Ana içeriğe atla

BAKARA 5. AYET. "KURTULUŞA ERENLER, ANCAK ONLARDIR."



Allah Kur’an ı bizlere, bir rehber olsun diye indirdiğini söyler. Bizleri ilgilendiren çok önemli konuları da, birçok kez örneklerle anlatır ki, doğru anlayalım, batılın ardı sıra gitmeyelim. Hatta bazıları sorar, Kur’an da neden çok fazla tekrarlar vardır diye. Bunun nedeni, konu anlaşılsın diye, farklı şekillerde aynı konu izah edilmiştir de ondan. Bizlerin Kur’an ile bağı kesildiği içindir ki, Allah ın verdiği onca uyarılardan da habersiz yaşarız İslam ı.

Allah size gönderdiğim, Kur’an dan sorumlusunuz dediği halde mezheplerin edindiğimiz velilerin, şeyhlerin, efendilerin rivayetlerle yanlış yönlendirmeleri ile, öyle yanlış bilgilerin peşine takıldık ki, sonumuzu Allah hayır etsin. Bu yazımda sizleri Kur’an ın aynı konuda birçok kez uyardığı ve sakın Kur’an ın sınırlarını aşmayın, emin olmadığınız bilginin ardına düşmeyin, yalnız Kur’an ın ipine sarılın dediği ayetlere benzer, bir ayeti daha özellikle sizlere hatırlatmak istiyorum. BAKIN ALLAH ÇOK AÇIK VE NET BİR ŞEKİLDE, KURTULUŞA ERENLERİN KİMLER OLACAĞINI SÖYLÜYOR.

Bakara 5: İşte onlar, RABLERİNDEN GELEN BİR HİDAYET ÜZEREDİRLER VE KURTULUŞA ERENLER DE ANCAK ONLARDIR. ( Diyanet vakfı meali)

Düşünebiliyor musunuz, çok açık bir şekilde Rabbimiz kurtuluşa erecek olanların, Allah katından gönderilen hidayet yani Kur’an üzerinde olanların olacağını söylediği halde, bizler her ne hikmettense, Rabbimize onun indirdiğie değil, batıl ve rivayet bilgilere inanıp, yalnız Kur’an ın bizlere yetmeyeceğini söyleyenlere inanıyoruz. İşte İslam âleminin acıklı hali. ALLAH A DEĞİL, BEŞERE KULAK VERİYORUZ. Bu ve buna benzer ayetleri din kardeşlerimize hatırlattığımızda, tamam Kur’an ile birlikte hadislerde Allah katından peygamberimize vahiyle gelmiştir ama Kur’an a geçmemiştir, onun için bir sakıncası yoktur diyecek kadar, ne yazık ki Kur’an dan haberimiz yok.

Hatırlatırım Allah Kur’an ı ben koruyorum diye apaçık söyledikten sonra, bizleri uyarıyor ve diyor ki, SAKIN EMİN OLMADIĞIN BİLGİLERİN ARDINA DÜŞMEYİN, YALNIZ KUR’AN IN İPİNE SARILIN DİYE UYARIR. Gerçekleri göremeyen bazı kardeşlerimizde nefislerinin etkisiyle, hadisleri de Allah koruyor, tıpkı Kur’an gibi diyerek inançlarına, nefislerinde kılıf buluyorlar. Kendilerine hiç sormuyorlar, Allah bizleri yalnız KUR’AN DAN SORUMLU TUTUYORUM DİYE HÜKMÜNÜ VERMİŞTİ. Bu durumda hadisleri de Allah ın koruduğunu ve bizlerinde onlardan sorumlu olabileceğimizi nasıl söyleriz? Nasıl inanırız bu söylenenlere, hiç mi Kur’an ehli değiliz, hiç mi Allah ın uyarıları bizlere ders olmuyor.

Lütfen düşünün, dört halife döneminin sona ermesinden, yaklaşık yüzeli- ikiyüz yıl sonra toplanan ve kayda alınan hadis sayısının yaklaşık 500 kadar olduğu rivayet edilir. Ya günümüzde bu sayı ne kadar biliyor musunuz? Milyonu geçiyor, sanki canlı organizma gibi sayısı sürekli çoğalıyor. Bu bilgilerle mi İslam ı yaşamalıyız? Bu bilgilerle mi Allah ve elçisi, bizlerin İslam ı yaşamamızı istiyor. Lütfen biraz aklımızı başımıza alalım. Yoksa çok pişman oluruz.

Değerli din kardeşlerim. Hesabın görüleceği O çetin gün, pişman olanların safında olmak istemiyorsak, Bakara 5. ayetinde Allah ın uyarısına kulak verelim. Allah kurtuluşa erenlerin, yalnız Allah katından indirilen ve bizlerin sorumlu olacağına hükmettiği Kur’an olduğunu açıkça bildiriyorsa, unutmayalım ALLAH SÖZÜNDE, VAADİNDE DURANDIR. ONUN İÇİNDE BİZLERİ ASLA KUR’AN DIŞINDAN, HİÇ BİR BİLGİDEN SORUMLU TUTMAYACAKTIR. LÜTFEN BUNA GÖNÜLDEN İNANALIM.

Mezheplerin ve fıkıh inançlarının, dine ilavelerini Kur’an da göremediğimizde, bakın her şey Kur’an da yokmuş demeyelim. Bunların dine yaptığı beşeri ilaveleridir diye kabul edelim ve sanki Kur’an ameli konularda yetersizde, bu bilgiler tamamlıyor düşüncesine kapılmayalım. Bu düşünce ve inanç Rabbimize ve Kur’an a büyük saygısızlıktır bunu unutmayalım. Buna inandığımız andan itibaren, Kur’an dan uzaklaşır rivayetlerin ardı sıra gidenlerden oluruz. Lütfen unutmayalım, Allah Kur’an ı yemin ederek bizler için kolaylaştırdığını ve açıkladığını söylüyor.

NE YAZIK Kİ BİZLER, ALLAH IN KOLAYLAŞTIRMIŞ OLDUĞU DİNİ, ELLERİMİZLE YAPTIĞIMIZ İLAVELERLE ZORLAŞTIRIYORUZ, DAHA SONRADA BU BİLGİLERİ KUR’AN DA ARIYORUZ, BULAMAYINCADA KUR’AN I YETERSİZ, DETAYSIZ GÖRÜYORUZ.  Mezheplere, cemaat ve tarikatlara öyle bölünmüş ve parçalanmışız ki, dine yapılan ilaveler in farklı oluşu üzerinde anlaşamadığımız için, birbirimizle düşman olmuşuz. İşte onun için Allah, sakın dinde bölünenler gibi olmayın diye bizleri uyarıyor.

Dilerim toplum olarak, bu gerçeklerin farkına varırız. Bizleri Allah ile aldatanların oyununa gelmeyiz. Allah ın halis dinini, huzur içinde, doya doya ve kana kana yaşarız.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK


https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır

SALAT'IN BİR ANLAMININDA, NAMAZ OLMADIĞINI SÖYLEYEN KARDEŞLERİMİZE.

  Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Kur’an’da geçen SALAT kelimesi üzerinde olacak. Salat Allah’a dua etmek, toplumun birbirine destek olması ve bizlerin farsça namaz dediğimiz kıyam, rükû ve secde ile yapılan şekilsel bir dua ibadeti anlamlarına gelir. Bu makalemde üzerinde durmak istediğim konu, bazı arkadaşlarımızın kıyam, rükû ve secde ile yaptığımız ibadetin aslında, Kur'an'da geçmediğini iddia ettikleri konusu üzerinde olacak.  Her düşünceye saygılı olurda, hiç bir etki altında kalmadan, derinlemesine Kur’an ayetleri üzerinde düşünürsek, inanıyorum ki en doğru sonuca ulaşabiliriz. Eğer birbirimize saygısız tavırlar içinde olurda, bizim gibi inanmadığı için, karşımızdaki kişiyi dinsizlikle suçlarsak, daha baştan büyük hata yapmış oluruz.  ÖNCE ŞUNU ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE, YAZIMIN BAŞINDA SÖYLEMEK İSTERİM. ŞU AN KILDIĞIMIZ NAMAZIN AYNISINI, DETAYLARINI KUR’AN’DA ARAMAYALIM, BULAMAYIZ. ÇÜNKÜ ALLAH BU ŞEKLİYLE, YANİ DETAYI İLE NAMAZI KUR’A