Ana içeriğe atla

KUR'AN I DİNDE YETERLİ KANIT GÖRMEMEKTE ISRAR EDENLERE.


Yüzlerce makale yazdım, Allah’ın Kur’an da ki gerçekleri ile din kardeşlerimi buluşturmaya çalıştım. Amacım bir Müslümanın, din ve iman adına referansının, delilinin, kanıtının yalnız Kur’an olduğu gerçeğini anlatmaktı. Çünkü bunu Allah açıkça söylüyor yalnız Kur’an’ın ipine sarılın ve SİZLERİ YALNIZ KUR’AN DAN HESABA ÇEKECEĞİM DİYEDE UYARIYORDU. Birçok kardeşime bu gerçekleri ulaştırdığımı ve onları düşünmeye yönlendirdiğime inanıyorum. Ama çok daha fazla kişiye de, özellikle bazı konuları kabul ettirmem mümkün olmadı. Bunun tek bir nedeni vardı, oda inancımız adına KUR’AN IN YALNIZ BAŞINA REFERANS, KANIT OLDUĞU GERÇEĞİNİN KABUL GÖRMEMESİYDİ. Elbette bu konu beni çok üzüyor, ama elimden hiçbir şey gelmiyor.

Özellikle ibadetlerimizi yerine getirirken, sorumlu olduğumuz, Allah’ın kelamının yeterli olamayacağına inanmamız, inanın bizleri hem dinsen saptırmış, hem de Allah’ın kitabına saygısızlığın en büyüğünü yapmaya neden olmuştur. Öyle bir şeye inanmışız ki, Allah bu konuda uyardığı ve sakın başka delil aramayın, Kur’an’ın sınırlarını aşmayın kâfirlerden olursunuz dediği halde, bizlerin din adına kanıtımız yalnız Kur’an olmaktan çıktığı gibi, RİVAYETLER VE SANI SÖZLER, KUR’AN IN ÖNÜNE GEÇMİŞ. Allah biz kitapta hiçbir eksik bırakmadık, her şeyden nice örnekleri, değişik ifadelerle verdik ki anlayasınız dediği halde, Allah’ın namaz kıl, oruç tut, Hacca git, zekât ver emrinin, hala Kur’an da gerektiği gibi detaylı açıklanmadığını söylüyor ve inanıyoruz. Hiç düşünmüyoruz, ALLAH IN AÇIKLAMADIĞI NEDİR Kİ BUNU BAŞKA KAYNAKLARDAN ARIYORUZ, ONDAN SONRA BUNLAR OLMAZSA OLMAZ DİYORUZ. Allah sizce açıklamadığı bir konudan, bizleri sorumlu tutar mı? Bunu Allah’ın adaletine nasıl nispet ederiz. BİZLER MEZHEPLERİN ÖĞRETİSİNİ KUR’AN DA GÖREMEDİĞİMİZDE, ADETA KUR’AN I DETAYSIZ, BEŞERİ RİVAYETLERİ KUR’AN I TAMAMLAYAN KONUMUNA GETİRMİŞİZ. Halbuki tam tersini düşünüp, Allah’ın emretmediği din değildir demiz gerekirdi. Bunun şirk olduğunu hala fark edemedik.

Ne yazık ki Kur’an da, beşerin öğretisi olan FIKIH bilgilerini, dine yapılan beşeri ilaveleri arıyoruz. Bunları elbette Kur’an da bulamayız. Mutlaka gerekli olsaydı, Allah bizlere iletmez miydi? Bunları Kur’an da göremediğimizde, BAKIN İŞTE ŞUNLAR YA DA BUNLAR KUR’AN DA YOK. DEMEK Kİ KUR’AN DA HER BİLGİ OLMUYORMUŞ DEME YANLIŞINI YAPIYORUZ. Hani Allah bizleri Kur’an dan sorumlu tutacaktı. Hani her bilgiyi, detayı açık ve nice örneklerle verdim ki anlayasınız ve kendinize benden başka veliler, dostlar edinip ardı sıra gitmeyesiniz diyordu Allah Kur’an da. Unuttuk mu bunları, YOKSA GELENEKSEL İNANÇLARIMIZ, ALLAH IN KELAMINDAN AĞIR MI BASTI. Yoksa Allah ın kitabından bazı ayetlere iman ediyor, bazılarına iman etmiyor muyuz? Hatırladınız mı bu soruyu Allah, ayetinde bizlere soruyordu. Çünkü Kur’an ın tamamına eksiksiz iman edip, yerine getirmedikçe gerçek iman etmiş sayılmayacağımız uyarısını yapmıştı Rabbimiz.

Allah bizlerden ne istiyorsa, onun gerektiği kadarının izahı Kur’an da olduğunu kabul etmediğimiz sürece, kendimizin gerçek bir Müslüman olduğumuzu söyleyemeyiz. ALLAH YEMİN OLSUN Kİ BU KİTABI, ANLAYASINIZ DİYE KOLAYLAŞTIRDIM DİYOR, BİRİLERİ DE ÇIKIP, KOLAYDA NE KADAR KOLAY, BU KADAR DA KOLAY OLMAZ Kİ DİYEREK, BEŞERİ İLAVELERİ OLMAZSA OLMAZ OLARAK KABUL EDİYOR VE ELİMİZDEN GELDİĞİNCE KOLAY OLANI ZORLAŞTIRIYORUZ. Hala Allah’ın Resulünün, Rabbimizin Kur’an dan bizleri sorumlu tuttuğu ve eksik bırakmadığını özellikle söylediği kitabını, tamamladığını mı söylüyoruz. Allah’ın Resulü dinde Allah’ın ortağı değil, Allah’ın hükümlerini tebliğ eden Elçisiydi. Yaradan ne diyordu?  “BEN HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM.” Allah bir ayetinde bakın ne diyor. “EĞER ELÇİMİZ KENDİ SÖZLERİNİ, BİZİM SÖZLERİMİZ DİYE SÖYLESEYDİ SİZLERE, ONUN ŞAH DAMARINI KESERDİK.” Bu durumda Allah ın elçisinin din adına hükümler koyacağını, HÂŞÂ Allah’ın emirlerinin yerine getirilebilmesi için eksikleri tamamlayabileceğine nasıl inanırız. Bunu Rabbimiz yapamadı mı?  Bu kadar mı yoldan saptık, Allah ıslah etsin demekten başka sözüm olamaz. 

Bu konuları çok işledim yazılarımda, işlemeye gündeme getirmeye devam edeceğim, Allah izin verdiği sürece. Kur’an’nı her konuda yeterli olmadığını, gerekli detayın verilmediğini söyleyen ve FIKIH inancı ve rivayetlerin çok fazla etkisinde kalan arkadaşlarıma, Kur’an dan çok hassas hatta çok ince birkaç detay vermek istiyorum. ALLAH ACABA BU KADAR İNCE ÖRNEKLERİ, DETAYI KUR’AN DA VERME GEREĞİ DUYMUŞ İSE, İBADETLERİMİZ VE SORUMLU OLDUĞUMUZ DİĞER KONULARDA, GEREKEN DETAYI VERMEMİŞ OLABİLİR Mİ? Belki tekrar düşünürler diye örnek vermek istiyorum.

“ÇOCUĞUN SÜTTEN KESİLMESİ İKİ YIL İÇİNDE OLUR. . (Lokman 14)”

“SÜTKARDEŞLE EVLENMEK HARAM KILINDI. (Nisa 23)”

Bu iki bilgi dahi, aklını zerre kadar kullananlara, konumuzla ilgili ders verir. BU BİLGİ BİR BEBEK İÇİN ÇOK ÖNEMLİ Kİ, İKİ YIL ANNESİNDEN SÜT EMMESİNİN ÖNEMLİ OLDUĞUNUN BİLGİSİ KUR’AN DA VERİLİYOR. Allah daha sonra ilim, fen ilerleyince, kullarım anne sütünün önemini nasıl olursa bulur, anlar demiyor. Çünkü bu bilgi çok önemli ve hemen yerine getirilmesi gerekir. Aynı anneyi emmiş, sütkardeşinde birbiriyle evlenemeyeceğini açıkça bildiriyor. Sormak isterim bu bilgi, bir milyonda kaç kişiyi ilgilendiren bir konudur ki, Kur’an önemsemiş ve yazmış. Demek ki bu sütten geçen önemli bir şeyler var ki, Allah özellikle bizlere bildirmiş. Hemen bu örneklerden sonra soruyorum, ALLAH BU KADAR İNCE VE BELKİ DE HERKESİN BAŞINA GELMEYECEK BİR KONUYU BİLE, KUR’AN DA BİZLERE AÇIKLAMIŞSA, ALLAH IN BİZLERDEN İSTEDİĞİ VE SORUMLU TUTACAĞINA HÜKMETTİĞİ, İBADETLERİN DETAYINI AÇIKLAMAMIŞ, KUR’AN DA VERMEMİŞ OLABİLİR Mİ? Karar sizlerin, herkes hesabını bizzat Kur’an dan verecek, gerçekleri anlamak ve yaşamak bizlerin imtihanıdır.

Ne yazık ki bizler Kur’an’ın değil, beşerin kuralları ve kanunları olan FIKIH inancının etkisinde kalmışız ve bunun adına da İSLAM DİNİ DEMİŞİZ. Gerçekleri huzurda göreceğiz. FIKIH o kadar etkili ki inancımızda, Kur’an da bu bilgileri açıkça göremediğimizde, ayette geçen kelimelere Allah ın vermediği anlamları yükleyerek, kendi nefislerimiz de deliller yaratmışız ve demişiz ki, bakın bu ayette aslında dolaylı olarak Allah, şunu da emrediyor. Hâlbuki Allah hükümlerini dolaylı değil, açık ve nice örneklerle açıkladığını söylüyor. Ama tüm bu uyarıları, ne duyan var ne işiten.

Bugün başörtüsü konusu, kadının ay halinde ibadet yapamaması konusu, kadının çarşaf ya da peçe takması inancı, kadının giyimi konusu, tamamen ayetlerde geçen kelimelere yüklenen, ama asla Allah’ın tek kelime bile bahsetmediği anlamlarla dine sokulmuş ve bunlarda Allah katındandır denmiştir. BİZLERİN DİN ADINA KANITI BÖYLEMİ OLMALIDIR? İÇİNİZ RAHAT VE HUZURLU BİR ŞEKİLDE, KABUL EDEBİLİYOR MUSUNUZ BÖYLE KANITLARI? Buna benzer uydurulmuş kanıtlar, beşerin kendi sözlerinden öteye gidemez. Onun içinde Allah’ın açıkça hükmetmediği bir konuyu, lütfen Allah’ın, dinin emri demeyelim ve anlatmayalım. Büyük sorumluluk altına gireriz. Allah a ve elçisine iftira atmış oluruz. Yüzlerce yıldır İslam toplumunda, çoğunluk böyle yapıyor ve yaşıyor demek, bizler için kanıt olamaz. ALLAH ÇOĞUNLUĞA UYARSANIZ, SİZLERİ DİNDEN SAPTIRIRLAR diyorsa, lütfen çoğunluğun sözlerine değil, Allah’ın Kur’an da ki MUHKEM uyarılarına kulak verelim. Şunu lütfen unutmayalım, Allah sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum diyorsa, Kur’an da açıklamadığı, detay vermediği hiçbir şeyden sorumlu tutmaz, hesaba çekmez. KUR’AN’IN MUHKEM BİR ŞEKİLDE AÇIKLAMADIĞI HİÇ BİR BİLGİ, KONU İSLAM DİNİ İÇİNDE DEĞİLDİR, LÜTFEN BUNU UNUTMAYALIM.

Allah Araf suresi 185. ayetinde “O HALDE KUR’ÂN’DAN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR?” diyorsa, lütfen emin olmadığımız rivayetlere değil, Allah’ın sözlerine inanalım. Bu ayeti Allah, Kitap Ehlinin Kur’an’ın yanında atalarının inançlarını da yaşamak istediklerinde indirilmiştir ve Allah Kur’an dan sonra hiç bir bilgiye, söze inanamazsınız diye uyarmıştır. NE YAZIK Kİ AYNI HATAYI BİZLERDE YAPIYORUZ. Allah’ın elçisi de yalnız Kur’an a inanmış ve yalnız Kur’an’ı tebliğ etmiş, yalnız Kur’an ı yazdırıp, kayda aldırıp bizlere Allah’ın korumasında ulaşmasını sağlamıştır. Bunun dışında hiçbir bilgiyi sağlığında, özellikle kayda aldırmamış, hatta naklini yasaklamıştır. Bu bilgileri bildiğimiz halde, hala emin olamayacağımız bilgileri, DİNDE REFERANS, KANIT OLARAK ALIRSAK, inanın hesap günü, çok pişman olanların safında yer alırız. 

Kur’an dışından başka kanıtlar arayanlara, Allah’ın Ankebut 51. ayetinde sorduğu soruyu sormak istiyorum. “KARŞILARINDA OKUNUP DURAN BIR KITABI, SANA INDIRMIŞ OLMAMIZ ONLARA YETMIYOR MU?” Yetmiyor Allah’ım diyenlere, hiç bir sözüm olamaz. Gönül gözü kapalı olana, Allah ın elçisi bile anlatamamışsa, hiç kimse anlatamaz. Bakın Allah kurtuluşa erecek olanların, hangi yolda olanlar olacağını söylüyor. 

Bakara 5: İşte onlar, RABLERİNDEN GELEN BİR HİDAYET ÜZEREDİRLER VE İŞTE ONLAR KURTULUŞA ERENLERİN TA KENDİLERİDİRLER. (Bayraktar Bayraklı meali)

Muhammed 2: İman edip iyi amel işleyenlerin ve Rabbleri tarafından HAK OLARAK MUHAMMED’E İNDİRİLENE İNANANLARIN GÜNAHLARINI ALLAH ÖRTMÜŞ VE HALLERİNİ DÜZELTMİŞTİR.

Ahkaf 9: De ki: “Ben peygamberler arasında türedi biri değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYUYORUM VE BEN APAÇIK BİR UYARICIYIM. (Bayraktar Bayraklı meali)

Lütfen Allah’ın bu uyarılarından dersler alalım. Hala Allah’ın kelamına saygısızlık yaparak, Kur’an da detay yoktur diyerek rivayet hadisleri, beşerin kanunları FIKIH inancının, Kur’an ı tamamladığını ve onlar olmasaydı Kur’an anlaşılamazdı, yaşanamazdı demeyelim. Bakın Allah elçisine deki kullarıma diyerek, ne söylemesini istiyor, bu sözlerden ders alalım. “BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYUYORUM VE BEN APAÇIK BİR UYARICIYIM.” Allah’ın elçisi, yalnız kendisine vahyedilen, Kur’an a iman ediyor ve uyuyor, ama bizler Kur’an’ın tam açıklanmadığını söylüyor ve beşerin FIKIH inancını, Resule ait olduğu söylenen rivayet sözleri din diye yaşıyoruz. Allah yardımcımız olsun. Allah'ın elçisinin yolundan gitmek isteyen, YALNIZ KUR’AN A SARILIR. 

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır

SALAT'IN BİR ANLAMININDA, NAMAZ OLMADIĞINI SÖYLEYEN KARDEŞLERİMİZE.

  Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Kur’an’da geçen SALAT kelimesi üzerinde olacak. Salat Allah’a dua etmek, toplumun birbirine destek olması ve bizlerin farsça namaz dediğimiz kıyam, rükû ve secde ile yapılan şekilsel bir dua ibadeti anlamlarına gelir. Bu makalemde üzerinde durmak istediğim konu, bazı arkadaşlarımızın kıyam, rükû ve secde ile yaptığımız ibadetin aslında, Kur'an'da geçmediğini iddia ettikleri konusu üzerinde olacak.  Her düşünceye saygılı olurda, hiç bir etki altında kalmadan, derinlemesine Kur’an ayetleri üzerinde düşünürsek, inanıyorum ki en doğru sonuca ulaşabiliriz. Eğer birbirimize saygısız tavırlar içinde olurda, bizim gibi inanmadığı için, karşımızdaki kişiyi dinsizlikle suçlarsak, daha baştan büyük hata yapmış oluruz.  ÖNCE ŞUNU ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE, YAZIMIN BAŞINDA SÖYLEMEK İSTERİM. ŞU AN KILDIĞIMIZ NAMAZIN AYNISINI, DETAYLARINI KUR’AN’DA ARAMAYALIM, BULAMAYIZ. ÇÜNKÜ ALLAH BU ŞEKLİYLE, YANİ DETAYI İLE NAMAZI KUR’A