Ana içeriğe atla

ŞEFAAT KONUSUNDA KUR'AN DAN UYARILAR VE DİKKAT ÇEKİCİ ÖRNEKLER....


Bu yazımda sizlere Şu'ara suresinde, İbrahim peygamberimizin kıssasından örnekler vermek istiyorum. İbrahim peygamberimiz, Allah ın övgüsüne mazhar olmuş, Kur’an da örnekleri çok geçen, bizlerinde Resulü dür. Hz. İbrahim dönemi, gerçekten sapkınlığın hurafe ve batılın zirvesinde bir dönemdi. Toplumun yanlış inançlarına adeta isyan etmiş ve bunu, eylemlerinde de göstererek, toplumun dikkatini çekmiştir.

İbrahim peygamberimizin yaşadığı dönem putların, putlaştırılmış insanların dine hâkim olduğu bir dönemdi. Tüm bu zorlukların arasından sıyrılmayı başarmış ve Rabbimizin güvenine, övgüsüne layık olmuştur. Bu yazımda Şu’ara suresinde, İbrahim peygamberimizin söylediği, Kur’an dan bazı ayetlerden bahsetmek istiyorum. Kıssadan hisse alırız inşallah.

Şu’ara 78: O Kİ, BENİ YARATAN VE BANA DOĞRU YOLU GÖSTERENDİR. 

Şu’ara 82: VE HESAP GÜNÜ, HATAMI BAĞIŞLAYACAĞINI UMDUĞUMDUR. (Elma Hamdi meali)

Kur’an verdiği örnek kıssalarla, bizleri eğitir ve bilgiler verir. Yani Kur’an ın anlatım şekli çok basit ve her seviyedeki bir insanın anlayacağı şekildedir. Böyle olmasa, sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum der mi? Onun için Allah birçok kez, YEMİN OLSUN Kİ KUR’AN I ANLAYASINIZ DİYE KOLAYLAŞTIRDIK DER. Ama bizler nefislerimizde yarattığımız inancımızın etkisiyle, bunun tam tersini söyleyerek, Kur’an ı herkesin anlayamayacağını, yalnız Kur'an ile İslam ın yaşanmasının mümkün olmadığını, Kur'an ın  anlaşılması için tarihi bilgi ve Peygamberimizin rivayet hadislerine ihtiyaç vardır demekte kusur görmüyoruz. Bu sözlere inanınca da, Kur’an ile bağımızı kurmaya hiç çaba harcamıyoruz. TEK BAŞINA OKUNDUĞUNDA ANLAŞILAMAYAN, İZAHA MUHTAÇ OLAN BİR KİTABI KİM OKUR? İŞTE KUR'AN BÖYLE TERK EDİLDİ VE RİVAYETLER DİNİN ASLİ UNSURU OLDU. Kur’an ın açık ve anlaşılır olduğunu söylediği ayetler dinin anası, temeli olan MUHKEM ayetlerdir, onu hatırlatmak isterim.

Ayetten de anlıyoruz ki, İbrahim peygamberimiz doğru yolu, Allah ın gönderdiği ayetlerden bulduğunu söylüyor. Bu ayetten alacağımız kıssadan hisse, bizlerde doğru yolu bulmak istiyorsak, ALLAH IN GÖNDERDİĞİ KUR’AN IN DIŞINA, ASLA SAPMAMALIYIZ. İbrahim peygamberimizin sözlerinden, bugün bizlerin yaptığı çok büyük bir yanlışa, aslında güzel bir örnek var. Hz. İbrahim HATALARIMI, YANLIŞLARIMI BAĞIŞLAYACAĞINI UMDUĞUM, ALLAH DIR DİYOR. 

Düşünebiliyor musunuz, Allah bu örneği bizlere Kur’an da neden veriyor sizce? Çünkü bugün bizler şunu söylüyoruz. Peygamberler hatasız ve günahsızdır. AYRICA PEYGAMBERLER ŞEFAATÇİDİR. Bırakın peygamberleri, bugün bizler edindiğimiz velilerin, şeyhlerin ve efendilerin şefaatçi olduğuna inanıyoruz. İşte bu yanlış inançlarımızdan dolayı Rabbimiz, öyle örnekler veriyor ki Kur’an da, bizler zerre kadar ders almıyoruz. LÜTFEN ŞEFAAT İLE İLGİLİ AYETLERİ, KUR'AN DAN DİKKATLE OKUYALIM. OKUMAZDA, BİRİLERİNDEN ÖĞRENMEYE ÇALIŞIRSAK, İNANIN HESAP GÜNÜ ÇOK PİŞMAN OLURUZ.  Hatırlayınız Muhammed suresi 19. ayette de Allah, peygamberimize hitaben ne demişti?

"HEM KENDİ GÜNAHIN İÇİN, HEM DE MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR İÇİN ALLAH'TAN BAĞIŞLANMA DİLE."

Tabi bizler tüm bumlardan dersler alamadık. Kur’an ile bağımızı kuramadığımızdan, hala Allah ın yanında şefaatçiler edinmekten çekinmiyoruz. Allah ın, HİÇBİR ŞEFAATİN FAYDA ETMEDİĞİ O GÜNDEN SAKININ sözlerinin üstü örtülüyor, sırf batıl inançlarının yaşanması adına, ayetler görmezden geliniyor.

Kur’an şefaat kelimesini bağışlama, affetme anlamında kullanmıştır. ONUN İÇİNDE AFFEDEN, BAĞIŞLAYAN YALNIZ BENİM DİYOR. Hükmüme hiç kimseyi ortak etmem diyen Allah, bu kadar önemli bir yetkiyi, yarattığı bir beşerle paylaşırmı? Bu durumda Allah kendisi ile yarattığı kulunu, aynı seviyeye getirmiş olur. Bunuda mı düşüne miyoruz? Kur’an Nisa 85. ayetinde, her kim iyiliğe aracılık ederse onunda o işten nasibi olur, her kim kötü bir işe aracılık ederse ondanda ona, bir pay vardır der. Ama bu dünya yaşantımızla ilgili bir konudur. Bunları din kardeşlerimize hatırlattığımızda ise peygamberler, veliler, şeyhlerin şefaat etmesi, Allah ile günahlarımızın affı için aracılık etmesi anlamındadır diye savunma yapılmaktadır. KUR’AN BÖYLE BİR ŞEFAATTEN BAHSETMEZ. Bu bizlerin uydurmasıdır. ALLAH İLE KULU ARASINDA, HİÇ KİMSENİN OLAMAYACAĞINI, İslam dininde ruhbanlık olmadığını, hiç kimsenin bir diğerine faydasının dokunamayacağını, Kur’an bizlere anlatır ve peygamberimize hitaben, Allah bakın ne söyler.

Müddesir 11: BENİ, YARATTIĞIM KİŞİYLE BAŞ BAŞA BIRAK. (Diyanet meali)

Gerçektende Allah ile kulu arasında, hiç kimse yoktur. Hepimiz hesap günü tek başımıza olacağız, yaptıklarımız ile karşı karşıya geleceğiz. Bakın Yaradan elçisine, bizlere ne söylemesini özellikle istiyor.

Cin 21: De ki: “Şüphesiz ben, SİZE NE ZARAR VEREBİLİR NE DE FAYDA SAĞLAYABİLİRİM.” (Diyanet meali)

Bu ve buna benzer, o kadar çok ayetler var ki Kur’an da, onunla bir bağ kuramayan, elbette mahşer günü çok pişman olacaktır. Peygamberimiz SİZLERE BENİM BİR FAYDAM OLMAZ, yani herkes yaptıklarının hesabını verecektir dediği halde, gözler perdeli, gönüller mühürlü, batılın etkisiyle söylenenleri seyredip duruyoruz. Böyle olunca da, ne söylediğimizi bilmiyoruz.

Camiler, şefaat ya Resulallah yazıları ile dolu. Yani bu dua ile bizler, şefaat bağışla bizi ey Allah ın resulü diyoruz. Bağışlanmayı Allah ın yerine bizler, peygamberimizden diliyoruz. Sizce peygamberimiz affedilmeyi, bağışlanmayı bizleri yaratan Rabbimizden diliyorsa, bizlerinde aynı yolu izleyerek, ŞEFAAT EY YÜCE RABBİMİZ dememiz gerekmez mi? Karar sizlerin.

KUR'AN DA ŞEFAATİN YANİ BAĞIŞLANMANIN YALNIZ ALLAH IN YETKİSİNDE OLDUĞUNU ANLATAN, BİRÇOK AYET VARKEN, BİZLER HALA BU AYETLERE GÖZLERİMİZİ KAPATIP, BİR AYETTE GEÇEN KELİMELERİN ANLAMLARI İLE OYNAYIP,  AYETİN ANLAMINI ÇARPITARAK, BATIL İNANÇLARIMIZI AYETLERE İLAVE ETMEYE ÇALIŞIYORSAK, ANCAK KENDİMİZİ ALDATMIŞ, KANDIRMIŞ OLACAĞIMIZI, LÜTFEN UNUTMAYALIM.

Ali İmran 78: Onlardan bir grup var ki, KİTAPTA OLMAYAN BİR ŞEYİ SİZ KİTAPTAN SANASINIZ DİYE, DİLLERİYLE KİTABI ÇARPITIRLAR ve Allah'tan olmadığı halde, “Bu, Allah katındandır!” derler, böylece bile bile ALLAH HAKKINDA YALANLAR UYDURURLAR. (Bayraktar Bayraklı)

Dilerim hesabın görüleceği o çetin gün, yüzleri gülenlerin safında oluruz. Kur’an ın uyarılarının farkında olan, Allah ın halis kullarından olmamız dileklerimle.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...

Enam Suresi 38. Ayet. “Biz Kitapta Hiç Bir Şeyi Eksik Bırakmadık.”

Bizler Kur’an ayetlerini doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine Kur’an’ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamanın yolunu yöntemini seçmeliyiz. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum, önce ayeti yazalım daha sonra üstünde birlikte düşünelim. Enam 38:  Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali) Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var.  BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK . Sizce Allah, hangi kitaptan bahsediyor olabilir? Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsedi...