlikte düşünelim, ama Kur’an ın ayetlerini göz ardı etmeden. Önce Kur’an ın bizler için, ne anlam ifade ettiğine karar vermemiz lazım. Şöyle diyebilir miyiz, zaten İslam ı yalnız Kur’an ile yaşayamayız. Kur’an özet bilgi vermiş ama detaylandırmamış. Allah ın emirlerinin nasıl yerine getireceğimizin detayı Kur’an da yoktur. İslam ı doğru yaşamak istiyorsak, Allah ın Resulünün hadisleri ve FIKIH âlimlerinin koyduğu kurallar ile ancak İslam yaşanır, diye inanmamız sizce doğru olabilir mi? 

Eğer bu düşüncenin doğru olduğuna inandırılmışsak, dinde sayısı belli olmayacak kadar bölünmüş ve parçalanmışız demektir. Elbette böyle olunca da, her kafadan bir ses çıkacaktır. BU DURUMDA TARTIŞMAMAK MÜMKÜN MÜ? Yani Allah ın ayetleri üzerinde tartışıyor da, ayet aslında öyle değil şöyle diyorsak, bizler HAKKA BATIL KARIŞTIRMIŞ, DİNDEN SAPMIŞIZ DEMEKTİR.  Eğer dinde delilimiz ve kanıtımız yalnız Kur’an değilse, o din Allah ın dini olmaktan çıkar. Bunlara inananlar sürekli zamanlarını boş  tartışmalarla geçirir. Ne yazık ki İslam toplumlarının genel çoğunluğu, bu düşünceye inanarak İslam ı yaşadığından, MÜSLÜMANLARIN HAYATI TARTIŞMAKLA GEÇİYOR. Bizler sonucu olmayan bir tartışmayla birbirimize düşman olmaktan, ALLAH IN KİTABINI ANLAMAYA, ONU HAYATIMIZA GEÇİRMEYE FIRSATIMIZ OLMADI.

Allah bizlerin sorumlu olduğu ayetlerin, MUHKEM olduğunu söyler Kur’an da. Peki, muhkem ne anlama geliyor? Sağlamlaştırılmış güçlü ve ANLAMI KESİN VE AÇIK OLAN, BAŞKA TÜRLÜ ANLAŞILMASINA İMKÂN BULUNMAYAN, AÇIKLAMA VE YORUMA İHTİYAÇ GÖSTERMEYEN SÖZ, BİLGİ ANLAMINDADIR. Peki, bu durumda neyi tartışacağız? Hâşâ Allah ın açıklayamadığını, aramızda açıklayıp anlaşılır hale getirebilecekler mi var? Allah dinin anası, temeli olan ayetleri anlayalım, hiç kimseye muhtaç olmayalım diye MUHKEM bir şekilde gönderdiğini söylüyorsa, bizler neyin tartışmasını yapacağız da, ortaya anlaşılan uzlaşılan bir sonuç çıkaracağız. 

Değerli din kardeşlerim, Kur’an bir insanın yaşam rehberidir, hayat kitabıdır, Allah ın mesajıdır sorumlu olduğu kanun ve kurallardır. BİZLER HANGİ YETKİYLE VE NE MAKSATLA, ALLAH IN MUHKEM MESAJI, VERDİĞİ HÜKÜMLERİ TEBLİĞİ ÜZERİNDE TARTIŞACAĞIZ, BUNU DÜŞÜNEBİLİYOR MUYUZ? Allah ın şunu şöyle yapın diye hükmettiği mesajı üzerinde hiçbir Müslüman tartışamaz, mesajı alır ve hayatına geçirir. Ne yazık ki din tacirleri, din düşmanları, Allah ın kurmak istediği hak düzeni bozarak, HAKKA BATIL KARIŞTIRMIŞ, BİZLERDE HİÇ DÜŞÜNMEDEN Allah ın sözleri ile beşeri sözleri karşılaştırıp, tartışma gafletine düşüyoruz. BİZLERİN YAPABİLECEĞİ SORUMLULUK ANCAK, AYETLER ÜZERİNDE DÜŞÜNMEK ÇOK DAHA İYİ ANLAMAYA ÇALIMAK OLMALIDIR.

Allah sorumlu olduğunuz ayetleri Kur’an da, nice örneklerle açıkladım, hatta yemin ederek kolaylaştırdım diyecek, ama birileri çıkacak neresi kolay, şunlar ya da bunlar yok işte Kur’an da diyerek, KENDİ BATIL İNANÇLARINI KUR’AN DA ARAYIP BULAMAYINCA, TARTIŞMA YARATACAK, BİZDE BU TARTIŞMAYA KATILACAĞIZ ÖYLE Mİ? Bunu tartışan bir Müslüman ın imanı, kalbine yerleşmemiş demektir. Dini bir konuda tartışırken, eğer bizim düşüncemiz en doğru diyerek, sizi kendi cemaatine, mezhebine, tarikatına davet ediyorsa, zaten bu insanla tartışamazsınız. Din adına hiç kimse, karşısındaki bir Müslüman ı beşeri düşüncelere, gurup ve toplumlara davet edemez. DİN ADINA DAVET, YALNIZ KUR’AN A YANİ ALLAH A YAPILIR. Çünkü din Allah ın dinidir, ona hiç kimse ilave yapamaz, ortak olamaz, şekillendiremez.

Bunu yapan Allah ın ayetlerini sorgulamış olur, lütfen unutmayalım. Bizler Allah ın ayetlerini sorgulayamayız ama Allah ayetlerim üzerinde düşün, aklını kullan ey kulum diyor. Aranızda ayetlerimi tartışın demiyor. Tartışma genel konularda, yaşamımızda her zaman vardır ve bazen çok da iyi sonuçlar verir. Ama konu din ve iman olunca, bizler tartışmayı bırakıp, Allah ın apaçık vahyine uymamız gerekir. Asla tartışmadan ama düşünerek. Hemen şöyle düşündüğünüzü tahmin ediyorum.  İslam toplumu neredeyse her konuda tartışıyor, ama ne yazık ki bir noktada anlaşamıyorlar. Evet, bırakın tartışmayı birbirimize düşman olduk. Hem de kanlı bıçaklı. Peki, sebebi nedir diye düşünüyor muyuz? Allah madem sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum diye hükmünü vermiş, neden anlaşamıyoruz. Birde Yaradan sorumlu olduğumuz ayetleri de, MUHKEM gönderdiyse, tartışmamızın sebebi nedir?

Sorunda işte burada başlıyor. Bizler Allah ın mesajına, tebliğine, kanunlarına uymuş olsak, onun koyduğu sınırların dışına çıkmazsak, neyi tartışacağız ki bu durumda. Demek ki Allah ın uyarılarını göz ardı edip, Kur’an ın dışına çıkmışız. ÖYLE BİR ÇIKMIŞIZ Kİ, KUR’AN ALLAH IN DİNİNİ YAŞAMAK İÇİN YETERLİ GÖRÜLMEMİŞ. Buna inandırılan toplum, elbette din adına ne söylenirse inanması da kaçınılmaz olacaktır. Kur’an gerçeklerini haykıranları da, sen yanlış yoldasın, gelin bu konuyu tartışalım diye de davet ediyorlar. Neyi tartışacaklar? Kur’an ın tek kelime bahsetmediği konuların, dinin asli unsuru olup olmadığını mı? BUNU TARTIŞMAK, ALLAH IN KİTABINA, NURUNA YAPILABİLECEK EN BÜYÜK SAYGISIZLIKTIR. BİR MÜSLÜMANA DÜŞEN, BÖYLE İNSANLARA, ALLAH IN VAHYİNİ HATIRLATIP, TEBLİĞ ETMEK OLMALIDIR. İSTEYEN HAKKA İMAN EDER, İSTEYEN EMİN OLAMAYACAĞI RİVAYETLERE. İşte imtihan böyle bir şey.

Bazı Müslümanlar Allah ın, sakın dinde bölünmeyin emrine kulaklarını tıkayarak dinde bölünüp, emin olmadığın sözün ardına düşmeyin, yalnız Kur’an ın ipine sarılın diye ikaz ettiği halde bazı Müslümanlar, kendi fıkıh kurallarını koyup kendilerine tutunacak beşeri ipler yarattıysa, sakın veliler edinmeyin dediği halde Allah, velisi olmayan cennete gidemez fikrine inandırılmışsa, Allah şefaat tümden bana aittir, hiçbir şefaatin fayda etmediği o günden sakının diye ikaz etiği halde, bu hükümlerin tam tersine inananlarla, NEYİ TARTIŞACAĞIZ? Tartışmış olsan bile sonuç alınması mümkün değildir. 

Allah ın apaçık hükümlerine, kendi batıl rivayet, ataların inançlarını da ilave etmeye özellikle çalışanlarla nasıl olurda dini tartışırız? Bu tartışmadan nasıl doğru bir sonuç çıkar. Tartışan taraflar iddia ettikleri şeylere öyle inanmışlar ki, ne söylerseniz söyleyin kabul etmiyorlar. Düşünebiliyor musunuz Allah apaçık hüküm verdiği halde bunun tam tersini, Resulün söyleyebileceğine inanan bir Müslüman ile nasıl, nasıl tartışırız? 

NE YAZIK Kİ DİNDE TARTIŞMA, KUR’AN IN ASLA BAHSETMEDİĞİ KONULARI, AYETLERDE GEÇEN KELİMELERE FARKLI ANLAMLAR VEREREK, İLAVE ETMEYE ÇALIŞILMASINDAN KAYNAKLANIYOR. Bahsettiğiniz konu ayette geçmiyor dediğimizde, senin ilmin nedir ki anlayacaksın, ayette onlarca anlam vardır, görünen ve görünmeyen anlamlar. Sen ancak birisini anlarsın, diğerlerini ilimde derinleşmiş veli insanlar anlar, deyip işin işinden çıkıyorlar. SİZ BU İNSANLARLA TARTIŞTIĞINIZDA, SONUÇ ALABİLECEĞİNİZE İNANIYOR MUSUNUZ? Beşerin yazdığı kitaba bile yapmadığımız saygısızlığı, ne yazık ki Allah ın nuruna Furkan a yapıyoruz ve Allah ın sözleri üzerine tartışıyoruz. İLGİNÇTİR BİLİM ADAMLARININ YAZDIĞI BEŞERİ KİTAPLAR ÜZERİNDE, HİÇ KİMSE TARTIŞMAZ VE HER OKULDA OKUTULUR. İŞ ALLAH IN KİTABINA GELİNCE, MENFAAT ŞEBEKELERİ DEVREYE GİRDİĞİ İÇİN, TOPLUMDA DÜŞÜNME VE OKUMA ALIŞKANLIĞI YOKSA, HER SÖYLENENE DİNİN EMRİ DİYE İNANDIĞINDAN, BOŞ TARTIŞMALARIN SONA ERMESİ ASLA MÜMKÜN OLMAYACAKTIR.

Bizleri yöneten hükümetler, kanunlar çıkartır. İnsandır yanlış kanun çıkartabilir. Ama yanlış bile olsa o kanuna değişmediği sürece uyarsınız. Hatta o kanunu, tenkit eder tartışırsınız. İyide, din iman bu işe benzer mi? Hükmünü Allah Kur’an da muhkem bir şekilde verdiyse, bizlere düşen, asla ayetlere ilaveler yapmadan düşünerek anlayıp, hayata geçirmek olmalıdır. ALLAH IN APAÇIK HÜKÜMLERİ ÜZERİNDE TARTIŞILMAZ. EĞER TARTIŞIYORSAK, KUR’AN DAN SAPMIŞIZ DEMEKTİR. Allah ın sözünden daha doğru söz arayanlar, yanılmaya mahkûmdurlar. Karşılarında okunup duran bir kitabı sana indirmiş olmamız, onlara yetmiyor mu diye cahiliye toplumunu uyarmıştı Allah. Günümüzde bu ve benzeri uyarılardan ders çıkaramayanlar, Kur’an ı açık ve anlaşılır, yeterli görmedikleri için, ciltlerce dolusu beşeri kitapların ardından gidiyorlarsa, bu insanlarla Allah ın ayetleri asla tartışılmaz. Çünkü onlar artık MÜŞRİK olmuşlardır. Çok daha kötüsü Kur’an ı, Nahl suresi 98. ayetin uyarısı ile okumaya başlamadıklarından, şeytanlaşmış düşüncelerin esiri olmuşlar demektir. Böyle insanlarla asla din tartışılmaz.

“TEK SAATİ OLAN, SAATİN KAÇ OLDUĞUNU BİLİR. İKİ SAATİ OLANSA, ASLA EMİN OLAMAZ.”

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .