Ana içeriğe atla

İsra Suresi 80. Ayet. Bizler Namazlarımızda Ve Her Anımızda Bu Ayeti, Neden Okumuyoruz?



Bizler İslam'ı birilerinin güdümünde yaşadığımız sürece, Allah'ın gerçeklerini fark etmemiz, asla mümkün olmayacaktır. Allah yalnız Kur’an'ın ipine sarılın diyor da, bizler beşerin ipine sarılıyorsak, yolumuzun Allah'a ulaşacağını aklı başında hiç kimse iddia edemez. Bakın sizlere, küçük bir örnek vermek istiyorum. Bizlere namazlarımızda ya da namaz dışında, bir işe başlarken birçok duaların okunmasını önermişlerdir. Bir kısmı Kur’an'dan, bir kısmı Kur’an dışından. Elbette her dua ve ayet birbirinden güzel ve hayırlıdır, bunda hiç şüphe yok. Bakın sizlere Kur’an'dan bir ayet hatırlatmak istiyorum, ama bu ayeti diğer okuduğumuz dua ve ayetler gibi okumamız için, çok fazla önerene rastlamazsınız.
 
Her gün onlarca kez okuduğumuz ayetler ve duaların içinde sizlere hatırlatacağım ayet, sizce de çok sık okunması için topluma öğretilmesi gerekmez miydi? Onun yorumunu sizlere bırakıyorum. Önce ayeti yazalım ve bu sözleri kime yönelik söylemiş Rabbimiz, onu daha sonra konuşalım.
 
İsra 80: DE Kİ: "RABBİM! BENİ, GİRECEĞİM YERE DOĞRULUK-DÜRÜSTLÜKLE SOK, ÇIKACAĞIM YERDEN DOĞRULUK-DÜRÜSTLÜKLE ÇIKAR. KATINDAN BANA YARDIMCI BİR GÜÇ VER.
 
Değerli dostlar şu ayetin, sözlerin güzelliğine bakar mısınız? Peki, şöyle yakar böyle dua et derken, kime sesleniyor Allah dersiniz? Bakın bir ayet öncesine gidelim şimdide.
 
İsra 79: SANA ÖZEL OLMAK ÜZERE GECE UYKUYA ARA VER! (BÖYLECE) RABBİN SENİ, MUTLAKA ÖVGÜYE DEĞER BİR MAKAMA ULAŞTIRACAKTIR. (Mehmet Okuyan)
 
İşte bu ayetin sonunda Allah Elçisine sesleniyor ve şöyle yakar diyerek, bu şekilde dua etmesini istiyor ondan. Peki, Allah'ın elçisinden istediği duayı, bizler neden okumuyoruz? Allah'ın Elçisinin yolundan gittiğimizi söylemek, sözle olmaz. Onun yolunu ancak Kur’an'dan öğrenebiliriz, çünkü Elçinin her anı Kur’an'ı yaşamaktı. Bizler dinimizi birilerine güvenerek, ona yönelerek yaşarsak sonucu böyle olur. Allah sizler için her örneği verdim Kur’an'da diyorsa, duaların en güzelini de vermiştir. İsra suresi 79. ayeti tercüme edenlerin genel çoğunluğu şöyle tercüme ediyorlar. "Gecenin bir kısmında da uyanarak sana mahsus fazla bir ibadet olmak üzere teheccüd namazı kıl ki, Rabbin seni Makam-ı Mahmud’a ulaştırsın." Bazılarıda" Kur'ân ile teheccüd namazı kıl, " diye tercüme ediyorlar. Halbuki ayette namaz kıl emri yok. Peki Elçisine Allah ne emrini veriyor? GECELEYİN BİR ARALIK KUR’AN OKUMAK İÇİN UYAN,  DUA ET DERSİNİ ÇALIŞ Kİ, GÖREVİNİ GEREĞİ GİBİ YAPASIN EMRİNİ VERİYOR. ONUN İÇİN AYETTE, SANA ÖZEL OLMAK ÜZERE DİYE BAŞLIYOR. Hatırlayınız bizler okul yıllarımızda sabah erkek kalkar ders çalışırdık, neden? Çünkü dinlenmiş kafayla çalışacağımız dersimiz, aklımızda daha iyi kalıyorda ondan. Allah'ta Elçisini işte böyle eğitiyor ki, görevini gereği gibi yapsın.
 
Ne yazık ki bizler ayetleri ellerimizle işte böyle tahrif ediyoruz, ilaveler yapıyoruz hatta dini zorlaştırıyoruz ama bunun farkında bile olamıyoruz. İsra suresi 80. ayetin sonundaki dua çok dikkat çekici, bakın kimden ve nereden yardımcı bir güç istememiz söyleniyor. "KATINDAN BANA YARDIMCI BİR GÜÇ VER."  Allah'ın Resulü de yardımı, Allah'tan istiyordu demek ki, bizlerde yardımı yalnız Allah'tan dilememiz gerektiği, bu ayetten de çok açık anlaşılıyor. İşte Resulü örnek almak böyle olur. RESUL YARDIMI ALLAH'TAN DİLİYOR, BİZLERDE YARDIMI, ŞEFAATİ YALNIZ ALLAH'TAN DİLEMELİYİZ. RESULÜNDEN YADA EDİNDİĞİMİZ, ADINA VELİ GAVS DEDİĞİMİZ KİŞİLERDEN DEĞİLLütfen İsra suresi 80. ayeti anlayarak ezberleyelim ve içten gönülden, Allah aşkıyla her zaman okuyalım. Namazlarımızda ve her zaman yine anlayarak gönülden okuyup, ondan yardım isteyelim. Benden yardım isteyenin yardımına koşarım diyen Rabbimize sığınıp, onun zikrine anlayarak, bilerek sarılalım, bakın dualarımız o zaman nasıl karşılık bulacaktır göreceksiniz. 
 
Duaları karşılık bulan, İslam'ı Allah'ın arı, duru, kolaylaştırılmış, katıksız, kitabıyla yaşayan, aklını kullanarak iman eden, hurafelerin peşinden değil, Furkan'ın peşinden giden, Allah'ın azınlık halis kulları arasına, bizleri de alması dileklerimle. 
 
Saygılarımla 
Haluk GÜMÜŞTABAK

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...

Enam Suresi 38. Ayet. “Biz Kitapta Hiç Bir Şeyi Eksik Bırakmadık.”

Bizler Kur’an ayetlerini doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine Kur’an’ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamanın yolunu yöntemini seçmeliyiz. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum, önce ayeti yazalım daha sonra üstünde birlikte düşünelim. Enam 38:  Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali) Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var.  BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK . Sizce Allah, hangi kitaptan bahsediyor olabilir? Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsedi...