Ana içeriğe atla

KUR'AN MÜSLÜMANLIĞI, SAPIKLIK MIDIR?




Sizlere şöyle bir şey söylesem ve desem ki, KUR’AN MÜSLÜMANLIĞI DİYE BİR SAPIKLIK ÇIKTI, sakın bu düşünceye alet olmayın, sözlerine inanmayın. Bana ne dersiniz? Cevabınızı elbette tahmin ediyorum, çünkü Kur’an Müslümanı olun, sakın Kur’an’ın sınırlarını aşmayın diyen Allah’tır. Eğe bizler Kur’an’a iman ettiğimizi söylüyorsak, Kur’an’ın asla dışına çıkamayacağımızı da bilmemiz gerekir. Eğer ortada bir sapıklık varsa, oda Kur’an’a iman ettiğini söylediği halde, onun sınırlarını aşarak batıla, rivayetlere, sorgusuzca ataların masallarına inananlara ancak, bu kelimeyi söyleyebiliriz. Ne yazık bu sözleri söyleyen, yani yalnız Kur’an’a uymalıyız bu Allah emridir diyenlere, büyük bir çoğunluk BUNLAR SAPIK KUR’AN MÜSLÜMANI DİYORLAR. Hatta toplumda söz sahibi, ilim tahsil ettiğini iddia eden, önemli kişiler de aynı hatayı yapıyorlar.

Gelin bu sözler üzerinde birlikte, Kur’an’ı rehber alarak düşünelim. Acaba bir Müslüman, yalnız Kur’an Müslüman’ı olmayıp da, başka kaynak ve bilgilerinde içine aldığı bir Müslümanlığın içinde mi olmalı? Çünkü bu sözleri söyleyenler, Resulün sünneti yani rivayet hadisler eşliğinde olmayan, onun sentezi ile birleşmeyen bir İslam olamaz ve O İslam Allah’ın istediği İslam değildir, BUNA İNANMAK SAPIKLIKTIR deniyor. Eğer buna inanırsak, İslam dini Allah ve Resulünün ortak dini olduğunu kabul etmiş oluruz. Halbuki Allah ne diyordu Kur’an’da? “BEN HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM.”             

Elbette rivayet edilen hadislerden faydalanalım, ama hiç ayrım yapmadan, Kur’an’ın onayını almadan bunu yapmak, bizleri Allah’ın yolundan saptırır. Her doğru bilgi, bizlere güzel örnek teşkil edecektir, bunda hiç şüphe yok. Çünkü Allah’ın Resulü bizler için örnektir. Resulün yalnız Kur’an’a uyduğunu ve yalnız bizleri Kur’an ile uyarma görevini aldığını, bizler Kur’an’dan çok açık öğreniyorsak, Allah’ın Resulüne ait olduğu iddia edilen hadislerin bu durumda Kur’an’ın onayından geçmesi gerekir. geçmiyorsa, O Resule ait bir söz/hadis asla olamaz. Eğer bizler doğrunun, Hak olanın içine yanlış, batıl, hurafe karıştırırsak, doğruların hayrını göremeyiz, lütfen bunu unutmayalım. Resulün sünneti diye öne sürenlere şunu hatırlatmak isterim. Resulün sünneti Allah’ın Kur’an’da emrettiği sünnetten farklımı da bizler Kur’an’ın yanında ayrı bir kaynak yaratıyoruz? Elbette bu mümkün değil. KUR’AN’DA TEK BİR SÜNNET VARDIR, ODA ALLAH’IN SÜNNETİ BİZLERİN İZLEMEMİZ GEREKEN YOLUDUR. Allah’ın sünnetine, Resulün ilaveler yapamayacağını, Kur’an’ı bir kez anladığı dilden okuyan bir Müslüman anlayacaktır. Bu konuyu elde Kur’an, doğru araştırmaz isek, kendimizi şeytanın yoldaşı bulmamız, kaçınılmaz olacaktır.

TÜM BU BİLGİLERDEN SONRA ŞUNU ANLIYORUZ Kİ, KUR’AN MÜSLÜMANLIĞI SAPIKLIKTIR DİYENLER, ASLINDA YOLDAN SAPMIŞTIR. ÇÜNKÜ KUR’AN’IN YANINA BEŞERİ KİTAPLAR KOYANLARA ALLAH, BANA ŞİRK KOŞMUŞLAR VE YOLDAN SAPMIŞLARDIR DİYOR. Hatırlayalım isterseniz, Allah sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum demiyor muydu? Allah Resulüne görev verirken, Kur’an’ın yanında sende hükümler verebilirsin diye mi yetki verdi de, bu sözler söyleniyor. Yoksa sana indirdiğimle kullarıma hükmet mi demişti, ne dersiniz? Gelin sorumlu olduğumuz kitaptan, bu konuyu araştıralım.

Allah’ın kitabına baktığımızda bu sözlerin, Kur’an’ın hükümlerinin tam tersine bir düşünce olduğunu görüyoruz. ÇÜNKÜ ALLAH’IN RESULÜ YALNIZ AMA YALNIZ, KUR’AN İLE HÜKMETME GÖREVİ ALMIŞTIR. Bu konu açıkça, birçok ayette anlatılır ve bizler bu konuda çok dikkatle uyarıldığımızı görüyoruz. Ayrıca asla unutmamamız gereken, Allah’ın bir hükmü var ki, BEN HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM diyerek, Kehf 26. ayetinde hükmünü apaçık vermişti. Şimdide Allah Resulüne ve bizlere, uymamız gereken kitabın hangisi olduğunu söylüyor Kur’an’da ona bakalım.

Maide 49: ARALARINDA ALLAH’IN İNDİRDİĞİYLE HÜKMET ve onların hevalarına uyma. Allah’ın sana indirdiklerinin bir kısmından seni şaşırtmamaları için diye onlardan sakın. Şayet yüz çevirirlerse, bil ki, Allah bir kısım günahları nedeniyle onlara bir musibeti tattırmak istemektedir. Şüphesiz, insanların çoğu fasıklardır.

Kur’an Müslümanlığına sapıklık dersek eğer, yukarıdaki ayete benzer yüzlerce ayete, iman etmiyoruz demektir. Çünkü Allah Resulüne, ümmetine yalnız Kur’an ile hükmetme görevi vermiştir. Ayrıca sakın kitap ehlinin, seni aldatmasına izin verme diyor. Çünkü kitap ehli, atalarının inancını da din diye yaşamak istiyorlardı ama Allah izin vermiyordu. Bu konuya örnekler vermeye devam edelim.

Ahkaf 9: De ki: “Ben, Resuller içinden bir türedi değilim! Bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. BANA VAHYE DİLENDEN BAŞKASINA DA UYMAM! Ve ben, açıkça uyaran bir elçiden başkası da değilim.

Allah’ın Resulü, bana vah yedilenden başkasına uymam derken, acaba hangi kaynaktan bahsediyor? Elbette yalnız Kur’an’dan bahsediyor. Çünkü Allah, bizlerin yalnız Kur’an’ın ipine sarılmamızı istiyordu bir başka ayetinde.  ALLAH’IN RESULÜ, BANA VAHYEDİLEN KUR’AN’DAN BAŞKASINA UYMAM DİYORSA, NASIL OLURDA YALNIZ KUR’AN MÜSLÜMAN’I OLANLARA SAPIK DERİZ. Bu ithamda bulunanlara, nasıl bir isim vermek gerekir, doğrusu düşünemiyorum. Bazı düşünce ve inanç sahibi din kardeşlerimiz, Allah’ın Resulüne yalnız Kur’an değil, onun dışında hüküm koyma yetkisi de verildi diyerek, İslam’ın sınırlarını kendi nefislerine göre genişletebiliyorlar. Hâlbuki Rabbimiz bakın ayetinde ne diyor.

Yasin 69: BİZ ONA ŞİİR ÖĞRETMEDİK, ZATEN ONA GEREKMEZDİ. BU BİR ÖĞÜT VE APAÇIK KURAN’DIR.( Diyanet eski meali)

Demek ki Resule indirilen, yalnız Kur’an olduğu apaçık ayette belli olduğu halde, nasıl olurda yalnız Kur’an Müslümanı olanlara sapık yaftası yapıştırırız. Hepimiz yalnız Kur’an Müslümanı olmalıyız, çünkü Allah’ın Resulü yalnız Kur’an Müslümanıydı. Allah bakın apaçık ne diyor bu konuyla ilgili.

Zühruf 44: Doğrusu o Kur’an, senin için de, kavmin için de bir öğüttür VE SİZ ONDAN SORGUYA ÇEKİLECEKSİNİZ.

Bizler eğer yalnız Kur’an dan hesaba çekileceksek, nasıl olurda Kur’an’ın dışından da hükümlerden sorumlu olduğumuzu söyleriz. Ayetin hükmünü yerine getirenlere de, nasıl olur da Kur’an Müslümanlığına sapıklıktır deriz? İşte böylece ayetler, birer birer devre dışı kalıyor.  Bu ayeti her yazımda hatırlatırım kardeşlerime. Bu düşüncede olan kardeşlerim, eğer bu ayete iman ettiklerini söylüyorlarsa, inanç ve itikatlarını tekrar gözden geçirmelidirler. Allah kurtuluşa erecek kullarının, bakın kimler olduğunu söylüyor. “İşte onlar, RABLERİNDEN GELEN BİR HİDAYET ÜZEREDİRLER ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır. “(Bakara 5) Rabbimizden gelen hidayet sizce nedir? Elbette yalnız Kur’an. Allah kurtuluşa ereceklerin yalnız Kur’an üzerine olanlar olduğunu söylüyorsa, Kur’an’ın dışına çıkarak hükümler aramamız mümkün mü? Allah’ın Resulü sizce bunca açık ayetlerden sonra, Kur’an’ın dışına çıkmış olabilir mi? Yine Allah’ın aynı konuda verdiği, şu örneğe bakar mısınız lütfen.

Muhammed 2: İman edip yararlı işler yapanların, RABLERİ TARAFINDAN HAK OLARAK MUHAMMED’E İNDİRİLENE İNANANLARIN GÜNAHLARINI ALLAH ÖRTMÜŞ VE HALLERİNİ DÜZELTMİŞTİR.

Allah’ın günahlarını affettiği kulları kimlermiş? Resule hak olarak yani sorumlu olduğumuz kitaba/Kur’an’a inananların Allah günahlarını bağışlamış ve hallerini düzeltmiştir diyor. Bu durumda Kur’an’ın dışından, onun sınırlarını aşan, Kur’an’ın hiç bahsetmediği bilgilerin ardına düşenler, ne durumdadır dersiniz? Aşağıdaki ayetleri lütfen dikkatle  okuyalım.

Araf 3: (Ey insanlar) RABBİNİZDEN, SİZE İNDİRİLENE UYUN ve O’ndan başka dostlara/velilere uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!

Enbiya 10; And olsun, SİZE ÖYLE BİR KİTAP İNDİRDİK Kİ, BÜTÜN ŞAN VE ŞEREFİNİZ ONDADIR. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?

Enbiya 45: De ki: “Ben sizi ancak VAHİYLE UYARIYORUM.” Ama sağırlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler ki!

Bu ayetler o kadar açık ki, sanırım izaha gerek yok. Ne yazık ki tüm bu ayetler apaçık dururken,  NE YANİ PEYGAMBERİMİZ POSTACIMIYDI diyerek, Resulün asla söylemediği, daha doğrusu söylemesi Kur’an’a göre asla mümkün olmayacak sözleri, Resule atfederek büyük bir günaha giriyoruz. Bu vebalin büyüklüğünü, tarif etmekte güçlük çekiyorum.  Aşağıdaki ayet Allah’ın Resulünün aldığı görevi çok açık anlatıyor. 

“EY RESÛL! RABBİNDEN SANA İNDİRİLENİ TEBLİĞ ET. EĞER BUNU YAPMAZSAN O’NUN ELÇİLİK GÖREVİNİ YAPMAMIŞ OLURSUN. ALLAH SENİ İNSANLARDAN KORUYACAKTIR. DOĞRUSU ALLAH, KÂFİRLER TOPLULUĞUNA REHBERLİK ETMEZ.” (Maide 67)

Ayete dikkat ederseniz, Resulün asli görevi, indirilen Kur’an’ı tebliğ etmek ve toplumu bu konuda ikna etmek, bilgilendirmek olduğu anlaşılıyor. Bu konuya birkaç örnek daha verelim ki, Resule Allah’ın verdiği yetki ve sorumluluk, doğru anlaşılsın. Allah’ın Resulüne vermediği bir yetkiyi, bizler nefislerimizde vermeye çalışırsak, sizce sonuç bizleri nereye doğru sürükler?

Rad 40: Onlara va’dettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek de, (göstermeden) senin ruhunu alsak da SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR. Hesap görmek ise bize aittir

Ankebut 18: “Eğer siz yalanlarsanız bilin ki, sizden önce geçen birtakım ümmetler de yalanlamışlardı. RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.”

Neml 92: “Ve Kur’ân’ı okumam emredildi.” Artık kim doğru yola gelirse, yalnız kendisi için gelmiş olur; kim de saparsa ona de ki: “BEN SADECE UYARICILARDANIM.”

Ankebut 50: Dediler ki: “Ona Rabbinden mucizeler indirilseydi ya!” De ki: “Mucizeler ancak Allah katındadır ve BEN ANCAK APAÇIK BİR UYARICIYIM.”

Gaşiye 21: Artık sen öğüt ver! SEN ANCAK BİR ÖĞÜT VERİCİSİN.

Kehf 56: Biz Resulleri, SADECE MÜJDELEYİCİ VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ. Kâfir olanlar ise hakkı yerinden kaydırıp ortadan kaldırmak için bâtıl uğruna mücâdele verirler. Ayetlerimizi ve kendilerine yapılan tehditleri de alay konusu edinirler.

Değerli din kardeşlerim, bunca apaçık ayetler varken, KUR’AN MÜSLÜMANLIĞI SAPIKLIKTIR DEMEK, GÜNAHLARIN, SAPKINLIĞIN EN BÜYÜĞÜ DEĞİL Mİ? Yorum ve karar sizlerin. Bir Müslüman’a düşen, din kardeşini yalnız Kur’an ile uyarmak ve yalnız KUR’AN MÜSLÜMANI olmalıdır.

Saygılarımla 

Haluk GÜMÜŞTABAK

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır

SALAT'IN BİR ANLAMININDA, NAMAZ OLMADIĞINI SÖYLEYEN KARDEŞLERİMİZE.

  Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Kur’an’da geçen SALAT kelimesi üzerinde olacak. Salat Allah’a dua etmek, toplumun birbirine destek olması ve bizlerin farsça namaz dediğimiz kıyam, rükû ve secde ile yapılan şekilsel bir dua ibadeti anlamlarına gelir. Bu makalemde üzerinde durmak istediğim konu, bazı arkadaşlarımızın kıyam, rükû ve secde ile yaptığımız ibadetin aslında, Kur'an'da geçmediğini iddia ettikleri konusu üzerinde olacak.  Her düşünceye saygılı olurda, hiç bir etki altında kalmadan, derinlemesine Kur’an ayetleri üzerinde düşünürsek, inanıyorum ki en doğru sonuca ulaşabiliriz. Eğer birbirimize saygısız tavırlar içinde olurda, bizim gibi inanmadığı için, karşımızdaki kişiyi dinsizlikle suçlarsak, daha baştan büyük hata yapmış oluruz.  ÖNCE ŞUNU ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE, YAZIMIN BAŞINDA SÖYLEMEK İSTERİM. ŞU AN KILDIĞIMIZ NAMAZIN AYNISINI, DETAYLARINI KUR’AN’DA ARAMAYALIM, BULAMAYIZ. ÇÜNKÜ ALLAH BU ŞEKLİYLE, YANİ DETAYI İLE NAMAZI KUR’A