Ana içeriğe atla

TAKİYE KONUSU VE KUR'AN.....



Bizler Müslüman toplumları olarak, Kur’an dan uzaklaşıp, Mezheplerin öğretisinde beşerin oluşturduğu FIKIH inancı ile amel ettiğimiz için, birçok konuda olduğu gibi TAKİYE konusunda da inanılmaz hatalar yapıyoruz.  Bu yazımda sizleri, Kur’an ın bahsettiği TAKİYE konusu üzerinde düşünmeye davet etmek istiyorum. Takiye kelime anlamı olarak GİZLENME, OLDUĞUNDAN FARKLI GÖRÜNME, BİR BAŞKA DEYİŞLE YALAN SÖYLEME anlamındadır. Bu kelimenin anlamına baktığımızda, Takiye nin İslam inancında, normal bir durum olarak kabul görmesi, zaten mümkün değildir. Çünkü bir Müslüman yalan söylemez, karşısındakini kandırmaz, olduğu gibi görünür. Tabi tüm bunlar Allah ın emridir. Bir atasözümüz vardır, YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL deriz. Takiye konusunda, günümüzde yaşanan mezhepler ve fıkıh inancı, ne yazık ki TAKİYE YAPMAYI inanılmaz hurafe ve batıl bilgiler ışığında, neredeyse İslam ın emri konumuna getirmiştir. Rivayet edilen hadislerle, adeta TAKİYE BİR MÜSLÜMAN IN SIKIŞTIĞINDA SARILACAĞI, BİR KALKAN HALİNE DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞTÜR. 

Takiye nin normal bir davranış olduğuna inandırılan bir toplum, BİR BİRİNE GÜVENMEYEN VE İNANMAYAN, HERKESİN KARŞISINDAKİNE ŞÜPHEYLE BAKTIĞI BİR TOPLUM OLMASI KAÇINILMAZDIR. Böyle bir inancın normal şartlarda, dinin emirleri içinde olabileceğine inanabiliyorsak, bu toplumun inanç temellerinde büyük sorunlar var demektir. İlginçtir Takiye nin gerektiği zaman kullanılabilecek bir ruhsat olduğunu kabul edenler, Kur’an dan iki ayeti delil göstermektedirler. 

Ali İmran 28: Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur. ANCAK KÂFİRLERDEN GELEBİLECEK BİR TEHLİKEDEN SAKINMANIZ BAŞKADIR. Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. Dönüş yalnız Allah’adır. (Diyanet Vakfı meali)

Nahl 106: Kalbi imanla dolu olduğu hâlde ZORLANAN KİMSE HARİÇ, inandıktan sonra Allah’ı inkâr eden ve böylece göğsünü küfre açanlara Allah’tan gazap iner ve onlar için büyük bir azap vardır. (Diyanet meali)

Bu iki ayet delil gösterilerek, sınırlama koymadan her Müslüman sıkıştığında, inancının tersine sözler söyleyebileceği, kâfirlere hoş görünmek adına, onların inançlarını onaylayabileceği hükmünü çıkarmışlardır. Bu nasıl bir inanç, Kur’an yalnız iki ayetten mi ibaret? Ne yazık ki bizler nefislerimizin esiri olup, ayetlerin anlamlarını eğip bükerek ve de onlarca ayetin üstünü örterek, kendimize bir din yaratmışız. Hâlbuki bu ayetlerin indirilmesinin nedeni, Allah ın Resulüne iman edenlerin İNKARCILAR,  KÂFİRLER TARAFINDAN İŞKENCE YAPILDIĞI, ZOR DURUMDA BIRAKILARAK DIŞLANMALARI ÜZERİNE İNDİRİLMİŞTİR. Bu durumda olanların, geçici bir süre kendilerini gizleyebilecekleri bildirilmiştir.

Bu iki ayete lütfen dikkat edelim. Müslümanların kâfirlere karşı, çok zor durumda kalmaları halinde, imanlarını gizlemelerinde bir sakınca yoktur diyor. Burada verilen ruhsat çok açıktır. MÜSLÜMAN’IN TEHLİKE İLE KARŞILAŞMADIĞI DURUMLARLA, HİÇBİR İLGİSİ YOKTUR. Çok zor durumda kalmış, tehdit altındaki bir Müslüman dan bahsediliyor. Tıpkı Allah Kur’an da, yenmemesi gereken haramları sayarken, ZOR DURUMDA KALIRSANIZ, HADDİ AŞMAMAK ŞARTIYLA YİYEBİLİRSİNİZ DEDİĞİ, örneğinde olduğu gibidir. 

Bugün hangimiz aç kalıp, zor durumda kalarak domuz etini yemek zorunda kaldık? Belki vardır ama çok başvurulan bir ruhsat olmadığı açıktır. Yukarıdaki örnekte bahsedilen de aynen böyledir. Düşmanın eline düşmüş, zor durumda kalan bir Müslüman da, gerekirse inancını gizleyebilir, doğruları söylemeyebilir iznini Allah veriyor. BUNA ASLINDA TAKİYE DENMEZ, GERÇEKLERİ GEÇİCİ BİR SÜRE, ZORUNLULUKTAN GİZLEMEK DENİR. Çünkü Takiye, hayatımızın normal şartlarında yaşarken, menfaat ummak ya da arzu ve isteklerimizi gerçekleştirmek adına, yalan söylemek ve olduğumuzdan çok farklı görünmektir. Ne yazık ki ayetlere çok farklı anlamlar vererek arzularımıza, yanlış inançlarımıza kanıt gösteriyoruz. Bunu bizler her konuda yapıyoruz.

Takiye ve Takva aynı köktendir. Takva Allah korkusu, yani onun rızasını kazanmak adına çaba gösteren anlamına gelirken, Takiye ise insanlardan korkmak ve sakınmak, gizlenmek anlamındadır. Onun içindir ki RABBİMİZ KUR’AN DA KORKULACAK, SAKINILACAK YALNIZ ALLAH TIR DİYEREK, bizleri ayetinde uyarır ve korkmadan, çekinmeden Allah ın yolundan bizlerin gitmesini emretmiştir. Allah Kur’an da bizleri doğruya, güzele yöneltmiş ve bu konuda uyarılarda bulunmuştur. Bu konuda birçok ayet olduğu halde, bir Müslüman ın her sıkıştığınızda, zora geldiğinizde Takiye yapabileceğini nasıl söyleriz. ÇÜNKÜ TAKİYE YALAN SÖYLEMEKTİR. YALANIN SERBEST BIRAKILDIĞI BİR DİN, İNANÇ OLUR MU?

Maide 42: Onlar, YALANA ÇOK KULAK VERİRLER ve çok haram yerler. Eğer sana gelirlerse, ister aralarında hükmet, ister onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen, sana hiçbir zarar veremezler. Eğer aralarında hükmedersen adaletle hükmet. Şüphesiz Allah, adaletli davrananları sever. (Elmalı meali)

DİKKAT EDERSENİZ ALLAH, ZORA GELDİĞİNDE YALANA SARILANLARIN, YANLIŞ YAPTIKLARINI SÖYLÜYOR. Bunların toplumunda Kur’an a iman etmeyen, ya da iman etmede gönülsüz olanlar olduğu anlaşılıyor. Bunları söyleyen Rabbimiz, bizlerin sıkıştığımızda Takiye yapmamızı, yalana sarılmamızı ister mi? Bu nasıl bir mantık, nasıl bir anlayış? KUR’AN IN İNDİRİLİŞ AMACI, TOPLUMA DOĞRULUĞU, DÜRÜSTLÜĞÜ AŞILAMAK VE BİRBİRİNE GÜVENEN, TAKİYE DEN UZAK TOPLUMLAR YARATMAKTIR. Ne yazık ki İslam toplumları olarak, Kur’an ı rehber almak yerine, doğruluğundan emin olamayacağımız rivayetleri, beşerin kitaplarını, sözlerini rehber alarak hayatımıza yansıttığımız için, bu konuda da içler acısı bir durumla karşı karşıyayız. FIKIH ve mezheplerin dine soktuğu ve sanki dinin içinde normal bir davranış gibi gösterilen, HİÇ KİMSENİN KENDİSİNE NİSPET EDİLMESİNİ İSTEMEDİĞİ TAKİYE DAVRANIŞININ, yakın zamanda ülkemizde bizlerin, büyük acılar yaşamamıza neden olmuştur. 

İsmini anmak istemediğim bir şahıs, kendisini Allah dostu ilan ederek, yıllardır toplumu Allah ile aldatmış ve yazımızın konusu olan TAKİYE yi de, İslam ı yaymak adına, din kardeşlerine bile TAKİYE yapılmasının, dinin sınırları içinde gösterip, binlerce Müslüman ı alet ederek, aldatarak amacını gerçekleştirmek için kurban etmiştir. DÜŞÜNEBİLİYOR MUSUNUZ, MÜSLÜMAN MÜSLÜMAN A YALAN SÖYLÜYOR, Allah ın haramlarını bile çiğnemelerinin normal olacağına inandırılarak, Müslümanlar Allah ile aldatılıyor. 

Takiye öyle bir işlenip, allanıp pullanarak, insanlar aldatılıyor ki, ALLAH IN HİÇ SEVMEDİĞİ YALAN, ADETA MUBAH, YAPILABİLECEK NORMAL HALE GETİRİLİYOR. Kur’an dan uzaklaşanın sonucunu, hep birlikte gördük. Sonları hüsranla bitti. Hepsinden kötüsü de, dinimiz art niyetli kişilerin elinde oyuncak oldu.  Lütfen bu olaydan ders alalım ve asla birilerinin ardına düşerek, din adına körü körüne takipçisi olmayalım. İmanımızı elde Kur’an anlayarak, düşünerek yaşayalım. Çünkü hepimiz bu dünyada Kur’an dan imtihan oluyoruz. Lütfen bunu unutmayalım ve imtihanımızı, birilerine havale etmenin çabası içinde olmayalım, hesap günü çok pişman olur, hüsrana uğrarız.

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır

SALAT'IN BİR ANLAMININDA, NAMAZ OLMADIĞINI SÖYLEYEN KARDEŞLERİMİZE.

  Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Kur’an’da geçen SALAT kelimesi üzerinde olacak. Salat Allah’a dua etmek, toplumun birbirine destek olması ve bizlerin farsça namaz dediğimiz kıyam, rükû ve secde ile yapılan şekilsel bir dua ibadeti anlamlarına gelir. Bu makalemde üzerinde durmak istediğim konu, bazı arkadaşlarımızın kıyam, rükû ve secde ile yaptığımız ibadetin aslında, Kur'an'da geçmediğini iddia ettikleri konusu üzerinde olacak.  Her düşünceye saygılı olurda, hiç bir etki altında kalmadan, derinlemesine Kur’an ayetleri üzerinde düşünürsek, inanıyorum ki en doğru sonuca ulaşabiliriz. Eğer birbirimize saygısız tavırlar içinde olurda, bizim gibi inanmadığı için, karşımızdaki kişiyi dinsizlikle suçlarsak, daha baştan büyük hata yapmış oluruz.  ÖNCE ŞUNU ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE, YAZIMIN BAŞINDA SÖYLEMEK İSTERİM. ŞU AN KILDIĞIMIZ NAMAZIN AYNISINI, DETAYLARINI KUR’AN’DA ARAMAYALIM, BULAMAYIZ. ÇÜNKÜ ALLAH BU ŞEKLİYLE, YANİ DETAYI İLE NAMAZI KUR’A