Ana içeriğe atla

KUR'AN IN, ATALARIN İNANCI KONUSUNDAKİ UYARILARI.



Günümüz İslam anlayışı, ne yazık ki Kur’an’ın uyarılarından habersiz, cahiliye toplumunun yaptığı o büyük yanlışları tekrar ederek, Allah’ın indirdiğini değil, rivayetlerin oluşturduğu, Atalarının inancıyla şekillenen İslam’ı yaşamaktadır. BUNUN EN BÜYÜK NEDENİ, ALLAH’IN ÖNERDİĞİ GİBİ DEĞİL, KUR’AN’I ANLAMINI BİLMEDEN OKUYUP, ÜZERİNDE DÜŞÜNMEDİĞİMİZDEN KAYNAKLANMAKTADIR. Anlamadan okumamızın nedeni de, Kur’an’ın tam olarak dilimize çevrilemeyeceği ve herkezin Kur’an’ı anlayamayacağı iftirasına inandırılmamız, bizlerin Allah’ın vahyinden, mesajlarından uzaklaşmamıza, rivayetlere inanmamıza neden olmuştur. Bazı çıkar çevreleri ve İslam inancına girmiş, dinimizi bozmaya çalışan Yahudi fitnesi, Kur’an gerçeklerini toplumun görmesini engellemişlerdir. Kur’an hala toplumda, anlamadan okunmaya teşvik ediliyor. Ülkemizde birçok tarikatın arkasında, Yahudilerin olduğu gerçeğini görmezden geldiğimiz sürece, ülkemizde yakın geçmişte yaşanan acı olayın benzerini, tekrar yaşamaktan kurtulamayız. Dilerim toplum olarak uyanır, kendimize geliriz. Allah ayetleri özellikle anlayıp, üzerinde düşünmemizi isterken,  içimize girmiş din simsarcılarının yarattığı ruhban sınıfı, var gücüyle toplumun Kur’an’ı anlamasına engel olmaya, TOPLUMUN KUR’AN İLE ARASINA GİRİP, YÜKSEK DUVAR ÖRMEYE ÇALIŞMAKTADIRLAR. Bu engellerden kurtulmak için, mutlaka el ele verip, Kur’an ile onlarla mücadele etmeliyiz.

Bugün yaşanan İslam, ne yazık ki Allah’ın indirdiği İslam değil, cahiliye döneminde yaşanan ve Kur’an’ın birçok ayetinde uyardığı gibi, ATALARININ RİVAYETLERİNDEN OLUŞAN İSLAM’DIRAllah’ın indirdiği İslam lütfen unutmayalım, yalnız Kur’an dır. BİZLER NE YAZIK Kİ ALLAH’IN İNDİRDİĞİ İSLAM’I, FARKINDA OLMADAN KUR’AN’A HAPSETTİK. Allah bunu birçok ayetinde özellikle vurgulayarak bizlere bildirmiş ve emin olmadığın bilginin ardına düşme, YALNIZ KUR’AN’IN İPİNE SARILIN, SİZLERİ KUR’AN’DAN HESABA ÇEKECEĞİM DİYEREK BİZLERİ UYARMIŞTIR. Bizler ne yazık ki, cahiliye toplumunun yaptığı büyük hataları yapmaya devam ediyoruz. Allah’ın Elçisi Kur’an’ı tebliğ etmeye çalışırken, Ehli kitaptan bazıları, bakın ne söylüyorlarmış Allah’ın Elçisine.

Araf 70: “ONLAR DEDİLER Kİ: “SEN BİZE BİR TEK ALLAH’A KULLUK ETMEMİZ VE ATALARIMIZIN TAPA GELDİĞİ ŞEYLERİ BIRAKMAMIZ İÇİN Mİ GELDİN? TAMAM, EĞER SÖZÜNÜN ARKASINDAYSAN, HAYDİ GETİR BİZİ TEHDİT EDİP DURDUĞUN AZABI!” (Mustafa İslamoğlu)

Maide 104: ONLARA “ALLAH’IN İNDİRDİĞİNE (KİTABA) VE ELÇİ’YE GELİN!” DENDİĞİ ZAMAN, “BABALARIMIZI ÜZERİNDE BULDUĞUMUZ (YOL) BİZE YETER!” DERLER. ATALARI HİÇBİR ŞEY BİLMİYOR VE DOĞRU YOL ÜZERİNDE BULUNMUYOR İSELER DE Mİ? ( Mehmet Okuyan)

Peki, ataları nelere inanıyorlardı da, bu itirazı yapıyorlardı. Hatırlatmak isterim, bunları söyleyenler Allah’ı inkar eden kafirler değil Kitap Ehli. Yaptıkları en büyük yanlış, Allah’ın gönderdiği kitabı yeterli görmeyip, atalarından kendilere intikal eden, batıl rivayet inançlarını da yaşamalarıydı. BUNDAN ASLA VAZGEÇMEK İSTEMİYORLARDI. Ataları Allah’ı tek ilah kabul ediyorlardı, ama daha öncede Kur’an’da da özellikle söylenen çok önemli bir ikazı hayatlarına geçirmiyorlardı. Oda Allah’tan başka şefaatçiler edinip, Allah’ın tek elinde bulunan yetkileri, edindikleri velilere, şefaatçilere verip, onları Allah ile kendileri arasında şefaatçi edinmeleriydi. Hatırlayınız Kur’an’da bu konuya örnek verirken Kur’an özellikle üç isimden bahseder. LAT, MENAT, UZZA. Bunlar o toplumda yaşamış toplumda çok sevilen yardımsever insanlar. Toplum bu kişiler Allah dostudur Allah’ın sevgili kuludur onun sayesinde bizlerin günahlarını affeder diyerek bu kişileri adeta ölümünden sonra ilahlaştırmışlar, hatta heykellerini yaparak kabeye dahi koyup onları şefaatçi ilan etmişlerdi. 

Hz. İbrahim’i hatırlayınız, Kâbe de ki putları ilk iş olarak kırmıştı. Bu putlara İlah olarak tapmıyorlardı, ama Allah ile aralarında aracı, şefaatçi yapıyorlardı. Ne dersiniz bizler, çok mu farklı davranıyoruz günümüzde? Belki putlarını, heykellerini yapmıyoruz, ama edindiğimiz velileri, şeyhleri Allah ile aramızda şefaatçi yaparak, aynı yanlışı yapıyoruz ve ONLARI ALLAH DOSTU İLAN EDİYORUZ. Halbuki Allah bunuda yasaklamış ve kimin en doğru yolda gittiğini, kimlerin Allah dostu olduğunu, yalnız Allah’ın kendisinin bileceğini söylemiş ve bizleri uyarmıştı. Ama bizler edindiğimiz velileri, değer verdiğimiz kişileri Allah dostu ilan etmekten ve adeta onlara Allah’ın tek elinde olan yetkileri vermekten çekinmiyoruz. BU HATALARI YAPARAK, ALLAH’IN YANINDA EDİNDİĞİMİZ VELİ KİŞİLERİDE ALLAH İLE ANIYOR ONLARDAN ŞEFAAT DİLİYORSAK, ONLARI İLAH EDİNMİŞ ONLARA KULLUK ETMİŞ VE BÖYLECE ALLAH’A ŞİRK KOŞMUŞ OLURUZYAKIN ZAMANDA ALLAH DOSTU İLAN ETTİKLERİ BİR ŞAHIŞ, KENDİSİNE İNANIP GÜVENENLERİ, VATANINA İHANET ETTİRİP, KARDEŞ KANI DÖKÜLMESİNE NEDEN OLMADI MI?

Çok ilginçtir, Allah sizlere indirdiğim Kur’an yetmiyor mu diye apaçık bildiriyor, o günkü cahiliye toplumuna da bizlere de. Cahiliye toplumu bizlere yalnız sizin indirdiğiniz kitap yetmez, bizim atalarımızın üzerinde bulduklarımız da ONLARDAN ASLA VAZGEÇMEYİZ  diye cevap vermişler. Acaba bizler Allah’ın bu uyarısına karşı nasıl bir cevap veriyoruz günümüzde? Bize elbette Kur’an yeterli mi diyoruz, aldığımız derslerden sonra, yoksa….? Ne yazık ki ders almadığımız için, bu ayet bize değil, Kitap Ehline inmiştir bizi bağlamaz diyoruz ve bizlerde cahiliye toplumunun verdiği cevaptan çok farklı bir cevap vermiyoruz ve ne diyoruz hatırlayalım. 

“YALNIZ KUR’AN İLE İSLAM YAŞANMAZ, PEYGAMBERİMİZİN RİVAYET HADİSLERİ OLMASDAYDI KUR’AN ANLAŞILMAZDI. HER BİLGİ KUR’AN’DA DETAYLI YAZMAZ, KUR’AN ÖZET BİLGİ VERİR. YÜZLERCE YIL ÖNCE YAŞAYAN ATALARIMIZDA, BUNA İNANMIŞ ONLAR YANILMIŞTA SİZ Mİ DOĞRUSUNUZ DİYEREK, FIKIH VE ATALARIMIZDAN BİZLERE İNTİKAL EDEN RESULE AİT RİVAYET HADİSLER OLMASAYDI, KUR’AN KAPALI KALIRDI.” Diyerek, yaşadıkları inancı ne yazı ki Kur’an ile sorgulama gereği bile duymuyorlar.

Verilen bu cevap, cahiliye döneminde atalarının inancını ısrarla yaşamak isteyen müşriklerden ne farkı var? Allah bu konuda çok açık uyarılar yapmış ve bizleri de bu konuda uyararak, gerçek iman edenlerin rivayetlere, sanı bilgilere, ataların inancına değil, yalnız Allah’ın indirdiği kitaba uymamız gerektiğini çok açık bir şekilde bizlere bildirmiştir ki, aynı hataları bizlerde yapmayalım. KİTAP EHLİ, ATALARIMIZIN ÜZERİNDE BULDUKLARIMIZ BİZE YETER DİYORLARDI. ÇÜNKÜ ONLARDA ALLAH KATINDAN İNDİRİLEN KİTAPLARI YETERLİ GÖRMEYİP, RUHBAN SINIFLARININ ARACILIĞIYLA ANCAK DİNLERİNİ YAŞAYACAKLARINA, ALLAH’IN İNDİRDİĞİ KİTABI, ONLARIN ARACILIĞIYLA ANLAYACAKLARINA İNANDIRILMIŞLARDI. İlginçtir bu ayetlerin, bugün bizleri ilgilendirmediğini, bu ayetlerin cahiliye topluma indiğini söyleyenlere bile rastlarız. Unuttuğumuz gerçek ise, Kur’an ın tamamı cahiliye toplumuna indirildiğidir.

Bakara 170: Onlara, “ALLAH’IN İNDİRDİĞİNE UYUNUZ” dendiğinde, “HAYIR, BİZ ATALARIMIZI ÜZERİNDE BULDUĞUMUZ ŞEYE UYARIZ”derler. Ya ataları akıllarını kullanamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler de mi?

Kehf 5:  Bu hususta ne kendilerinin ne de atalarının bir bilgisi vardır. Ağızlarından ne büyük söz çıkıyor! ONLAR YALANDAN BAŞKA BİR ŞEY SÖYLEMİYORLAR.

Allah çok açık hükmünü veriyor ve diyor ki, ALLAH KATINDAN SİZE İNDİRİLENE UYUN. Yani Allah’ın gönderdiği Kur’an’a uyun, sakın emin olmadığınız bilgilere uymayın. Hatta Allah Elçine, deki onlara diyerek, kendisinin de yalnız Kur’an’a uyduğunu ve yalnız Kur’an ile bizlere hükmettiğini açıkça bildirmemiş miydi? Bakın Ehli kitap, yani Allah’ın indirdiği kitaplara geçmişte tabi olanlar, Allah’ın kitaplarını yeterli görmeyip, atalarının rivayet inançlarına da iman edenleri, Allah bakın nasıl uyarıyor.  Tabi aynı hataları bizlerinde yaptığını ve Kur’an’ı yeterli görmeyip, atalarından intikal eden rivayet İnançlarının, Allah’ın kitabı Kur’an’ı açıkladığını söyleyerek, bizler aynı büyük yanlışı ne yazık ki tekrar ediyoruz. ÜZGÜNÜM AMA KUR’AN’I YALNIZ BIRAKTIĞIMIZIN, FARKINDA BİLE DEĞİLİZ. BUNU YAPANLARI KUR’AN, MAHŞER GÜNÜ YALNIZ BIRAKACAKTIR. Allah böyle kişilere ayetin sonunda ne diyor hatırlayalım.” ONLAR YALANDAN BAŞKA BİR ŞEY SÖYLEMİYORLAR.”  Hangimiz bu büyük hatayı yapmak ister? Aynı konuda, Allah’ın bir başka uyarısına bakalım şimdide.

Lokman 20: ALLAH’IN, GÖKLERDE VE YERDEKİ (İMKÂNLARI) SİZİN EMRİNİZE VERDİĞİNİ, NİMETLERİNİ AÇIK VE GİZLİ OLARAK SİZE BOLCA YAYDIĞINI GÖRMEDİNİZ Mİ? (BUNA RAĞMEN) İNSANLARIN BİR KISMI –BİLGİSİ, REHBERİ VE AYDINLATICI BİR KİTABI OLMAKSIZIN– ALLAH HAKKINDA TARTIŞMAKTADIR. (Mehmet Okuyan)

Lokman 21: ONLARA (MÜŞRİKLERE) “ALLAH’IN İNDİRDİĞİNE UYUN!” DENDİĞİ ZAMAN, ONLAR “HAYIR! BİZ ATALARIMIZI ÜZERİNDE BULDUĞUMUZ (YOL)A UYARIZ.” DEDİLER. ŞEYTAN, ONLARI ALEVLİ ATEŞİN AZABINA ÇAĞIRIYOR İDİYSE (DE Mİ)!

Rabbimiz insanlardan bazılarının, Allah hakkında hiçbir bilgisi, delili, kanıtı olmadan rehber ve güvenilir Allah’ın korumasında aydınlatıcı bir kitabı bulunmadan, tartışmaya girer konuşurlar diyor. Devamında ise asıl uyulacak kitabın delil, kanıt olarak gösterilecek rehberin, Allah katından indirilen kitap/Kur’an olduğunu apaçık bildirdiği halde, cahiliye toplumunun yaptığı yanlış olan Atalarının rivayet inançlarına tabi olanlar gibi, bizlerde ne yazık ki yalnız Allah’ın indirdiği kitaba tabi olmayı yeterli görmüyor, ataların inancını gerçek İslam gibi yaşıyoruz. ÇOK DAHA İLGİNCİ BU VE BENZERİ AYETLERİN UYARILARINI BİZLER ÜSTÜMÜZE HİÇ ALMIYOR VE DİYORUZ Kİ; BU AYETLER BİZE DEĞİL, KİTAP EHLİNE HİTABEN İNDİRİLMİŞTİR. İyide zaten Kur’an’ın tamamı, Kitap Ehlinin hatalarını düzeltmek için indirilmişti ki, bizlerde aynı hataları yapmayalım. Ne yazık ki bu hataları ısrarla yapanların Allah, gözlerine perde çekip kulak ve kalplerini mühürlediğinden gerçekler ısrarla reddediliyor.

Ne yazık ki bizler, Kur’an ile aramıza ellerimizle duvarlar ördük. Kur’an’a iman ettiğimizi sanıyoruz ama gerçeklerin farkında değiliz. ÇÜNKÜ KİTAP EHLİ GİBİ, BİZLERDE ATALARIMIZAN İNTİKAL EDEN RİVAYETLERE, İSLAM DİNİ DİYE İNANIYORUZ. Değerli din kardeşlerim, lütfen EMANETİMİZİ BU DÜNYADA TESLİM ETMEDEN ÖNCE, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği, Kur’an uyarılarına kulak verelim ve cahiliye toplumunun yaptığı yanlışları, bizler tekrar etmeyelim. Hesabın görüleceği O çetin gün, şaşırmışların safında olmak istemiyorsak, elimizde Kur’an onun takipçisi olalım, İslam’a sokulan hurafe ve batıldan uzaklaşalım. Unutmayalım Kur’an bir nurdur, bizler için ışıktır. Allah’ın Elçisi de yalnız Kur’an’a uymuş ve yalnız Kur’an ile ümmetine hükmetmiştir.

Enbiya 10: ANDOLSUN, SİZE ÖYLE BİR KİTAP İNDİRDİK Kİ, SİZİN BÜTÜN ŞEREF VE ŞANINIZ ONDADIR. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?

ALLAH’IN UYARILARINI HAYATINA GEÇİRİP BATIL, SANI VE RİVAYETLERDEN UZAK, YALNIZ ALLAH’A GÜVENİP, SORUMLU OLDUĞUMUZ ALLAH’IN İPİNE SARILANLARA NE MUTLU.

Saygılarımla 

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

  1. “Allah’ın indirdiğine uyun” dendiği vakit, “Aksine biz, atalarımızı neyin üzerinde bulduysak ona uyarız” dediler. Ataları bir şeye akıl erdirmez ve kılavuzlandıkları doğru yolu bulmaz idiyseler de mi?170
    “Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter”104
    https://t.co/Snv6t9IVLM https://t.co/4HhyzDuXGs
    https://www.instagram.com/p/CNu0AHuggyX/

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...

Enam Suresi 38. Ayet. “Biz Kitapta Hiç Bir Şeyi Eksik Bırakmadık.”

Bizler Kur’an ayetlerini doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine Kur’an’ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamanın yolunu yöntemini seçmeliyiz. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum, önce ayeti yazalım daha sonra üstünde birlikte düşünelim. Enam 38:  Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali) Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var.  BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK . Sizce Allah, hangi kitaptan bahsediyor olabilir? Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsedi...