Ana içeriğe atla

Hesap Vakti Yaklaşıyor, Farkında Mısınız?



Bizler hayatımızı nasıl sorgusuz, çok fazla düşünmeden hesapsız  yaşıyorsak, inancımızı ve dinimizi de ne yazık ki genelde aynı düşünceyle yaşıyoruz. Hayata atıldığımız, yuvamızı kurduğumuz günden itibaren, kurulmuş bir çalar saat gibi, BİRİLERİNİN GÜDÜMÜNDE yaşıyoruz ömrümüzü. Genelde hepimiz kendi nefislerimizde planlar yaparız, beş yıl sonra arabam olsun, on yıl sonra evim olsun deriz, onar yılın planını yaparız aklımızca. Unuttuğumuz şey ise sanki birisinden o yıllara ulaşacağımız garantisini almış gibi hareket etmemizdir. Onca telaşın içinde, ruhumuzun derinliklerinden gelen sese de kulak veririz bazen. Bizim bir yaratıcımız, sahibimiz var onu da unutma der adeta benliğimiz bize. Kendi hayat telaşemiz den, yaptığımız ileriye dönük planlardan, çok az vakit ayırırız Allah'ı anlamaya, zikretmeye onun mesajlarını okumaya.
 
Bazı art niyetli insanlar, bu gafletimizi iyi kullanır ve içimize öyle bir girerler ki din, iman, Allah diye, anlayamayız hangisi doğru, hangisi yanlış olduğunu. Çünkü düşmüşüz dünya telâşe sine. Öyle olunca da Allah ile aldatıcılar türemiş çevrimizde bolca. Bizlere nefislerimizin etkisiyle, dünya telaşesi, mal mülk çabası ne yazı ki ağır basmıştır. İYİ Kİ BAZEN KENDİMİZE GETİRİR RABBİMİZ, ARA SIRA BİZLERE VERDİĞİ MUSUBET, ACI, KEDER, HASTALIKLARLA. Yoksa nefisler ağır basacak, şeytanlaşmış insanların safında olacağız. Allah'ın rehberi ile gerektiği gibi tanışmadığımız için, DİN ADINA İNANMAK ZORUNDA KALMIŞIZ, HER SÖYLENENE.
 
Kolayımıza gelmiş, zaman ayırmadan, araştırmadan Allah'ı ve Kur'an'ı anlatanları dinlemek. ZATEN SEN KUR'AN'DAN ANLAMAZSIN, İLMİN NE Kİ DEMİŞLER, BUDA SANKİ ÜŞENGEÇLİĞİMİZE BİR KILIF OLMUŞ, KABULLENMİŞİZ HİÇ DÜŞÜNMEDEN. Zannetmişiz bu sözler Rabbin sözleri, zannetmişiz bu emirler Yaradan'ın emirleri diye. Birde bakmışız, ömrün çalar saati artık tekliyor neredeyse duracak. Bütün planlar iptal edilmiş, artık umduğumuz hesaplar tutmadı, ömür sona ermek üzere düşüncesiyle, telaşa düşmüşüz birden. Kendi kendimize, ömür nede çabuk geçti diye hayıflanır olmuşuz. Kimisi bunun farkında bile olmadan o hızla, göçer gider dünyadan.  Bir kısmımız son demlerimizi yaşarken, hesabın telâşesine  düşeriz. Aceleyle arayı kapatamaya çalışırız, vakit varken.
 
Çok fazla araştıracak, soruşturacakta zaman yoktur. Vakit yok telaşesiyle, bir kısmımız anlamını bilmeden okur Allah'ın kelamını, böyle olunca ne söylenirse kabul ederiz. Allah'ın ne dediğini, bizlerden ne istediğini hiç bilmeden sevap kazanabilmek umuduyla Kur'an'ı okuruz. Halbuki Allah katında sevap kazanmak, Kur'an'ı okumakla değil, HAYATA GEÇİRMEKLE OLACAĞINI ANLAYAMAMIŞIZ. TOPLUMU ALLAH İLE ALDATANLAR, SEN ANLAMINI BİLMESENDE ARAPÇASINDAN OKU, ALLAH SEVAP YAZAR DİYENLERE İNANMIŞIZ. Bilmez ki bu sözler, gerçeklerin ortaya çıkmaması için bir örtüdür, aldatmacadır yanlışların, batılın üstüne.
 
Biraz araştırıp okuyanlar, yaşananların ve anlatılanların doğru olmadığını anlar. Öyle olunca korkar, ürperir ben ne yapmışım diye. Kimisi hiç çaba harcamadan, anlatılanların Allah emri olduğunu zannederek, kabullenir yaşar ve göçer gider bu dünyadan.  ALLAH, BATILI HURAFEYİ KENDİ NEFSİNDE AKLAMAYA ÇALIŞANA DA, GERÇEKLERİN PEŞİNDE OLUP, KUR’AN'I EKSİKSİZ ANLAMAYA ÇALIŞANA DA, NİYETLERİ ÖLÇÜSÜNCE KUR’AN'DAN NASİBİNİ VERİR. Telaşımız kaybettiğimiz yıllaradır. Kaygımız yaptığımız yanlışlarımıza. Hayat telaşesine düşünce, unuttuk asli görevimizi. Düştük nefsimizin peşine. ALLAH'IN BİZLERİ BU DÜNYAYA GETİRME SEBEBİNİ FARK ETTİĞİMİZDE, SANIRIM BİRAZ GEÇ KALDIĞIMIZI ANLADIK. Yalan ve rivayetlerle boşa geçirdiğimiz zamana, hayıflanır olduk.
 
Değerli din kardeşlerim, bugün uyanma vaktidir. GEÇ KALMAKTAN DEĞİL, UYKUDAN UYANMAMAKTAN KORKALIM. Gelin boşa geçen yılları telafi edelim. Gelin emin olmadığımız rivayetlerin, sözlerin ardından değil, Allah'ın Eğriyi doğrudan ayıran FURKAN'IN ipine sarılalım. Ona soralım sorularımızı, ona danışalım, inanın en doğru cevabı bizleri yaratandan alırız. Demiyor mu kitabında, Allah'tan daha doğru sözlü, kim vardır diye. Derdimizi açalım Allah'ın huzuruna durarak. Onun nuruyla nurlanıp, onun ışığıyla aydınlanalım. Boşa geçmiş yılların affını dileyelim.
 
Batılın zehri suyumuza, aşımıza, nefesimize karışmış, kanımızı emiyor. Artık bunu fark edelim. BATILI, HURAFEYİ, EMİN OLMADIĞIMIZ SÖZLERİ TERK EDELİM. ALALIM ELİMİZE KUR’AN'I, ONU SEN ANLAYAMAZSIN DİYENLERE İNAT, KUR'AN'I  ANLAYARAK, DÜŞÜNEREK BİR ÖĞRENCİ MİSALİ OKUYALIM. Allah'tan daha doğru, daha güzel kim anlatır bizlere Kur'an'ı? Bu çabayı harcadığımızda, Kur’an'ın nuruyla gönül gözlerimiz açıldığında, bunca yıldır yaptığımız yanlışları fark edeceğimizden, hiç birimizin kuşkusu olmasın. Bu gerçekler bizleri belki üzebilir ama unutmayalım, BİZLERİN ÖYLE BİR RABBİ VAR Kİ, AFFETMEYECEĞİ BAĞIŞLAMAYACAĞI HİÇ BİR ŞEY YOKTUR. YETERKİ İMTİHAN VAKTİ BİTMEDEN, GERÇEKLERLE YÜZLEŞEREK, GEREKENİ YAPALIM, Allah'a karşı kulluk görevimizi yerine getirelim.
 
Amacım sizlerin dikkatinizi çekerek, bir nebze olsun düşünmenize vesile olmaktır. YAŞAM BİR SU MİSALİ AKIP GİDİYOR. Durdurmamız, mola vermemiz hiç mümkün değil.  EMANETİ TESLİM GÜNÜ YA YARIN, YA DA YARINDANDA YAKIN, LÜTFEN UNUTMAYALIM. Hayatın telaşesinde, bizleri yaratan Allah'a da bir zaman ayırmanın, güzelliğini tadalım. Eğer mülkün sahibine gereken saygıyı gösterirsek, inanın aynı sevginin kat kat fazlasını, Allah'tan  göreceğimizden hiç şüphemiz olmasın. EĞER BİZLER ALLAH'IN ÖNERDİĞİ GİBİ, KUR’AN'IN İPİNE SARILARAK, ONU ANLAMAK İÇİN ÇABA GÖSTERİP, ONA KULLUK GÖREVİMİZİ YAPARSAK, RABBİMİZ ADINA ZAMAN AYIRIRSAK, O DA HUZURA GİTTİĞİMİZDE BİZLERE ZAMAN AYIRACAK VE BİZİ MÜKÂFATLANDIRACAKTIR.
 
EĞER KUR’AN'A SARILMAK YERİNE, SİZ KUR’AN'DAN ANLAYAMAZSINIZ DİYENELERİN SÖZLERİNE KANIP, BEŞERİN EMİN OLAMAYACAĞIMIZ BATIL, SANI, RİVAYET KİTAPLARINA ZAMAN AYIRIRSAK, MAHŞER GÜNÜ KARŞIMIZDA YARDIMCI MUHATAP, ASLA KİMSEYİ BULAMAYACAĞIZ. ÇÜNKÜ ONLARDA, HESABIN TELÂŞESİNE DÜŞMÜŞ OLACAKLARDIR. İŞİ GARANTİYE ALARAK , SADECE KUR'AN'A SARILMAMIZ, SİZCE DAHA AKILLICA OLMAZ MI? 
 
Allah cümlemizi inşallah, hesabını verebilen Rabbin halis kulları arasına alsın. Allah'tan dileğim hesap günü, köşe bucak saklananlardan değil alnı açık, kitabı sağından verilen, Allah'ın azınlık mutlu kulları arasında oluruz inşallah.
 
 Saygılarımla
 Haluk GÜMÜŞTABAK

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...

Enam Suresi 38. Ayet. “Biz Kitapta Hiç Bir Şeyi Eksik Bırakmadık.”

Bizler Kur’an ayetlerini doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine Kur’an’ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamanın yolunu yöntemini seçmeliyiz. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum, önce ayeti yazalım daha sonra üstünde birlikte düşünelim. Enam 38:  Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali) Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var.  BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK . Sizce Allah, hangi kitaptan bahsediyor olabilir? Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsedi...