Bizler ne yazık ki, Kur’an'ın özünü, onu anlamanın yolunu, yöntemini tam olarak kavrayamadığımız içindir ki, bizlere anlatılanlar ile Kur’an arasındaki bağıda doğru kuramıyoruz. Bu yanlışları yapmamızda, mezheplerin FKIH inancının etkisi büyüktür. Elbette bu yanlışı yapmamızdaki neden, Kur’an ile gereken bağımızın olmadığı, onunla aramızda edindiğimiz velilerin, şeyhlerin, efendilerin oluşu, bizlerin büyük hatalar yapmamıza neden olmaktadır. Bakın bir arkadaşımız bana şöyle bir soru soruyor ve diyor ki;
"ERKEĞİN EVLENDİĞİ VEYA EVLENECEĞİ KADININ HALASI VE TEYZESİ İLE AYNI ANDA EVLENEBİLMENİN HÜKMÜ KUR'AN DA YOK. VARSA SİZ GÖSTERİN BİZE. AMA PEYGAMBER BÖYLE HÜKÜM KOYMUŞ. ŞİMDİ SİZ PEYGAMBERİN BU HÜKMÜ YOK VE OLAMAZ MI DİYORSUNUZ? MADEMKİ KUR'AN DA YOK."
Bu düşünce aslında, bugün yaşadığımız İslam'ın ne derece yanlış bir yolda olduğunun açık kanıtıdır. Acaba bizler Kur’an'ın hükümlerinin dışından da sorumlu muyuz? Yada Allah'ın elçisi, Kur'an dışından da hükümler koyma yetkisine sahip mi? Kur'an buna izin veriyor mu? Eğer bu soruya Kur’an öğretisi ile cevap alabilseydik, zaten böyle bir soruda sormazdık. Allah birden fazla evlenmeyi yasaklamamıştır, ama asla önermemiştir. ÇÜNKÜ NE KADAR İSTESENİZ DE, ADALETİ ASLA EŞLER ARASINDA SAĞLAYAMAZSINIZ DİYEREK, TEK EŞLİLİĞİ ÖNERMİŞTİR. Önce bunu hatırlatalım. Gelelim arkadaşımızın sorduğu konuya. Allah her şeyden nice örnekleri, değişik ifadelerle sizlere verdik ki düşünesiniz ve böylece yolunuzu bulasınız der Kur’an'da. Elbette bunu söyleyen Allah, kimlerle evlenmemizi istemediğini, eksiksiz yazmış olmalı değil mi? İçinizden eksik bırakmış olabilir diye, aklından geçireniniz oldu mu? Hiç sanmıyorum. Tüm bu gerçekleri anlayabilmemiz içinde, Allah bizlerin ayetler üzerinde dikkatle düşünmemizi ister. Gelin şimdide ona bakalım ve birlikte düşünelim.
"SİZE, ŞU KADINLARLA EVLENMEK HARAM KILINMIŞTIR: ANALARINIZ, KIZLARINIZ, KIZ KARDEŞLERİNİZ, HALALARINIZ, TEYZELERİNİZ, ERKEK KARDEŞ KIZLARI, KIZ KARDEŞ KIZLARI, SİZİ EMZİREN SÜTANNELERİNİZ, SÜTKIZ KARDEŞLERİNİZ, KARILARINIZIN ANNELERİ, KENDİLERİYLE BİRLEŞTİĞİNİZ HANIMLARINIZDAN DOĞMUŞ OLUP EVLERİNİZDE OTURAN ÜVEY KIZLARINIZ -EĞER ANNELERİYLE BİRLEŞMEMİŞSENİZ O TAKDİRDE SİZİN İÇİN BİR GÜNAH YOKTUR- VE SULBÜNÜZDEN GELEN OĞULLARINIZIN KARILARI. İKİ KIZ KARDEŞİ BİRLİKTE ALMANIZ DA HARAM KILINMIŞTIR. ESKİDE KALANLAR MÜSTESNA. ALLAH ÇOK AFFEDİCİ, ÇOK MERHAMETLİDİR." (Nisa 23)
Arkadaşımın sorduğu soruyu hatırlayınız ve Rabbimizin evlenme yasağı getirdiği kişiler üzerinde birlikte düşünelim. Allah analarımız, kızlarımız, kız kardeşlerimiz ile evlenmenin haram olduğunu açıkça söylüyor. Devamına bakalım. HALALARIMIZ VE TEYZELERİMİZ İLE DE EVLENMEMİZİ YASAKLIYOR ALLAH. Lütfen dikkat, bu emir erkelere hitaben yapılıyor. Peki, neden yasaklıyor? Dikkat ettiyseniz hala ve teyze çocuğundan bahsetmiyor ve yasaklamıyor, peki neden olabilir? İşte burası çok önemli. Hala ve teyzen ile annen ve babandan dolayı direk arada kimsenin olmadığı, kan bağın var. Fakat onlardan doğan çocukların arasına başka bir kişi girerek, bu kan bağı kısmen bozuluyor. Onun içindir ki Allah hala ve teyzesiyle evlenme yasağını koyduğu halde, onların çocuklarıyla evlenme yasağı koymuyor. Aramızdan birisi çıkıp ta, Rabbin haram demediği halde, hala ve teyze çocuklarıyla da evlenmeyi, peygamberimiz haram kılmıştır diyen olsa, ona da inanacak mıyız?
Ayeti anlamaya devam edelim. Erkek ve kız kardeş kızlarıyla, yani yeğenlerinizle evlenmemizi de yasaklıyor. Neden yasaklıyor, birinci derece kardeşinizden kan bağı olduğu için. Allah şunu anlatıyor bizlere. Aynı Anne babadan doğan kardeşlerin çocukları arasında, en yakın kan bağı vardır. Hala, teyze anne ve baba dan kan bağı olup, onlarla evlenmenin haram olduğunu söylediği halde, onun çocuklarından doğacaklar için, bu bağ demek ki daha farklı hale geliyor ki, yasak koymuyor Rabbimiz. ALLAH ERKEĞİN AYNI ANDA, İKİ KIZ KARDEŞ İLE EVLENEMEZ EMRİ VERDİYSE, ERKEĞİN HALA VE TEYZESİYLE EVLENME YASAĞI DA AÇIKÇA VARSA, EVLENECEĞİ KIZIN EN YAKIN KAN BAĞI OLAN TEYZE VE HALASIYLA AYNI ANDA EVLENİP EVLENEMEYEEĞİNİ, HALA AYETTEN ANLAYAMADIYSAK, BİZLER AKLIMIZI KULLANMAK İSTEMİYORUZ DEMEKTİR.
ÖZET OLARAK, ÇOK NET ŞUNU SÖYLEYEBİLİRİZ. BİR ERKEK İÇİN YAKIN AKRABALIKTAN DOLAYI EVLENME YASAĞI VARSA, BİR KADIN İÇİN DE AYNI ŞARTLAR OLDUĞUNA GÖRE, BU YASAK ONLAR İÇİNDE GEÇERLİ OLDUĞUNU AYETTEN ANLAŞILIYOR. Aynı anneden süt emmiş sütkardeşlerin de, biri biriyle evlenmesini yasaklıyor Allah. Demek ki emilen o sütten, neler neler geçiyor ki, Rabbimiz bizleri uyarıyor. Gelelim kadının halası ve teyzesi konusuna. Bu konuyu anlayabilmemiz için, size başka ayetlerden örnekler vermek istiyorum. Allah Nisa 22. ayetinde, babalarınızın nikâhladığı kadınları nikâhlamayın diye örnek verir. Burada bizler acaba, yalnız kendi babamızın daha önce nikâhladığı kadınlarımı anlamalıyız? ÖRNEĞİN DEDEMİZİN DAHA ÖNCE NİKÂHLADIĞI KADIN, BABAANNEMİZ KUR'AN'DA GEÇMİYOR, BU HÜKMÜN DIŞINDADIR DİYEBİLİR MİYİZ? Nisa 23. ayetinde de annelerinizle evlenmeniz haramdır dedikten sonra, anneannesinden de bahsetmiyor Kur’an dememiz, ne kadar doğru olur? Onun için Allah düşün ey kullarım diyor.
Tüm bu bilgilerden yola çıkarak, konumuzla ilgili soruyu tekrar düşünelim. Erkek, eşinin halası ve teyzesi ile evlenebilir mi? Bir erkek karısının annesiyle evlenmesi yasaklandıysa, onun direk kan bağı olan annesinin kardeşi ile de evlenemeyeceği çok açıktır. Çünkü erkeğin annesi hükmündedir. Kadının halası da, teyzesi de yakın akraba sınıfından kabul edilmiş ve miras dağıtımında gerektiğinde pay alabilecekleri örnekleri verilmiştir Kur'an'da. Aynı yakınlık kadın içinde var. Bakın aslında, sorumuzun cevabını birçok ayetten Kur'an'dan aldık. Tüm bu bilgilerden sonra, çok net şunu anlıyoruz. Ne yazık ki Kur’an ayetleri, batılın ve hurafenin çok fazla etkisinde kalındığından, ayetler üzerinde gereği gibi ne yazık ki düşünemiyoruz. Allah'ın elçisinin ayetleri anlatıp izah etmeleri yanlış yorumlanmış, sanki Allah'ın Resulü Kur’an dışından, Kur’an'da olmayan hükümler koyabilir konumuna getirilmiştir. Halbuki Allah'ın elçisi ayetlere bakarak, üzerinde düşündüğünüzde anlaşılacak bir hükmü, ümmetine bildirmiştir. Yoksa Allah'ın elçisi, Allah'ın vermediği bir hükmü, buda benim koyduğum hükümdür dememiştir. Demesi de zaten, mümkün değildir.
Arkadaşımız aslında, bir rivayet hadisin etkisinde kaldığı çok açık. Ne yazık ki bizler, Allah'ın ayetleri üzerinde dikkatle düşünmemiz gerekirken, rivayetlere öncelik vermemizden dolayı, hataların en büyüğünü yapıyoruz. Eğer bizler Kur’an'ı referans almazda, emin olamayacağımız rivayetleri örnek alırsak İslam'ı yaşarken, inanın işin ucunun nerelere varacağını hesap edemeyiz. Bahsettiğimiz hadisi sizlere hatırlatmak istiyorum.
5649 - Altı kitapta da Ebu Hureyre radıyallahu anh'tan şu hadis kaydedilmiştir: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm KADININ HALASI ÜZERİNE, KADININ TEYZESİ ÜZERİNE NİKAHLANMASINI YASAKLADI."
Ravi devamla dedi ki: "Biz, kadının babasının teyzesini de aynı makamda görürüz."
Buhâri, Nikâh 27; Müslim, Nikâh 37, (1408); Muvatta, Nikâh 20, (2, 532); Ebu Dâvud, Nikâh 13, (2065, 2066); Tirmizi, Nikâh 30, (1126); Nesai, Nikâh 47–48, (6, 96–98)
Sizlere rivayet edilen bir hadis hatırlattım ve bu hadiste, Allah'ın Resulünün bir kadın halası ve teyzesi üzerine nikâhlanmasını yasakladığından bahsediyor. Halbuki ayet üzerinde düşünmüş olsalardı, bunun zaten Allah'ın emri olduğunu anlayacaklardı. İşin ilginci, Ravi devamında şunu söylüyor." Biz, kadının babasının teyzesini de aynı makamda görürüz." Sanki haşa Allah'ın düşünemediğini, onlar düşünmüş gibi. Allah bir ayetinde ne diyordu elçisine?
Maide 49: SEN DE ARALARINDA, ALLAH'IN İNDİRDİĞİYLE HÜKMET. ONLARIN KEYİFLERİNE UYMA.
Sizce Allah'ın elçisi, böyle bir emir aldıktan sonra, Allah'ın açıklamadığı bir şeyi kendisi dinde hüküm verip açıklar mı? Allah bu konuda bizlere çok hassas örnekler veriyor, ama bu ayetler üzerinde düşünmediğimiz takdirde, bazı gerçekleri fark etmemiz mümkün olmuyor. Hayatımızda belki milyonda bir bile karşılaşmayacağımız, iki kız kardeşin aynı erkekle evlenme yasağını Kur'an'da görüyoruz. Hatta aynı sütü emen süt kardeşlerin bile evlenme yasağından bahsediyor Kur'an. Bu ve benzeri hassas konuların mahiyetini, nedenlerini eğer düşünmez de, üstün körü geçersek, Kur'an'ın çok hassas ve özel anlatım tarzını da anlayamayız. Allah'ın düşün, aklını kullan emrinin boşuna olmadığını tekrar hatırlatmak isterim.
Allah yardımcımız olsun. GÜN GEÇTİKÇE BATIL VE HURAFE, İSLAM TOPLUMLARINDA GÜÇ KAZANIYOR. Onun içindir ki, batan gemiden kurtulmanın yollarını aramalıyız. Hesabın görüleceği o çetin gün pişman olmak istemiyorsak, emin olamadığımız bilgilere değil, Allah'ın kitabı Kur’an'a sarılmalı, onu anlayarak ve düşünerek okumalıyız. Şunu asla unutmamalıyız, Allah'ın elçisi, asla Kur'an'ın hüküm vermediği hiç bir konuda, bunlarda benim dine koyduğum hükümlerdir Kur'an'a göre diyemez, zaten dememiştir.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
Yorumlar
Yorum Gönder