Ana içeriğe atla

CİNLER/ŞEYTANLAR, HER İSTEDİĞİ İNSANA ZARAR VEREBİLİR Mİ?


Bir arkadaşımız şöyle bir cümle yazmış, “KİTAB'IN ULAŞTIĞI KİMSE ONUNLA AMEL ETSİN, ÜMMİ OLAN İSE VİCDANIYLA.” Bende bu sözlerin yanlış anlaşılabileceğini söyleyerek, günümüz teknolojisiyle neredeyse Kur’an'ın ulaşmadığı çok az, istisna hariç, hiç kimsenin olamayacağını, Kur’an'ın ulaşamadığı kişiyi de zaten Allah, sorumlu tutmayacağını söylediğini yazdım. Ümmi olan ise vicdanıyla amel etsin sözünün yanlış anlaşılabileceğini, çünkü Kur’an batıldan ve hurafeden uzak, elimizin altında Allah'ın korumasında olduğunu söyleyerek, inancımızı yalnız vicdanımızla yaşamaya kalkarsak yanılabileceğimizi, çünkü nefis bazen vicdanın, çevremizin etkisiyle duygularımızın etkisinde kalabileceğini, onun içinde akıl ve Kur’an ile mutlaka buluşmamız gerektiği konusunu anlatmaya çalıştım. UNUTMAYALIM LÜTFEN, ALLAH'IN ELÇİSİ ÜMMİYDİ AMA KUR’AN ONA GELDİKTEN SONRA, ÜMMİLİĞİ SONA ERDİ VE KUR’AN İLE AMEL ETTİ.

Daha sonra arkadaşımızla sohbetimizde, konu cinlerden açıldı ve cinlerin tüm insanlara tasallut olduğundan bahsederek, onlardan sakınmak için şeytan dan Allah'a sığınma ayeti vardır, bu durumda Zühruf 36. ayeti okumak yeterlidir diye cevap verdi. Daha öncede Kalem suresi ilk 7 ayeti tekrar okumamı tavsiye etti bana. Bu ayetlerle sanırım Allah'ın Elçisine, cinlerin tasallut olduğunu anlatmaya çalıştı, çünkü Kur’an ile yetinmeyenlerin rivayet inançları, bu söylemlere inanıyor. Bende elimden geldiğince, cinlerin/şeytanların hiçbir zaman her istediğine zarar veremeyeceğini, bunun Allah'ın adalet anlayışına asla uygun olmadığını anlatmaya çalışırken, daha fazla izah edip cevap vermeme izin vermeden şunları söyledi ve beni engelledi yazdıklarımı da sildi. "Kur’an'ı parçacı okuyorsunuz, lütfen sayfamda zanlara müsaade etmiyorum." Tabiî ki kendisi bilir, kimseye zorla bir şey anlatılmaz, çünkü herkes kendi inancından sorumludur. Bende bu konuyu ayrı bir başlık açarak, kardeşlerime hatırlatmak istedim. ASLINDA KUR'AN'I ANLAYARAK DİKKATLE OKUYAN ZİKİR EHLİ, ŞUNU ÇOK İYİ BİLİR. ŞEYTAN KURAN'DAN UZAKLAŞTIRMAZ, ÇÜNKÜ ONUN ALLAH KATINDAN GELDİĞİNİ BİLİR VE ONA GÜCÜ YETMEZ. KUR'AN'A TABİ OLANI KANDIRAMAZ. KUR'AN'I YETERLİ GÖRMEYEN, İNANCI ADINA RİVAYETLERE, SANI BİLGİLERİN PEŞİNE DÜŞENLERE ŞEYTAN GELİR VE ONU ALDATIP YOLDAN SAPTIRIR.

Cinler tıpkı bizler gibi, Allah'ın yarattığı topluluk olan, onlara da Elçiler kitaplar gelen, Allah tarafından imtihan edilen toplumlardır. Onların arasında yoldan sapanlara Allah ŞEYTAN, İBLİS DİYOR, İNSANLARINDA YOLDAN SAPANINA ŞEYTAN DİYOR ALLAH. Aramızda bir perde vardır ve bizler onları göremeyiz. Onların içinden tıpkı bizler gibi iman eden, Allah'ın yolunda gidenler olduğu gibi, bizlerin içinde de cinlerin içinde de yoldan sapmışlar vardır ki, bunlara da şeytan/iblis diyoruz. (Kehf 50) Çünkü Kur’an şeytanın/iblisin cinlerden olduğu bilgisini verir.  Önce arkadaşımızın bana okumamı önerdiği Zühruf 36. ayete birlikte bakalım.

Zühruf 36: KİM, RAHMAN’IN ZİKRİ’Nİ GÖRMEZLİKTEN GELİRSE, BİZ ONUN BAŞINA BİR ŞEYTAN SARARIZ. Artık o, onun ayrılmaz dostudur. (Diyanet meali)

Ayete bakar mısınız lütfen, çok açık ve net ne söylediği anlaşılıyor ve söyledikleri ile de, bu ayetin hiçbir ilgisi yok. Kim Allah'ın zikrini/Kur’an'ı tebliğ aldığı halde görmezden gelip, üstünü örter, batılın ve hurafenin ardına düşerse, biz onun başına şeytanı musallat eder, yani şeytanı onun dostu arkadaşı yaparız, cezalandırırız diyor. YOKSA ŞEYTAN KENDİ BAŞINA, HER İSTEDİĞİ İNSANA, HELE ALLAH'IN YOLUNDAN GİDENE HİÇBİR ŞEY YAPAMAZ, ZARAR VEREMEZ. Zaten doğru yoldan sapan bir insanın da arkadaşı, bu dünyada da kendi zihniyetinde insanlar olmaz mı? Hani bir söz vardır arkadaşını söyle, senin ne olduğunu söyleyeyim. Allah da doğru yoldan sapan insanların arkadaşı olarak, iblis/şeytan insanları yoldaş yaparım diyor. Böyle olunca da iblisin cinlerden ve insanlardan olan şeytanların vereceği vesvesenin, yanlış bilgilerin etkisinde kalarak, yanlış yola sapacakları sizce de çok açık değil mi? TEKRAR HATIRLATIYORUM ALLAH, YOLDAN SAPMIŞ İSTER CİNLERDEN OLSUN, İSTER İNSANLARDAN OLSUN HER İKİSİNEDE İBLİS, ŞEYTAN OLDULAR DİYOR. Doğru yoldan sapmış bir insan, bu ayeti yüzlerce kez okusa ne faydası olur? Doğru yola ulaşmak için, Kur’an'ın yolundan gitmeliyiz. YANİ AYETLERİ OKUYARAK DEĞİL, HAYATA GEÇİREREK ALLAH'IN SEVGİLİ KULU OLABİLİRİZ.  Şeytanın ve şeytanlaşmış insanların musallat olmasını istemiyorsak, Allah' n zikrini görmezden gelmeden, hurafe ve batılın yoluna sapmadan imanımızı yaşamalıyız. BÖYLE BİR İNSANA İBLİSİN/ŞEYTANIN/CİNİN/ŞEYTANLAŞMIŞ İNSANLARIN NASIL ZARARI DOKUNUR, BUNUDA MI DÜŞÜNEMİYORUZ? Hâlbuki Allah ayetinde, bakın bu konuda bizleri uyarıyor ve ne diyor. Acaba ben mi Kur’an'a parçacı yaklaşıyorum, yoksa beni engelleyen arkadaşımız mı? Karar sizin.

“BENİM HALİS KULLARIM ÜZERİNDE İSE SENİN HİÇBİR GÜCÜN YOKTUR. VEKİL OLARAK RABBİN ONLARA YETER.” (İsra 65) 

Vekili, yardımcısı Allah olan kişiye kim zarar verebilir, bunu damı düşünemiyoruz? Şimdide arkadaşımızın, kalem suresinin ilk yedi ayetini oku sözleri üzerine ayetleri yazalım. Çünkü hurafe ve batıl savunucuları bu ayetlere öyle anlamlar yüklüyorlar ki, Kur’an'ın diğer ayetlerine ters düşüyor. Kur’an'a parçalı yaklaşmak işte böyle olur.

Kalem 1–2–3–4–5–6–7: Nûn. Kalem ve yazdıklarına yemin olsun ki, RABBİNİN NİMETİ SAYESİNDE SEN BİR (MECNUN)DELİ DEĞİLSİN. Şüphesiz, senin için kesintisiz bir ödül vardır. Sen kesinlikle evrensel bir ahlâk üzeresin. Hanginizde delilik olduğunu yakında sen de göreceksin, onlar da görecekler. Şüphesiz senin Rabbin, yolundan çıkanı daha iyi bilir. Doğru yolda olanı da en iyi O bilir. (Bayraktar Bayraklı)

Bu ayetler örnek gösterilip, Allah'ın Elçisinin de cinlerin etkisinde kaldığı, daha sonra Allah tarafından yardım edildiği anlatılır, hatta uydurma hadislerde bile geçer.  Hâlbuki Allah benim yolumdan giden hiçbir kuluma,  zarar verme gücü yoktur iblisin/cin/şeytanın demiyor muydu? Bu ayette cin, iblis ya da şeytan kelimesi geçmediği halde, bakın bu cümleyi nasıl tercüme ediyorlar. "Sen, Rabbinin sana verdiği nimetten dolayı cinlenmiş olamazsın." Hâlbuki diğer ayetlerde cinlerden bahsedilirken, “CÂN YA DA VELCİNNU”  Diye Geçer. Bu ayette ise günümüzde kullandığımız, “BİMECNÛN” diye geçer, bahsedildiği gibi cinle ilgisi yoktur. 

Allah'ın Elçisi, mecnun diyorlardı inkârcılar. Çünkü bu ayetleri kendisi uydurmuş, aklı başında olmayan, çılgın, aklına geleni söyleyen bir insan diye topluma, ona inanmamaları için iftira ediyorlardı. Allah'ta Elçisinin mecnun olmadığını, onun tebliğ ettiklerinin Allah katından benim ayetlerim olduğunu, yakında hepiniz göreceksiniz ve gerçeklerle yüzleşeceksiniz diyor. Furkan suresi 8 ve 9. ayetlerde de inkârcılar, Allah'ın Elçisine, “Sizler büyülenmiş bir adamdan başkasının ardı sıra gitmiyorsunuz. Seni benzettikleri şeye bak” diyerek bunun bir iftira olduğunu söylüyor Allah.

Allah insanları ve cinleri imtihan ettiğini ve onlar içinde cennet ve cehennem hazırladığından bahseder. Onun içinde her insana ve cine özgür iradesi dışında, hiç kimse müdahale edemez, zorla hiçbir şey yaptıramaz. Eğer yapabileceğini söylüyorsak, bu imtihan değil zorlama olur. Onun içinde lütfen ayetleri parçalı değil, bir bütün olarak anlamaya çalışalım. Böyle yanlış düşüncelerle, lütfen Allah'ın adaletini sınamayalım hata ederiz. BİZLER GÖZÜMÜZLE GÖRMEDİĞİMİZ, AMA BİZLERİN NEFSİNE VESVESE VEREN ŞEYTANDAN DEĞİL, YANIBAŞIMIZDAKİ İNSAN ŞEYTANLARDAN KORKALIM, ASIL BÜYÜK ZARARI ONLAR VERİYOR BİZLERE. Enam 112. ayetinde Allah, biz her Nebiye insan ve cinlerin içindeki şeytanları düşman kıldık diyor. Tabi bu imtihanın gereğidir ama şeytanlaşmış cinlerin yapabileceği şeyde sınırlıdır, onu da Allah bu ayette bakın nasıl açıklıyor. “BUNLAR, ALDATMAK İÇİN BİRBİRLERİNE YALDIZLI SÖZLER FISILDARLAR. RABBİN DİLESEYDİ, ONU DA YAPAMAZLARDI. ARTIK ONLARI, UYDURDUKLARI ŞEYLERLE BAŞ BAŞA BIRAK.” 

Şeytanın yapacağı bu kadar, nefsin aldanacağı yaldızlı sözler fısıldamak, yani vesvese vermek, kötülüğe teşvik etmek. Tabi karar insanın, asla zorlama yok. Ama Allah ne diyor ve uyarıyordu bu konuda bizleri? Allah'ın doğru yolunda giden kullarım, şeytanın ve şeytanlaşmış insanların bu süslü sözlerinden, vesvesesinden asla etkilenmez, benim halis kullarımı asla aldatamaz diyordu.

Cin/şeytan konusu ne yazık ki günümüzde, bazı menfaat şebekeleri ve toplumu Allah ile aldatan kişiler tarafından kullanılıyor ve topluma korku salınıyor. Böylece insanlar kendi çıkarları doğrultusunda aldatılıyor. Allah'ın doğru yolundan giden, yalnız Kur'an'ın ipine sarılan hiç kimseye şeytan zarar veremez, bunu söyleyen Allah. Lütfen din tacirlerinin oyununa gelmeyelim. Allah'ın ipine sarılalım ve onun sözlerine güvenelim, inanalım. Allah'ın vahyine değil de, rivayet ve sanı sözlere inanırsak, Allah böyle insanlara şeytan ve şeytanlaşmış insan musallat edecek ve onların dostları yanlarından hiç ayrılmayan, şeytanlaşmış insanlar ve cinler olacaktır.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .