Ana içeriğe atla

İMTİHANIMIZI HİÇ KİMSEYE HAVALE ETMEYELİM, PİŞMAN OLURUZ.




Bizler İslam ı inancımızı yaşarken, ne yazık ki Kur’an ı referans almadığımız için, çok büyük hataların, yanlışların ardına düşmekten kurtulamıyoruz. Allah bu dünyada bizlerin, imtihandan geçirildiğimizi birçok ayetinde bizlere bildiriyor. ESAS İLGİNÇ OLANI İSE BU İMTİHANIN ŞARTLARINI, KOŞULLARINI VE NEREDEN YAPILACAĞINI DA BİZLERE BİLDİRMİŞ OLMASIDIR. Ama bu imtihan şekli ve imtihanımızın kaynakları, ne yazık ki bizlerin yaşadığımız inancımıza ters düştüğü için, bazı şeyleri görmezden gelmemize ve farklı yol-yöntem ve kaynakları seçmemize neden olmuştur.

Allah özellikle şu konuya dikkatimizi çekiyor ve diyor ki, sakın imtihanınızı yaşarken, kendinize çok güvendiğinizi sandığınız, veliler, efendiler, günümüz tabiriyle şeyhler edinip, ardı sıra gitmeyiniz diyerek uyarıda bulunuyor. Bizlerin bu konuyu daha iyi anlayabilmemiz içinde, sözüne güvenebileceğiniz, ardı sıra gideceğiniz, yardım isteyeceğiniz veliniz, yalnız benim diye de apaçık bildiriyor. Çok daha açık olarak Peygamberimiz, Allah ın emriyle deki onlara diyerek, ben yalnız Kur’an a yani Allah ın indirdiğine tabi olurum diye de bildiriyor ayette. ALLAH BİZLERİN, YALNIZ KUR’AN IN İPİNE SARILMAMIZI VE ONUN SINIRLARINI AŞMAMAMIZ ADINA DA UYARILARDA BULUNUYOR. PEKİ NEREDE BULUNUYOR? ELBETTE SORUMLU TUTACAĞINA HÜKMETTİĞİ KUR’AN DA. Bu uyarıları alabilmemiz için, Kur’an ı anladığımız dilden okumamız elbette şart.

Ama bizler Kur’an ın bu uyarılarını, ya anlayarak Kur’an ı okumadığımız için, tebliğ almamış oluyoruz, ya da apaçık okuduğumuz, tebliğ aldığımız halde, Allah ın bu uyarılarını göz ardı ediyor, duymazlıktan, görmezlikten geliyoruz. Onun içindir ki Allah dinde sakın bölünmeyin dediği halde bölündük, parçalandık ve birbirimize düşman olduk. Allah sizlerin sorumlu olduğunuz ayetleri muhkem bir şekilde, yani şüphe duyulamayacak kadar açık ve nice örneklerle Kur’an da verdik dedikçe, birileri çıkıyor, sizler Kur’an dan anlayamazsınız, Kur’an da her bilgi detaylı yoktur diyor. Ne yazık ki genel çoğunluğumuz Allah ın sözüne değil, beşerin iftiralarına inanıyoruz.  Hiç düşünmüyoruz, anlayamadığımız bir hükümden Allah, bizleri nasıl sorumlu tutarda imtihan eder?

Bazı arkadaşlarım, kendisine çok saygı duyduğu bazı kişilerin, ilahiyatçıların yazılarından, sözlerinden örnek verip, DOĞRUSU BU HOCAMIZIN BU SÖZLERİNE ŞAŞIRDIM, BUNU NASIL SÖYLER İNANAMADIM, şeklinde hayretlerini dile getiren ve benim o konuda ki düşüncemi almak isteyen arkadaşlarımın sorularıyla karşılaşıyorum. İşte bu örnekler, bizlerin izlediği yolda, büyük bir yanlışı fark edemediğimizi gösteriyor. Herhangi bir kişinin, buna bende dâhilim, birçok konudaki düşüncelerini doğru bulmanız, o kişinin Kur’an ı her konuda en doğru anlamış olabileceğini göstermez. Bir başka deyişle, bu insan her konuda imtihanını Allah ın istediği şekilde verdiği anlamına gelmez. ÇÜNKÜ HEPİMİZ YANILABİLİRİZ. YANILMAYAN YALNIZ ALLAH DIR, ONU KİTABI KUR’AN DIR. Bizler beşeriz, her zaman hata yapabiliriz, gerçeğini asla unutmamalıyız. EN AZ HATA YAPAN, KUR’AN IN SINIRLARINI AŞMAYAN DIR, LÜTFEN BUNU UNUTMAYALIM.

Bizlerin Kur’an ı en doğru bir şekilde anlamamızı ve imtihanımızı bizzat kendimizin vermesini engellemek isteyenler, her zaman çıkacaktır karşımıza. Bunu yapanların en büyük iftirası, Kur’an ın başka dillere tam olarak çevrilemeyeceği söylemleridir. Allah tüm âleme Arapça bir Kur’an gönderip, daha sonrada diğer dillere tam olarak çevrilemeyecek şekliyle gönderip, tüm kullarını bu kitaptan hesaba çeker mi? Zerre kadar aklı olan bunu kabul etmez.  Bunu kabul edemeyeceğimizin asıl nedeni, dini yani Allah ın gönderdiği İslam ı, Allah sakın arama aracılar koymadan yaşayın emri gereğidir. Hatırlayınız Allah elçisine ne diyordu ayetlerinde, TEBLİĞ ETMEK SANA, HESAP SORMAK BİZE DÜŞER. KULUMLA ARAMDAN ÇEKİL.  Bu ayetlerin asıl mahiyetini anlamak istemeyenlere, İslam ı anlatmamız hiç mümkün değildir.

Bizler adeta Allah ın imtihanından kaçıp, imtihanımızı başkalarına verdirebilme çabasıyla, kendimize veliler Allah dostları dediğimiz kişiler ediniyoruz. Onların söylediklerini de hiç şüphe duymadan hayatımıza geçirip, Allah ın emri gibi inanıyoruz. Allah bu konuda bizlere yakın zamanda bir ders vermiş ve birilerine körü körüne tabi olmanın, bizleri nerelere götüreceğinin uyarısını yapmıştır. Peki, anlayıp ders alabildik mi? Ne yazık ki hayır, çünkü isimler değişti, şimdide farklı kişilerin ardından sorgusuzca gitmeye devam edenleri görüyoruz. Hâlbuki Allah bu konuda bizleri uyarmış ve kimin en doğru yolda olduğunu yalnız kendisinin bilebileceğini bizlere bildirip, böyle hatalar sakın yapmayın demiştir.

İsra 84: De ki: Herkes, kendi mizaç ve meşrebine göre iş yapar. BU DURUMDA KİMİN DOĞRU BİR YOL TUTTUĞUNU RABBİNİZ EN İYİ BİLENDİR. (Diyanet vakfı meali)

Araf 3: Rabbinizden size indirilene uyun; O’NUN BERİSİNDEN BİRTAKIM VELİLERİN ARDINA DÜŞMEYİN. Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz! (Yaşar Nuri meali)

Allah bizleri bu ve bunlara benzer ayetlerde uyarıyor ve sakın veli ya da Allah dostu dediğimiz kişiler edinip, düşünmeden, Kur’an ın onayını almadan söylenenlere inanıp, inancınızın asli unsuru yapmayın diyor. Ama bizler ne yazık ki bu uyarıları duymuyoruz bile, çünkü Kur’an ile aramıza duvarlar ördük. Allah Necm suresi 32. ayetinde, kendilerinin en doğru yolda olduğunu düşünüp, karşısındaki insanları küçümseyenleri Allah uyarıyor ve KENDİNİZİ TEMİZE ÇIKARIP, KARŞINIZDAKİ İNSANLARA SAYGISIZLIK YAPMAYIN, ÇÜNKÜ KİMİN GERÇEKTEN SAKINDIĞINI, ALLAH IN EN DOĞRU YOLUNDA GİTTİĞİNİ, YALNIZ ALLAH BİLİR DEMİŞTİR. Günümüzde yaşanan İslam, dersini çalışmayan, sürekli birilerinden kopya çekenin durumuna benziyor. SİZCE DERSİNE ÇALIŞMAYIP, SÜREKLİ KOPYA ÇEKEN BİR ÖĞRENCİYİ, SİZLER SONUNDA BAŞARIYA ULAŞTIĞINI VE SONUNDA MEMNUN OLDUĞUNU, BAŞARIYA ULAŞTIĞINI GÖRDÜNÜZ MÜ? HİÇ SANMIYORUM. 

Bizler dinde öyle bölündük ki, şimdide birbirimizi cehennemlik olmakla suçluyoruz, kendimizi temize çıkartarak. Onun içindir ki bizler, İslam ı yaşarken hiç kimsenin sözlerine doğrudur diye güvenerek, hemen tabi olmamalıyız, kabul etmemeliyiz. Bizlerin yapması gereken söylenen ve anlatılanları mutlaka Kur’an ile sorgulamalıyız. Bunu engellemek isteyen, dini meslek haline getirmiş din tacirleri, Allah ın bu gerçeğini engellemek istemiş ve sizler Kur’an ı anlayamazsınız diyerek, topluma korku salmışlardır. Hâşâ Allah ın anlatamadığını, anlayıp anlatabilenler mi var aramızda? Hâlbuki Allah Kur’an ı bizlerin anladığımız dilden okuyup, düşündüğümüzde anlayacağımızı, bakın nasıl söylüyor. 

Nisa 82: HÂLA KUR’AN ÜZERİNDE GEREĞİ GİBİ DÜŞÜNMEYECEKLER Mİ? Eğer o, Allah’tan başkası tarafından gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık bulurlardı.   (Diyanet vakfı meali)

Muhammed 24: ONLAR KUR’AN’I DÜŞÜNMÜYORLAR MI? Yoksa kalplerinin üzerinde kilitleri mi var? (Elmalı meali)

Yunus 42: İçlerinde seni dinleyenler de vardır. PEKİ, HELE BİR DE AKILLARINI KULLANMIYORLARSA, sağırlarsa sen mi işittireceksin? (Bayraktar Bayraklı meali)

Yunus 100: Allah’ın izni olmadıkça, hiçbir kimse iman edemez. Allah, AZABI AKILLARINI KULLANMAYANLARA VERİR. (Diyanet meali)

Allah düşünen kullarım Kur’an ı anlayacaktır diyorsa, sizler Kur’an ı anlayamazsınız diyenlerin, Kur’an dan gizledikleri şeyler var demektir. Lütfen onlara kanmayalım, inanmayalım. Kur’an ı ben anlayamıyorum diyen varsa, onun cevabını da Allah veriyor ve diyor ki, ONLARIN KALPLERİNDE MÜHÜR VARDIR. Onlar hakkın değil, ısrarla batılın peşi sıra gidiyorlar diye de, birçok ayette bizleri uyarıyor. GELİN ÖNCE O MÜHRÜ KALDIRALIM, BAKIN O ZAMAN HER ŞEYİN NASIL FARKLI OLDUĞUNU GÖRECEKSİNİZ.  İmtihanımızı rivayetlerin ya da bizlere geleneksel İslam ın öğrettiği FIKIH bilgileri ile sorgusuz yaşamaya kalkarsak, hata yapma şansımız çok büyük olacaktır. Kur’an bizleri en doğruya ulaştıracak, tek rehberdir. Onun hüküm vermediği, açıklamadığı hiçbir konu, bizleri bağlayıcı değildir, lütfen unutmayalım.

Değerli din kardeşlerim. Tekrar hatırlatmak istiyorum. Allah bu dünyada bizleri Kur’an dan imtihan ettiğini açıkça bildirmiştir.  Ayrıca çok açık ve net olarak da, Kur’an ı anlayabilmemiz için, yemin ederek kolaylaştırdığını söylüyorsa, lütfen imtihanımızı ellerimizle zorlaştırmayalım. Dini kullanan din tacirlerinin sözlerine değil, Allah ın sözlerine kulak verelim. Bunu yapmadığımız takdirde, mahşer günü çok ama çok üzülenlerin safında buluruz kendimizi. Bakın Allah ın elçisi bizlere ne diyor. Lütfen kulakları mühürlenmişlerin safında olmak istemiyorsak, bu ayete kulak verelim. Allah sizleri Kur’an dan hesaba çekeceğim dedikten sonra, sizce aşağıdaki ayette, Allah ın elçisi ümmetini neyle uyarmış olabilir? Zerre kadar aklı olana, her şey çok açık. Lütfen unutmayalım, vahiy yalnız Kur’an dır ve O vahyi Allah ben koruyorum diyor.

Enbiya 45: De ki: “BEN SİZİ ANCAK VAHİYLE UYARIYORUM.” Fakat manen sağır olanlar, uyarıldıkları zaman, bu çağrıyı duymazlar. (Bayraktar Bayraklı meali)

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır

SALAT'IN BİR ANLAMININDA, NAMAZ OLMADIĞINI SÖYLEYEN KARDEŞLERİMİZE.

  Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Kur’an’da geçen SALAT kelimesi üzerinde olacak. Salat Allah’a dua etmek, toplumun birbirine destek olması ve bizlerin farsça namaz dediğimiz kıyam, rükû ve secde ile yapılan şekilsel bir dua ibadeti anlamlarına gelir. Bu makalemde üzerinde durmak istediğim konu, bazı arkadaşlarımızın kıyam, rükû ve secde ile yaptığımız ibadetin aslında, Kur'an'da geçmediğini iddia ettikleri konusu üzerinde olacak.  Her düşünceye saygılı olurda, hiç bir etki altında kalmadan, derinlemesine Kur’an ayetleri üzerinde düşünürsek, inanıyorum ki en doğru sonuca ulaşabiliriz. Eğer birbirimize saygısız tavırlar içinde olurda, bizim gibi inanmadığı için, karşımızdaki kişiyi dinsizlikle suçlarsak, daha baştan büyük hata yapmış oluruz.  ÖNCE ŞUNU ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE, YAZIMIN BAŞINDA SÖYLEMEK İSTERİM. ŞU AN KILDIĞIMIZ NAMAZIN AYNISINI, DETAYLARINI KUR’AN’DA ARAMAYALIM, BULAMAYIZ. ÇÜNKÜ ALLAH BU ŞEKLİYLE, YANİ DETAYI İLE NAMAZI KUR’A