Ana içeriğe atla

BAKARA SURESİ 85. AYETTEN, ALMAMIZ GEREKEN DERSLER.



Allah Kur’an ı bizlere, bir rehber ve bir güneş olsun diye indirdiğini, Kur’an da verdiği örneklerden yola çıkarak, kıssadan hisseler, dersler çıkarmamızı ister. Bakara suresi 85. ayetinde Allah, geçmişte yapılan hatalardan bizlere ibret almamız için örnekler verip, İsrail oğullarını nasıl ikaz ettiğini ayetinde açıklar. 

Önemli olan bugün bizler, bu ayetten nasıl bir ders çıkarmalıyız, onu anlamaya çalışalım. Çünkü Allah bu örneği Kur’an da bizlere verdiyse, ondan bizlerin mutlaka dersler çıkarmamızı istediği için vermiştir. Bunu da unutmayalım.

Bakara 85: Sonra (yine) siz, birbirinizi öldürüyor, bir bölümünüzü yurtlarından sürüp-çıkarıyor ve günah ve düşmanlıkla aleyhlerinde ittifaklar kuruyor ve size esir olarak geldiklerinde onlarla fidyeleşiyorsunuz. Oysa onları çıkarmanız size haram kılınmıştı. YOKSA SİZ, KİTABIN BİR BÖLÜMÜNE İNANIP DA BİR BÖLÜMÜNÜ İNKÂR MI EDİYORSUNUZ? ARTIK SİZDEN BÖYLE YAPANLARIN DÜNYA HAYATINDAKİ CEZASI AŞAĞILIK OLMAKTAN BAŞKA DEĞİLDİR; KIYAMET GÜNÜNDE DE AZABIN EN ŞİDDETLİ OLANINA UĞRATILACAKLARDIR. Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.

Allah bu ayetinde İsrail oğullarından aldığı sözü hatırlatıp, yaptığı yanlışı ikaz edip, çok önemli bir hatırlatma yapıyor ve bakın ne söylüyor?

"YOKSA SİZ, KİTABIN BİR BÖLÜMÜNE İNANIP DA, BİR BÖLÜMÜNÜ İNKÂR MI EDİYORSUNUZ?"

Demek ki o devrin toplumu Tevrat indirildiğinde, Allah ın ayetlerinin bir kısmını göz ardı edip, kendi beşeri FIKIH inançlarını, ihtiraslarını yaşıyorlar ki, Allah bu ikazı yapıyor. Hala Yahudiler geçmişte olduğu gibi günümüzde de, Allah ın indirdiği kitabın dışında, kendilerine dini konularda FIKIH inançlarını yaşayabilmek için oluşturdukları Talmut, mişne isimleri verdikleri sözlü rivayetlerden oluşan kitapları vardır. Bu bilgilerle ancak inançlarını yaşayabildiklerine inanırlar. Tıpkı bizlerin yaptığı yanlış gibi, Tevratı inançlarını yaşabilmek için yeterli ve detaylı kabul etmezler. EĞER BİZLERDE, KUR'AN DA ŞEFAAT TÜMDEN ALLAH A AİTTİR, HİÇ BİR ŞEFAATİN OLMADIĞI O GÜNEN SAKININ DEDİĞİ HALDE, BEŞERİ FIKIH İNANCIMIZI YAŞAYABİLMEK İÇİN, BU AYETLERİ GÖRMEZDEN GELİYOR VE KENDİMİZE ALLAH IN YANINDA ŞEFAATÇİLER EDİNİYORSAK, BİZLERDE YAHUDİLER GİBİ, ALLAH IN VAHYİNİN BİR KISMINA İNANIYOR, BİR KISMINA İNANMIYORUZ DEMEKTİR

Peki, bizler bu sözlerden bu ayetten, nasıl bir ders çıkarmalıyız? İşte burası bizler için önemli, yoksa Allah bu ayeti, bu örneği niçin bizlere iletsin. Günümüzde biz Müslümanlar, acaba aynı hatayı yapmıyor muyuz? Kur’an da her şey yoktur, özet bilgi vardır dersek, acaba iman eden toplumu Kur’an dışına yönlendirmiş olmuyor muyuz bu durumda.

YA DA KUR’AN DA NESİH EDİLMİŞ, YANİ HÜKMÜ KALDIRILMIŞ AYETLER VARDIR DİYEREK, ONLARCA HATTA YÜZLERCE AYETİN HÜKMÜNÜN KALKTIĞINI SÖYLEDİĞİMİZDE VE BUNLARA DA İMAN ETMEDİĞİMİZDE, ACABA AYNI HATAYI ELLERİMİZLE YAPMIŞ, KUR’AN IN BİR BÖLÜMÜNE İNANIP, BİR BÖLÜMÜNE İMAN ETMEMİŞ OLMUYOR MUYUZ? BAZI KİŞİLER, ATALARININ İNANCINI YAŞAMAK ADINA, ALLAH IN BAZI AYETLERİNİ GÖRMEZDEN GELDİĞİNDE, ÜSTÜNÜ ÖRTTÜĞÜNDE DE, AYNI YANLIŞ YAPILMIŞ OLMUYOR MU?

Bu sözlerden yola çıkarak, bizlerin Kur’an ın bütününe, tamamına iman etmemiz gerektiği gibi, bunun dışından bizlere iletilen Kur’an da asla bahsedilmeyen, açıklanmayan hükümlere de iman etmemeliyiz. Çünkü Rabbimiz ne diyordu bizlere Zühruf 44. ayette?

"DOĞRUSU KUR'AN, SANA VE KAVMİNE BİR ÖĞÜTTÜR. İLERİDE ONDAN SORUMLU TUTULACAKSINIZ."

Allah sizleri O kitaptan, indirdiğim vahyimden sorumlu tutuyorum diyorsa, bizlere düşen Kur’an ın tümüne iman etmek olmalıdır. Eğer Kur’an ayetlerinin bir kısmının hükmünün kalktığını, nesih edildiğini, yada açık ve detaylı olmadığını, Alla ın Resulünün sünneti yani dine koyduğu hükümleri, rivayet hadisleri yada mezheplerin FIKIH inancı gibi, başka kaynaklara ihtiyacımız olduğunu söylediğimizde, gerçek iman edenlerden asla olamayız. Hatırlatmak isterim, Allah bunları yapanlar için, bakın ayetin sonunda ne diyordu hatırlayalım.

"ARTIK SİZDEN BÖYLE YAPANLARIN DÜNYA HAYATINDAKİ CEZASI AŞAĞILIK OLMAKTAN BAŞKA DEĞİLDİR; KIYAMET GÜNÜNDE DE AZABIN EN ŞİDDETLİ OLANINA UĞRATILACAKLARDIR. ALLAH, YAPTIKLARINIZDAN HABERSİZ DEĞİLDİR."

Ne dersiniz bizler, aynı hataları yapmıyor muyuz günümüzde? Ben iman ettim demekle, namazı kılıp orucu tutmakla, bu işin bitmeyeceğini yukarıdaki ayet çok güzel anlatıyor, tabi anlayanlara, gözlerinde perde olmayıp, gönülleri taşlaşmayanlara.

Allah azabın şiddetlisine uğratacak kimselerin, kimler olduğunu anlatıyor, lütfen bunların kimler olduğunu çok iyi anlayalım. Bunlar bütünüyle iman etmeyenler değiller. Hatta tam tersine, Allah ın indirdiği kitaba iman eden, Allah a söz veren bir toplumdan bahsediyor. Fakat daha sonra Allah a söz verdikleri halde, bir kısım konularda sözünden döndüklerini, böylece işlerine geldiği gibi hareket edip, ALLAH IN İNDİRDİĞİ KİTABIN BİR KISMINA İNANIP, BİR KISMININ GEREKLERİNİ YERİNE GETİRMEDİKLERİNDEN BAHSEDİYOR, böylece büyük günah işledikleri anlatılıyor.

Acaba bizlerde çok fazla düşünmeden, hatta farkında olmadan Allah a, Kur’an a iman ettik diyerek söz verdiğimiz halde, büyük günahlar işlediğimizin farkındamıyız? İşte bu soruya doğru cevap verebilmemiz için, Kur’an ı anlayarak bolca okumalı ve üzerinde dikkatle düşünmeliyiz. ALLAH IN KUR’ AN DA HÜKÜM VERDİĞİ BİRÇOK KONULARDA, TAMAMEN TERSİNİ SÖYLEYİP İNANDIĞIMIZI, HALA FARK EDEMİYORSAK, BU YANLIŞIN SONUCUNA DA KATLANMASINI BİLMELİYİZ.

Örnek verecek çok fazla konu var, fakat sizlere daha öncede birçok kez hatırlattığım, ama çoğu kez gözden kaçan bir hatamızı, farkında olmadan işlediğimiz HARAM ların ne olduğu ayeti, hatırlatmak istiyorum.

Araf 33; De ki: Rabbim ancak açık ve gizli kötülükleri, günahı ve haksız yere sınırı aşmayı, HAKKINDA HİÇBİR DELİL İNDİRMEDİĞİ BİR ŞEYİ, Allah'a ortak koşmanızı ve ALLAH HAKKINDA BİLMEDİĞİNİZ ŞEYLERİ SÖYLEMENİZİ HARAM KILMIŞTIR.

Yukarıdaki ayetin üzerinde çok iyi dikkatle düşündüğümüzde, günümüz İslam âleminin içinde bulunduğu HARAM BATAKLIĞINI anlamak, zor olmasa gerek. Allah bakın neleri HARAM kıldığını söylediği halde bizler, bunun tersini yaşayıp neler söylüyoruz, bir düşünün isterseniz.

"HAKKINDA HİÇBİR DELİL İNDİRMEDİĞİ BİR ŞEYİ, ALLAH HAKKINDA BİLMEDİĞİNİZ ŞEYLERİ SÖYLEMENİZİ HARAM KILMIŞTIR."

Bizler Kur’an da hiç bahsedilmeyen, açıklanmayan yüzlerce hatta binlerce konular hakkında, anlatılan rivayetlere iman edip, nasıl bir yanlışın içinde olup, HARAMI tıka basa yediğimizin farkında mıyız? Kur’an da her bilgi detaylı yoktur diyenlere inandığımızda, nasıl bir bataklığın içine çekildiğimizi, lütfen artık fark edelim. 

Yorum ve karar sizlerin. Çünkü bu yanlışı yapanların sonu ve gideceği yeri Allah çok güzel işaret etmiş, anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az der atalarımız.

Saygılarımla 
Haluk GÜMÜŞTABAK



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .