Ana içeriğe atla

YAHUDİLERİN GÜNÜMÜZDE YAPTIĞI KATLİAMLARA, İNANÇLARININ ETKİSİ.







İsrail in kadın, çoluk-çocuk demeden, insafsızca Filistinlilere saldırılarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Kimi insan hakları savunucuları, konu bir hayvan olduğunda, ona yapılan zulmü günlerce dile getirip, onlara yapılan zalimliği, yürüyüşler ve pankartlarla protesto ederler. Konu insan olunca, kendilerinden olmayınca her ne hikmetse çok fazla kınayan olmaz Dünyada. İsrail bu yaptığı insanlık ayıbını, ne yazık ki ilk defa yapmıyor, şöyle bir geriye gittiğinizde zorla kurdurulan İsrail devletinin, kurulduğundan bu yana, bu tür katliamları sıklıkla görüyoruz. Peki, bir çetenin, ya da insafsız zalim örgütlerin yapabileceği bu zulmü, katliamları nasıl olur da Yahudiler kendilerine, yaşam felsefe olarak belirler.

Yahudilerin sürekli yaptıkları bu davranışlarında, inançlarının etkisi çok büyüktür. Yahudi inancının kutsal kitaplarının öğretisinin kendilerine, nasıl bir telkinde bulunduğunu ve Yahudi toplumu nasıl yönlendirdiğini, iki örnek vererek anlatmak istiyorum. DÜNYANIN BAŞINA BELA OLAN, KENDİSİNDEN BAŞKA TOPLUMLARA ZULMÜ REVA GÖREN BİR İNANCIN KAYNAĞINA, BAKAR MISINIZ LÜTFEN. 

Bir aileyi düşünelim, bir erkeğin en yakını evlendiği eşi ve ondan doğan çocuklarıdır. Sizlere Tevrat’tan bu konuyu içeren iki örnek vermek istiyorum. Olayların karşısında takınılan tavra ve verilen cezalara dikkat ediniz lütfen. Çünkü günümüzde yapılan katliamların, ana kaynağını burada göreceksiniz. Evlendiği eşine ve evladına aşağıda yazacağım cezaları reva gören, başka insanlara nasıl davranır, onun da yorumunu sizlere bırakıyorum.

TEVRATTAN ALINTIDIR;

YASANIN TEKRARI 22;

13 “Bir adam bir kadın alır, yattıktan sonra ondan hoşlanmazsa,

14 ona suç yükler, adını kötüler, ‘Bu kadınla evlendim ama onunla yatınca erden(kız) olmadığını gördüm derse,

15 kadının annesiyle babası kızlarının erden olduğuna ilişkin kanıtı alıp kapıda görevli kent ileri gelenlerine getirecekler.

16 Kadının babası ileri gelenlere, ‘Kızımı bu adamla evlendirdim ama o kızımdan hoşlanmıyor diyecek, ‘Şimdi kızımı suçluyor, onun erden olmadığını söylüyor. İşte kızımın erden olduğunun kanıtı! Sonra anne-baba kızlarının erden olduğunu kanıtlayan yatak çarşafını ileri gelenlerin önüne serip gösterecekler.

18 Kent ileri gelenleri de adamı cezalandıracaklar.

19 CEZA OLARAK ONDAN YÜZ GÜMÜŞ ALIP KADININ BABASINA VERECEKLER. Çünkü adam İsrailli bir erden kızın adını kötülemiştir. KADIN ADAMIN KARISI KALACAK VE ADAM YAŞAMI BOYUNCA, ONU BOŞAYAMAYACAKTIR.

20 “Ancak bu sav doğruysa, kızın erden olduğuna ilişkin bir kanıt bulunamazsa,

21 kızı baba evinin kapısına çıkaracaklar. KENT HALKI TAŞLAYARAK KIZI ÖLDÜRECEK. Babasının evindeyken fuhuş yapmakla İsrail’de iğrençlik yapmıştır. Aranızdaki kötülüğü ortadan kaldıracaksınız.

Bu alıntıyı okuyunca, hemen geleneklerimizde olan gerdek gecesi ve kanlı çarşafı hatırladınız sanırım. İşte bu adet dahi, Yahudilerden içimize nasıl sokulduğunun açık kanıtıdır. Kur’an da asla kızlık konusunda bir konu geçmez. Çünkü Kur’an evlenilecek bir kadında namus, hayâ, iffet ve şerefi arar. Bakın burada bile, Kur’an ın yüceliğini ve her devre uyan bir kitap olduğunu, insanlara karşı nasıl yumuşak ve yakın davrandığını görüyorsunuz. Sırf bu yanlış gelenek yüzünden, hala binlerce kızımız horlanmakta, dışlanmakta, gerdek gecesi babasının evine gönderilmektedir. Hatta utancından intihar bile etmektedirler.

İlk defa evlenen bir kızda, gerdek gecesinde bahsedilen kanama her zaman olmayabilir. Bunu tıp ilmi de açıkça söylemektedir. Bazı kızların kızlık zarı doğumda yırtıldığı gibi, bazı kızların kanaması belli belirsiz gelir. Hatta bazı kızların çocukluk dönemlerinde yanlışlıkla yaptığı ani hareketlerden dolayı yırtıla da bilir. Şimdi düşünün geçmişi ve kızlarımıza atılan bu haksız iftiraları ve bu yanlış geleneğin, bakın nereden içimize girdiğini görün. 

Kur’an asla ve asla böyle bir olaydan bahsetmez, söylediğim gibi kadının namuslu ve şerefli olması ve bu konuda sözlerine güvenilmesini önerir. Şimdide bu konuda Yahudi inanışına bakalım. Düşünebiliyor musunuz, evlendiği kadından hoşlanmayan erkek, kadına sırf kızlığından kan gelmedi diye, onu taşlayarak ölüme gönderebiliyor. Kızın anne babasının bile, söz hakkı yok bu konuda. Hem de kendi kapısı önünde, evladının taşlanarak öldürülmesini seyredecek. Erkek iftira atmışsa verilecek ceza ise tam Yahudilerin maddiyata verdiği önemin göstergesi gibi.  Yüz gümüş para cezası alınacak babaya verilecek, kadında adamın karısı olarak ebedi kalacak. 

Düşünebiliyor musunuz, o kadının ömür boyu çekeceği eza ve cefanın halini. İşte Yahudilerin inançları ve bir olay karşısındaki çözüm yolu. Bugün İslam inancına da giren taşlayarak öldürme, bakın nerelerden içimize sinsice sokulmuş görüyor musunuz? Günümüzde siz Yahudilerin taşlayarak öldürdüğü bir kadın gördünüz ya da duydunuz mu? İşte bu yanlış inançlarından Yahudiler vazgeçti, ya bizim içimize soktukları bu yanlış inançtan, bir kısım İslam âlemi vazgeçti mi? Sanırım işin üzücü yanı da burası. Yorum sizlerin. İLGİNÇTİR ZORLA IRZINA GEÇİLEN KADIN, GÜNÜMÜZDE IRZ DÜŞMANIYLA EVLENMEK ZORUNDA BİLE BIRAKILIYOR. BÖYLE HABERLERİ ÜLKEMİZDE DE DUYMUŞSUNUZDUR. UTANÇ VERİCİ İNANÇLARIN İÇİMİZE, NEREDEN GİRDİĞİNİ GÖRÜYOR MUSUNUZ.

Şimdi vereceğim örnek ise gerçekten Yahudilerin karşılaştığı zor bir olay karşında, kendi evladı bile olsa, nasıl bir çözümü seçtiklerinin güzel bir kanıtıdır. Sizlere sormak istiyorum eğer yaramaz, laf dinlemeyen birazda içkici bir oğlunuz olsa, ona ne yapardınız? Bakın Yahudiler hangi yolu izliyor, işte Yahudilerde günümüzde, aynen bu yolu kendi evlatlarında belki değil ama başkalarının evlatlarında deniyorlar, başka bir şekilde. Yine bir alıntı yapalım.

TEVRATTAN ALINTIDIR;

Yasanın Tekrarı 21:

18 “Eğer bir adamın dik başlı, başkaldıran, annesinin ve babasının sözünü dinlemeyen, onların tedibine aldırmayan bir oğlu varsa,

19 Annesiyle babası onu tutup kent kapısında görev yapan kent ileri gelenlerine götürecekler.

20 Onlara şöyle diyecekler: ‘Oğlumuz dik başlı, başkaldıran bir çocuktur. Sözümüzü dinlemiyor. Savurgan ve içkicidir.

21 Bunun üzerine kentin BÜTÜN ERKEKLERİ ONU TAŞLAYARAK ÖLDÜRECEKLER. Aranızdaki kötülüğü ortadan kaldıracaksınız. Bütün İsrailliler bunu duyup korkacaklar.”

İşte Yahudilerin felsefesi, bakın nasılda ortaya çıkıyor, son söze lütfen dikkat edin BÜTÜN İSRAİLLİLER BUNU DUYUP KORKACAKLAR. Yahudiler de tüm Dünyaya, özellikle Filistinlilere aynen bu taktiği güdüyorlar, içlerine KORKU SALMAK. KENDİ TOPLUMUNA, İNSANLARINA BUNU YAPANLARIN, BAŞKA TOPLUMLARA NELER YAPABİLECEĞİNİ, DOĞRUSU HAYAL BİLE EDEMİYORUM. Bizler gerçek İslam’ın, KUR’AN IN etrafında birleşmediğimiz takdirde, onlar daha çok katliam yapacaklardır, korku salacaklardır etrafına, bunu unutmayalım. Bizlerde ancak onları seyretmekle yetiniriz. Yapılan katliamlara karşı, nerede İslam ülkeleri? Amerika’yla kucak kucağa hepsi. Ayrıca içimizde zaten bizler, birbirimize düşman, mezheplere ayrılmış bir halde kardeşimizin kuyusunu kazmakla meşkuluz. Seçtiğimiz yöneticiler yapılan katliamları sözde kınamalarla geçiştirdiği sürece, bizlerin başına Yahudiler daha çok bela olacaklardır.

Dilerim bir gün, Yahudilerin bu acımasız zulmünü, hem Dünya hem de tüm İslam âlemi farkına varır ve bu zulme dur der. Yoksa bu zalim toplum, bu Dünyanın daha çok başına bela olur.

Saygılarımla 
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır

SALAT'IN BİR ANLAMININDA, NAMAZ OLMADIĞINI SÖYLEYEN KARDEŞLERİMİZE.

  Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Kur’an’da geçen SALAT kelimesi üzerinde olacak. Salat Allah’a dua etmek, toplumun birbirine destek olması ve bizlerin farsça namaz dediğimiz kıyam, rükû ve secde ile yapılan şekilsel bir dua ibadeti anlamlarına gelir. Bu makalemde üzerinde durmak istediğim konu, bazı arkadaşlarımızın kıyam, rükû ve secde ile yaptığımız ibadetin aslında, Kur'an'da geçmediğini iddia ettikleri konusu üzerinde olacak.  Her düşünceye saygılı olurda, hiç bir etki altında kalmadan, derinlemesine Kur’an ayetleri üzerinde düşünürsek, inanıyorum ki en doğru sonuca ulaşabiliriz. Eğer birbirimize saygısız tavırlar içinde olurda, bizim gibi inanmadığı için, karşımızdaki kişiyi dinsizlikle suçlarsak, daha baştan büyük hata yapmış oluruz.  ÖNCE ŞUNU ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE, YAZIMIN BAŞINDA SÖYLEMEK İSTERİM. ŞU AN KILDIĞIMIZ NAMAZIN AYNISINI, DETAYLARINI KUR’AN’DA ARAMAYALIM, BULAMAYIZ. ÇÜNKÜ ALLAH BU ŞEKLİYLE, YANİ DETAYI İLE NAMAZI KUR’A