Ana içeriğe atla

İNMEMİŞTİR HELE KUR’AN, BUNU HAKKIYLA BİLİN, NE MEZARLIKTA OKUNMAK, NE DE FAL BAKMAK İÇİN.


Bizler dinimizi öğrenmek ve onun öğretisinde yaşamak için, bizzat elde Kur’an çaba harcıyor muyuz? Eğer hiçbir çaba harcamıyor da, birilerinin sözleriyle yaşıyorsak imanımızı, doğru bir yol üzerinde olduğumuza, asla emin olamamayız. Bu çok büyük bir risk, değil mi sizce? Allah sizleri doğru yola ulaştıracak, FURKAN ı gönderdim diyorda,  onun ipine sarılın, sakın emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, sizleri Kur’an dan hesaba çekeceğim diyorsa, Kur’an ı anlayarak ve düşünerek mutlaka okumalı ve yalnız Kur’an ın hükümleri doğrultusunda yaşamalıyız. Çünkü Allah ın Elçisi ümmetine, yalnız Kur’an ile hükmetmiştir.

Nur 54: De ki: “ALLAH’A İTAAT EDİN; ELÇİ’YE DE İTAAT EDİN!  YÜZ ÇEVİRİRSENİZ (onun sorumluluğu) KENDİSİNE YÜKLENEN (tebliğ görevini yapmak)tır; SİZİN (sorumluluğunuz da) SİZE YÜKLENEN (görevleri yerine getirmeniz)DİR. ONA İTAAT EDERSENİZ, DOĞRU YOLA ULAŞMIŞ OLURSUNUZ!  ELÇİ’YE DÜŞEN, SADECE APAÇIK TEBLİĞDİR.” (Mehmet Okuyan meali)

Bizler bu konuda ne yazık ki, büyük yanlışlar yapıyoruz. Çünkü bizler Kur’an ın etkisinde değil, emin olamayacağımız rivayetlerin, sanı bilgilerin etkisinde İslam ı yaşıyoruz. Her yazımda bu konuya dikkat çekmeye ve din kardeşlerimi Kur’an ı dikkatle batıl ve hurafe bilgilerin etkisinden kurtularak, Kur’an ı düşünerek okumalarını tavsiye etmeye çaba harcıyorum. Allah ayetinde bakın çok net bir açıklama yapıyor özellikle Elçisinin Kur’an ı tebliğ ederken ona yardım etmek adına bakın ne diyor. Elçime itaat edin, çünkü ona itaat etmek bana itaat etmektir. Çünkü Elçim sizlere yalnız benim vahyimi iletecektir. ELÇİ’YE DÜŞEN, SADECE APAÇIK TEBLİĞDİR diyerek, Elçisinin yetki ve sorumluluğunada açıklık getiriyor Allah. Ama bizler Kur’an a gözlerimizi yummuş, ne yani Allah ın Elçisi postacımıydı diyebiliyoruz. Bugün Allah ın Elçisi aramızda yok, ama ümmetine tebliğ ettiği Kur’an Allah ın korumasında sapa sağlam elimizde. EĞER BİZLER KUR’AN A UYARSAK, HEM ALLAH A HEMDE ELÇİSİNE UYMUŞ OLACAĞIMIZ, BU AYETTEN ÇOK AÇIK ANLAŞILIYOR. Bu yazımda yazarımız, şairimiz merhum Mehmet Akif in bir şiiriyle sizleri baş başa bırakıp, düşünmeye davet etmek istiyorum. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana ne söylesem az.

—Çünkü biz bilmiyoruz dini. Evet, bilseydik,

—Çare yok, gösteremezdik bu kadar sersemlik.

—Böyle gördük dedemizden!” diye izmihlali

—Boylayan bir sürü milletlerin olsun hali,

—İbret olmaz bize, her gün okuruz ezber de!

—Yoksa bir maksat aranmaz mı bu ayetlerde?

—Lafzı muhkem yalnız, anlaşılan, Kuran’ın:

—Çünkü kaydında değil hiçbirimiz mananın 

—Ya açar Nazm-ı Celil’in, bakarız yaprağına; 

—Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına. 

—İnmemiştir hele Kur’an, bunu hakkıyla bilin, 

—Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için. 

Mehmet Akif (Safahat, s. 153 )

Ne dersiniz, Mehmet Akif ne güzel anlatmış değil mi, içinde yaşadığımız acıklı halimizi. Allah ın bizlere rehber olsun diye indirdiği kitabı, bizler eğer anlamadan okumaya devam ederde aklı, düşünmeyi devre dışı bırakırsak, mutlaka birileri bizleri Allah ile aldatacak ve kendi şahsi emellerine alet edecektir. Bu kaçınılmaz bir sondur. Onun içindir ki Rabbimiz, bizlerin Kur’an ın ipine sarılarak, ayetler üzerinde düşünmemizi ve Kur’an ın sınırlarını asla aşmadan inancımızı yaşamamızı emreder. Çünkü Allah çok açık bir hüküm vermiş ve sizleri yalnız Kur’an dan hesaba çekeceğim diye bizlere bildirmiştir. 

Mehmet Akif in söylediği gibi, ne yazık ki bizler dinimizi bilmiyoruz. Eğer bilmiş olsaydık, bu kadar sersemlik yapmazdık diyor. Atalarımızdan intikal eden inançları hiç sorgulamadık, Kur’an a danışmadık, onun içindir ki bugün bu haldeyiz. Her gün Kur’an ı okuyoruz ama ibret alamıyoruz, çünkü anlamadan okumanın faydasını göremiyoruz diyerek, bu konuya dikkat çekiyor. Çünkü okuduklarımızı anlamadığımız için, ayetlerin hikmetini de, maksadını da düşünemiyoruz.

Yaptığımız en büyük yanlışta, hayatımıza yön vermek için kendimize okumamız gereken Kur’an ı, bizler ölülerimize okuyoruz. Hâlbuki Allah elçisine, sen Kur’an ı ölmüşlere duyuramazsın dediği ayetleri gören ve duyan ne yazık ki yok. Kur’an ın iniş amacı, ölülerin ardından okumak için değil, dirilere doğru yolu göstermek, ölmüş ruhları, bedeni canlandırmak için indirilmiştir diyerek, yapılan yanlışlarımızı çok güzel şiirinde dile getirmiştir Mehmet Akif. Mekânı cennet olsun inşallah. İbret alıp, kısadan hisse çıkartana ne mutlu.

Saygılarımla 

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

  1. Kaideden yola çıkarak bir sağlama,muhasebe yapalım tevhit inancımızı. Kur'an'da "O'nun benzeri hiçbir şey yoktur"(Şura 42/11.)(Bu sözden sınırsızlık kaidesi çıkar.) AKIL, 1- Madde veya vakıa 2- Sağlıklı beyin 3- His 4- Ön bilgiler.(Düşündüğümüz,algıladığımız her şey sınırlıdır.) Genel kaide;Sınırlı bir şey sınırsızı kapsamaz. Akıl ve sözü kaide ölçüsüne vurduğumuz zaman Tevhit,Allah inancı algılama ve düşünce kapsamının dışında vuku bulmaktadır.
    https://issuu.com/huseyinuzunamaz?fbclid=IwAR1eqwFxEfc-vxzEVRpeEYxxkjp-ZzpkoXM3dEJ1RUrV5qHQAoKyK0KYqfI

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...

Enam Suresi 38. Ayet. “Biz Kitapta Hiç Bir Şeyi Eksik Bırakmadık.”

Bizler Kur’an ayetlerini doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine Kur’an’ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamanın yolunu yöntemini seçmeliyiz. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum, önce ayeti yazalım daha sonra üstünde birlikte düşünelim. Enam 38:  Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali) Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var.  BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK . Sizce Allah, hangi kitaptan bahsediyor olabilir? Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsedi...