Ana içeriğe atla

Namaz(Salat) Konusu Ve Günümüze Yansımaları. (2-Namaz Vakitleri)





Değerli kardeşlerim. Kur’an'ı anladığımız dilden dikkatle okuduğunuzda, Allah'ın en çok önem verdiği konulardan birisinin de, SALAT yani Namaz-dua ve Müslümanların birbirine destek olma konusunda olduğunu görürüz. Bu konulara açıklık getiren, birçok ayet de vardır Kur’an'da. Fakat bizler Kur’an ile yetinmeyip, her konuda rivayet ve sanı bilgileri inancımıza sokmaktan çekinmiyoruz. Salat/Namaz konusunda sizlere, bir örnek vermek istiyorum. Çünkü bizler Allah'ın salat/namaz emrine, öyle ilaveler yaparak zorlaştırmışız ki daha sonra kolaylaştırmanın yolunu aramışız. Bazı rivayet hadis örneklerini vererek, Allah'ın Elçisinin genelde namazlarını üç vakitte cem ettiği, yani birleştirdiği anlatılıyor. Önce bu konuda örnekler vermek istiyorum ki, konuyu daha iyi anlayabilelim. Şunu da hatırlatmak isterim, rivayetler bizlerin dininde delil, kanıt asla olamaz.
 

“EBU TUFEYL DİYOR Kİ; MUAZ B. CEBEL RADİYELLAHU AN ŞÖYLE DEDİ: “TEBUK SAVAŞINDA RESULULLAH SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM İLE BİRLİKTE ÇIKTIK. ÖĞLE İLE İKİNDİYİ BİR, AKŞAM İLE YATSIYI DA BİR KILARDI. «NEDEN BÖYLE YAPTI?» DEDİM. DEDİ Kİ; «ÜMMETİNİ SIKINTIYA SOKMAK İSTEMEDİ.»”

“İBNİ ABBAS (R.ANHÜMA) ŞÖYLE DEDİ: “RASULULLAH SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM MEDİNE’DE ÖĞLE İLE İKİNDİYİ BİRLİKTE KILDIRDI. NE KORKU VARDI, NE YOLCULUK.” “MÜSLİM’İN İBNİ ABBAS’TAN YAPTIĞI BİR DİĞER RİVAYET ŞÖYLEDİR: “BİZ RASULULLAH SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM ZAMANINDA İKİ NAMAZI BİRLEŞTİRİRDİK.”

 
Gerçekten Allah'ın Elçisi, bu sözleri söylemiş ve uygulamış olabilir mi? Yani Allah Kur’an'da yada Miraç ile beş vakit namaz emri verdiyse, bunu Allah'ın Elçisi bazen birleştirerek, kılınmasını emreder mi? Allah elçisine, sana indirdiğim Kur’an'a uy, kullarıma Kur’an ile hükmet diyecek, daha sonrada Allah'ın hükümleri konusunda, kendince ayarlamalar yapacak ve ümmetimi SIKINTIYA SOKMAMAK İÇİN böyle yaptım diyecek öylemi? Allah kulunu sıkıntıya sokacak bir hüküm indirirmi sizce? Böyle düşünmekten Allah'a sığınırım.  
 
Örnek verilen hadislerde, namazları cem ettiğini yani birleştirdiğinin nedenini açıklarken, ÜMMETİNİ SIKINTIYA SOKMAK İSTEMEDİĞİ İÇİN YAPTIĞI SÖYLENİYOR. Aman Allah'ım, bu sözleri nasıl olurda Allah'ın Elçisine isnat ederiz. Hâşâ Allah'ın Elçisi, Allah'ın dinde ortağımı da istediği zaman dini hükümlerde ayarlamalar, birleştirmeler yapsın. Yada Haşa, Allahtan daha mı çok bizleri düşünüyor, bizlere şefkatli? Bunlar nasıl sözler böyle. Lütfen önce şunu asla unutmayalım. Allah birçok kez yemin ederek, KUR'AN'I YANİ DİNİ HÜKÜMLERİMİ, SİZLER İÇİN KOLAYLAŞTIRDIM DİYOR. Ne yazık ki bizler Allah'ın kolaylaştırdığı dini, ellerimizle zorlaştırıyoruz, daha sonrada nasıl kolaylaştırırırz onun yolunu arıyoruz. Allah Salat/namaz konusunu anlatırken, vakti belirlenmiş bir ibadettir diye bahseder. Vakti girdiğinde de kılmamız tavsiyesinde bulunur. İşin en ilginç olanı da, savaş halinde bile namazımızı bırakmamızı istemeyip, yalnız kısaltmamız emrini, örnek ayetler vererek anlatır.
 
Ne yazık ki namaz vakitleri konusunda, İslam toplumu çok farklı düşüncelere sahiptir. YANİ RİVAYETLERİN BU KONUDA DİNİN ASLİ UNSURU OLDUĞUNU, ÜZÜLEREK SÖYLEMEK İSTERİM. Bu konuda birliktelik, din mezheplere bölündükten sonra, yüzlerce yıldır olmamış, olacak gibi de görünmüyor. Her fikir, düşünce kendi rivayet kanıtlarını yaratmış, yaşayıp gidiyoruz. ÖRNEĞİN DİYANETİN SİTESİNE BAKARSANIZ, ALLAH'IN ELÇİSİ İLK DÖNEMLERİNDE, NAMAZI SABAH VE AKŞAM OLMAK ÜZERE İKİ VAKİTTE KILDIĞI, AMA DAHA SONRA MİRAC İLE BEŞ VAKİT EMREDİLDİĞİ ANLATILIR. Namazın bizden önceki toplumlara da, farz olduğunu Kur’an'dan öğreniyoruz. Sizce Allah Kitap Ehline başka, bizlere başka vakitlerde namaz emretmesi mümkün mü? Yada Allah önce iki vakit namaz emredip, daha sonraki yıllarda bunu çoğaltabilir mi, ne dersiniz? Şöyle düşünelim, Allah kullarına önce Kur’an'da sabah ve akşam namaz emredip, daha sonra bunu Kur’an ile değil de, Kur’an dışından ve Kur’an'a geçirmeden, sözlü olarak emredip MİRAÇ ile beş vakit yapmış olabilir mi? Ne diyordu Allah, sizleri Kur’an dan hesaba çekeceğim. BU HÜKMÜ VERİYORSA RABBİMİZ, KUR'AN'DA BAHSEDİLMEYEN HİÇ BİR ŞEYDEN SORUMLU OLAMAYIZ. Elbette Rabbimize bırakın beş vakti, on vakit namaz kılsak azdır. Ama bizler doğrunun, gerçeklerin arayışında olmalıyız. Kur’an'da beş vakit namaz emrini açıkça göremeyen bazı din kardeşlerimiz, gönülleri rahat olmasa gerek, bakın Kur’an'dan beş vakit namazı nasıl çıkarmaya çalışıyorlar.
 
"Bakara suresi 238. ayette geçen namazlar ve orta namaz tabirleri dikkatlice incelenecek olursa, BURADA EN AZ 5 VAKİT NAMAZDAN BAHSEDİLDİĞİ GÖRÜLECEKTİR. ÇÜNKÜ BU AYETTE BASİT BİR GRAMER MANTIK VAR.Türkçede olmayan bir mantıkla çoğul yapılmıştır. Türkçede çoğul, birden fazla sayıdaki her şey için kullanılırken; Arapçada çoğul en az 3 olmak üzere 3’ten fazla şeyi ifade eder. Yani özetle söylemek gerekirse Arapça çoğullaştırma, Türkçedeki çoğullaştırma gibi değildir. “Namazlara ve orta namaza…(2/238)” ifadesindeki “namazlara” kelimesi çoğullaştırma ile 3 olursa şayet, vusta namazıyla beraber bu sayı 4’e çıkar; fakat 4 sayısında orta sayı bulunmaz. Ama buradaki çoğul 4 vakti ifade ederse, vusta namazıyla beraber 5 vakti ifade etmiş olur ki, bu da Hz. Muhammed Nebi’den bu yana kılınan namazlarla tasdiklenmiş olur. Eğer buradaki “orta namaz” (salatil vusta) deyimi, “namazlara” deyimi içinde yer alıyorsa, o zaman en az 3 olmak üzere 4, 5 vakti de ifade etmiş olur."
 
Siz bu anlatılanlardan hiç bir şey anladınız mı? Anlamanız mümkün değil, eminim bunu söyleyenlerde anlamamış ama inanmışlardır. HANİ DİNİN ANASI TEMELİ OLAN AYETLER MUHKEMDİ. Muhkem, şüphe duyulmayacak kadar açık ve nice örneklerle anlaşılan anlamındadır. Önce şunu unutmayalım, Kur'an yalnız Araplar anlasın ve uygulasın diye inmedi. Tüm insanlar anlasın ve hayatına geçirsin diye indirildi. Değerli din kardeşlerim, bu düşünce ve sözler ancak kendi nefsimizi avutmaya yönelik ve kişisel düşüncelerden ileri gidemez. Çünkü Kur’an'ın öğretisine, ayetlerin MUHKEM oluşuna, yani şüphe götürmeyecek kadar açık oluşuna asla uymaz. Kur’an'da biz ayetlerimizi nice örneklerle açıkladık, izah ettik diyorsa Allah, lütfen nefislerimizi kandırmayalım, batıl inançlarımızı aklamak adına kendimizi zorlamayalım, hata ederiz. Basit gramer mantığı var ayette diyerek, okuyanların anlayamadığı, çıkaramadığı bir bilgiyi, hükmü varmış gibi göstermeyelim. Kendimizi kandırmış, Allah'a'da iftira atmış oluruz.
 
Allah eğer bahsedildiği gibi bir hüküm verseydi, onu başka bir ayetinde mutlaka bizlere izah ederdi. Çünkü biz ayetleri anlayasınız diye, NİCE ÖRNEKLERLE AÇIKLADIK SIRALADIK diyor. Zaten Diyanette beş vakit namazı Kur’an'da göremediği için, MİRAÇLA emredildiğini açıkça söylemektedir. Lütfen miraç konusunu araştırınız, anlatılış şekli ve söylenenleri Kur'an, mantık ekseninde değerlendiriniz. Bu konuda birçok dini önderlerde, aynı şeyi söylüyorlar. Beş vakit namazı Kur’an'da göremezsiniz, onun içindir ki Kur’an ile yalnız iman edemezsiniz diyorlar. HADİSLER OLMASAYDI, İSLAM'I TAM OLARAK YAŞAYAMAZDIK, KUR’AN KAPALI KALIRDI DİYORLAR VE NAMAZ ÖRNEĞİNİ VERİYORLAR. Yorum ve karar sizlerin, bu düşüncenin de Kur’an'a uymadığı, tam tersi bir düşünce olduğu çok açıktır. Unutmayalım lütfen, hepimiz imtihandayız bu dünyada, bu söylenenler doğru ben buna inanıyorum diyenede, hiç kimse saygısızlık yapamaz, kötü bir söz söyleyemez. Kimin doğru söyleyip doğru yaşadığını, hep birlikte huzura vardığımızda göreceğiz. Bir başka düşünce de vardır ki, namazların üç vakit olduğunu söyler, Kur’an'dan delil gösterip, Sabah yani fecir vakti, İşa yani Akşam vakti, birde öğle namazını VUSTA yani en hayırlı, en güzel orta namaz anlamında, üç vakit olduğu söylenir. Bu ayeti iki farklı tercümeden yazalım.
 
Bakara 238: NAMAZLARA VE ORTA NAMAZA DEVAM EDİN. ALLAH’A GÖNÜLDEN BOYUN EĞEREK NAMAZA DURUN. (Diyanet meali)
Bakara 238: NAMAZLARINIZI, ÖZELLİKLE EN İDEAL NAMAZI KILMAYA GAYRET EDİN VE ALLAH’IN HUZURUNDA GÖNÜLDEN BİR BAĞLILIKLA DURUN! (Mustafa İslamoğlu)
 
Bu ayeti tercüme eden Diyanet, bir dip not yazmış bu ayette geçen orta namaz konusunda onuda yazmak istiyorum. "Âyette geçen “orta namaz”ın sabah, öğle ve ikindi namazı olduğu şeklinde çeşitli görüşler vardır. Ancak kuvvetli görüş, bu namazın ikindi namazı olduğu görüşüdür."  Ne yazık ki İslam alemi, mezheplerin öğretisi beş vakit namazı Kur'an'da açık, muhkem bir şekilde göremeyinde, beş vakti böyle kendilerince tamamlama yoluna gitmişler. Üzgünüm ama Allah'ın indirdiği İslam, işte böyle yaşanıyor. BİR BAŞKA DÜŞÜNCE VE İNANÇ DA, ALLAH'IN KUR’AN’DA EMRETTİĞİ NAMAZ VAKİTLERİ, KUR'AN'DA AÇIKÇA BİRÇOK ÖRNEĞİ VERİLEN, İKİ VAKİT OLDUĞUNA İNANILIR. Yukarıda ki ayette geçen Vusta yani orta, en iyi namazın ise Allah'ın Kur’an'da çok özel bir davetle çağrılan ve işinizi gücünüzü bırakıp gidin dediği, CUMA YANİ TOPLANTI NAMAZI OLDUĞUNA İNANILIR. Ayete baktığınızda namazları ve en iyi en ideal  orta namazı koruyun diyor. Demek ki ilk söylenen namazla, daha sonra söylenen orta yani Vusta, en iyi namaz bu durumda günlük kılınan aynı namaz olmaması gerekir. ÇÜNKÜ BİR BİRİNDEN AYRI ZİKREDİLMİŞ, özellikle ikinci kılınacak salata/namaza dikkat çekilmiş, övülmüş. Demek ki bahsedilen bu salat/namaz günlük bir salat/namaz olmasa gerek. Bu Konuyu burada bırakalım ve Kur’an'dan Cuma namazı konusuna bakalım, söylenenleri daha iyi analiz yapıp anlaya bilmek için.
 
Cuma 9: Ey iman edenler! CUMA GÜNÜ SALATA/NAMAZA ÇAĞIRILDIĞI ZAMAN, HEMEN ALLAH'I ANMAYA KOŞUNUZ VE ALIŞ-VERİŞİ BIRAKINIZ. Eğer bilseniz bu sizin için çok hayırlıdır.
 
Ayete dikkat ederseniz, önemsenen bir namaz olduğu çok açık, çünkü Allah işi gücü bırakın ve bu çağrıya gidin diyor. Kur’an'da başka hiçbir namaz için çağrılmaktan bahsetmez. Diğer vakit namazları için ise, NAMAZ VAKTİ BELİRLENMİŞ BİR İBADETTİR, VAKTİ GİRDİĞİNDE KILINIZ DER. Cuma/toplantı namazı da en çok Allah'ın önemsediği namaz ise, bu durumda madem namaz vakti belirlenmiş bir ibadettir, Cuma namazının vakti Kur’an'da nerede zikredilmiş diye, kendimize sormamız gerekmez mi? 
 
Bu sorunun cevabını Kur’an'dan mutlaka bulmalıyız, çünkü Allah biz hiçbir eksik bırakmadık diyor Kur’an'da. Dikkat ederseniz Bakara 238. ayetinde namazları koruyun dedikten sonra, VUSTA kelimesiyle, yani en iyi en güzel orta namaz anlamında bir namazdan bahsediyor ve bu namazı koruyun diyor. Sizce bu namaz Cuma namazı olamaz mı? Özellikle Vusta kelimesiyle, günün ortasında önemsenen bir namaz olduğunu da söylüyor. Bu konuda din âlimleri çok tartışmış, hatta bir kısmı bu ayetteki vusta nın, cuma namazı vakti olduğunu söylemişler, ama ne yazık ki yüzlerce yıldır bir noktada anlaşamamışlar, mezheplere bölünen bir dinin acı gerçekleri. Eğer Vusta yani günün ortasında anlamı verilen namaz, Cuma namazı değilse, Cuma namazının vakti, Kur’an'da hangi ayette yazıyor? Buna mutlaka cevap bulmalıyız. Tekrar etmek istiyorum, çünkü Allah namaz, vakti belirlenmiş bir ibadettir diyordu.
 
Bizlerin kendi nefsimize sormamız gerekenleri, bence soralım ve korkmadan kendimiz cevaplar arayalım. Çünkü hiç kimse bizleri hesap günü kurtaramaz. Düşünmeye devam edelim. Diyelim ki hayır Vusta bahsedilen Cuma namazı değil, günün ortasında kılınan öğle namazı. Gerçi buna ikindi namazı diyeler de var, onu da belirtmek isterim. Cuma namazını kıldık ve işimize gücümüze dağıldık. Peki, öğle namazı ne oldu? Madem öğle namazı ayrıca var, onu Cuma namazından sonra neden kılmıyoruz. Cumadan sonra kılınanlar öğlen namazı değil, 4 rekât cumanın son sünnet, 4 rekât Zuhr-i Ahir namazı ve 2 rekât vaktin son sünneti diye kılınır. Mezheplerin öğretisi böyle.
 
Ne dersiniz, eğer VUSTA yani orta namazı öğlen namazı ise ve Cuma namazı kıldıktan sonra, öğlen namazı kılmıyorsak, bu hükmü Allah'ın vermesi gerekmez mi? Ama Kur’an'da böyle bir hüküm yok. Mezheplerin öğretisi fıkıh inancı, Cuma namazından sonra, öğle namazı kılmanız gerekmez, diye topluma kabul ettirmiş, hiç kimsede itiraz etmemiş, neden kılmıyoruz Allah'ın böyle bir emri yok diye sormuyor.  Hüküm veren yalnız Allah'tır, ayetini lütfen unutmayalım. Eğer böyle olsaydı, Kur'an'da bu bilgi açıkça yazardı. Sizce bu konuda büyük bir soru işareti yok mu? Çünkü Allah, biz her konuda nice örnekleri, değişik ifadelerle verdik ki anlayasınız, Kur'a'da hiç bir eksik bırakmadık diyordu. Sanırım kafanız karıştı. Bizlere öyle şeyleri din adına öğrettiler ki, daha sonrada işin içinden kendileri çıkamadıkları için, yazımın başında örnek vermiştim, neler söylemişlerdi hatırlayınız. ALLAH'IN ELÇİSİ NAMAZLARINI CEM EDERDİ, ÖĞLEN İLE İKİNDİYİ, AKŞAM İLE YATSIYI BİRLEŞTİRİRDİ DİYEREK, SANIRIM ELLERİYLE YAPTIKLARI İLAVELERLE ZORLAŞTIRDIKLARI DİNİ, KENDİ ELLERİYLE KOLAYLAŞTIRMANIN YOLUNU ARAMIŞLAR.
 
Lütfen şunu unutmayalım. Allah eğer beş vakit namaz emrettiyse bizlere, bunu Allah'ın Elçisi asla birleştiremez, kısaltamaz zaten birleştirmemiştir de. Ancak Allah zor anlarımızda, kısaltma yetkisini vermiştir. Allah'ın yemin ederek kolaylaştırdığı dini zorlaştırarak, yaşanmasını ne yazık ki engellediklerini lütfen artık fark edelim. Bizler doğruları ve gerçekleri arayarak, imanımızı yaşamalıyız. Birilerine koşulsuz ve düşünmeden inanmak ve ardı sıra gitmek, bizleri yolun sonunda, inanın çok pişman eder. Sizlere bu konu ile bağlantılı olduğuna inandığım, bir ayeti daha hatırlatmak istiyorum.
 
Nur 58: Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlarla, ergenlik yaşına gelmemiş olanlarınız sizden üç vakitte izin istesin: SABAH NAMAZINDAN/DUASINDAN ÖNCE, ÖĞLEN VAKTİNDE ELBİSELERİNİZİ ÇIKARDIĞINIZDA, GÜN BATTIKTAN SONRA YERİNE GETİRİLEN NAMAZDAN/DUADAN SONRA... Kaygılanacağınız üç vakittir bunlar…….
 
Ayette izin istenecek vakitleri sayarken, bakın neleri sayıyor lütfen dikkat.
 
1-Sabah namazından önce. 2-Öğle vaktinde DİNLENMEYE ÇEKİLDİĞİMİZ VAKİT, LÜTFEN DİKKAT NAMAZDAN BAHSEDİLMİYOR. 3-Gün battıktan, yani akşam namazından sonra.
 
Benden örnek vermesi, hatırlatması düşünmek ve araştırmak sizlere düşer. Allah bu ayettede özellikle iki namaz vaktinden bahsediyor, öğle vaktinin ise dinlenme zamanı olduğu konusunda açıkça belirtiyor. Öğle namazı olsaydı, aynı sabah ve akşam vaktinde örnek verdiği gibi öğle namazından da bahsetmez miydi? Yaradan bu örnekleri bizlere boşuna vermiyor, düşünelim yolumuzu sapmayalım diye veriyor. Amacım sizleri Kur’an da geçen, SALÂT yani namaz, dua ve toplumun birbirine destek olması konusunda, düşünmeye davet etmektir. Kur’an'dan ve rivayet kaynaklardan , sizlere bazı bilgiler sundum. ŞUNU LÜTFEN UNUTMAYALIM RİVAYETLER ASLA DİNİN KAYNAĞI, DELİLİ OLAMAZ. DİNİN KAYNAĞI KUR'AN, DELİLİMİZ YALNIZ ALLAH'IN AYETLERİDİR. Sizlere düşen tüm bunları araştırmak ve sonunda Kur’an ışığında amel etmek, doğruları hayata geçirmek olmalıdır. Hepimiz beşeriz yanılabiliriz. Doğru olan din kardeşini, yalnız Kur’an ile uyarmak olmalıdır. ÇÜNKÜ HEPİMİZ KUR'AN'DAN SORGU SUALE ÇEKİLECEĞİZ, LÜTFEN UNUTMAYALIM.
 
Yüzlerce yıldır, bir bilinmeyenin ardı sıra gidiyoruz. Bilinmeyenleri batılı gelin el birliğiyle KUR'AN İLE açığa çıkartalım. Bunun yolunu Rabbimiz söylüyor ve diyor ki, düşün, araştır ve Kur’an'ın sınırlarının dışına asla çıkma. Yalnız Kur’an'ın ipine sarılanın, gönül gözünü açarım diyor. Dilerim Kur’an gerçeklerinin farkında olan, hakka batıl karıştırmadan imtihanını yaşayan, mahşer günü yüzleri gülen, Allah'ın halis azınlık kullarından oluruz.
 
Yazdıklarım benim Kur'an'dan anladıklarımdır, yalnız beni bağlar. Sizlere düşen yazdıklarımı Kur'an ile karşılaştırmak olmalıdır.
 
 
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi  ZİYANDAYIZ  yani kaybedenlerdeniz demektir. Allah ayetlerinde bizleri uy

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır