Ana içeriğe atla

BAKARA 169-170. ARAF 33. ALİ İMRAN 66. ALLAH A KARŞI, BİLMEDİĞİMİZ ŞEYLERİ SÖYLEMEK HARAMDIR.


Yaşadığımız İslam, sınır tanımayan batıl ve hurafelerle yaşanıyor ne yazık ki. Kur’an rehber olmaktan çıkarılmış, yüksek bir yere asılmış, ona saygı böyle gösteriliyor. Bu sözleri, neden söylediğime gelince. Bizler İslam ı yaşarken, Allah ın sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an dan o kadar uzaklaştık ki, Allah ın emirlerinden haberimiz bile yok. Sormak isterim, acaba hangimiz Kur’an ı anladığımız dilden bir kez düşünerek ve dikkatle okuduk? Bu soruma vereceğiniz cevabı, çok iyi biliyorum ve üzülüyorum. 

Bizler Kur’an dan habersiz İslam ı yaşadığımız içindir ki, büyük çoğunluğumuz HAKKI BATIL, BATILI HAK ZANNEDİYOR. Böyle olunca da, yaptığımız yanlışların farkında olamıyoruz. Bu yazım da sizlere çok önemli bazı ayetler hatırlatıp, sizleri üzerinde düşünmeye davet etmek istiyorum. Aynı konularda belki, birçok yazı yazmıştım ama bu konu o kadar önemli ki, yüzlerce kez hatırlatmak bile az gelir. 

Mezheplerin, FIKIH inancının öğretisi olan, bir düşünce vardır hatırlayalım. “İSLAM YALNIZ KUR’AN İLE YAŞANMAZ VE DİN ADINA HER BİLGİ KUR’AN DA YOKTUR. RİVAYET HADİSLER OLMASAYDI, KUR’AN I ANLAYAMAZDIK VE KUR’AN KAPALI KALIRDI.” Değerli din kardeşlerim, işte fıkıh ve mezheplerin öğretisi böyle. Düşünebiliyor musunuz, Allah bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği rehber kitabın MUHKEM ayetleri, Allah ın gönderdiği şekliyle anlaşılamıyor, onun anlaşılması için, mutlaka beşeri bir açıklamaya ihtiyacı var diyenlere, hiç şüphe duymadan inanıyoruz. 

Kur’an Allah ın koyduğu sınırların olduğunu açıklar ve sakın Kur’an ın sınırlarını aşmayın, emin olmadığınız bilgilerin ardına düşmeyin, KÂFİRLERDEN OLURSUNUZ DİYE BİZLERİ UYARIR.  Peki, bizler ne yapıyoruz, bu uyarıları dinliyor muyuz? Elbette hayır, bırakın Kur’an ın sınırlarını aşmayı, dipsiz bir kuyunun içine düşercesine, Kur’an ın tek kelime bilgi vermediği konularda bile Allah ve elçisi hakkında uydurulan öyle yalanlara, iftiralara inanıyoruz ki, şeytanın tuzağına düşüyoruz. Bahsettiğim ayetleri hatırlatmak istiyorum.

Bakara 168: Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helâl ve temiz olanlarından yiyin! Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır.169: O, size ancak kötülüğü, hayâsızlığı ve ALLAH’A KARŞI BİLMEDİĞİNİZ ŞEYLERİ SÖYLEMENİZİ EMREDER. (Diyanet meali)

Allah bizlere, helal kıldığı şeyleri yememizi ve şeytanın izinden gitmememiz için uyarıyor. Peki, bu uyarının ana konusu neymiş, şimdide ona bakalım. Şeytan bizlere kötülüğü, hayâsızlığı emreder diyor. Devamında ise, ne yazık ki bugün dikkate almadığımız ve bizlerin belki de farkında olmadan yaptığı bir yanlışa dikkat çekiyor ve bakın ne diyor.

(ALLAH’A KARŞI BİLMEDİĞİNİZ ŞEYLERİ, SÖYLEMENİZİ EMREDER.)

Biliyorum, yüreğiniz sızladı değil mi? Kur’an  tek kelime bile bahsetmediği halde, bugün bizlere bunlarda Allah katından diyerek, neler neler anlatmadılar mı ve bizlerde inanmadık mı? İşte bunu yapanlara ve bunlara da inananlara Allah, ŞEYTANIN İZİNDEN GİDENLERDİR DİYOR. Tabi bizlerin bunlara uymamamız için de uyarıyor.  Çok dikkat çekici olan ise, bu ayetin devamında Allah ın yaptığı açıklamadır. Cahiliye devrinde dini yaşayanlar bunlar unutmayalım, Ehli kitap toplumlar. Bu insanlar Allah ın indirdiğine elbette inanıyorlar ama günümüzde yaptığımız yanlışın aynısını yaparak, onu yeterli görmüyorlar ve onun yanında, atalarından intikal eden, rivayet sözlere de inanmakta ısrar ettiklerini söylüyor Kur’an ve bakın ne diyor.

Bakara 170: Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun!” denildiğinde, “HAYIR, BİZ, ATALARIMIZI ÜZERİNDE BULDUĞUMUZ (YOL)A UYARIZ!” DERLER. Peki, ama ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (onların yoluna uyacaklar)? (Diyanet meali)

Görüyor musunuz, cahiliye devrinin yaptığı yanlışların aynısını, bugün bizler yapıyoruz ama farkında bile değiliz toplum olarak. Söylediğim gibi cahiliye döneminde, Allah ın sınırları aşılarak, doğruluğundan emin olamadıkları halde, atalarından intikal eden inançlarını da yaşamakta özellikle ısrar ediyorlar, onlardan vazgeçmek istemiyorlardı.  Çünkü indirilen kitapta atalarının inançlarını arıyorlar, bulamayınca da bu kitapla yalnız imanımızı yaşayamayız diyordu Ehli kitap.  Böylece Peygamberimizin davetine icabet etmiyorlardı. Çünkü peygamberimiz Allah dan aldığı emirle, YALNIZ Kur’an a uyulması gerektiğini bildirmişti. BİZLERDE AYNI HATAYI YAPMIYOR MUYUZ? Kur’an ı yeterli görmeyip, atalarımızdan intikal eden ve BİR RİVAYETE GÖRE DİYE BAŞLAYAN AMA KUR’AN DA ASLA BAHSEDİLMEYEN BİLGİLERE, ALLAH KATINDANDIR DİYE, İNANMIYORMUYUIZ? Rabbimizin ayetin sonundaki uyarısı, dikkat çekicidir. ( Peki, ama ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı?) Yorum ve karar sizlerin.  

Hâlbuki Allah Kur’an da bir başka ayetinde de bizleri uyararak, Allah ın açıklamadığı, izah etmediği hiçbir şeyin din olmadığını, dinin asli unsuru olamayacağını ve bunları din diye kabul edenlerin, HARAM suçu işlediğini bakın nasıl izah ediyor.

Araf 33: De ki: “Rabbim ancak, açık ve gizli çirkin işleri, günahı, haksız saldırıyı, HAKKINDA HİÇBİR DELİL İNDİRMEDİĞİ HERHANGİ BİR ŞEYİ, Allah’a ortak koşmanızı VE ALLAH’A KARŞI BİLMEDİĞİNİZ ŞEYLERİ SÖYLEMENİZİ HARAM KILMIŞTIR.” (Diyanet meali)

Bunca açık ayetleri gördüğümüz ve tebliğ aldığımız halde, hala geleneklerimizi ve hurafe inançlarımızı yaşamak adına, Allah ın ayetlerine gözlerimizi kapatıp, ayetlerin üstünü örtmeye devam mı edeceğiz. Yoksa bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği, Kur’an ın apaçık hükmettiği uyarılarına mı iman edeceğiz? 

Allah ayetinde, hakkında hiçbir delil indirmediği bir konuda ve bizleri yaratan Rabbimiz hakkında bilmediğimiz konularda konuşmamızı, HARAM kıldığını söylüyor. Ama bizler Allah ın açıklamadığı öyle şeylere inandırıldık ki, HARAMI TIKA BASA YEDİĞİMİZİN, FARKINDA BİLE DEĞİLİZ. Onun içinde İslam toplumları, Allah ın gazabından kurtulamıyor.  Bunca açık ayetleri gördüğümüz halde, hala her şey Kur’an da yazmaz diyenlere inanıyor, sözlerine kanıyoruz. Son olarak bir ayet daha örnek vermek istiyorum Kur’an dan. Allah Ehli kitaba hitaben sesleniyor ve bakın ne diyor.

Ali İmran 65: Ey kitap ehli! İbrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz. Oysa Tevrat da, İncil de ondan sonra indirilmiştir. Siz hiç düşünmüyor musunuz? (Diyanet meali)

Bu uyarı ayette Allah, sizleri bilgilendirdiklerim dışında, öyle şeyler söylüyor inanıyor ve aranızda tartışıyorsunuz ki, gerçeklerle hiçbir ilgisi yok. Ben sizlere gerekeni gönderdiğim kitaplarla açıklamıştım, ama sizler hala batılı, hurafeyi rehber alarak tartışıyorsunuz diyor. Devamındaki ayette de, bugün bizlerin de yaptığı büyük yanlışlara ders olurcasına, bakın sert bir üslupla nasıl uyarıyor.

Ali İmran 66: İŞTE SİZ BÖYLE KİMSELERSİNİZ! HADİ HAKKINDA BİLGİ SAHİBİ OLDUĞUNUZ KONUDA TARTIŞTINIZ; FAKAT BİLGİ SAHİBİ OLMADIĞINIZ KONUDA NİÇİN TARTIŞIYORSUNUZ! Oysaki Allah, her şeyi bilir, siz ise bilmezsiniz.  (Diyanet vakfı meali)

Ayetler çok açık bizleri uyardığı halde, bizler hala bu uyarılara gözlerimizi kapatıyorsak, söylenecek sözün bittiği yerdir diyebiliriz. Karar ve yorum sizlerin. Çünkü hepimiz bu geçici dünyada imtihandan geçiyoruz. Bir Müslüman a düşen, din kardeşini yalnız ve yalnız, Kur’an ile uyarmak olmalıdır.

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...

Enam Suresi 38. Ayet. “Biz Kitapta Hiç Bir Şeyi Eksik Bırakmadık.”

Bizler Kur’an ayetlerini doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine Kur’an’ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamanın yolunu yöntemini seçmeliyiz. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum, önce ayeti yazalım daha sonra üstünde birlikte düşünelim. Enam 38:  Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali) Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var.  BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK . Sizce Allah, hangi kitaptan bahsediyor olabilir? Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsedi...