Ana içeriğe atla

EHLİ SÜNNET ANLAYIŞI BU MUDUR?



Yazılarımı yayınladığım bir forum sitesine, yeni bir yazımı yayınlamak için girmek istediğimde, bakın nasıl bir uyarı ve ikazla karşılaştım ve siteye giremedim.

"Aşağıdaki sebep´ten dolayı yasaklandınız:
Ehl-i Sünnet dışı fikirlerin paylaşımı üye ve ziyaretçilerimizin aklını karıştırdığı için yönetim olarak buna izin veremiyoruz."

Yukarıdaki yazıyı, elbette görünce çok üzüldüm. İnsan ister istemez, acaba gerçekten ben Allah ın emirlerine, ayetlerine ters düşen sözler mi yazdım da, bu siteye girişim yasaklandı. Acaba bu sitedeki ziyaretçilerin, okurlarının, aklını Kur’an dışından, Kur’an ın emretmediği, Allah ın hüküm vermediği konuları söyledim de mi, din kardeşlerimizin kafaları karıştı diye, inanın çok düşündüm. 

Siteye göz attığımda, sanırım tüm yazılarımı silmişler. Hepimiz hata yapabiliriz, ama Allah ın elçisinin yolundan gittiğini iddia eden bir Müslüman, hiç kimseyi asla dışlamaz, özellikle onu yakınında tutarak gerçek İslam ı anlatır. Ben yanılıyorsam beni dışlama ki, gerçekleri bana öğretebilesin. Tabi kendi inancından eminse, emin değilse o düşünceyi hemen uzaklaştırması çok normal. Cemaat ve tarikatlarda, asla farklı düşünceye müsaade edilmez, çok ilginç değil mi?

Benim yaptığım, Kur’an ayetlerini hatırlatmak, üzerinde düşünmeye davet etmek ve onları anlamaya çalışmak, hurafe ve batılı Kur'an yardımıyla, içimizden temizlemekten başka bir amacım yok, Allah şahittir. Eğer bir Müslüman ın yanlışı varsa, onu uzaklaştırmak mı gerekir, yoksa Kur’an a davet etmek, bilgilendirmek mi gerekir?

Beni sitelerinden atma nedeni olarak, yazdıkları sözlerin üzerinde inanın çok düşündüm. Sizleride düşünmeye davet ediyorum.

"EHLİSÜNNET DIŞI FİKİRLERİN PAYLAŞIMI…"

Acaba ben yazılarımda, hangi konular üzerinde özellikle duruyorum diye, eleştirildim ve yasaklandım? Yazdığım yazılarımın tamamı, Kur’an merkezli ve peygamberimizin hadisidir diye öne sürdükleri, onlarca sözün, Kur’an ayetlerine göre, Allah ın elçisinin söylemesinin mümkün olup olamayacağını anlatmaya, Kur'an ile sorgulamaya çalıştım.

Acaba peygamberimize atılan iftiraların ortaya çıkmasına gayret etmek, uyarmak ehlisünnet inancına aykırı olabilir mi? Ben  Kur'an dan biliyorum ki Rabbimiz elçisine, toplumu yalnız Kur’an ile uyarma görevi vermiştır. Ayrıca Kur’an ın hüküm vermediği hiçbir konuda, hiç kimsenin hüküm veremeyeceğini de, yine Kur’an bizlere öğretiyor.

Allah ın elçisi bir uyarısında, benden sonra benim adıma birçok söz söyleyen çıkacaktır, benim sözüm olduğunu anlamanız için KURAN İLE KARŞILAŞTIRINIZ diyerek, bizleri uyaran o başöğretmenimizin sözüne uyduğum ve Kur’an dışından gelen her sözü, bilgiyi Kur’an ile karşılaştırdığım için mi, Ehlisünnet dışı oluyorum?

İlginçtir bu kardeşlerimiz, Ehli sünnet sözünün anlamını dahi bilmiyorlar. Ehli sünnet SÜNNET EHLİ anlamındadır ki, Allah ın Kur'an da emrettiği sünnetinden başka zaten sünnet, yani Allah ı DOĞRU YOLU yoktur. Bu kardeşlerimiz acaba, Allah ın sünnetine paralel, eş değerde başka sünnetler mi edindiler kendilerine de, benim sözlerime karşı çıktılar, onu huza vardığımızda göreceğiz.

Allah şahittir ki, Kur’an sınırlarını asla aşmadım. Onun hükmetmediği, onun önermediği hiçbir bilgiyi yazımda, bunlarda Allah katındandır demedim. Bunları yapmak ve dinin sınırlarını korumak mı, Ehlisünnet düşünceye aykırı. Kur’an ın sınırlarını aşmayan, Allah ın asla bahsetmediği sözleri, din diye anlatmadığım halde, nasıl olurda yazımı okuyan müslüman kardeşlerimin kafası karışır. Kafaların karışması için, önce yanlış bilgilerin olması gerekir. ALLAH IN HİÇ BAHSETMEDİĞİ BİLGİLERİ, DİN ZANNEDENLERİN, ANCAK BENİM SÖYLEDİKLERİMLE KAFASI KARIŞIR. Bunun nedeni de, yanlış itikat üzerinde olmalarıdır.

Bir Müslümanda, Allah ın batıldan uzak, HAK olan Kur’an bilgisi varsa, asla o insanın KAFASI KARIŞMAZ. Benim yaptığım, zaten daha önceden yanlış bilgilerle kafası karışan kardeşlerimizi uyararak, karışmış kafaları açmaya, durultmaya Kur’an ın yoluna getirmeye davet ediyorum. Toplumun yanlış bilgilerle, ne yazık ki kafası karışmış. Allah ın doğru bilgileri ile karşılaştığında, tedirgin olmaları çok normal. Amacım yalnız ve yalnız bu gerçeğin üzerine dikkat çekmek ve din kardeşlerimi batıldan uzaklaştırabilmek adınadır çabam.

Allah ın elçisi, yalnız Kur’an ın, yani Allah ın sünnetinin yolundaydı. Eğer Peygamberimizin izlediği yolda yürümek istiyorsak, bizler yalnız Kur'an ın sünnetine uymalıyız. Asla batılın, hurafenin, emin olamadığımız söz ve bilgilerin yolunda değil.

Yazılarıma tahammül edemeyip silerek, sitedeki ziyaretçilerin Kur’an a davet ve içimize giren batılın fark edilmesi adına, verdiğim örneklerden nasiplenmelerini önlemelerini, Allah a havale ediyorum. Benim tek bir amacım var, Allah ın arı, duru, saf katıksız dinine, din kardeşlerimi davet etmektir. ONLARIN KUR’AN I BİLEREK, DÜŞÜNEREK OKUYUP KENDİ İMTİHANLARINA BİZZAT KENDİLERİNİN HAZIRLANMASINA VESİLE OLMAKTIR. Rabbim bu sözlerime şahittir.

Dilerim cümlemiz, Allah ın dini İslam ı, özünde yaşayabilen, onun sınırlarını aşmayan, hakka batıl karıştırmadan emaneti teslim edip, huzura çıkabilen, Allah ın azınlık, halis kullarından oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .