Ana içeriğe atla

ENAM SURESİ 38. BİZ KİTAPTA HİÇ BİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK DERKEN, ALLAH NEYİ KAST EDİYOR OLABİLİR?


Bizler batıl inançlarımızı yaşayabilmek adına, Allah’ın ayetlerini görmezden gelerek çarpıtmaktan, anlamlarını değiştirmekten ne yazık ki kokmuyoruz. Çünkü iman kalplerimize, tam yerleşmemişte ondan. Kur’an’ı tarafsız okumayıp, inandığımız batıl ve rivayet inançlarla anlamaya çalıştığımız içinde, Allah bizleri NURUYLA buluşturmuyor, gerçekleri görmemizi engelliyor. Bunun nedeni, Allah’ın kitabına şirk koştuğumuz içindir. Allah’ın kitabını inancımız adına yeterli görmeyenleri, o zalim din tacirlerine elbette muhtaç edecektir. Böyle olanların sonunu hep birlikte görüyoruz. Bu makalemde, o büyük yanlışlar konusunda Allah bizleri uyarıp, atalarının rivayet ve sanı inancını yaşayabilmek adına, Allah’ın kitabını yeterli görmeyen, her bilginin detayın olmadığını iddia edenlerin, yanlış inançlarını savuna bilmek adına, Allah’ın ayetinin anlamını nasıl çarpıtmaya çalıştıklarına, güzel bir örnek vermek istiyorum. 

Bir arkadaşımız, kendisi gibi düşünmeyen topluma hitap ederek, mealcilerin en çok örnek verdiği ayet, Enam suresi 38. ayette geçen, “BİZ KİTAPTA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK”. Sözleridir diye başlıyor ve bu ayette geçen kitabın, Kur’an olmadığını, Allah’ın katındaki ana kitap Levh-i Mahfuz da ki kitaptan bahsediyor diyerek,  ayeti saptırmakta, adeta Kur’an’da sorumlu olduğumuz her şeyin olmadığını, yani detay sız olduğunu, DİNİ YAŞAYABİLMEMİZ ADINA, BAŞKA BEŞERİ KAYNAKLARA MUHTAÇ OLDUĞUMUZU KANITLAMAYA ÇALIŞMAKTADIRLAR. Hâlbuki Allah Kur’an’ın nereden geldiğini, Büruç suresi 21–22. ayetlerinde açıklarken bakın ne diyor.

Büruç 21–22: HAKİKATTE O, KORUNMUŞ LEVHADA/LEVH-I MAHFÛZ’DA BULUNAN ŞEREFLİ KUR’ÂN’DIR. (Bayraktar Bayraklı)

Kur’an, Allah katındaki korunmuş kitaptan bizlere gelen bilgiler, tebliğ ve uyarılar olduğunu açıkça bildiriyor. Ama batıl savunucuları, hurafe ve rivayet inançlarını kabul ettirebilmek adına, elimizdeki Kur’an’ın değil, Allah katındaki kitabın eksiksiz olduğunu savunabilmektedirler. İLGİNÇ VE DİKKAT ÇEKİCİ OLAN İSE ALLAH TARAFINDAN KUR’AN’IN, KORUMA ALTINA ALINDIĞI AÇIKÇA BİZLERE BİLDİRİLMİŞTİR. Bu düşünceyi savunanlara sormak isterim, birilerinin gücümü yetiyor da, Allah’ın nurunun HÂŞÂ eksiği varda, tamamlamaya kalkıyor. Bu ne hadsizlik ve cahilliktir böyle. ALLAH GÖRMEDİĞİMİZ, ŞAHİT OLMADIĞIMIZ, ALLAH KATINDAKİ KİTABIN EKSİK OLMADIĞINI NEDEN SÖYLESİN, BİZLERİ İLGİLENDİREN BİZLERE TEBLİĞ EDİLEN VE SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN DEĞİL Mİ? ALLAH’IN KATINDAKİ KİTAPTA EKSİK YOKTA, GÖNDERDİĞİ KUR’AN’MI EKSİK HER BİLGİ YOK? Bu nasıl bir mantık ve akıl tutulması ki, batılı aklayabilmek adına, Allah’ın kitabına saygısızlık yaparak, onu yetersiz ve detay sız görüyoruz. Konu üzerinde daha iyi düşünebilmemiz için, Enam suresini önce yazalım.

Enam 38: Yerde yürüyen ne kadar hayvan, kanatlarıyla uçan ne kadar kuş varsa, bütün bunlar sizin gibi birer topluluktur. BİZ KİTAPTA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Onlar sonunda RABLERİ ÖNÜNDE TOPLANIRLAR. (Bayraktar Bayraklı meali)

Bakın Allah biz kitapta hiçbir eksik bırakmadık dediği ayetinde, Büruç suresinde açıklama yaptığı gibi, Kur’an benim katımdaki kitaptandır demeden, direk BİZ KİTAPTA EKSİK BIRAKMADIK diyor.  Sizce bu kitabın hangi kitap olduğu, çok ama çok açık belli değil mi? SİZLERİ KUR’AN’DAN SORUMLU TUTUYORUM, HESABA ÇEKECEĞİM SİZİN BÜTÜN ŞAN VE ŞEREFİNİZ ONDADIR DİYECEK ALLAH, AMA HİÇBİR EKSİĞİ OLMAYAN KİTAP KUR’AN OLMAYIP, ALLAH KATINDAKİ KİTAP OLACAK ÖYLEMİ? Ne dediğimizin farkında mıyız? Hiç sanmıyorum. Toplumun kafasında şüphe uyandırmaya çalışıp, kendi batıl inançlarına kanıt arayanlar, işte bu ayet bilmem şu zaman inmişti, bundan sonrada birçok ayet indi, demek ki Kur’an’dan bahsedilmiyor diyerek, toplumun kafası karıştırılıyor. Ayetlerin ne zaman indiği önem değil, önemli olan indirilip tebliğ edildikten sonrası önemlidir.

Hâlbuki Allah birçok ayetinde, Kur’an’ın ipine bizlerin sarılmasını, emin olmadığımız bilgilerin ardına düşmememizi isterken, HİTAP EDİLEN TOPLUM YALNIZ O GÜNKÜ TOPLUM DEĞİL, DÜNYA DURDUKÇA TÜM TOPLUMLARA DA HİTAP ETTİĞİNİ, NE YAZIK Kİ ANLAMAK İSTEMİYORLAR. Biz vahyimizi tamamladık dedikten sonra, din ve imanımız adına Kur’an da hiçbir eksiğin olmadığını, ayetten anlamamız gerektiği çok açık anlaşılıyor. Lütfen şöyle düşünün,  Zuhruf 44. ayette Allah, SİZLERİ KUR’AN DAN SORUMLU TUTUYORUM demiştir. Ama bu ayet Kur’an’ın son ayeti değildir ve bu ayetten sonrada birçok ayet inmiştir. Hatırlatmak isterim, Nahl 89. ayette Allah, bakın Kur’an hakkında ne diyor. “Ayrıca bu kitabı da sana, HER ŞEY İÇİN BİR AÇIKLAMA, BİR HİDAYET ve rahmet kaynağı ve Müslümanlar için bir müjde olarak indirdik.”

Allah’ın kitabına gözlerini kapatmış, rivayet yolcuları Ehli kitap, Allah’ın daha önce göndermiş olduğu kitaplarını yetersiz görüp, atalarının inançlarını da Allah’ın emri gibi yaşıyorlardı. Allah onları uyarıyor ve geleceği bilen yüce Rabbimizde bu uyarılarla bizlere, aynı hataları yapmayın diyor ve BİZ KİTAPTA HİÇ BİR EKSİK BIRAKMADIK, HER SORUNUZA CEVAP VERİYORUZ, VERMEYE DE DEVAM EDECEĞİZ. ONUN İÇİN ALLAH’IN YANINDA SAKIN VELİLER, EFENDİLER EDİNMEYİN, ALLAH İLE ARANIZA HİÇ KİMSEYİ KOYMAYIN, GÜVENİLECEK VELİNİZ YALNIZ BENİM UYARISINI YAPIYOR. Yoksa Allah Zuhruf 44. ayetinde, SİZLERİ KUR’AN DAN SORUMLU TUTUYORUM DERMİYDİ? 

Allah her bilginin olmadığı, açıklanmamış, detay sız bir kitap gönderip, ondan sonrada kullarını nasıl sorumlu tutar? Bizlerin yaptığı yanlış, beşeri fıkıh inancının her konuda Allah’ın emirlerine yaptığı ilavelerini, Kur’an’da göremediğimizde, takındığımız yanlış tavırdan kaynaklanıyor ve diyoruz ki, bakın namazın kaç rekât olduğu bile yazmıyor. Namazda hangi duaların okunacağı da yok diye yüzlercesini sıralıyoruz. Hâlbuki bu saydıklarımız konusunda Allah, bizleri bağlayıcı bir hüküm vermemiştir. Üzücü olan, Allah’ın yemin ederek kolaylaştırdığı kitabı bizler, bu kadarda kolay olur mu diyerek, ellerimizle ilavelerle zorlaştırarak, Allah’ın kitabını yetersiz görebilme cehaletini gösterebiliyoruz. Enam 38. ayetin devamındaki ayetler üzerinde düşünelim şimdide. Biz kitapta eksik bırakmadık derken, aslında Allah neleri kast ediyor ona bakalım.

Enam 39: Bizim ayetlerimizi yalanlayanlar, karanlıklara gömülmüş sağır ve dilsizlerdir. Allah, SAPMAYI DİLEYENİ SAPTIRIR; doğru yola girmeyi dileyeni de doğru yola yöneltir. (Bayraktar Bayraklı)

Enam 40: De ki: “Ne dersiniz, SİZE ALLAH’IN AZABI GELSE VEYA O KIYAMET GELİP ÇATIVERSE SİZ, ALLAH’TAN BAŞKASINA MI YALVARIRSINIZ? Doğru sözlü iseniz söyleyin bakalım!” (Bayraktar Bayraklı)

Bakın Allah bir ayet öncesi ne demişti kullarına. “BİZ KİTAPTA HİÇBİR EKSİK BIRAKMADIK.” Bakın devamındaki ayetlerde, bu uyarıyı neden yaptığı aslında anlaşılıyor. Batılı, hurafeyi aklayabilmek adına, Allah’ın ayetlerine yanlış anlamlar vermeyelim. Bizim ayetlerimizi yalanlayanlar var diyor. Lütfen bu uyarıyla Allah, Kur’an’ı tamamıyla kabul etmeyenleri kast ediyor diye anlamayalım. Bakın bu insanların sağır ve dilsiz olduklarını söylüyor.  Kur’an’ın birçok ayetinde de buna benzer uyarılar var. Hatta gözleri var görmezler diye de uyarıyor, atalarının inançlarından vazgeçmeyenlerden bahsediyordu, apaçık Kur’an ayetlerini gördükleri halde. Dikkat ettiyseniz önce iman etmiş olmalı ki bu kişiler, sapmayı dileyen sapıtır diyor. Doğru yola girmek isteyende doğru yola yönelir diyerek, böyle ikilemde kalmış kullarına Allah, BİZ KİTAPTA HİÇ BİR EKSİK BIRAKMADIK, YALAN, YANLIŞ, HURAFE, RİVAYET SÖZLERİN ARDINA DÜŞMEYİN, SİZLERİN SORUMLU OLDUĞU BÜTÜN BİLGİLERİ, KİTAPTA YANİ KUR’AN’DA BULACAKSINIZ DİYOR. Ehli kitap, Allah’ın kitabını yeterli görmeyip, atalarından intikal eden batıl, rivayet inançlarda ediniyorlardı. PEKİ BİZLER GÜNÜMÜZDE, ONLARDAN FARKLI MI YAŞIYORUZ İMANIMIZI? NE DERSİNİZ?

Enam 40. ayette ise o gün cahiliye toplumunun ve günümüzde bizlerin yaptığı çok büyük yanlışa dikkat çekiyor.  Verdiği örneğe bakar mısınız lütfen. Size Allah’ın azabı gelse veya kıyamet gelip çatsa, siz Allah’tan başkasına mı yalvarırdınız diyor. Sanırım bu sözler sizlere, bugün bizlerin yaptığı çok büyük yanlışlarımızı hatırlatmıştır. Ne yazık ki bizler namazlarımızda her gün, YALNIZ SENDEN YARDIM İSTERİZ dediğimiz halde  edindiğimiz veliler, şeyhler, gavslar ve Allah’ın Resulünün bizlere mahşer günü yardım ve şefaat edeceğine, inanmıyor muyuz? 

Allah o günkü toplumu uyardığı gibi, bugünde Kur’an’da her bilgi, detay yoktur diyenleri de uyarıyor ve şefaatçiler, yardımcılar sakın edinmeyin, bu uyarıyı da kitapta yaptık diyor. Sizlere indirdiğimiz ve indireceğimiz Kur’an’da hiçbir eksik bırakmadık, din adına sorunlarınız ile ilgili her konuda nice örnekleri, değişik ifadelerle verdik, açıkladık ki, kimseye muhtaç olmayasınız diye belirtiyor. Allah Enbiya 10. ayetinde: “ANDOLSUN, SİZE ÖYLE BİR KİTAP İNDİRDİK Kİ SİZİN BÜTÜN ŞEREF VE ŞANINIZ ONDADIR. “ dedikten sonra, hala hangi kitapta eksik bırakmadık tartışması yapabilir miyiz? Ne yazık ki bizler cahiliye toplumunun yaptığı yanlışların aynısını yapıyoruz, sırf atalarının batıl, rivayet inançlarını yaşayabilmek adına, ayetlerin anlamları ile oynamaktan korkmuyoruz. Allah böyle insanları, bakın nasıl uyarıyor.

Ali İmran 78: Onlardan bir zümre vardır, aslında Kitap’tan olmayan bir şeyi SİZ KİTAP’TAN SANASINIZ DİYE, DİLLERİNİ KİTAP’LA EĞİP BÜKERLER. O, ALLAH KATINDA OLMADIĞI HALDE, “BU, ALLAH KATINDANDIR.” DERLER. Bilip durdukları halde, Allah hakkında yalan söylerler.  (Yaşar Nuri meali)

Allah boşuna dinde zorlama yoktur demiyor. Aklını kullanan, zere kadar zorlanmadan, Allah’ın Kur’an’da verdiği örneklerini anlayacaktır. Yazdığım gibi, bazı arkadaşlarımız Enam suresi 38. ayette geçen; “BİZ KİTAPTA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK.” Sözünden kast edilen, hangi kitap olduğu konusunda şüphe uyandırmaya çalışanlara, ilkokul öğrencisinin anlayabileceği bir örnek vermek istiyorum.

OKULDA ÖĞRETMEN ÖĞRENCİLERİNE ŞÖYLE SESLENİYOR. “ ÇOCUKLAR YARINKİ AYNI DERSİMİZDE, SİZLERİ KİTAPTAN İMTİHAN EDECEĞİM, DERSİNİZİ İYİ ÇALIŞIN.” DEMİŞ OLSA. SİZCE ÖĞRENCİLER ÖĞRETMENİNE, ÖĞRETMENİM HANGİ KİTAPTAN İMTİHAN EDECEKSİNİZ DİYE SORAR MI? CEVABINI HERKES KENDİ NEFSİNE VERMELİDİR. BU SORUNUN CEVABI ÇOK AÇIKTIR. ALLAH’TA KULLARINA AYNI UYARIYI YAPIYOR VE DİYOR Kİ;

Zuhruf 44: Şüphesiz bu Kur’an, sana ve kavmine bir öğüt ve bir şereftir, ONDAN HESABA ÇEKİLECEKSİNİZ. (Diyanet meali)

Ne dersiniz, Allah ondan yani kullarıma ipine, kulpuna sarılmasını istediğim Kur’an’dan hesaba çekeceğim dedikten sonra, hala hangisinden diye bir soru sormaya gerek var mı? Var diyenler, varsın kendi yollarına gitsinler. Ama lütfen unutmasınlar, Allah her bilginin olmadığı, izah edilmeyen, açıklanmayan bir kitaptan, asla kullarını sorumlu tutmaz, hesaba çekmez. Şöyle düşünün lütfen, Allah hayatımıza geçirmemizi istediği emirleri verip, nasıl yaşayacağımızı izah etmeden, detayını rivayet yolla öğrenmemizi ister mi? Bunun yorumunu sizlere bırakıyorum. AKLINI ZERRE KADAR KULLANAN, DOĞRU CEVABI BULACAKTIR. Aklını kullanmayana, sözüm yok zaten. Lütfen Allah’ın adaletini küçümsemeyelim, kendi nefislerimize uydurmaya çalışmayalım, pişman oluruz. Mahşer günü tüm gerçeklerle elbette yüzleşeceğiz. Allah cümlemizi, hesabını verebilenlerin safında olmamızı, cümlemize nasip etsin inşallah.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi  ZİYANDAYIZ  yani kaybedenlerdeniz demektir. Allah ayetlerinde bizleri uy

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır