Ana içeriğe atla

KUR'AN IN ÖĞRETMENİ, AÇIKLAYIP İZAH EDEN SİZCE KİMDİR?



Sizce Kur'anın, öğretmeni kimdir? KUR’AN, GÜNÜMÜZ DE YAZILMIŞ HALİYLE ANLAŞILMAYAN, ANLAŞILMASI İÇİN BİR ÖĞRETMENE MUHTAÇ BİR KİTAP MIDIR? Eğer buna inanıyorsak, Allah'ın Kur'an'da ben size RUHBAN sınıfını emretmedim, hükmüne ters düşer önce bunu hatırlatmak isterim. Çünkü ruhban sınıfı dini bilen ve anlatan Allah ile kulları arasında bir aracıdır, onların inancına göre. Allah'ın Elçisi, O örnek insan mı Kur’an'ın öğretmenidir, yoksa Kur’an'ın öğretmeni, Kur'an'ı nice örneklerle AÇIKLADIĞINI BİZZAT SÖYLEYEN YALNIZ ALLAH MIDIR? Özellikle bunu hatırlatmak isterim, ALLAH KUR'AN'I AÇIKLAMAK BİZİM GÖREVİMİZDİR DİYORSA KUR'AN'DA, KUR'AN'I ALLAH'IN DIŞINDA AÇIKLAYANLAR OLDUĞUNU SÖYLEMEK, ALLAH'A GÜVENMEMEK DEMEKTİR. Gelin bu soruya birlikte cevap arayalım. Ama önce, bu konuda düşüncelerini bana yazmış bir arkadaşımızın sözlerini, sizlere paylaşmak istiyorum.

“ÖĞRETMENSİZ KİTAP YOK HÜKMÜNDEDİR.

Öğretmensiz kitabın insanlara bir faydası dokunur mu? Tabii ki dokunmaz. Dokunsaydı herkes kitapları alır evinde okur öğrenirdi ve öğretmenlere de hiç gerek kalmazdı. Evinde kitap okuyanların kimi doktor olur, kimi mühendis, kimileri de matematik profesörü olurdu. Ama öyle olmadı, olmuyor ve olması imkânsız. Şu bir gerçek ki: ÖĞRETMENSİZ KİTAP YOK HÜKMÜNDEDİR. HELE Kİ BİR DE BU KİTAP, KRİPTOLUYSA (MÜTEŞABİH) VE ASIRLAR ÖTESİ MANALAR VE HÜKÜMLER İÇERİYORSA. Üstelik bu kitap kıyamete kadar de geçerli bir kitapsa, o zaman bu kitabın öğretmeni mutlaka bir “elçi” olması gerekir. Yani bu öğretmen (elçi) Allah’tan vahiy almalıdır. Allah’tan vahiy almayan bir insanoğlu kesinlikle bu kutsal kitabı açıklayamaz. Allah’tan vahiy almayan hiçbir kişiye, Güzel Kur’an'ı açıklama yetkisi verilmemiştir.”

Gerçektende öğretmensiz kitap yok hükmünde midir ve arkadaşımızın söylediği gbi Kur’an her okuyan tarafından anlaşılamayan, KRİPTOPLU YANİ ŞİFRELİ MİDİR? Bir başka şekilde düşündüğümüzde, kitabın yazarı bu kitabın anlaşılması için illaki bizlerin başında olup, bu kitabı ayrıca farklı sözlerle açıklaması mı gerekir? Önce hatırlatmak isterim, karşılaştırma yaptığımız kitap ALLAH'IN EŞİ BENZERİ OLMAYAN KİTABI KUR’AN. Sizce Allah'ın eşi benzeri olmadığını söylediği, hatta Rabbimiz bizlere meydan okuyarak, HAYDİ BİR AYETİNİN BENZERİNİ GETİRİN BAKALIM, BU KİTABI ANLAYASINIZ DİYE YEMİN OLSUN Kİ KOLAYLAŞTIRDIK dediği Kur’an'ı, beşeri kitaplarla karşılaştırabilir miyiz? Unutmayalım karşılaştırma, aynı seviyede ki kitaplar arasında yapılır. Madem bir ayetini bile bizler yazamıyorsak, nasıl olurda beşeri kitaplarla, insanların yazdığı kitaplarla, Allah'ın NURUNU karşılaştırma cesaretini gösteririz. ÖZELLİKLE KUR’AN KAST EDİLEREK, ÖĞRETMENSİZ KİTAP YOK HÜKMÜNDEDİR DEMEK, ALLAH KULLARINA ANLATAMIYOR, İZAH EDEMİYOR, RESULÜ OLMADAN KULLARINA ULAŞMIYOR DEMEKTİR Kİ, BUNA APAÇIK ŞİRK DENİR. BU DURUMDA ALLAH'IN RESULÜ ARAMIZDA YOK, ÖĞRETMENLİĞİ RESULÜN RİVAYET HADİSLERİMİ YAPIYOR? NE DEDİĞİMİZİN, NELERE İNANDIĞIMIZIN FARKINDAMIYIZ?

Öğretmensiz kitap ve onun eğitimi, bu dünyada oluyor. Örnekler verirken, lütfen bazı gerçekleri göz ardı etmeyelim. Sırf batıl inanç ve düşüncelerimizi aklayabilmek için, yanlış örnekler vermeyelim. Günümüzde açık öğretim diye bir eğitim sistemi var. Kitaplar dağıtılıyor ve herkes, dersini tek başına evinde kitaptan çalışıp, imtihan zamanı imtihana, çalıştığı kitaptan giriyor ve kalan geçen belli oluyor. Bu sistemde nerede öğretmen? İlginçtir verilen örnekler aslında düşündürücüdür. Bizler Kur’an'ı öğrenerek ne doktor olacağız, nede mühendis. Bizler Kur’an'ı okuyup öğrenerek, Allah'ın mesajını alacak ve bizler istediği en doğru yolu bulacağız.

ALLAH'IN VELİLER EDİNİP ARDI SIRA GİTMEYİN, GÜVENİLECEK VELİNİZ YALNIZ BENİM HÜKÜMLERİNİN ÜSTÜNÜ ÖRTÜP, KUR’AN'I ANLAYABİLMEK VE DİNİMİZİ YAŞAYABİLMEK İÇİN, MUTLAKA BİRİLERİNE YADA RESULÜN RİVAYET SÖZLERİNE MUHTAÇ OLMAMIZ GEREKTİĞİ FİKRİNİ TOPLUMA YAYMAYA ÇALIŞARAK, ALLAH'IN KİTABINA ŞİRK KOŞMAYALIM. ALLAH'IN RESULÜ ARAMIZDA DEĞİL, YANIMIZDA OLSAYDI, ELBETTE BİZLERİN BAŞININ TACIYDI, BU DURUMDA İŞİMİZDE KOLAY OLURDU. ONUN VEFATINDAN SONRA, ONUN RİVAYET HADİSLERİ İLE KUR’AN'I ANCAK ANLARIZ DEMEK, ALLAH'A VE KUR'AN'A YAPILACAK EN BÜYÜK SAYGISIZLIK OLDUĞU GİBİ, RESULÜNEDE İFTİRADIR. KUR’AN'I ALLAH BEN NİCE ÖRNEKLERLE AÇIKLADIM DİYOR. BUNA İNANMIYOR GÜVENMİYORDA, RESULÜNE AİT OLDUĞU İDDİA EDİLEN RİVAYET HADİSLER Mİ KUR’AN'I AÇIKLIYOR. BU NASIL MANTIK DIŞI BİR DÜŞÜNCEDİR, HALA FARKINDA DEĞİL MİYİZ? BU YANLIŞ DÜŞÜNCELER, BATILIN VE RİVAYETLERİN YAŞAYABİLMESİ ADINA YAPILAN ALDATMACALARDIR, LÜTFEN BUNLARA ALDANMAYALIM. RESULE AİT OLDUĞU İDDİA EDİLEN HADİSLERİ LÜTFEN ARAŞTIRINIZ, AYNI KONUDA BİLE BİR BİRİNİN TAM TERSİ OLAN HADİSLERİ GÖRÜRSÜNÜZ. BU ÇELİŞKİLİ VE EMİN OLAMAYACAĞIMIZ BİLGİLERLE, NASIL OLURDA KUR'AN'I ANLAYABİLECEĞİMİZE İNANIRIZ.

Şimdide örnek verdiğim, arkadaşımızın söylediği sözleri tekrar hatırlayalım. Öğretmensiz kitap yok hükmündedir sözünü, dikkat ederseniz Kur’an tek başına asla anlaşılamaz, bize de faydası dokunmaz, onu Allah'ın Elçisi bizlere açıklamıştır düşüncesini kanıtlayabilmek için söylendiği anlaşılıyor. Lütfen Kur’an'ı beşeri kitaplarla karşılaştırmayalım. Allah'ın elçisi elbette bizlerin başöğretmenidir, çünkü Allah ile aramızda elçidir. Ama Allah'ın Resulünün öğretmenliği, görevi cahiliye toplumunu, Allah'ın tebliği ile buluşturmak ve onları ikna etmektir. Adı üstünde ELÇİ. Hangi beşerin yazdığı bir kitap okunurken, insanın gönül gözünü açar? İşte Allah'ın kitabı, NURU Kur’an'ı anlayabilmek adına çaba harcayan ve okuyan insanın, gönül gözünü açacağını söylüyor. BÖYLE BİR KİTABIN, DENGİ VAR MI Kİ KARŞILAŞTIRABİLELİM.

Bu düşünceleri söyleyen arkadaşımızın, unuttuğu bir şey var. Kur’an'da bizlerin sorumlu olduğu DİNİN ANASI TEMELİ OLAN AYETLER, şifreli ya da kriptolu değil, tam tersine MUHKEM yani şüphe duyulmayacak kadar açık olduğunu, bizzat Allah söylüyor. Anlamı şimdilik kaydıyla anlaşılmayacak ayetler ise bizleri din adına bağlayıcı, sorumlu olduğumuz ayetler değildir. Yalnız ilim adamlarının zamanla anlayacağı, ortaya çıkaracağı müteşabih bir ayetten, bizler nasıl sorumlu oluruz, bunu da mı düşünemiyoruz? İlginçtir Allah, kötü niyetli insanların, Kur’an'ın MUHKEM ayetleri nı bırakıp, müteşabihlerin ardına düşerek, insanların kafasını karıştırırlar diyor. Bu ayetler ilmin gelişmesi ile ilim adamları tarafından ortaya çıkartılacak, Kur’an'da işaret edilen bilimsel konulardır. Peki bu durumda, Kur’an'ın öğretmeni, yani açıklayıcısı, izah edeni kimdir? Kur’an'a baktığımızda, Allah Kur’an'ı bizzat kendisinin açıkladığını söylüyor. Yani Allah ın Elçisininde başöğretmeni, bizleri yaratan Allah dı. İsteyen inanır, istemeyen inanmaz, bunu söyleyen Allah.

Hud 1–2: Elif Lâm Râ. BU KUR’AN; ÂYETLERİ, HÜKÜM VE HİKMET SAHİBİ (BULUNAN VE HER ŞEYDEN) HAKKIYLA HABERDAR OLAN ALLAH TARAFINDAN MUHKEM (EKSİKSİZ, SAĞLAM VE AÇIK) KILINMIŞ, SONRA DA ALLAH’TAN BAŞKASINA KULLUK ETMEYESİNİZ DİYE AYRI AYRI AÇIKLANMIŞ BİR KİTAPTIR. (De ki:) “Şüphesiz ben size O’nun tarafından gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim.” (Diyanet meali)

Bakın Allah bizlerin sorumlu olduğu muhkem ayetleri, bizzat kendisinin açıkladığını söylüyor, ayrıca neden açıkladığı konusunda da açıklama yapıyor. Açıkladım ki diyor Allah, benden başkasına kulluk etmeyesiniz, boyun büküp benden başkasına muhtaç olmayasınız. BİZLERE KUR'AN AÇIK VE ANLAŞILIR DEĞİLDİR DİYENLER, TOPLUMU KENDİLERİNE BAĞLAMAYA ÇALIŞAN DİN TACİRLERİDİR. LÜTFEN ONLARIN TUZAĞINA DÜŞMEYELİM VE ALLAH'A GÜVENELİM. Elçisine de kendi sorumluluğunu hatırlatarak, bakın ne söylemesini istiyor bizlere. "BEN YALNIZ UYARICIYIM, MÜJDECİYİM." Hatırlayınız lütfen, Allah ın Elçisi ÜMMİYDİ yani daha önce dini konularda bilgisi yoktu. Dinden sapmış, hurafelere dalmış, ne Yahudi nede Hıristiyan değildi. Onun içinde dini konularda bilgisi de yoktu. Allah'ın Elçisi ne öğrendiyse Kur’an'dan yani Allah dan öğrendi. Kıyame suresi 19. ayette ne diyordu hatırlayalım. “SONRA ŞÜPHEN OLMASIN Kİ, ONU AÇIKLAMAK DA BİZE AİTTİR.” Eğer Kur’an'ın tümüne iman ettiğimizi söylüyorsak, lütfen Kur’an'a parçalı yaklaşmayalım. Ayetleri doğru anlamak için, diğer ayetlerden yardım alarak anlamaya çalışalım. Yoksa ellerimizle Kur’an'da çelişki yaratırız. Anlamamakta ısrar edenlere bir örnek daha verelim.

Enam 55: SUÇLULARIN YOLU DA AÇIĞA ÇIKSIN DİYE, AYETLERİ İŞTE BÖYLE AYRI AYRI AÇIKLARIZ. (Diyanet meali)

Sanırım ayet çok açık, sorumuza cevap veriyor. Gelelim Nahl 44. ayeti tercüme ederken kullanılan kelimeye. Bu ayette geçen bir kelimeyi öyle bir tercüme edip yazıyorlar ve öyle bir anlam veriyorlar ki, Kur’an'ın tamamına ters düşmesi ve yanlış anlaşılması, her nedense hiç kimsenin umurun da bile olmuyor. Örnek verelim.

Nahl 44: (O peygamberleri) APAÇIK BELGELER VE KİTAPLARLA GÖNDERDİK. İnsanlara, kendilerine indirileni AÇIKLAMAN ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kur’an’ı indirdik. (Diyanet meali)

Ayette çok net bir bildirim var. Allah gönderdiği tüm elçileri apaçık belgelerle yani gönderdiği apaçık kitaplarında izah ederek gönderdiğini söyledikten sonra, Allah'ın Elçisinin Kur’an'ı açık olmayanı açıklar hale getirip, anlatacağını nasıl söyleriz. Kur’an'ın Allah tarafından, anlaşılır hale getirilip açıklandığını birçok ayetinde söylediği halde, bu kelimeye farklı anlamlar verip, Kur’an'ın tam tersi bir düşünceyi, nasıl olurda bu kelimeye yükleriz. Ayette geçen bu kelime, ayetleri tebliğ etmek, mesajı ulaştırmak yani Allah'ın açıklayıp, nice örneklerle izah ettiği şekliyle, açık seçik olarak bildirmek, onlara gerçeklerin Allah katından geldiğine ikna ederek, onları açıkça bilgilendirmek anlamında söylendiği, çok net anlaşılmaktadır. Lütfen ayette geçen bir kelimeye anlam yüklerken, Kur’an'ın diğer ayetleriyle çelişmeyelim. Bunu yaparsak kendimizi kandırmış oluruz. Sizlere bir ayet daha hatırlatmak istiyorum, konuyu daha iyi anlayabilmemiz için. Sanırım bu ayetten, Kur’an'ın öğretmeninin kim olduğu, çok açık anlaşılıyor.

Enam 105: BÖYLECE BİZ AYETLERİ GENİŞ GENİŞ AÇIKLIYORUZ Kİ, «SEN DERS ALMIŞSIN» DESİNLER DE BİZ DE ANLAYAN TOPLUM İÇİN KUR’AN’I İYİCE AÇIKLAYALIM. (Diyanet vakfı meali)

Bu bilgiden sonra, Kur’an'ın öğretmeninin, ayetleri açıklayan ve elçisine tebliğ edenin, bizzat Allah olduğu, çok net açıklığa kavuşmuştur. Anlamak istemeyene, elbette sözümüz yok. Allah ayetleri geniş geniş, yani apaçık örneklerle açıkladığını tekrar ediyor. Bunun sebebini de söylüyor. Kur’an'ı tebliğ ederken, sen daha önce dini konulara vakıf değildin, sen bu bilgileri bir yerden ders almışsın, yoksa bu kadar açık bu konuları bilmezdin daha önce desinler diyor. Neden Allah bunu söylüyor? Hatırlayınız Allah'ın Resulünün Kur'an, ÜMMİ olduğunu söylüyordu. Yani din adına hiçbir bilgisi yoktu. Onun için Kur’an ayetlerini elçisine en açık, detaylı bir şekilde açıklayıp, izah ediyor ki Allah Kur’an ile sen bunları mutlaka tebliğ almışsın, kafandan uydurmuş olamazsın, diye düşünsünler diyor.

Lütfen şunu unutmayalım. Allah'ın Elçisi bizlere, Kur’an'ın dışından sağlığında hiçbir bilgi ya da kitap bırakmamıştır. Allah'ın Elçisinin en yakınlarındaki insanlar tarafından da, Kur’an'ın dışından hiçbir kitap yazmamışlardır, buna dört halife de dâhildir. Kur’an'ı açıkladıklarını iddia ettikleri ve Allah'ın Elçisinin adını kullanarak yazıya geçirdikleri hiçbir hadis hakkında, Allah'ın Resulünün onayı, bilgisi yoktur. ZATEN TAMAMI BİR RİVAYETE GÖRE DİYE BAŞLAR VE BAZI KİŞİLERİN KENDİ ANLAYIŞ VE DÜŞÜNCELERİ DOĞRULTUSUNDA RİVAYETLERİDİR SÖYLENENLER. Bunu lütfen unutmayalım. Sizce bu bilgilere, şüphe duymadan inanıp, nasıl imanımızı yaşarız ve bu bilgilerle Kur'an'ı anlamaya çalışırız. Bu hadisler, Allah'ın Elçisinin vefatından yaklaşık 200-250 yıl sonra nakledilmeye, toplanmaya başlandıysa, bu bilgiler ışığında Kur’an'ı anlamalıyız diyenler, çok büyük bir yanılgı içinde olduklarını bilmelidirler. Unutmayalım lütfen, Allah sizleri Kur’an'dan hesaba çekeceğim diye hükmünü verdiyse, Kur’an asla açıklanmamış, izah edilmemiş olamaz. ÇÜNKÜ ALLAH AÇIKLAMADIĞI HİÇ BİR ŞEYDEN BİZLERİ SORUMLU TUTMAZ VE AÇIKLAMADIĞI KUR’AN'IN İPİNE SARILIN EMRİNİ VERMEZ. LÜTFEN ALLAH'A GÜVENELİM, EMİN OLAMADIĞIMIZ RİVAYETLERE DEĞİL.

Değerli din kardeşlerim. Kur’an'ı anlayarak dikkatle, yavaş yavaş düşünerek bolca okuyalım. Emin olmadığımız bilgilerin ardından değil, emin ve sorumlu olduğumuz Kur’an'ın sözlerine kulak verelim. İnanın bunu yaparsak pişman olmayız. Sizlere son olarak, Allah'ın Elçisine verdiği görev yetki ve sorumluluklarını yazarak, hatırlatmak istiyorum. Bu bilgileri genelde yazılarımda sürekli kullanırım, ama ne kadar dikkate alınıyor, işte onu bilemiyorum. Eğer Allah'ın Elçisine verdiği görevi ve yetkiyi, bizler Kur’an'dan gereği gibi anlamış olsaydık, inanın bizleri hiç kimse Allah ile aldatamaz, Kur’an'ın yolundan saptıramazdı.

“RESULÜN GÖREVİ İSE AÇIK BİR TEBLİĞDEN İBARETTİR.” “Ankebut 18”

“RESULE DÜŞEN, SADECE AÇIK-SEÇİK DUYURMAKTIR.” “Nur 54”

“BEN, İMAN EDEN BİR TOPLULUK İÇİN, BİR UYARICI VE BİR MÜJDE VERİCİDEN BAŞKASI DEĞİLİM.” “Araf 188”

“BİZ, RSULLERİ ANCAK MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ.” “Enam 48”

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .