Ana içeriğe atla

KIYAMET BİZLERE O KADAR YAKIN Kİ, AH BİR FARKINDA OLABİLSEK.


Bugünkü makalemin konusu kıyamet. Elbette her zaman yaptığımız gibi, bu konuya da, Kur’an ışığında anlamaya çalışalım, Allah ın izniyle. Kıyamet konusu günümüzde çok konuşulan, üzerinde fikirler yürütülüp, birçok rivayetler anlattığımız, aslında koskoca bir bilinmeyen, Kur’an da detay verilmeyen ama Allah ın Kur'an da bazı ipuçları verdiği bir konudur. Gelin önce Allah, kıyamet konusunda elçisine neler söylemiş ona bakalım, daha sonrada aldığımız bilgiler ışığında birlikte düşünelim.

Araf 187: Ne zaman gelip çatacak diye kıyamet saatini soruyorlar sana. DE Kİ: "ONA İLİŞKİN BİLGİ RABBİM KATINDADIR. ONU, VAKTİ GELDİĞİNDE BELİRGİNLEŞTİRECEK OLAN YALNIZ O'DUR. Göklere de yere de ağır gelmiştir o. O size ansızın gelecektir, başka değil." Sen onu iyice biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki: "O'na ilişkin bilgi Allah katındadır, fakat insanların çokları bilmiyorlar.

Aslında bu ayet üzerinde biraz düşündüğümüzde, günümüzde bizlere anlatılan Kur’an ın hiç bahsetmediği, onca rivayetin ne derece yanlış bilgiler olduğu anlaşılıyor. Düşünebiliyor musunuz Allah elçisine ne söylüyor, bizler bu apaçık ayetleri gördüğümüz halde, peygamberimizin üzerinden nakledilen, onun adını kullanarak, Kur’an ın vermediği onca  rivayet asılsız bilgiye, nasıl olurda hiç düşünmeden inanıyoruz, işte bunu anlayamıyorum. Kur’an a baktığımızda, Allah kıyametin çok yakın olabileceğinden bahseder bizlere. Peki, bu sözlerle ne anlatmak istiyor olabilir? Gelin bunu birlikte anlamaya çalışalım. Önce şu ayette geçen hükmü unutmayalım. Bakın Allah ne diyor?

Lokman 34: O KIYAMET SAATİNE İLİŞKİN BİLGİ ALLAH KATINDADIR. Yağmuru O yağdırır. O, rahimlerde olanı da bilir. Hiçbir benlik yarın ne kazanacağını bilmez. Ve hiçbir kimse hangi yerde öleceğini bilmez. Allah Âlim’dir, Habîr'dir.

Demek ki kıyamet saati konusunda, Kur’an ın açıkladıklarından başka, söylenecek hiçbir sözü, bilgiyi kesin kabul edip, iman etmemiz mümkün değildir. Hatta kıyamet saati konusunda, Allah açıklama yapmadığı halde, bu konuda tartışma yapıp konuşanlara, fikirler yürütenlere bakın ne söylüyor.

Şura 18: Ona inanmayanlar onun çabucak gelmesini isterler. İman ederlerse ondan ürperirler ve bilirler ki o haktır. DİKKAT EDİN, KIYAMET SAATİ HAKKINDA TARTIŞIP DURANLAR, GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN BİR SAPIKLIĞIN TAM İÇİNDEDİRLER.

Şimdi hatırlatacağım ayette geçen, sözler üzerinde düşünelim şimdide.

Ahzap 63: İnsanlar sana kıyametin saatinden soruyorlar. De ki: "Ona ilişkin bilgi Allah katındadır." NE BİLİRSİN, BELKİ DE O SAAT YAKINDIR.

Şura 17: Gerçeğe ilişkin Kitap'ı ve adalet ölçüsünü indiren o Allah'tır. NEREDEN BİLECEKSİN, BELKİ DE KIYAMET SAATİ ÇOK YAKINDIR.

İşte dikkatle düşünmemiz gereken ayetlerdeki cümleler.

 (NE BİLİRSİN, BELKİ DE O SAAT ÇOK YAKINDIR.)

Allah elçisine, sana soranlara söyle, belki de kıyamet saati çok yakındır de diyor, iki ayette de aynı sözleri kullanıyor. Allah bir söz söylüyorsa, sırf kullarını tehdit etmek ve korkutmak adına söylemez. Her söylediklerinde mutlaka bir hikmet vardır. Bizde Rabbin bu sözlerinden kasıt ne olabilir, düşüncelerimizi onun üstüne yoğunlaştırarak, Kur’an ışığında anlamaya çalışalım.

Önce şunu düşünelim. Acaba bizlerin yaşadığı Dünya üzerindeki zamanın akışı ile Allah ın bahsettiği zaman arasında fark var mıdır, önce onu anlamaya çalışalım. Zaman kavramı konusunda bilimsel bir araştırma yaptığımızda, gerçekten uzayda bulunan gezegenler arasında dahi, zaman farklılığının olduğunu görüyoruz. Peki, Allah kendi katındaki zaman ile bizlerin yaşadığı zaman arasındaki farkı bizlere söylemiş mi, gelin şimdi de ona bakalım ki, aradığımız konu hakkında ipuçlarını elde edelim.

Hac 47: Senden aceleyle azabı istiyorlar: Allah, vaadine asla ters düşmez. Şu da bir gerçek ki RABBİNİN KATINDAKİ BİR GÜN, SİZİN SAYMAKTA OLDUĞUNUZUN BİN YILI GİBİDİR.

Şimdi en önemli bilgiyi aldık, Allah ın rehberinden. Demek ki Yaradan kıyamet belki de çok yakındır derken, kendi zaman dilimi içinde ve bizlerin yaşamının akışı konusunda bir şeyler anlatmaya çalışıyor bizlere. Tam kavrayamadığımız bu konuda bizleri düşünmeye sevk ediyor. Allah ın indirdiği bu ayetinden yola çıkarsak, peygamberimizin yaşadığı dönem ile günümüz arasında, Allah ın katındaki zaman ölçüsüne göre, yaklaşık bir buçuk gün geçmiş demektir, ne kadar dikkat çekici ve düşündürücü değil mi sizce?

Bu konuyu daha net anlayabilmemiz için, daha başka bilgilerden de yararlanalım. HATIRLAYINIZ ALLAH KUR’AN DA ÖLÜMÜ ANLATIRKEN, BİZLERE UYKU ÖRNEĞİNİ VERİR. ASLINDA HER UYUDUĞUMUZDA ÖLÜMÜ YAŞADIĞIMIZI ANLATIR VE VAKTİ DOLMAYANLARI İADE EDER, YANİ UYANDIRIRIZ DER BİZLERE. 

Bilimsel bir bilgiyi de tam bu esnada, sizlerle paylaşmak istiyorum. Uykumuzda gördüğümüz uzunca ve detaylı rüyalarımızı araştıran bilim adamları, gördüğümüz ve bizlerin çok uzun sandığı rüyaları, aslında bizler çok kısa bir zaman içinde, saniyelerle gördüğümüzü tespit etmişler. Bakın Allah ın verdiği ayetle nasılda aynı sonuçları alıyoruz. DEMEK Kİ UYKU GEÇİCİ ÖLÜM HALİMİZ, ZATEN BUNU KUR’AN SÖYLÜYOR, YANİ UYKUYA DALIŞIMIZLA, ALLAH IN KATINDAKİ ZAMANIN AKIŞINA TABİ OLUYORUZ DEMEK Kİ UYKUDA.

Yaşadığımız hayatı lütfen bir an düşünün. Geçen onlarca yılın farkına varanımız var mı? Nasıl geçti 50–60 yıl, farkında mıyız bugün? İşte hızla akan zamanın zerre kadar farkında olmayan bizler, artık boşa geçen zamanın farkına varmamızın, almamız gereken önlemleri almamızın, yapmamız gerenleri yapmamızın zamanı sizce de gelmedi mi? Allah ın dediği gibi,  o vakit hepimiz için çok kısa ama farkında değiliz. Şimdide sizlere tekrar, bir hatırlatma yapmak istiyorum. Din adına her konuda yaptıkları gibi, bu konuda da uydurulan onca hurafelere karşı, bakın Allah yine nasıl uyarıyor bizleri.

Fussulet 40: AYETLERİMİZ HAKKINDA EĞRİ İLE DOĞRUYU BİRBİRİNE KATANLAR, BİZE GİZLİ KALMAZLAR. Şimdi, ateşin içine atılan mı hayırlıdır, kıyamet günü güven içinde gelen mi? Dilediğinizi yapın. O, yapıp ettiklerinizi iyice görmektedir.

Uyarıya bakar mısınız lütfen. Ayetlerimiz hakkında, eğri ile doğruyu, yani hak ile batılı, rivayeti birbirine katanlar hakkında neler söylüyor Allah. Hala aklımızı başımıza getirmeyecek miyiz? Hala zerre kadar aklımızı kullanmayacak mıyız? Buradan da anlaşılıyor ki, bu konularda alacağımız bilgiler, en emin kaynak sizce hangi kitap olabilir? 

Gelelim konumuza. Allah gerçekten kıyametin belki de çok yakın olduğundan bahsederken, ne demek istemiş onu daha iyi anlamak adına, Kur’an a bakmaya, ondan feyiz almaya devam edelim. Bakın Allah, kıyametin kopmasından sonra, hesabın sorulacağı o gün geldiğinde, çağrıya uyup kalkan bizler neler söyleyecekmişiz. Sanırım bu ayetlerden alacağımız önemli bilgi var.

İsra 52: Sizi çağıracağı gün, onu hamt ederek çağrısına derhal uyacaksınız. VE SADECE AZ BİR SÜRE KALDIĞINIZI DÜŞÜNECEKSİNİZ. 

Rum 55: Saat gelip kıyamet koptuğu gün, günahkârlar DÜNYADA BİR SAATTEN BAŞKA KALMADIKLARINA YEMİN EDERLER. Onlar işte böyle çevriliyorlardı.

Sanırım bu iki ayeti de okuduktan sonra, Allah ın kıyamet saatini belki de çok yakındır sözüyle, ne anlatmak istediğini daha iyi anladınız. Ben anladığımı özetlemek istiyorum.  Bizlerin ölümü ile kıyametin kopması ve mahşer günü uyanmamız arasında çok ama çok yakın bir zaman olduğunu söylüyor Allah. Uyku halimizi hatırlayınız, uyuduğumuz anda, mekânımız değişiyor ve zaman akışı da farklılaşıyordu. Buradan yola çıkarak, öldüğümüz andan itibaren de, bizler Allah ın katındaki zaman dilimine tabi olduğumuza göre, ölümümüz ile kıyamet arasında ki zaman, o kadar yakın ki, bu gerçeği gördüğümüzde, zamanımızın çok az olduğunu ve Kur’an a bir an evvel, dört elle sarılmamız gerektiğini, çok daha iyi anlıyorum. 

Allah Kur’an da bizler için öyle örnekler vermiş ki, bizler beşerin sözlerine bakmaktan, Kur’an ı devre dışı bırakmışız. Elbette onun nuruyla da nurlanamadığımızdan, ne yapacağımızı bilmez halde, bir oyana bir bu yana koşturup duruyoruz. 

Kur’an ın yarısından fazlası kıssalar ve örneklerle doludur. Allah bu konuda verdiği güzel örneğinde, mağarada uykuya yatırıp, tam 309 yıl uyutup, tekrar uyandırdığı, ibret almamız içinde Kur’an da yer verdiği kıssası, acaba bizlere ne kadar ders veriyor dersiniz? Allah yardımcımız olsun. Bizler günümüzde o kadar büyük bir yanılgının içindeyiz ki, birbirimize din adına sataşmaktan, hakaret etmekten gerçeklerin farkında bile değiliz. Allah ın sözlerinin üstünü örtme, anlamını değiştirme, Kur’an da her şeyin olmadığını kanıtlama yarışı içine girmiş, çırpınıp duruyoruz. 

Allah ın apaçık, sizleri bu kitaptan sorumlu tutuyorum dediğini duyan, o kadar az Müslüman kalmış ki, onlarda din düşmanı, sünnet inkârcısı ilan edilmişler. Allah a ve elçisine iftira edip, Rabbin dinine, halis katıksız, doğru sözlerine, öyle eğri sözler, hurafeler katmışız ki, artık toplum Kur’an ı bir kenara koyup, beşerin kitapları ile iman ettiğinden, nelerin doğru, nelerin yanlış olduğunu fark edemez olmuş.

Rabbimiz ne olursun bizlere yardım et. Bizleri uyardığın gibi, zamanımız çok kısa. O çetin gün çok yakın, ne olur bunun farkında olmamızı sağla bizlerin. Öyle bir meçhule, bilinmeze kürek çekiyoruz ki, burnumuzun dibindeki tehlikenin farkında bile değiliz. Ne olur farkında olmamızı sağla Rabbim. Sen affedicisin, bağışlayıcısın, bizleri bağışla.

Saygılarımla 
Haluk GÜMÜŞTABAK



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...

Enam Suresi 38. Ayet. “Biz Kitapta Hiç Bir Şeyi Eksik Bırakmadık.”

Bizler Kur’an ayetlerini doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine Kur’an’ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamanın yolunu yöntemini seçmeliyiz. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum, önce ayeti yazalım daha sonra üstünde birlikte düşünelim. Enam 38:  Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali) Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var.  BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK . Sizce Allah, hangi kitaptan bahsediyor olabilir? Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsedi...