Ana içeriğe atla

KUR'AN ŞİRK KOŞANLAR SÖZÜYLE, KİMLERİ KAST EDİYOR?



Bugünkü makalemin konusu şirk koşmak yani Allah'a, onun hükümlerine ortak koşmak konusu üzerinde olacak. Kur’an bu uyarıları ile bizlere neler anlatıyor olabilir? Allah'a nasıl ortak koşulur, neler yaptığımızda bu yanlışa düşeriz, gelin bu konuları Kur’an'dan birlikte araştıralım ve üzerinde dikkatle düşünelim ki, geçmişte kitap Ehlinin yaptığı aynı hatalara bizler de düşmeyelim. Önce şunu hatırlatmak isterim, Allah sakın bana şirk koşmayın uyarısını, iman ettiğini söyleyen kullarına yapıyor. ÇÜNKÜ ŞİRK KOŞMAK İÇİN ÖNCE, ALLAH'A İMAN EDİYOR OLMANIZ GEREKİR. Allah'a iman etmeyen bir insanın, zaten şirk koşması düşünülemez.

Şirk yani Allah'a ortak koşmak sözünden, Allah'ın yanına başka TANRILAR koymak şeklinde anlarsak, ALLAH'IN ÖZELLİKLE KUR’AN'DA ÜZERİNDE DURDUĞU ŞİRK/ORTAK KOŞMAK UYARILARINI, DOĞRU ANLAMAMIZ MÜMKÜN OLMAZ. Tekrar hatırlatmak isterim bu konu, Allah'ı inkar edenler için değil, tam tersine Allah'a inananların yaptığı çok büyük bir yanlış olarak Kur'an da anlatılıyor. Kur’an'ın indirilmesinin asıl nedeni, daha önce Allah'ın gönderdiği kitaplar adeta terk edilip, bir kenara konup, atalarının rivayet inançlarının hüküm sürmesinden dolayı toplumlar yoldan sapmıştı, onun için Kur’an indirildi. Allah şirk/ortak koşmak sözüyle, acaba hangi konuda uyarıyor olabilir bizleri, bunu mutlaka doğru anlamalıyız. Yoksa kendimizi şirkin batağında buluruz, haberimiz bile olmaz. Allah ortak koşma konusunda, bakın nasıl dikkatimizi çekiyor. Bu konuyu doğru anlayabilmemiz için, aynı ayeti iki mealden/tercümeden yazıyorum. 

Zümer 65: Yemin olsun ki sana da senden öncekilere de şöyle vahyolunmuştur: ŞÜPHESİZ Kİ (ALLAH’A) ORTAK KOŞARSAN, İŞLERİN ELBETTE BOŞA GİDER VE ELBETTE KAYBEDENLERDEN OLURSUN! (Mehmet Okuyan meali)

Zümer 65: Hâlbuki [ey insanoğlu,] sana ve senden önce yaşamış olanlara vahyedilmiştir ki,  ALLAH'TAN BAŞKASINA İLAHÎ SIFATLAR YAKIŞTIRIRSAN, BÜTÜN ÇABALARIN KESİNLİKLE BOŞA GİDECEKTİR: çünkü [öteki dünyada] mutlaka ziyana uğrayanlardan olacaksın. (Muhammed Esed meali)

DEMEK Kİ BU UYARILARIN TAMAMI, ALLAH'IN TEK İLAH OLDUĞUNU BİLEN VE İNANANLARA YAPILIYOR. Peki, bu insanlar nasıl yanlışlar yapıyordu da, Allah dikkatlerini çekiyor. Hatırlayınız Kitap Ehli O günde bugünde aynı şeyi söylüyorlar ve Elçilerini Allah'ın oğlu kabul edip yani ilahlaştırıp, kendilerini mahşer günü cehennem azabından şefaatiyle kurtaracağına inanıyorlardı. Yaradan uyarıyor ve diyor ki BENİM YETKİLERİMİ, GÜCÜMÜ VE SIFATLARIMI ASLA BENDEN BAŞKASINA, EDİNDİĞİNİZ VELİ KİŞİLERE, YADA BENİM ELÇİLERİME VERMEYİN. BUNU YAPARSANIZ BANA, GÖNDERDİĞİM KİTABA ŞİRK YANİ ORTAK KOŞMUŞ OLURSUNUZ DİYOR. Konuyu daha iyi anlayabilmek için, bir örnek ayet daha hatırlatmak istiyorum.

Yusuf 106: ONLARIN ÇOĞU, ALLAH’A ANCAK ORTAK KOŞARAK İNANIRLAR. (Diyanet meali)

Bakın bu ayet, Kur’an'ın özellikle işaret ettiği, ortak yani şirk koşma konusunu, ne kadar güzel açık bir şekilde anlatıyor. Allah'a iman edenlerin, ondan başka ilah yoktur diyenlerin çoğunluğu, ortak koşmadan yani Allah'ın yanına Elçilerini, Onun veli kuludur diyerek, Allah'ın yetkilerini böyle kişilere de vermenin, ortak/şirk koşmak olduğunu söylüyor Allah. Günümüz gerçeklerini çok güzel anlatan bir uyarı. Çoğunluk böyle inanıyor demenin, ne derece yanlış olduğuna apaçık bu ayet kanıttır.

Müşrik Allah'ın kitaplarına inanmayan, yada Allah'tan başka Tanrı vardır diyenler değildir Kur’an'a göre. Müşrik Allah'ın bir kısım emirlerini, ayetlerini görmezden gelip, Elçilerini, edindiği velileri, şeyleri, Gavs dedikleri kişilere Allah'ın yetki ve sıfatları ile donatıp, Allah ile kendisi arasında şefaatçi yaratanlardır. Cahiliye döneminde, LAD, MENAT, UZZA diye isimlendirdikleri kişileri putlaştırıp, Allah'ın yetki ve sıfatlarını bu kişilere vererek, Allah ile aracı yapmışlardı. Bu kişiler yaşadığı dönemde, topluma faydalı, yardım sever insanlar olup, öldüklerinde bu kişiler kutsallaştırılarak, Allah bu kullarını çok seviyor, onların hürmetine bizlere yardımcı olur şefaat eder diyerek, adeta Allah'tan istemeleri gereken yardımı, şefaati kutsallaştırdıkları bu kişilerin putlarından istiyorlardı. Tıpkı bugünde, belki heykelini yapmadığımız ama aynı vasıfları ve sıfatları yüklediğimiz kişilere yapılan yanlışlar gibi, bazı kişiler şefaatçi edinilmekte, adeta kutsallaştırılmaktadır. Hâlbuki Allah açıkça, ben hükmüme hiç kimseyi ortak etmem, şefaat tümden bana aittir demiştir. Şimdi yazacağım ayet, aslında şirkin yani Allah'a ortak koşanların, nasıl müşrikçe davrandıklarının kimler olduğunu, bakın nasıl açıklıyor.

Yunus 18: Allah'ın yanında bir de kendilerine zarar veremeyen, yarar sağlayamayan şeylere kulluk ediyorlar ve şöyle diyorlar: "BUNLAR BİZİM ALLAH KATINDAKİ ŞEFAATÇILARIMIZDIR." De onlara: "Allah'a, göklerde ve yerde bilmediği şeyleri mi haber veriyorsunuz?" Şanı yücedir O'nun, ortak koştuklarından arınmıştır O.

Bu ayetten de anlıyoruz ki, Allah benden başka şefaatçi aramayın diye uyardığı halde, hala Allah'ın tekelinde bulunan şefaat, yani günahları bağışlama yetkisini, beşeri kişilere de yükleyerek, Allah'ın sıfatlarını, yetkilerini verdiğimizde, Allah'a açıkça şirk, ortak koşmuş oluyoruz. Hatırlarsınız günümüzde bazı cemaat/tarikat liderleri, çevresinde toplanan müritlerine, sizler benim kullarımsınız dediklerini duyarız. Bunu söyleyen ya da buna inanan, Allah'a şirk/ortak koşmuş demektir, hatırlatırım. HALBUKİ BİZLER HER NAMAZIMIZDA, YALNIZ SANA KULLUK EDERİZ, YALNIZ SENDEN YARDIM DİLERİZ DİYE, ALLAH'A SÖZ VERMİYOR MUYUZ? Bakın Allah uyarıcı kitapları, neden gönderdiğini bizlere nasıl anlatıyor.

Araf 173: Yahut “Bizden önce babalarımız Allah’a ortak koşmuşlar. Biz onlardan sonra gelen bir nesiliz. ŞİMDİ BATILCILARIN İŞLEDİĞİ YÜZÜNDEN BİZİ HELÂK Mİ EDECEKSİN?” DEMEMENİZ İÇİNDİR.(Diyanet meali)

Aklını kullanan bir insan için bu ayet, çok şeyler anlatıyor. Allah bizlere uyarıcı kitapları göndermesinin nedeni, bizler atalarımızdan böyle gördük, böyle öğrendik ve inancımızı böyle yaşıyoruz demeyelim diye bizlere uyarıcı, yol gösterici kitapları açıkça izah ettik ve gönderdik diyor. Demek ki yüzlerce yıldır atalarımız böyle yapıyor ve buna inanıyormuş demek, ALLAH'IN HUZURUNDA BİZLERİ, ASLA KURTARMAYACAK. Bizleri Kurtaracak tek kitap, tek kanıt, Allah'ın sizleri sorumlu tutuyorum dediği ve açıkça MUHKEM bir şekilde hükmünü verdiği Kur’an olduğunu tekrar hatırlatırım. Batılın, hurafenin, rivayetlerin din olmadığını, bu bilgilerin dinimize asla yön veremeyeceğini, bu gerçeklerden sonra hala anlamak istemeyenler, müşriklerin arasına katılanlar olacağını unutmamalıdır. Bakın doğru yolu bulanların, kimler olduğunu söylüyor Allah.

Enam 82: İNANIP DA İMANLARINA HERHANGİ BİR ŞİRKİ BULAŞTIRMAYANLAR VAR YA, işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır. (Bayraktar Bayraklı meali)

Bizlere ne yazık ki, gerçek doğruyu detaylı bir şekilde, yalnız Kur’an'da bulamayacağımızı öğrettiler. Onun içinde Kur’an ile yetinmeyip, bizlere öğretilen ataların rivayetlerine de din diye sarıldık. Halbuki Allah sizleri yalnız Kur’an'dan sorumlu tutuyorum, sakın emin olmadığın bilginin ardına düşmeyin, hesabını sorarım dediği halde, bu uyarıları duymazlıktan geldik. Hâlbuki Allah bakın kimlerin günahlarını bağışlayacağını ve doğru yolu nasıl hangi bilgilerle bulacağımızı, kimlerin yoldan sapacağını bakın nasıl söylüyor.

Muhammed 2–3: İnanıp salih ameller işleyenlerin ve MUHAMMED’E İNDİRİLENE -Kİ O RABLERİNDEN GELEN HAKTIR- İNANANLARIN İSE ALLAH GÜNAHLARINI ÖRTMÜŞ VE HÂLLERİNİ DÜZELTMİŞTİR. Bu, İNKÂR EDENLERİN BATILA UYMALARI ve inananların Rablerinden gelen gerçeğe uymalarından dolayıdır. İşte Allah, onların örnek teşkil edecek durumlarını insanlara böyle anlatır.  (Diyanet meali)

Araf 170: AMA KİTABA SIMSIKI SARILAN VE ALLAH’A KULLUĞUN HAKKINI VERENLER VAR YA: onlar iyi bilsinler ki Biz, kendilerini ve başkalarını düzeltmek için çaba gösterenlerin emeklerini zayi etmeyeceğiz. (Mustafa İslamoğlu meali)

Bakara 5: İşte onlar, RABLERİNDEN GELEN BİR HİDAYET ÜZEREDİRLER VE KURTULUŞA ERENLER DE ANCAK ONLARDIR.(Diyanet vakfı meali)

Ahzab 2: RABBİNDEN SANA VAHYOLUNANA UY. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. (Diyanet meali)

Maide 45: ALLAH'IN İNDİRDİĞİ İLE HÜKMETMEYENLER, İŞTE ONLAR ZALİMLERDİR.

Bu ayetlerden ders alabilenler, Kur’an gerçeklerini fark edip şirk batağından uzak kalanlardır. Allah açıkça sizlere indirdiğim kitabın dışına sakın çıkmayın, Allah'ın indirdiği ile hükmedin yoksa zalimlerden olursunuz, yalnız Kur’an'ın ipine sarılın, yalnız vahye sarılırsanız kurtuluşa erersiniz dediği halde, bizler bu uyarılara inatla hala, yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz, her bilgi Kur’an'da yoktur, rivayet hadisler olmasaydı namazımızı bile kılamazdık, orucumuzu tutamazdık dediğimiz andan itibaren, Allah'ın kitabına şirk koşmuş, ortak koşmuş oluruz. Lütfen bu hatayı yapmayalım, mahşer günü asla hesabını veremeyiz. ÇÜNKÜ ALLAH ŞİRK HARİÇ, TÜM GÜNAHLARINIZI AFFEDEBİLİRİM DİYOR. Bizler affedilmeyecek bu günahın lütfen artık Kur'an ile farkında olalım ki, hesap günü pişman olanların safında olmayalım.

Kur’an'ın sınırlarını aşarak, emin olamayacağımız ve Kur’an'ın onayını almayan sözlerle inancımızı yaşıyorsak, şunu bilin ki asla Allah'ın istediği yolda gitmiyoruz demektir. Dinde tek hüküm sahibi Allah'tır, onun kitabı KUR'AN'DIR bu uyarıları aklımızdan lütfen çıkarmayalım. Bunun tam tersini söyleyip, bunlarda Allah'ın Elçisinin dinde koyduğu hükümleridir diyenler, Allah'ın Elçisine iftira atan, Kur’an'a şirk koşanlardır. Unutmayalım, mahşer günü Allah'ın Elçisi, tüm gerçeklerin ortaya çıkmasından sonra, çok üzücü bir söz söyleyecek hatırlayalım. “EY RABBİM, BENİM TOPLUMUM BU KUR’AN'I DEVRE DIŞI BIRAKTILAR”. Allah'ın Elçisi bu sözleri söyleyecekse mahşer günü, sizce bizler doğru yolda olabilir miyiz? Yorum ve karar sizlerin. Lütfen çoğunluk buna inanıyor, şeklinde ki delillerimizden vazgeçelim. ŞUNU ASLA UNUTMAYALIM, ALLAH BİZLERİN SORUMLU OLDUĞU AYETLERİ MUHKEM, YANİ ŞÜPHE DUYMAYACAK KADAR AÇIK GÖNDEDİĞİNİ SÖYLÜYOR KUR'AN'DA. Allah Enbiya suresi 10. ayetinde, aklını kullanan ve Kur’an'a sarılıp batıla asla geçit vermeyen, gönül gözü açık kullarına bakın nasıl bir uyarı yapıyor. Bu ayetten ders çıkartamayanlara, hala İslam'ı yalnız Kur’an ile yaşayamayız diyenlere, söz anlatmak mümkün değil.

Enbiya 10: YEMİN OLSUN, SİZE ÖYLE BİR KİTAP GÖNDERDİK Kİ, ÖĞÜT VE UYARINIZ/ZİKRİNİZ/ŞEREFİNİZ YALNIZ ONDADIR. Hâlâ aklınızı çalıştırmayacak mısınız?

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi  ZİYANDAYIZ  yani kaybedenlerdeniz demektir. Allah ayetlerinde bizleri uy

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır