Ana içeriğe atla

ALLAH AYETLERİNDE NEDEN DÜŞÜN, AKLINI KULLAN EY KULUM DİYOR OLABİLİR?



Kur’an’da Allah birçok ayetinde, hala düşünmüyor musunuz, düşünen yok mu, düşünesiniz diye ayetleri sizlere nice örneklerle açıkladık sözlerini, ayetlerin sonunda çok fazla duyarız.  Allah bu uyarıları ile sizce bizlere ne anlatmaya çalışıyor, hiç düşündünüz mü? Allah şöyle diyebilirdi, ayetlerimi tebliğ alan kullarım, hiç düşünmeden ayetlerin gereğini yerine getirecektir diyebilirdi. Ama demiyor, tam tersine bizlerin sorumlu olduğu muhkem ayetler üzerinde düşünmemizi, ondan sonra hayatımıza geçirmemizi istiyor bizlerden. Allah bizlerin ayetler üzerinde, aklı başında tüm kullarının düşünmesini istiyorsa, SİZCE KUR’AN’I HERKES ANLAYAMAZ, ONU ALİM OLANLAR ANLAR DİYEBİLİR MİYİZ?

Sizlerde çok iyi bilirsiniz askerde komutan emir verdiği zaman,  emri alanların bu emri sorgulama, düşünüp fikirlerini söyleme hakkı yoktur. Çünkü daha önceden bu emir, düşünülüp karar verilmiştir. Hükümetlerin yaptığı kanunlarda öyledir, kanun yapıcıların yaptığı kanun sorgulanmaz, itiraz edilmez, etsen de bir sonucu olmaz, uymak zorundasın. Belki kanunlar zamanla yanlış oldukları anlaşıldığında, yada çağın gereklerine göre yenisi ile değiştirilir, ama ona da kesin uymak gerekir. 

Allah bu şekilde bir uygulamayı, kulları için uygun görmüyor. İnsanlar hata yapabileceklerini ne yazık ki kabul etmezler, hatalarını belirli bir zaman geçtikten sonra anlarlar, ama bu zaman zarfında çevresine verdiği zararı düşünmezler. Yüce Rabbimiz, bizlere gönderdiği ayetlerin doğruluğunda şüphe olmadığı için her düşünen, aklını kullanan kullarının, ayetlerin gerçekten bizlere faydasının neler olabileceğini fark edecek ve şüphe duymadan gönül rahatlığıyla hayata geçireceğinden ALLAH AÇIKLADIĞI, İZAH ETTİĞİ AYETLER ÜZERİNDE BİZLERİN DÜŞÜNMESİNİ, AKLIMIZI KULLANMAMIZI MUTLAKA BİRİNCİ ŞART OLARAK BİLDİRİYOR. Bunun asıl nedeni bilinçli olursak, imanımızda o kadar güçlü olur ve bizleri hiç kimse Allah ile aldatamaz.

Bizlere verilen bir emrin, eğer bizler özüne vakıf değilsek, yani amaca uygunluğunu anlayamadıysak, hayata geçirmekte çok fazla ısrarcı olmayız. Yani bir işi yapmadan önce konuyla ilgili mutlaka bilinçlenmeliyiz. Bunu yaparsak, kendi hayatımızda da yaptığımız işte başarılı olacağımız gibi, Allah’ın emirlerinin de bizlere faydasını açıkça görüp, hayatımıza geçirirken özenli ve dikkatli oluruz. Kur’an’a baktığımızda ALLAH ÖNCE KORKUTARAK DEĞİL, DÜŞÜNEREK İMAN ETMEMİZİ İSTEDİĞİNİ, ÇOK AÇIKLIKLA GÖREBİLİRİZ. TABİ ALLAH AYETLERE UYMAYANLARIN SONUNUN, NE OLACAĞININI DA BİZLERE BİLDİRİYOR. 

Bizlerin Kur’an ile bağını kesenler, sizler Kur’an’ı anlayamazsın diyenler, kendi yalanlarının ortaya çıkmaması için, toplumun KUR’AN’I ANLAYARAK, DÜŞÜNEREK OKUNMASINI ENGELLEMİŞLERDİR.  Düşünmeyi başkalarına bıraktığımız içinde, neyin doğru neyin yanlış olduğunun farkına varamadığımızdan, YAŞADIĞIMIZ İSLAMIN’DA ÖZÜNE, AMACINA FARKINDA OLAMADIĞIMIZ İÇİN, İMAN EDERMİŞ TAKLİDİ YAPIYORUZ, GÖSTERİŞE ÖNEM VERİYORUZ. AMA BUNUN NE YAZIK Kİ FARKINDA BİLE DEĞİLİZ. Böyle olunca da ne huzuru, nede mutluluğu bulamıyoruz. Allah Kur’an’da bizlerin anlayabilmesi için, bazı olayları örnekler verdiğinde, hepimizin çok rahatlıkla anlayabileceği şekilde izah eder ve ayetlerin sonunda bu kıssalardan faydalanmamız içinde, düşünmemizi özellikle ister. Birkaç örnek verelim.

“İşte Allah, ayetlerini size böylece açıklıyor. Umulur ki, düşünürsünüz. (Bakara 266)     Düşünürseniz, biz size ayetleri açıkladık. (Ali İmran 118)   Hâlâ Kur’ân üzerinde gereği gibi düşünmeyecekler mi? (Nisa 82) Allah bunları size düşünesiniz diye buyurmaktadır. ( Enam 151) Bunlar, Kur’ân’ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri kilitli midir? (Muhammed 24)”

Buradan da şunu çok net anlıyoruz. Eğer bizler Kur’an okuduğumuzu söylüyorsak, önce anladığımız dilden okumalıyız. Daha sonrada ayetler üzerinde, Allah’ın düşün, aklını kullan emrini yerine getirmeliyiz ki, ayetleri en doğru şekilde anlayabilelim, BÖYLECE İMAN KALPLERİMİZE YERLEŞEBİLSİN. Lütfen unutmayalım Kur’an, iman ettiğini söyleyen Müslümanlara TEBLİĞDİR. Eğer bizler Allah’ın tebliğini direk almayıp, bunu bizlere birileri naklediyorsa, bu tebliğin doğruluğundan asla emin olamayız. 

Sen Kur’an’ı anlayamazsın diyenler varsa, lütfen onlardan uzak durunuz. Bu insanlar sizinle Allah arasında aracı olmaya çalışan, DİN SİMSARLARIDIR. Sizi kendilerine değil, Allah’ın kitabına davet edenlerin davetlerine uyunuz. Allah yemin ederek, bu kitabı anlayasınız ve ayetlerim üzerinde düşünesiniz diye kolaylaştırdım diyorsa, din tacirlerine kendilerini ruhban sayan kişilerin sözlerine, lütfen itibar etmeyiniz. Bunlar belki de sizleri Allah ile aldatanlar olabilir, bunu bilemezsiniz. Onun için önce Allah’ın tebliğini, aracısız düşünerek almaya, özellikle çaba harcamalıyız. Ondan sonra her kitabı okuyabiliriz, her söyleneni dinleyebiliriz, çünkü böylece HAK İLE BATILI KARŞILAŞTIRMA İMKANIMIZ OLACAKTIR. Konumuzun çok daha iyi anlaşılabilmesi için, sizlere bir örnek vermek istiyorum. Bizler ayetler üzerinde düşünmeden, rivayet edilen sözlere inandırıldığımız için, Allah’ın ayetlerini yeterli görmedik, böylece bakın Allah’ın verdiği bu örneklerden hiç faydalanmadığımızdan, nelere inandırıldık.

Bakara 219: Sana, sarhoşluk veren şeyler ve şans oyunları(kumar) hakkında sorarlar. De ki: “Onların her ikisinde de hem büyük bir kötülük, hem de insanlar için bazı yararlar vardır; ANCAK YOL AÇTIKLARI KÖTÜLÜK, SAĞLADIKLARI YARARDAN DAHA BÜYÜKTÜR.”  [Allah yolunda] neyi harcayacaklarını sana sorarlar. De ki: “O’NUN İÇİN AYIRABİLECEĞİNİZ HER ŞEYİ.” Böylece Allah mesajlarını size açıklıyor ki tefekkür (Düşünesiniz) edebilesiniz. ( Muhammed Esed meali)

Allah bu ayetinde, hepimizin anlayacağı bir örnekle iki konuda açıklama getiriyor ve bizlerin bu konuda düşünmemizi istiyor. Bizler ayetleri anlayarak okumayıp, üzerinde düşünmediğimiz içinde, bakın nelere inanıyoruz. Ayette Yaradan sarhoşluk veren içki ve kumardan örnek verip, izahatta bulunuyor ve diyor ki; Bunların ikisinde de büyük kötülükler, zararlar yani sizleri günaha sevk edecek unsurlar olduğu gibi, sizlere nefsinizi mutlu edecek geçici bazı yararları da olabilir. FAKAT BUNLARIN ZARARI, KÖTÜLÜĞÜ FAYDASINDAN ÇOK DAHA FAZLADIR. Allah bu örneği vererek, bizlere seçim şansı veriyor peki nasıl? Düşünerek, eğriyi doğruyu bizzat seçmemizi sağlayarak. 

Dikkat ederseniz Rabbimiz, bu ikisi için kestirip atmıyor ve bunlar HARAMDIR DEMİYOR ama kulum tavsiyelerime uyacak mı diye, bizleri imtihan ediyor. Hatta bazı kişiler içki ve kumarın Kur’an haram olduğunu yazmaz, onun için içmekte bir sakınca yoktur diyenleri duyarız. Ama düşünen, aklını kullanan bir Müslüman, ayette Allah’ın verdiği örnekten yola çıkarak, İçki ve kumardan mutlaka uzak durulması gerektiğini, eğer bunlara müptela olduğumuzda, zarar göreceğini Allah’ın istemediği yollara sapacağını bilir.  Maide suresi 90. ayetinde Allah, aynı konuda bir açıklama yaparak, içki ve kumarın şeytan işi bir pislik olduğu hatırlatmasını yapar. Buradan da anlıyoruz ki, şeytana uymak istemeyen, HER TÜRLÜ ALKOLDEN VE KUMARDAN UZAK DURMALIDIR.  Bakın Allah direk haram dememiş, ama uyarmış, ikaz etmiş, kulum aklını kullansın ona göre davransın istemiş. 

Bizlere Kur’an’ı anlayarak okutmayanlar, toplumun düşünerek iman etmesini engelleyenler, HÂŞÂ Allah kullarına sanki açıklayıp izah etmemiş gibi eğitimle, düşünerek Allah’ın vermeye çalıştığını, kendileri akıllarınca daha doğru yapıyorlarmış gibi, İÇKİ VE KUMAR HARAMDIR DEYİP İŞİN İÇİNDEN ÇIKMIŞLARDIR.  Bu yolla bir kısım topluma korkuyla kabul ettirilmiş belki, ama bir kısmında da ters etki yaratmıştır. Onun içindir ki, Allah’ın bazı konularda, kesin bir şekilde tavrını koyup HARAM dediği halde, bazı konularda da eğiterek, düşünerek kullarının yanlıştan dönmelerini istemiştir.

Bakara suresinin son bölümünde de, yine ayetler üzerinde düşünmediğimiz için, bizlere yanlış inançları, Allah’ın elçisinin adını kullanarak kabul ettirme yolunu seçmişlerdir. Allah yolunda neyi harcayacağına, yani nasıl zekât vereceğini, infak edeceğini anlatırken, çok basit ve anlaşılır bir örnekle izah etmiştir Yaradan ve bakın ne demiş, kullarını zora sokmadan, imtihan oluşunun gereği olarak: “O’NUN İÇİN AYIRABİLECEĞİNİZ HER ŞEYİ.” Bundan daha açık ve anlaşılır ne ola bilir? Senin ihtiyacından arta kalanı hayır, zekât olarak dağıt diyor. Ama Allah’ın ayetleri ile yetinmeyen, ayetler üzerinde düşünme alışkanlığı olmayanlar, adeta ayetleri yetersiz görürcesine, “HANİ NE KADAR VERECEĞİMİZ YAZMIYOR. BU NASIL BİR AÇIKLAMA, DETAYI YOK.” Diyebiliyorlar. 

Bu düşünceler bizleri Kur’an’dan uzaklaştıran, düşünmeyi bıraktırıp, körü körüne itaati sağlayıp batıla yönlendiren, dini zorlaştıran kişilere tabi olmamızı sağlayan yanlış itikatlarımızdır, lütfen farkında olalım. Kur’an indirildiğinden itibaren, Allah köleliğin kapısını kapatmış ve savaşlarda artık esir alıp, onları köle ya da cariye yapamazsınız, ya bedel karşılığı ya da ücretsiz savaş bitimi serbest bırakacaksınız demiştir. Ama dikkat ettiyseniz, ellerinizdeki köleleri de hemen serbest bırakın dememiştir özellikle, itirazla karşılaşmamak için. Peki, ne yapmıştır? Onlarca ayetinde köleliğin doğru olmadığını eğiterek, bilinçlendirerek anlatıp, bir suç işlediklerinde Allah, köle azat edin ki günahını affedeyim diyerek, köleliğin adeta işlediğiniz suçla eş değer olduğunu anlatmaya çalışmıştır. AMA DÜŞÜNMEYİ BAŞKALARINA BIRAKANLAR, BU GERÇEĞİ NE YAZIK Kİ FARK EDEMEMİŞLERDİR. Düşünmeyi bıraktığımız için, Allah köleliği Kur’an’da yasaklamamıştır diyenler var hala.

Aynı konuya bir başka örnekte, Allah birden fazla evlilik konusuna, belki yasak getirmemiş ama en adaletli evliliğin, tek eşli olmak olduğunu bizzat ayetinde söylemiş ve önermiştir. Bakın bu konuda Allah’ın önerisi tek eşlilik olduğu halde, bu öneriyi nefsimizin işine gelmediği için ne yazık ki düşünme, aklı kullanma zahmetinde bulunmadığımızdan,  Allah çok eşliliği yasaklamamıştır deyip çıkmışız. İçki ve kumar konusunda da haram dememiş, ama önermemiş ve bizi şeytana esir edeceği bilgilerini verdiği halde, ona kendimizce HARAM deyip çıkmışız. İşte Allah onun için, DÜŞÜNÜN EY KULLARIM DİYOR. Allah cünüp olduğumuzda TERTEMİZ YIKANIN diye açıklama yapmıştır. Ama Kur’an ile bağ kurup düşünemeyenler, Kur’an’da cünüp olduğumuzda nasıl gusül abdesti alacağımız bile yazmıyor nereden başlayacağız abdest alırken demekten çekinmiyoruz. Çünkü akıl, başkalarına emanet edilmiş. Bizlere öğretilenleri Kur’an’da göremediğimizde, akıl devre dışı kaldığından büyük hatalar yapıyoruz.  Allah’ın ayetlerini adeta detay sız ve eksik görerek, beşeri fıkıh inancının bu eksiği tamamladığını söylemenin, ŞİRK olduğunu bile fark edemiyoruz. Allah yemin ederek, bu kitabı sizler için kolaylaştırdım diyor. Onun içinde emirlerini herkesin yapacağı, anlayacağı şekilde basitçe veriyor. Sizce bundan basiti olur mu? Cünüp olunca, TERTEMİZ YIKANIN. Bu emri Allah verdikten sonra hala, yıkanmaya neremizden başlayacağız denir mi? İşte düşünmeyi bırakanlar söyleyebiliyor.

Buradan da şunu çok net anlıyoruz. Allah içki, kumar ve çok eşlilik konusunda biz kullarını uyarmış ve asla tavsiye etmemiştir.  İçki ve kumar bizleri şeytana yönlendiriyorsa, çok eşlilikte ADALETSİZ BİR EVLİLİĞİ yaşamamızı neden olacağını bildiriyor. Hangimiz bu uyarı ve ikazları aldıktan sonra Alkol ve kumar müptelası olup şeytanın oyuncağı olmak ister? Yine evlilik Konusunda birden fazla evlilik, adaletsiz bir evliliktir diyorsa, hangimiz adaletsiz bir evlilikte ısrar eder? Bunları yapmak isteyenler, KENDİ NEFİSLERİNDE DÜŞÜNMEDEN, ALLAH’IN AYETLERİNE İMAN ETTİĞİNİ SÖYLEYİP, KENDİ BATIL İNANÇLARINI YARATANLARDIR.

“ALLAH, AZABI AKILLARINI KULLANMAYANLARA VERİR.” (Yunus 100)

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...