Ana içeriğe atla

YAHUDİLER DÜNYAYI, İNANCIMIZI YÖNETİYOR, UYAN ARTIK MÜSLÜMAN!


Doğrusu bu başlığı okuduğunuzda, ne demek istediğimi tam anladığınızı sanmıyorum. Ne demek istediğimi ve ne kadar haklı olduğumu sizlere anlatmak istiyorum. Önce şunu düşünelim, Avrupa’nın ve Amerika nın, İsrail in kadın, çoluk, çocuk demeden öldürdüğü insanlara karşı, neden suskun ve tepkisiz kalıyorlar? Sanırım  kendilerine değil, Müslümanlara karşı yapıldığı için, tepkisizler diyenlerimiz vardır. Acaba yalnız bunun için mi, ses çıkarmıyorlar dersiniz?

Din ve inanç konusunda, aynı peygambere ve kitaba inanmadıkları halde, hatta Hz. İsa’yı bile öldürmeye çalışmış Yahudiler olmasına rağmen, neden Yahudileri yani İsrail i destekleyip, yaptıkları katliamlara ses çıkarmıyorlar acaba, bunu hiç düşündünüz mü?

İşte tüm bunların sebeplerini, gelin Yahudilerin, Hıristiyanların ve de Müslümanların kendi çıkarları adına, inançlarına soktukları hurafelere, birlikte göz artalım. Şeytanın bile korktuğu, Allah ın lanetlediği bu toplum, bakın neler yapıyor ve Dünyayı Allak bulak edip, parmaklarında nasıl oynatıyorlar.

Yahudiler kendi dinlerine, hiç kimseyi davet etmezler. Bunu yapmazlar ama Hıristiyan ve Müslümanların içine öyle hurafeler sokmuşlardır ki, onları istedikleri gibi yönetmenin koşullarını sağlamışlardır. 

Yahudiler, sonradan Yahudi olunmayacağını kabul eder ve kimseyi sonradan Yahudi inancına geçirmeye de çalışmazlar. Çünkü Yahudi olunmaz Yahudi babadan doğulur diye inanırlar. Yani IRKÇI bir inançları vardır. Önce Hıristiyanların, tıpkı bizim gibi mezheplere ayrılmasını sağlayarak, kutsal kitaplarda olmamasına rağmen, yine bizlerde olduğu gibi uydurma hadis ve sözlerle kendi menfaatlerine inançlarını kullanmayı başarmışlardır. 

Öncelikle Batı Avrupa da yaşayan Katoliklerin içine girerek, Avanjelist bir düşünceyi yerleştirmişlerdir. Bu düşünce daha sonra, Amerika da da etkili olmuştur. 

Haçlı Seferleri çoğunlukla Katolik ve Protestan papazların organizasyonları, ya da desteği ile gerçekleşmiştir. Bu düşüncenin ve fikrin görünmeyen perde arkasındaki asıl amacı, Yahudilerin vatansızlığına bir çözüm bulmak, terör ve kargaşa yaratarak, bundan faydalanıp yeni bir düzen kurmaktır asıl amaç. Peki, neden Yahudilere vatan kurmak Hıristiyanlar için bu kadar önemli dersiniz? 

İşte Yahudilerin, müthiş planı ortaya çıkıyor burada. Hıristiyanlık âlemine, mezheplerine soktukları uydurma, batıl bir inanç, bu toplumda öyle bir etkili oluyor ki, Yahudiler Hıristiyanların bizzat çabaları ile bir Yahudi devleti kurulmasını sağladılar. Neydi bu inanç?

(YAHUDİLER, ALLAH IN VAAT ETTİĞİ KUTSAK TOPRAKLARA YERLEŞMEDİĞİ SÜRECE, İSA MESİH GELMEYECEKTİR.) 

İşte Hıristiyanların, Yahudilerin çoluk çocuk öldürmesine bile ses çıkarmamasının asıl nedeni. Böylece Hıristiyanları parmaklarında oynatabiliyorlar. Bahsettiğimiz Avanjelistler, tüm dünyadaki Yahudileri İsrail’e toplamaya çalışıyorlar, başta Amerika. Şimdi herhalde neden İsrail’in kurulduğu, çok güçlü bir devlet yapıldığı ve ne yaparsa yapsın ses çıkarılmadığı, daha iyi anlamışsınızdır.

Peki, Müslümanların içine neler sokmuşlardır? Neler sokmadılarki, saymakla bitmez. Kur’an da asla bahsedilmemesine rağmen, İsa peygamberin tekrar geleceğine inandırmışlardır, genel çoğunluğumuza. Günümüzde birçok tarikat ve mezhep buna inanmaktadır.

Namazlarda başımıza taktığımız takke, tespih çekmek Yahudilerin inançlarında vardır. Kadınların fuhuş halinde recm edilmesi, yani taşlanarak öldürmesi tahrif ettikleri,Tevrat ta geçer. Kur’an da geçmediği gibi, böyle bir durumda verilecek ceza, apaçık Kur’an da yazdığı halde, ayete bakmak yerine, Yahudilerin kitaplarında geçenler kabul görür olmuş, İslam ın büyük bir bölümünde.

Hatta elimizde apaçık bu konuda ayet varken, aslında recm ayeti Kur’an da vardı, ama Kur’an toparlanırken o parşömeni keçi yedi deme gafletine dahi, Müslüman toplumunun büyük bir kısmı düşmüştür. Yani bugün Kur’an eksiktir, deme gafletine bile düşüyoruz da, farkında bile değiliz. 

Yine tahrif dilmiş Tevrat ta geçen, kadınların peçe takmaları gerektiği çok açıkça yazar. Ama Kur’an da sanki Rabbimiz unutmuşçasına (hâşâ) bunu bir eksiklik görüp, Tevrat ı ve de İncil i gerektiğinde örnek verip, o sözlere iman ederek, kadının başının örtülmesi, peçe takılması Kur’an da hiç bahsedilmediği halde, kapanması gerektiğine inandırılmışız. 

Yine Tevrat ta kadın ay halinde kirli olduğu ve loğusalık durumunda ibadet edemeyeceğini yazar. Ama Kur’an asla böyle bir yasak getirmediği halde, Yahudilerin bu inançları yaşatılmakta, Kur’an dan örnek vermek yerine, Kur’an a uymayan Yahudi kaynaklı, hadis örneklerine iman edilmektedir. 

İki erkek kardeşten birisi, oğlu olmadan ölürse, diğer bekâr kardeş yengesiyle evlenmeli ve kardeşinin soyunu sürdürmelidir diye geçer uydurulmuş batıl ilave edilmişTevrat ta. Hatırlayınız bu gelenek bile hala sürdürülmektedir ülkemizin bazı bölgelerinde. Sizce daha örnek vermeye gerek var mı dersiniz? Tüm bunlar, günümüzde yeteri kadar başımıza çorap örmüyor mu bizlerin? Tüm bunları savunanlara şunu sormak isterim, Allah Tevrat ta geçmiş dönemlerde bunları emretmiş olabilir, bunu asla tartışmam, hatta araştırmam bile, bunu bilemeyiz. Ama Yaradan Kur’an da ne diyordu, bakın size iki ayet örneği vermek istiyorum. 

Bakara 106; BİZ BİR AYETİ SİLER, UNUTTURUR VEYA ERTELERSEK ONDAN DAHA İYİSİNİ VEYA ONUN BİR BENZERİNİ GETİRİRİZ. Allah'ın her şeye gücü yeter olduğunu bilmedin mi?

Maide 101; Ey iman sahipleri; size açıklanınca hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın. KURAN İNDİRİLİRKEN ONLARI SORARSANIZ SİZE AÇIKLANIR. ALLAH ONLARI AFFETTİ, BAĞIŞLAdı. Allah Bağışlayandır, Merhametlidir.

Sanırım bu iki ayet, sorularımıza açıklık getiriyor. İlk ayette Allah gönderdiği kitaplar arasında, bazı ayetlerini nesh ettiğini, yani hükmünü kaldırdığını, onun yerine bizler için çağımıza uygun olanını gönderdiğini söylüyor. Devamındaki ayette de, Kur’an ın indirilmeye başlandığı dönemde, diğer Ehli kitabın bazı ayetlere itiraz ettiğini görüyoruz. Herhalde yeni indirilen ayette bahsedilen, daha önceki kitaplarda farklı ki, buna itiraz edenler çıkıyor. Yaradan buna açıklık getiriyor ve diyor ki; Hoşunuza gitmeyen konuları, Kur’an sizlere indirilmeye başlandığında sorun cevabı verilir. Ama daha sonra sormayın, çünkü Allah onları affetti, kaldırdı, bağışladı diyor.

Bu ayetlerden alacağımız kıssadan hisse, bizler sorumlu olduğumuz kitaba sarılmalıyız. Bundan önceki gönderilen kitaplarda, her ne varsa, bunlar geçmişte kalmıştır. Allah bizleri en son gönderdiği kitaptan sorumlu olacağımızı hükmetmiştir. Ayeti hatırlayalım.

Zühruf 44: Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İLERİDE ONDAN SORUMLU TUTULACAKSINIZ.

Evet, Yahudiler tüm dünyaya böyle hükmediyorlar, doğrusu onları kutlamak gerekir. ONUN İÇİN ALLAH BİZLERİ UYARIYOR VE SAKIN SİZLERİ ALLAH İLE ALDATMASIN DİYORUDU KUR'AN DA. Bizlere de yazıklar olsun, demekten başka söz gelmiyor aklıma. Günümüzdeki Tevrat ı okuduğunuzda bile, Allah ın Yahudi ırkına nasıl kızdığını ve onları nasıl cezalandırdığını görürsünüz. Hatta ağlama duvarında ağlayan Yahudilerin hikâyesi, Tevrat ta çok ilginç bir şekilde anlatılır. Kısaca ondan bahsetmek isterim.

Allah ın meleği Yahudilere geliyor ve şöyle söylüyor; Yahudiler Allah yolundan gitmedikleri ve onun emirlerine uymadıkları için, artık Allah sizlerin yanında olmayacak, sizleri yalnız bırakıp başkalarının hükümranlığına verecek sizleri, dediği sözlerine üzülüp kahırlarından bu duvarda hep birlikte ağladıkları anlatılır.

Gerçekten de Allah a isyan eden, peygamberleri bile öldüren bir toplumdan ve onun soyundan ne beklenebilir ki? Ağlama duvarında ağlayan, Allah ın bile yalnız bıraktığı bir nesil, bir ırk, işte böyle çoluk çocuk demeden karşısına geleni öldürür. Hem ağlarım, hem öldürürüm zihniyeti, hangi canlılar için söylenir, bunu da siz düşünün.

Yahudilerin nazarında, yalnız kendi ırkı vardır. Almanlar üstün ırk yaratmak için, Yahudileri nasıl öldürmesi yanlış ise, Yahudilerinde kendi ırklarını üstün görmeleri o kadar yanlıştır. Allah a isyan eden bir neslin torunları, atalarına yapılanların acısını, suçsuz kadın ve çocuklardan alırcasına, saldırıp insafsızca öldürmeleri, aslında  atalarının inancının devamının göstergesidir. 

İnsanın en can alıcı yeri inancıdır. ONU ELE GEÇİRİRSENİZ, HEPSİNE HÜKMEDERSİNİZ. Yahudilerde bunu çok iyi yapmışlar ve de başarmışlar. YAHUDİLER SİNSİCE HEM HIRİSTİYAN İNANCINA, HEM DE İSLAM İNANCINA, ÖYLE BİR GİRMİŞLER Kİ, BİR SÖZ VARDIR, ATI ALAN ÜSKÜDAR I GEÇMİŞ BİLE.İçimize soktukları sahte hocalar, bir bakmışsın çok önemli insanlar oluvermiş toplumda.  Kur’an da asla bahsedilmeyenlerde, işte böyle girmiş içimize ne yazık ki.

Dinimizi özgürce yaşamak istiyorsak, sorgusuzca iman etmek yerine, elde Kur’an, bizlere anlatılan her bilgiyi, Kur’an ile sorgulayarak inanmalıyız. Yoksa bizleri Allah ile aldatan hainlerin tuzaklarından asla kurtulamayız. Yakın geçmişte toplumu bir birine düşman eden, halkı devletine isyana teşvik edip, Yahudi ve Amerikan emperyalizminin uşağı zalim FETONUN yaptıkları unutulmamalıdır. Bunlar içimize girmiş Yahudi tuzaklarıdır. Bu zalimden bizleri kurtaran, Rabbime şükürler olsun. Ama lütfen unutmayalım bunun gibi içimizde gizlenen sinsi zalimlerden daha çok fazla var. Onlarda fırsatını bekliyorlar. 

Dilerim bu zor anımızda, toplumumuz bazı gerçeklerin artık farkına varır. Bu örnek bizlere ders olmalıdır. Allah aklını kullanmayanları, rezil bir durumda bırakırım dediği uyarısını, lütfen unutmayalım ve din simsarlarına artık fırsat vermeyelim.Yoksa iş işten geçmiş olacak. Bizden sonra gelecek torunlarımıza bu güzel ülkemizi, aldığımız gibi özgür ve bir bütün olarak devretmek istiyorsak, düşmanlarımızın aldatmacalarına artık lütfen kanmayalım.

Saygılarımla 
Haluk GÜMÜŞTABAK.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .