Ana içeriğe atla

AHZAB SURESİ 53. AYETİ NASIL ANLAMALIYIZ?


Bu yazımda, Ahzab suresi 53. ayet üzerinde, sizleri düşünmeye davet ediyorum. Ayeti önce yazalım.

Ahzab 53: Ey iman edenler! Size bir yemek için izin verilmedikçe, Peygamber'in evlerine girmeyin. Vaktini bekleyip durmaksızın çağırıldığınızda girin, ancak yemeği yiyince hemen dağılın. Söze dalıp lafı koyulaştırmayın. Çünkü böyle davranmanız Peygamber'i rahatsız eder. Fakat o size bir şey söylemekten utanır. Allah ise hakkı dile getirmekten çekinmez. PEYGAMBER'İN EŞLERİNDEN BİR ŞEY İSTEDİĞİNİZDE, ONLARDAN PERDE ARKASINDAN İSTEYİN. BU, HEM SİZİN KALPLERİNİZ HEM DE ONLARIN KALPLERİ İÇİN DAHA TEMİZ BİR YOLDUR. Allah'ın resulüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra onun eşleriyle nikâhlanmanız, size helal kılınmamıştır. Böyle bir şey Allah katında büyük bir vebaldir. (Yaşar Nuri meali) 

Ayet aslında genel anlamda, çok açık anlaşılıyor. Fakat bu ayette geçen, PEYGAMBERİN HANIMLARINDAN BİR ŞEY İSTEDİĞİNİZ ZAMAN, PERDE ARKASINDAN İSTEYİN sözüne, günümüzde öyle anlamlar veriliyor ki, peygamber eşlerinin peçe taktığından tutun, kadın erkek aynı yerde bulunamaz konusuna kadar anlamlar çıkartılıyor.

Bu yazımda yalnız, bu cümle üzerinde durmak istiyorum. Bu ayette geçen, bir şey istendiğinde, peygamber eşleri ile aramızda gerçekten bir perde olmasından mı bahsediyor, yoksa benzetme/teşbih mi var ya da ayette geçen HİCÂB kelimesinin, diğer anlamlarını da dikkate almamız mı gerekiyor? Hatırlayınız Allah yine bir ayetinde, hırsızlık yapanların ellerini kesin diyordu. Ama bu ayetinde Allah, aslında ellerini kesin derken, gücünü kuvvetini kesin, yani onu hapsedin hırsızlıktan alıkoyacak engeller getirin, anlamında kullanıyordu.  Eğer elin kesilmesini istemiş olsaydı Allah, bunun hangi şartlarda yapılması konusunda açıklayıcı bilgide verirdi. Çünkü Allah verdiği hükümleri kast ederek, biz her şeyden nice örnekleri, değişik ifadelerle verdik ki anlayasınız diyordu.

Yine bir başka ayetinde, bizlere Allah ın ipine sarılın der. Elbette bu sözlerden biz Kur’an dan bahsedildiğini anlarız. Çok ilginçtir İsra suresi 29. ayetinde, cimrilik yapma anlamında, ELİNİ BAĞLAYIP BOYNUNA ASMA, hem de onu büsbütün açıp saçma der. Bakın ne kadar ilginç benzetmelerle anlatılıyor konu. Yine bir ayette, KÖR VE SAĞIR KESİLDİLER tabirini kullanır. Burada da gerçekleri, fark edemez oldular anlamındadır. Yine Mümtehine 12. ayetinde, ELLERİYLE AYAKLARI ARASINDA BİR İFTİRA UYDURMAK tabirini kullanır. Yani delilsiz, mesnetsiz kendi nefislerinden uydurdukları yalanlar anlamındadır bu sözler. Kur’an bu tür benzetmeleri çok yapar ki, konu daha dikkatle akılda kalsın. Aranızda perde olsun konusunun daha iyi anlaşılabilmesi için, bir örnek vermek istiyorum. Aşağıdaki paragraf ta geçen, perde sözcüğü üzerinde lütfen dikkatle düşünelim.

(KARŞILIKLI OTURMUŞ, KONUŞUYORDUK. AMA ARAMIZDA ÖYLE BİR PERDE VARDI Kİ, BİR BİRİMİZİ ADETA NE GÖRÜYOR, NEDE HİSSEDEBİLİYORDUK.)

Ayette Rabbimizin kullandığı, perde sözcüğünün anlamı bu örnekte çok güzel anlatılıyor. Berabersiniz ama birbirinizin farkında bile değilsiniz. Konuya tekrar dönersek, ayette bahsedilen, peygamberimizin evine ziyarete gelenlerin, eşleri ile bir diyalogda bulunmaları gerektiğinde, onlarla aranızda mutlaka bir perde oluşturun diyor. Gereksiz ukalalık, şımarıklık yapmadan, gayet ciddi olun diyor. Burada geçen perde sözünden ne anlamamız gerektiğini, ayette geçen HİCÂB kelimesinin hangi anlamlara geldiğini önce öğrenirsek, sanırım ayette bu kelimeyle ne anlatılmak isteniyor, daha iyi anlayabiliriz.  Muhammed Esed bu ayeti tercüme ettikten sonra, bu kelimenin hangi anlamlara geldiği konusunda da bir açıklama yapmış, birlikte onu okuyalım.

“Hicâb terimi, İKİ ŞEY ARASINA GİREN VEYA BİRİNİ DİĞERİNDEN AYIRAN, KORUYAN VEYA GİZLEYEN NESNEYİ İFADE EDER; kullanıldığı yere göre, hem somut hem de soyut anlamlarıyla “bariyer”, “engel”, “duvar”, “cam”, “perde”, “örtü” vb. gibi kelimelerle karşılanabilir. Hz. Peygamber'in eşlerine ancak bir “perde” yahut “pencere” arkasından yaklaşılması emri, Hz. Peygamber'in birçok Sahâbesi'nin yaptığı gibi, lafzî anlamıyla anlaşılabileceği kadar “MÜMİNLERİN ANNELERİ”NE GÖSTERİLMESİ GEREKEN DERİN SAYGIYI İFADE EDEN MECAZÎ ANLAMIYLA DA YORUMLANABİLİR. “

Aslında bu açıklamadan sonra, HİCÂB kelimesinin, bu ayette ne anlamda kullanıldığını daha iyi anladık sanırım. Allah elçisinin evine sohbete gelenleri uyarıyor ve gereğinden fazla kalmayın, elçimi rahatsız ediyorsunuz diyor. Tabi Allah ın elçisinin eşleri de, gelen misafirlere hizmet ediyorlar. Gelenleri Allah bu konuda da uyarıyor. Hangi konuda Allah uyardığını da aslında, ayetin son cümlelerinden anlaşılıyor ve Peygamber eşleri arasında sizler bir perde, bir engel koyun dedikten sonra, bakın ne diyordu tekrar hatırlayalım.

“BU, HEM SİZİN KALPLERİNİZ HEM DE ONLARIN KALPLERİ İÇİN DAHA TEMİZ BİR YOLDUR. ALLAH'IN RESULÜNE RAHATSIZLIK VERMENİZ VE KENDİSİNDEN SONRA ONUN EŞLERİYLE NİKÂHLANMANIZ, SİZE HELAL KILINMAMIŞTIR.”

Bu sözlerden de anlıyoruz ki, Allah özellikle şunları söylüyor gelen misafirlere. Elçimin evindeyken, eşleri sizlere hizmet etiği zamanlarda onlara karşı saygılı, hürmetli olun. KALBİNİZDE ONLARA KARŞI BİR PERDE OLSUN, sakın ola ki onlara karşı duygusal bir düşünceniz aklınızdan bile geçmesin, aranızda bir perde olsun, engel olsun, onlar sizlerin anneniz gibidir diyor. Bu söylediklerimin doğruluğunu yine aynı ayette geçen uyarılar destekliyor. Bakın ne diyor?

“BU, HEM SİZİN KALPLERİNİZ, HEM DE ONLARIN KALPLERİ İÇİN DAHA TEMİZ BİR YOLDUR.”

Sanırım ayette geçen, PERDE ARKASINDAN sözünden, neyin kast edildiği anlaşılmıştır. Özetlemek gerekirse, peygamberimizin evini ziyarete gidenler, eşlerinden bir şey istediğinde, ya da sorduğunda, onlarla yakınlaşabilecek bir konumda asla olunmaması gerektiğini ve bunun içinde PEYGAMBER EŞLERİ İLE ARANIZA MUTLAKA BİR MESAFE KONMASI GEREKTİĞİ VURGULANARAK ANLATIYOR. Çünkü peygamber eşleri ile daha sonraları bile evlenmenin mümkün olamayacağı, üstüne basa basa izah ediliyor.

Günümüzde bu ayet delil gösterilip, ne yazık ki peygamber eşlerinin peçe takmasından tutun, erkek ve kadının aynı yerde bulunamayacağına kadar, ayete ilgisi olmayan anlamlar verilmektedir. Hâlbuki peygamberimizin döneminde, mescitlerde kadın ve erkek bir arada namaz kıldıkları gibi, bugün camilerde olan, paravanların olmadığını da hatırlatmak isterim.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .