Ana içeriğe atla

ARAF 185 VE ANKEBUT 51. AYETLERDEN ALACAĞIMIZ DERSLER.



Allah Kur’an da bizlere, öyle ayetler indirip ikaz etmiştir ki, adeta beynimizin içine sokarcasına, çok açık uyarılarda bulunmuştur.  Hatta bu uyarılar düşünen, aklını kullanan bir insan için, adeta çağlar ötesinde bile dersler alınabilecek özelliktedir. Kur’an ile bağımızı gereği gibi kuramadığımız için, bizler nefsimizin ve şeytanın etkisinden kurtulamıyor, ayetlerden gereği gibi faydalanamıyoruz. Sizlere Kur’an dan bu yazımda iki ayet hatırlatmak istiyorum. Bu ayetler üzerinde lütfen dikkatle düşünelim. Kıssadan hisse alana ne mutlu.

Araf 185: Göklerin ve yerin hükümranlığına, Allah'ın yarattığı her şeye ve ecellerinin yaklaşmış olabileceğine bakmadılar mı? O HALDE KUR'AN'DAN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR.(Diyanet vakfı meali)

Ankebut 51: Kendilerine okunan kitabı, SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMEDİ Mİ? Şüphesiz bunda inanan bir kavim için bir rahmet ve bir öğüt vardır. (Diyanet meali)

Düşündürücü olduğu kadar, ibret verici iki ayet. Peki, bu iki ayette Allah cahiliye toplumuna ne anlatıyor?

—O HALDE KUR'AN'DAN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR.

— KENDİLERİNE OKUNAN KİTABI, SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMEDİ Mİ?

Bu iki ayette çok açık ve net bir şekilde, cahiliye toplumunun, Peygamberimizin Kur'an ı tebliğ ederken, yeterli görmeyenlere, Allah ın çok dikkat çekiiiiici uyarıları olduğunu görüyoruz ve BİZLERE YOL GÖSTERİCİ OLARAK KUR’AN IN YETECEĞİNİ, onun dışından bilgilere, rivayetlere inanmanın, dinden sapmak olduğunu anlatıyor. Ankebut 51. ayetin bir öncesinde, cahiliye toplumunun peygamberimizden mucize beklediklerini anlıyoruz. Allah Kur’an ın kendisinin bir MUCİZEolduğunu, bundan başka mucizeler aranmasının yanlışlığını anlatıyor ve kendilerine okunan kitap onlara yetmiyor mu diyor. Bu ayetten de çıkaracağımız ders, din ve iman adına, KUR’AN IN BİZLERE YETECEĞİNİ ANLIYORUZ.

Bu ayetin ilk muhatapları kimlerdir diye düşündüğümüzde, Peygamberimizin devrinde, yoldan çıkmış Ehli kitap diye cevap veririz. Çünkü ellerinde daha önce gönderilen, Allah ın kitabı olduğu halde, onu yeterli görmeyip, ondan uzaklaşan, emin olmadıkları bilgilerin, rivayet ve sanı bilgilerin ardına düşen, bir toplum vardı. Allah ın elçisi Kur’an ı bu topluma tebliğ ettiğinde, kendi rivayet ve batıl inançlarını da Kur'an ile birlikte devam ettirmek, yaşamak istiyorlardı. 

Ayetler bu kadar açık uyardığı halde, bizler ders almadığımız için günümüzde neler söyleniyor bu ayetler için, şimdi de ona bakalım. Günümüzde bakın Allah, Kur’an ın bizlere yeteceğini söylüyor, Yaradan Kur’an bir MUCİZE olduğunu bildiriyor bizlere dediğimizde, her zaman ki gibi işlerine gelmeyen, CAHİLİY TOPLUMUNUN YAPTIĞI YANLIŞLARI TEKRAR EDERCESİNE, atalarının itikatlarına da iman etmenin telaşesinde, bazı ayetleri devre dışı bırakan silah ortaya çıkıyor ve şunu söylüyorlar.

(SEN BU AYETİN, NÜZUL SEBEBİNİ BİLİYOR MUSUN? Bu ayet o günkü topluma, atalarının dininden vazgeçmeyenlere hitaben indirilmiştir, BİZLERİ BAĞLAYICI DEĞİLDİR.)

Demek ki bu ve buna benzer ayetler, bugün hükümsüz öylemi dostlar? Yalnız o günkü topluma mı indirildi? Bugün bizlerin alacağı hiç dersler yok mu? Hani Kur’an evrenseldi? Hani zaman ötesiydi?  Bunun gibi birçok ayeti, hurafe inançlarımızı yaşamak adına, görmezden geliyor üstünü örtüyoruz, yani iman etmiyoruz. 

ALLAH BİZLERE KUR’AN BİR MUCİZEDİR, KUR'AN DA HİÇ BİR EKSİK BIRAKMADIK, ONUN İPİNE SARILIN DİYOR, BİZLER İSE HER BİLGİ KUR’AN DA YOKTUR DİYEREK, TOPLUMU BEŞERİN YAZDIĞI AMA KUR’AN IN ASLA BAHSETMEDİĞİ, DOĞRULUĞUNDAN EMİN OLAMAYACAĞIMIZ, RİVAYETLERE VE ONUN KİTAPLARINA YÖNLENDİRİYORUZ.

Allah Kur’an da, hiçbir şeyi eksik bırakmadık diyor da, ayetlerin nüzul sebebi konusunda özellikle açıklama yapmayıp detay vermiyorsa, bunu sorgulamak ya da sanki bunu eksiklikmiş gibi gösterenlere inanmak, büyük gaflettir saygısızlıktır, bunu da unutmayalım. AYETLERİ BİR OLAYA, YA DA BİR ZAMANA BAĞLAMAK, ANLAMINI DARALTMAK, KUR’AN IN EVRENSELLİĞİNE AYKIRIDIR, AMA BUNU NE YAZIK Kİ DÜŞÜNEMİYORUZ.

Allah Kur’an ın tümüne iman etmedikçe, iman etmemiş sayarım sizleri der. Sizce ayetleri, Allah ın hiç bahsetmediği konularla bağdaştırarak, anlamaya çalışmamız bizlerin ayetleri doğru anlamamızı sağlar mı? Ben Kur’an da hiçbir eksik bırakmadım, her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdim ki anlayasınız diyen Rabbimizin ayetlerini görmezden gelerek, hurafe ve batıl inançlarımızı aklamak adına, yaptığımız yanlışların, lütfen artık farkına varalım. Hatırlatmaya çalıştığım bu iki ayet üzerinde, dikkatle düşünelim. Tekrar hatırlatmakta yarar görüyorum. Bakın Allah ın gönderdiği Kur'an ı yeterli görmeyen cahiliye toplumunu Allah,  nasıl ikaz ediyordu?

— O HALDE KUR'AN'DAN SONRA, HANGİ SÖZE İNANACAKLAR.

— KENDİLERİNE OKUNAN KİTABI, SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMEDİ Mİ?

Ayetler, uyarılar çok açık olduğu halde, hala gerçeklerden uzak, Kur'an ın sınırlarını aşarak, emin olmadığımız rivayetlerle dinimizi yaşıyorsak, bu dinin Allah ın emrettiği din olmadığının farkına varalım. Yoksa hesap günü, çok pişman oluruz. Bu ayetlere iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an ın dışından hiçbir bilgiyi, sözü din adına asla kabul etmez. TERSİNİ YAPAN İSE BU VE BUNA BENZER YÜZLERCE AYETE, İMAN ETMİYOR DEMEKTİR, HATIRLATIRIM.

ALLAH KUR’AN BİR MUCİZEDİR DİYOR VE BU MUCİZE SİZLERE YETMİYOR MU DİYEREK BİZLERİ UYARIYOR. Tüm bu gerçekleri görmezden gelip, başka mucizeler arayıp, beşeri rivayet ve sanı bilgilerle dinini yaşayanların, mahşer günü çok ama çok üzülenlerin safında olacakları aşikârdır.

Allah elçisinden bahsederken, onda sizin için güzel örnekler vardır der. Evet, peygamberimizin hayatı, yaşamı ve adalet anlayışı ve güzel davranışları ile bizler için örnektir. Onun örnek yaşantısını araştıralım, öğrenelim ve hayatımıza geçirelim.

Onun hadislerinden elbette faydalanalım. Ama bu konuda çok dikkatli olalım. Çünkü benim adımı kullanarak yalan söyleyen, cehennemdeki yerini hazırlasın sözlerini, asla unutmayalım. Peygamberimize atfedilen her sözü, Kur’an onayından geçirelim. Çünkü peygamberimiz Kur’an ile yatan, Kur an ile kalkan, hayatına Kur’an ile yön veren örnek bir insandı. 

DİN DÜŞMANLARI VE MENFAAT ŞEBEKELERİ,  PEYGAMBERİMİZE KARŞI SEVGİMİZİ, BAĞLILIĞIMIZI ÇOK İYİ BİLİYORLAR. ONUN ADINI KULLANARAK, DİNE NİFAK SOKAN, ÖZELLİKLE YAHUDİ FİTNESİNİN TUZAKLARINA DÜŞMEYELİM, LÜTFEN UYANIK OLALIM. KUR'AN DIŞINDAN SÖYLENEN HER SÖZÜN ONAYINI, KUR'AN DAN MUTLAKA ALALIM. ALLAH IN ELÇİSİNİ ÖRNEK ALMAK İSTEYEN BU YOLU İZLER.

Dilerim Allah dan, yalnız Kur’an ın ipine sarılan, onun sınırlarını aşmayan, bilerek ve düşünerek iman eden, batıla sapmayan Rabbin halis kullarından oluruz.

Saygılarımla 
Haluk GÜMÜŞTABAK



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .