Ana içeriğe atla

İNANCIMIZI KULLANANLARIN, ARTIK TUZAĞINA DÜŞMEYELİM.



İnancımızı, dinimizi körü körüne bir kişiye güvenip, inanıp ardı sıra gitmenin, ne derece yanlış olduğunu  ve bununda yalnız kendimize değil, topluma ve ülkemize de nasıl zararlar verdiğinin, düşündürücü bir örneğini yaşattı Rabbimiz bizlere. BAŞIMIZA GELEN BU ŞERDEN İBRET ALARAK, DERSLER ÇIKARANLARA NE MUTLU.

Allah bizleri imtihan ettiğini söyler Kur’an da ve din, iman adına sakın veliler, efendiler, şeyhler edinmeden imtihanınızı yaşayın dedikten sonra, güvenebileceğimiz tek velinin, Allah bizzat kendisi olduğunu, çok açık bir şekilde ayetinde bizlere bildirir ve uyarır. Tabi bizlerin rehberi ne yazık ki Kur’a olmaktan çıkartıldığı için, bizler bu uyarıları ya duymayız, ya da duymamız engellenmiştir. Kur’an ışığıyla nurlanmayan bizler, birde Allah ın bu uyarılarına tamamen ters düşen bir inancı kabul ederek VELİSİ, ŞEYHİ OLMAYAN CENNETE GİDEMEZ diyecek kadar yoldan çıktığımızın, farkında bile değiliz.

Çok yakın zamanda gazetelerden okumuşsunuzdur. Bir tarikat şeyhi, müritlerinin içinde küçük yaştaki erkek çocuklarına bile musallat olabilecek kadar, rezil ve haysiyetsiz olabiliyorlar. Birde bu insanlardan dini öğrenenleri düşünün lütfen. Bu örnekleri Allah bizlere veriyor ama anlayan ders alabilen var mı acaba? Yoksa bu haberlerin, üstünü örtmeye mi çalışıyoruz.

Allah Kur’an da bu konu ile ilgili uyarılarına devam ederek, SAKIN SİZLERİ ALLAH İLE ALDATMASINLAR sözlerinden de elbette hiç nasiplenmedik. Çünkü birileri bizlere, Kur’an ı anlayarak okumak yerine, anlamadan okumamızı tavsiye ettikleri için, Yaradan ın ikazları bizlere hiç ulaşmadı. Bizler, sevap kazanma sözcüğünün ne anlama geldiğini bile anlayamadık. Anlamını bilmesen de Kur’an ı oku dediler, böylece DİNİ ÇIKARLARI ADINA KULLANAN CEMAAT, TARİKAT OLUŞUMLARI TOPLUMU, DİN ADINA İSTEDİKLERİ GİBİ YÖNETTİLER. Hâlbuki Allah Kur’an dan başka bilgilere, sözlere uymamamız gerektiğini bildirmiş, din adına güvenebileceğimiz, Allah dan başka veli, dost edinmemizi yasaklamıştır.

Araf 3:  Rabbinizden size İNDİRİLEN KİTAP'A UYUN, O'NDAN BAŞKA DOSTLAR EDİNEREK ONLARA UYMAYIN. PEK AZ ÖĞÜT DİNLİYORSUNUZ. (Diyanet eski meali)

Ülke olarak yaşadığımız bu vahim durum, bizlere ibret olmalıdır. Dini çıkarları adına kullanan din simsarcıları, çıkar çatışmasına girdiklerinde, nasıl bir birlerine düşman kesildiklerini, hatta akla gelmeyen şeyleri yaptıklarını gördük. Ama Allah ın adaleti devreye girince, gerçekler ortaya çıktı. ŞİMDİDE SEYREDİN BAKIN, ALLAH KİMİ KİMİNLE TERBİYE EDİYOR. Ne dersiniz, çok düşündürücü değil mi?

Zalimleri, adaletsizleri bu hale getirenler, güçlendirenler KENDİ MENFAATLERİ DOĞRULTUSUNDA CANAVARLAR YARATANLAR, lütfen biraz durup düşünsünler ve ibret alsınlar. Allah, din, iman kelimesini ağzından düşürmeyenlerin, İslam a verdiği zararları anlatmak mümkün değil. Şunu lütfen unutmayalım din, iman sözcüklerle değil, Allah ın Kur’an da ki emirlerini, hayata geçirmekle yaşanır. Allah bu konuda bizleri uyararak, KİMİN TAKVACA ÜSTÜN OLDUĞUNU, KİMLERİN EN DOĞRU YOLDA OLDUĞUNU, YALNIZ BEN BİLİRİM DEMİŞTR.

İsra 84: De ki: “Herkes kendi yapısına uygun işler görür. RABBİNİZ, EN DOĞRU YOLDA OLANI DAHA İYİ BİLİR.” (Diyanet meali)

Allah ın bunu söylemesinin nedenlerini bizler, anlamak istemediğimiz içindir ki, günümüzde öyle insanları ALLAH DOSTU YAPIP YÜCELTTİK Kİ, NEFSİMİZDE ALLAH KATINDA TAKVACA ÜSTÜN İNSANLAR YARATTIK. Şimdide onların zulümleriyle ülkemiz acılar yaşıyor. Hatırlayınız lütfen, ismini dahi zikretmek istemediğim bu zat hakkında, nasıl güzel övgüler söyleniyordu, yere göğe sığdıramıyorlardı. Sonuç ne oldu? Anlayan, düşünen ibret alan ders çıkaracaktır.  Düşünmeyi birilerine emanet edenlere zaten sözüm yok. Onlar her şeye müstahaktır.

Değerli din kardeşlerim. İnancımızı, imtihanımızı hiç kimseye emanet edemeyeceğimizi, bizlerin bizzat yaşamamız gerektiğinin bilincinde olmalıyız. Sorumlu olduğumuz rehberin, yalnız Kur’an olduğunu lütfen unutmayalım, UNUTURSAK ALLAH BÖYLE ACILARI BİZLERE, TEKRAR YAŞATACAKTIR.

Kur’an ın uyarısı, sizleri yönetecekleri EHİL İNSANLARDAN SEÇİNDİR. Bu uyarının ne olduğunu anlamanın zamanı geldi ve geçiyor. Kur’an demokrasiyi bizlere öneriyor, onun içinde, YÖNETİCİLERİNİZİ KENDİNİZ SEÇİNİZ DİYOR ve toplumlarında bilinçli olması adına uyarılar yapıyor. Bu gerçekleri görmemizi istemeyen cemaat, tarikat eksenli oluşumlar, toplumun bu gerçeklerini görmesini engelliyorlar. HATTA BU GRUPLARA GİRENLERİN DÜŞÜNME, AKLINI KULLANMA YETKİSİNİ DE ELLERİNDEN ALARAK, BİZZAT KENDİLERİNE HER KONUDA KOŞULSUZ BİAT/İTAAT ETMELERİNİ SAĞLIYORLAR. Böyle olunca da, koyun misali yaşamaktan kurtulamıyoruz. ONUN İÇİNDİR Kİ DEMOKRASİ, KENDİ YÖNETİCİSİNİ BİZZAT KENDİSİ SEÇEBİLECEK BİLİNCE, BİLGİ VE BECERİYE SAHİP OLAN, TOPLUMLARIN YÖNETİM ŞEKLİDİR.

Yaşadığımız bu acı örnekte, çok kişinin ve ailelerin, ana, babaların canı yandı, yanmaya da devam edecektir. Gelin yaşadığımız bu acı örnekten, dersler çıkartalım. AÇIĞA ÇIKAN BU ZALİM VE PERVASIZ ÖRGÜTÜN BİRÇOK BENZERLERİNİN, ORTALIKTA CİRİT ATTIĞINI UNUTMAYALIM. EL BİRLİĞİYLE ONLARIDA TOPLUMDAN TEMİZLEYELİM. Onlarında diğerlerinden farklarının olmadığını bilelim ve bizleri kendi çıkarları adına nasıl kullandıkları gerçeğini, BİR DAHA AYNI ACI OLAYLAR YAŞANMADAN, ARTIK BİZLER FARKINA VARALIM ve bu örgüt, cemaat, tarikat oluşumlarının tuzaklarına düşmeyelim.

Artık ülkemiz buna benzer acılar yaşamasın. Bizleri ALLAH İLE ALDATANLARIN TUZAĞINA DÜŞMEYELİM. Allah ın önerisi laik demokratik yönetimi, hayatımıza tam olarak geçirelim ve yöneticilerimizi seçerken de, EHİL İNSANLARDAN SEÇELİM. Bu Kur'an ın emridir.

Kur’an dinde zorlama yoktur der ve bizlerin imtihanının, bizzat Allah ile kul arasında olduğu vurgusunu çok açık yapar. İşte bu laik ve demokratik bir yönetimin tarifidir. Laik yönetim dinsizlik değil, tam tersine her dinin ve inancın önünü açan ve rahatça yaşanmasını sağlayan bir yönetim şeklidir.

Allah elçisi tarafından gönderilen Kur’an a kullarının, ne derece uyup uymayacağını, kişinin kendisine bizzat bırakması LAİK DEVLET YÖNETİMİNİN TARİFİDİR. Lütfen dikkat, devlet yönetimi diyorum. KİŞİ LAİK OLMAZ, ÇÜNKÜ HER İNSANIN İMAN ETTİĞİ, YAŞADIĞI BİR İNANCI VARDIR VE ONDAN SORUMLUDUR, BUNA HİÇ KİMSE MÜDAHALE EDEMEZ.

Bizler ne yazık ki Allah ın yanında, şefaatçiler, dostlar, veliler edindik ve bunun cezasını çekiyoruz. Allah benden başka dost, şefaatçi edinmeyin dediği halde bu yanlışı yapıyoruz.

Secde 4: Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a kurulandır. SİZİN İÇİN O’NDAN BAŞKA HİÇBİR DOST, HİÇBİR ŞEFAATÇİ YOKTUR. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Diyanet meali)

Ülkemizin başına gelen bu elem, üzüntü verici olaydan çok önemli dersler çıkartırsak, Rabbimiz aynı acıları bizlere bir daha yaşatmayacaktır, lütfen buna inanalım. Onun içinde cemaat, tarikat oluşumlarının içinde olmayalım. Bizleri yönetenlerde bunlara izin vermemelidir. İmanımızı bizzat bizler çaba göstererek, Kur’an dan anlayarak ve üzerinde düşünerek yaşayalım. Böylece imanımızı, inancımızı kullananlarında tuzağına düşmemiş oluruz.

Allah bizlerin, ülkemizin yardımcısı olsun. Kur’an gerçeklerinin farkına varabilen, Allah ile aldatanların tuzağına düşmeyen, toplumlar olabilmek dileklerimle.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .