Ana içeriğe atla

KILDIĞIMIZ NAMAZIN, ÖZÜNE VAKIF OLABİLMEK İSTİYORSAK.



Bir kardeşimiz, ben namazda Türkçe ayetleri okuyorum, acaba hata yapıyor muyum diye de aklıma sorular geliyor, siz bu konuda ne dersiniz diye sormuştu. Tabi herkes kendi imtihanından sorumludur, ama bir Müslüman'a düşen, din kardeşini yalnız Kur’an ile uyarmak, bilgilendirmekte görevidir. Allah yolunda, en doğrunun arayışında olan bu kardeşimiz, en azından birilerinin öğretisine uymak yerine, Allah'ın emrettiği gibi, Kur’an'ın bilgileri doğrultusunda İslam'ı anlamaya yaşamaya çalıştığı anlaşılıyor. Rabbim cümlemizin yardımcısı olsun. Bu kardeşimiz bu konuyu arkadaşlarına, dostlarına açtığında, “OLUR MU ÖYLE ŞEY, NAMAZDA TÜRKÇE AYET OKUNUR MU, O AYETLERİN BİRÇOK ANLAMI VAR, SEN TÜRKÇE OKURSAN, HANGİ ANLAMINDA SÖYLEYECEKSİN." Şeklindeki uyarılarından, elbette kardeşimizin tedirgin olması çok normal. Gelin önce bu konu da ki rivayet bilgilere bakalım, Allah'ın Resulünün bu konudaki düşüncesi nedir, daha sonra Kur’an ayetleri doğrultusunda bu konuyu düşünelim. Çünkü sorumlu olduğumuz kitap Kur'an'dır, onun onayını alan her bilgide bizler için önemlidir.

(SALMAN FARİSİ ARKADAŞLARININ KENDİSİNE BAŞVURMASI ÜZERİNE, FATİHA Yİ FARSÇA YA ÇEVİRİP ONLARA VERMEYİ DÜŞÜNDÜĞÜNÜ PEYGAMBERE ARZ ETMİŞ VE ONDAN ONAY ALDIKTAN SONRA İŞE GİRİŞMİŞTİR. ( Bk. Tacu's-seria; Nihayetu Hasiyeti'l-Hidaye, Kiraat bölümü; Abhülhayy el-leknevi, Hidaye serhi, Dehli,1915 baskisi, sy,86.not:1;MUHAMMED Hamidullah; Kuran-i kerim tarihi, sy;108 )

"IMAM-I AZAM EBU HANIFENİN GÖRÜŞÜ: Namaz kılan kişi isterse Arapça özgün metni okur, isterse Farsça çevirisini. Yine İmam ı Azam, Kuran kâğıtlarda Yazılmış ve bizim Okuduğumuz Lafızlar değildir. ESAS KUR'AN O LAFIZLARIN TAŞIDIĞI MANADIR DEMİŞTİR. "

Bizler namazda, Allah'ın huzuruna ne için çıkıyoruz, önce onu doğru anlamalıyız. Namaz Allah ile kulunun sohbetidir, önce bunu unutmayalım. Bu sohbetinde anladığımız dilden yapılması, yani ne söylediğimizi mutlaka bilmemiz şarttır. Lütfen kendimize şu soruyu soralım. ALLAH KULLARININ NE SÖYLEDİĞİNİ BİLMEDEN, HUZURUNA DURMASINI İSTER Mİ? Bu sorunun cevabı çok açıktır. Allah'ın huzuruna durduğumuzda, ona şükranlarımızı, sevgimizi, saygımızı, istek ve arzularımızı sunmak için, kendi dilimizden, Rabbimize hitap etmemiz gerektiği zaten Kur’an'ın emridir. Çünkü Allah bizlerin ayetler üzerinde, düşünerek aklımızı kullanarak ayetleri okumamızı, daha sonrada hayatımıza geçirmemizi emretmiştir. Anlamını bilmeden, ayet hakkında nasıl düşünürüz ve hayatımıza doğru geçiririz? İşte toplumun ayetler üzerinde düşünüp, aklını kullanmasının önüne bu şekilde geçilmiştir. İlginçtir günümüzde namazlarımızda okuduğumuz, ama ayet olmayan beşeri dualar vardır. Onları neden Arapça okuyoruz? Bunlarında mı birçok anlamı var tercüme edilmez, ne dersiniz? İşte bizleri böyle kandırıyorlar.

Kafalarımız o kadar karıştırılmış ki batıl, hurafe İslam'a hâkim olmuş. Hakkı yaşamak isteyen engellenmeye çalışılıyor ve yetmiyor, yanlış yoldasın diye korkutuluyor. Namaz anlamını bilmeden tekrarlanan, sözler ya da ayetler değildir. Namaz/salat KULUN ALLAH'A AÇILAN KAPISIDIR , namaz Rabbimizle dertleşmektir. Namaz, huzur kapısıdır. Namaz dertlerimizi açtığımız, Allah'a şükranlarımızı ilettiğimiz çok önemli anımızdır. Güvendiğimiz tek güç Allah' tır. Onunla da ne söylediğimizi bilmeden, nasıl sohbet ederiz. Ne yazık ki bu gerçek topluma anlatılamamış, namaz Allah'a borcumuz olarak gösterilmiştir. Borç alacak ilişkisi, eşit şartlarda kişiler arasında olur, lütfen bu gerçeğin artık farkında olalım. Lütfen şunu unutmayalım. KILDIĞIMIZ NAMAZIN ÖZÜNE VAKIF OLMAK İSTİYORSAK, MUTLAKA ANLADIĞIMIZ DİLDEN İBADET YAPMALIYIZ. Hıristiyanlarda uzun bir müddeti, PAPALIK ve kilisenin bu yönde baskısıyla, ellerindeki kutsal kitaplarını, diğer dillere çevrilmesine izin vermediler. Ama akıl ve eğitim ağır bastı ve kilisenin bu baskı zincirini kırdılar. Şimdi kiliselerinde, her ülke kutsal saydıkları kitaplarını, kendi dillerinden okuyorlar.

Zikir ehli bir Müslüman, Kur’an'ın neden Arapça indirildiğini çok iyi bilir. Çünkü Allah bu konuda açıklama yapıyor ve diyor ki, size bu Kur’an'ı kendi dilinizden indirdim ki anlayasınız, ayetlerim üzerinde düşünesiniz. Eğer Arapça göndermeseydim şöyle derdiniz diyor Allah. ”ONUN AYETLERİ GENİŞÇE AÇIKLANMALI DEĞİL MİYDİ? BAŞKA DİLDE BİR KİTAP VE ARAP BİR RESUL ÖYLE Mİ?" (Fussilet 44)

Allah'ın bu uyarısından sonra, bizler namazlarımızda anlamasak ta mutlaka Arapça ayetler okumalıyız, çünkü ayetler birçok anlama geliyor, Türkçe okuyamayız diyenlere, ayetin uyarısında olduğu gibi, aynı şekilde şöyle dememiz gerekmez mi? ONUN AYETLERİ GENİŞÇE AÇIKLANMALI DEĞİL MİYDİ? BAŞKA DİLDE BİR KİTAP VE BİZİM DİLİMİZE DE TAM ÇEVRİLEMİYOR, KELİMELER BİRÇOK ANLAMA GELİYOR, BİZ ANLAYAMIYORUZ. ALLAH BU DURUMDA BİZLERİ, NASIL SORUMLU TUTAR. İlginç olan bizlere rivayet edilen hadislerin tamı Arapça olmasıdır. Ama siz hadislerin Arapça topluma okunduğunu ve hadisler için başka dile tam çevrilemez dendiğini duydunuz mu? Duymazsınız çünkü o işlerine gelmez. Çünkü Resule ait olduğu iddia ettikleri hadislerle, toplum aldatılıyor çıkarları doğrultusunda kullanılıyor. Sizlere, ayetlerin tercümesinden namaz kılamazsın diyenlere, lütfen bu şekilde bir soru sorun. Çünkü Allah bu örneği vermiş ki, kimse aynı hataya düşmesin. Allah ile aldatıcılara kanmasın. Yine bir başka ayetinde Allah, kullarının özellikle kendi dillerinden ibadet etmesi gerektiğini açıkça belirttiği ayetinde, bakın ne diyor.

“BİZ HER RESULÜ, ANCAK BULUNDUĞU KAVMİN DİLİYLE GÖNDERDİK Kİ, ONLARA APAÇIK ANLATSIN.”(İbrahim 4)

Allah bu uyarıları, ikazları yaptıktan sonra, hala anlamını bilmeden, Arapça Rabbimize hitap etmemizin doğru olduğunu söyleyenin sözlerine inanmak ve bu sözlerin etkisinde kalmak, bizleri de yanlışa yöneltecektir. Söyledikleri gibi, Allah'ın ayetlerinin birçok anlamı olup, Kur’an'ın tam bir tercümesi asla yapılamaz, diyebilir miyiz? Bunu söyleyen ve buna inanan, Allah'ın nuruna saygısızlık yapıyor demektir. Düşünebiliyor musunuz, Allah HÂŞÂ tebliğini bizlere açıkça ulaştıramıyor, bizler anlayamıyoruz ama hesap soracağını söylüyor Rabbimiz. İlgin olan haşa Allah'ın anlatamadığını, birileri çıkıyor bunu bizlere anlatıyor, izah ediyor öyle mi? Böyle mantıksızlığı Allah'a nispet ederken, lütfen bir daha düşününüz.

Şöyle düşünün, Allah bizlerin sorumlu olacağımız bir rehber kitap gönderiyor, ama hiçbir dile tam olarak çevrilmiyor, birde yemin ederek Allah, bu kitabı sizler için kolaylaştırdım diyor. Öylemi dostlar. Biz kafayı mı üşüttük. Beşerin yazdığı milyonlarca kitap, tam ve eksiksiz her dile çevriliyor ve öğrenciler okullarda okuyup, bilim adamları oluyor ama eşi benzeri olmayan, Allah'ın katından gelen bir nur, her dile tam çevrilemiyor her okuyan tam anlayamıyor öyle mi? Bizlerde bunu söyleyenlere inanıyoruz. İYİDE NEDEN SORMUYORSUNUZ, BUNCA ÇEVRİLEN KUR’AN MEALLERİ YANLIŞ MI TERCÜME EDİLMİŞ. Eğer tek bir anlamı yoksa ayetin, tercümesi de yapılamaz. Elbette bizim dilimizde de olduğu gibi, bazı kelimelerin birden fazla anlamı vardır ama kullanıldığı cümlede, ne anlamda kullanıldığı, okunduğunda anlaşılır. Madem birçok anlama geliyor bazı kelimeler ve bizler anlayamıyoruz okuduğumuzda ayetleri, bunu kim anlayacak ve kim izah edecek bizlere? İSLAM DİNİNDE RUHBAN SINIFININDA OLMADIĞINI ALLAH SÖYLÜYOR, ONLARADA SORAMAYIZ. Daha da ilginci Allah sakın veliler, şeyhler edinmeyin diye bizleri uyarıyor. Bu yalan yanlış sözlere, lütfen inanmayalım. Buna inandığımız için İslam dininde bölündük parçalandık ve içinden çıkılmaz bir karmaşanın içinde, çırpınıp duruyoruz.

Aslında hataların en büyüğü bizlerin. Allah'ın tebliğini bir kez bile anladığımız dilden, bilerek ve düşünerek okuma gayreti içinde olmadık. Eğer okumuş ve üzerinde biraz düşünmüş olsaydık, bizlerin kafasını asla karıştıramazlar ve Allah ile korkutamazlardı. Düşünebiliyor musunuz, Allah birçok kez yemin ederek, SİZLERE KOLAYLAŞTIRILMIŞ, BİRÇOK ÖRNEKLERLE İZAH EDİLMİŞ BİR REHBER GÖNDERDİK DİYECEK, AMA EŞİ BENZERİ OLMAYAN BU NURU HERKES ANLAYAMAYACAK, BİRÇOK ANLAMLARA GELEN SÖZLERİ OLACAK, ONDAN SONRADA ALLAH BİZLERİ, BU KİTAPTAN SORUMLU TUTACAK. Gerçekten bizlere bir şeyler olmuş, adeta uyuşturulmuş bir toplum olmuşuz. Ben bunun, mantıksal izahını yapamıyorum doğrusu.

Lütfen böyle mantıksız sözleri, düşünceleri Allah'a ve kitabına nispet ederek konuşmayalım, bunun hesabını veremeyiz. Kur’an bizler için bir anayasadır. ONUN SINIRLARININ DIŞINA ASLA ÇIKAMAYIZ, ÇÜNKÜ ALLAH YASAKLAMIŞTIR. Anayasada açıktır ve izah edilmiştir ki rehberlik vasfını alsın. Allah anlayasınız, üzerinde düşünebilesiniz diye açık, anlaşılır diyor, birileri çıkıyor, hayır herkes anlayamaz, onun birçok anlamı vardır diyor. SİZ KİME İNANIYORSUNUZ, ALLAH'A MI, YOKSA KİMİN SÖYLEDİĞİNDEN EMİN OLAMAYACAĞIMIZ RİVAYET SÖZLERE Mİ? Karar sizlerin. Değerli din kardeşlerim. Lütfen, inancımızı yaşarken, bir kenara koyduğumuz aklımızı artık yerine koyalım. Ondan sonrada, Allah'ın yol gösterici olarak gönderdiği ayetlerini, anlayarak düşünerek hem namazlarımızda, hem de diğer zamanlarda bolca okuyalım. Tabi okumakla iş bitmediğini de bilelim.

Kur’an rehberdir, önce hangi yolu izleyeceğimizi okuyarak anlayacağız, Allah'tan sevap, ödül bekliyorsak ondan sonrada, ÖĞRENDİKLERİMİZİ HAYATIMIZA GEÇİRECEĞİZ VE KUR’AN'I BİZZAT YAŞAYACAĞIZ. Bunu yaptığınızda dikkatle Kur'an'ı okuyup araştırdığınızda bakın o zaman, Allah'a ve kitabına nispet ettikleri, böyle mantıksız sözleri, nasıl karşılayacaksınız. Hepimiz kendi imtihanımızı yaşıyoruz. Birey olarak, Kur’an'dan sapmış yanlış yoldan gidiyorsak, bu bireylerin çokluğu, toplumu ve yaşadığı ülkeyi de yanlışa sürükleyecektir. Allah neye layık olursanız, onu veririm diyor bizlere. Onun içinde gelin rivayetlerin ardı sıra değil, RESULÜNÜN'DE İZLEDİĞİ, KUR’AN'IN PEŞİ SIRA GİDELİM. YOKSA ACI VE KEDER, PEŞİMİZİ ASLA BIRAKMAYACAKTIR.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır

SALAT'IN BİR ANLAMININDA, NAMAZ OLMADIĞINI SÖYLEYEN KARDEŞLERİMİZE.

  Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Kur’an’da geçen SALAT kelimesi üzerinde olacak. Salat Allah’a dua etmek, toplumun birbirine destek olması ve bizlerin farsça namaz dediğimiz kıyam, rükû ve secde ile yapılan şekilsel bir dua ibadeti anlamlarına gelir. Bu makalemde üzerinde durmak istediğim konu, bazı arkadaşlarımızın kıyam, rükû ve secde ile yaptığımız ibadetin aslında, Kur'an'da geçmediğini iddia ettikleri konusu üzerinde olacak.  Her düşünceye saygılı olurda, hiç bir etki altında kalmadan, derinlemesine Kur’an ayetleri üzerinde düşünürsek, inanıyorum ki en doğru sonuca ulaşabiliriz. Eğer birbirimize saygısız tavırlar içinde olurda, bizim gibi inanmadığı için, karşımızdaki kişiyi dinsizlikle suçlarsak, daha baştan büyük hata yapmış oluruz.  ÖNCE ŞUNU ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE, YAZIMIN BAŞINDA SÖYLEMEK İSTERİM. ŞU AN KILDIĞIMIZ NAMAZIN AYNISINI, DETAYLARINI KUR’AN’DA ARAMAYALIM, BULAMAYIZ. ÇÜNKÜ ALLAH BU ŞEKLİYLE, YANİ DETAYI İLE NAMAZI KUR’A