Ana içeriğe atla

HADİSLERİN KUR'AN A ARZI KONUSU.....







Bizler inanç sistemimizi öyle yanlış bir temel üzerine oturtmuşuz ki, Kur’an’ın hükümlerine inancımızın taban tabana zıt olduğunun, farkında bile değiliz. Bir kardeşimizin, bir yazıma verdiği cevap çok düşündürücü olduğu için, sizlerle paylaşmak istedim. Çünkü bu yanlış her zaman yapılıyor, örnek gösteriliyor. 

“HALUK BEY, SÖZLERİNİZ HADİS MÜNKİRLERİNİN SÖZLERİNE BENZİYOR. HADİSLERİN KUR’AN’A ARZINA DÂHİL TEK BİR RİVAYET YOKTUR. ZATEN BU ÇOK ABSÜRD BİR METOD ÇÜNKÜ KUR’AN’DA MESELELERİN TAMAMI YOKTUR. KUR’AN’DA MESELELERİN TAMAMI YOK İSE HER MESELEYİ KUR’AN’A NASIL ARZ EDECEKSİNİZ?”

İşte size günümüz tabiriyle, din ve iman adına meçhule doğru çıktığımız yolculuğa, dikkat çekici bir örnek. Arkadaşımız hadislerin Kur’an’a arzı konusunda rivayet arıyor. EĞER KUR’AN DAN SORUMLU OLDUĞUMUZA İMAN EDİYORSAK, ARANMASI GEREKEN, RİVAYETLERİN ONAYINI, KUR’AN’DAN ARAMAK OLMALIDIR. Güvenilir kaynak dan delil aranır, oda Kur’an’dır. KUR’AN BAHSETMİYORSA, DİNİN ONAYI YOK DEMEKTİR. Bu arkadaşımız rivayetlere o kadar dalmış ki, HAK İLE BATIL BİRBİRİNE KARIŞMIŞ. Hâlbuki Kur’an’a bakmış olsaydı, Allah’ın uyarılarını görüp, sakın emin olmadığın bilginin ardına düşme, Kur’an’ın sınırlarını aşma, yalnız Kur’an’ın ipine sarıl, sizlere Kur’an’da her konudan nice örnekleri verdik ki anlayasınız, hiçbir eksik bırakmadık biz Kur’an’da, dediğini apaçık görecekti. KUR’AN DURURKEN, ONDAN BAŞKA KANIT MI ARIYORUZ. ARADIĞIMIZ İÇİN DE,  TOPLUM OLARAK BUGÜN NE HALLERDEYİZ. ALLAH BİZLERİ AFFETSİN.

Kardeşimiz bu sözleriyle, bizlere iletilen rivayetlerin, helal ve haram hükümlerinin hepsini Kur’an’da bulamayacağımızı, onun içinde Kur’an’da bahsedilmeyen, hükmü verilmeyen konuları da Kur’an’dan aramamız ve Kur’an’ın süzgecinden geçirmemiz mümkün olamayacağını söylüyor. Bu doğrultuda, düşünce ve inancını dile getiriyor. KONTROLÜ OLMAYAN, SINIR TANIMAYAN BİR İNANCI, ALLAH’A NİSPET ETMEKTEN, RABBİM E SIĞINIRIM. Hatırlatırım din Allah’ın dinidir ve Allah ben hükmüme hiç kimseyi ortak etmem diyor. Bu durumda Kur’an’da olmayan bir hükmü, dinin sahibi koymadığı halde, hükümler ilave etmeye çalışıyorsak, ALLAH’IN DİNİNE ORTAK OLMAYA, YADA BİRİLERİNİ ORTAK ETMEYE ÇALIŞIYORUZ DEMEKTİR Kİ, ALLAH BUNA ŞİRK DİYOR. RİVAYET HADİSLERİ SAVUNMAYA ÇALIŞIRKEN, ALLAH’IN AYETLERİNİ, İNKAR ETTİĞİMİZİN NE YAZIK Kİ FARKINDA OLAMIYORUZ.

Arkadaşımız hadislerin Kur’an’a arzına dâhil, tek bir rivayet yoktur diyerek, kendine RİVAYETLERDEN delil bulmuş bile. Bozacının şahidi, şıracı derler bizde buna. Önce bu kardeşimize rivayetlerin dine hüküm koyamayacağını, dinde delil kabul edilemeyeceğini, rivayetin önce ne olduğunu araştırmasını öneririm. Delil yalnız Kur’an’dır, bunu söyleyen Rabbimizin bizzat kendisidir. Hadislerin Kur’an’a arzı konusunda, yine rivayet arayan bu kardeşimize, MİNAREYİ ÇALAN, KILIFINI HAZIRLAR sözünü hatırlatmak isterim. AKLINI KULLANAN, RİVAYETTEN, HURAFE DEN DELİL ARAMAZ. AKLINI KULLANAN RABBİN KORUMASI ALTINDAKİ, SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN DELİL ARAR.

Kendisine rivayet kanıt arayan kardeşimize, Allah’ın Resulünün rivayetlerinden de elbette örnek gösterebiliriz. Bir şartla, Kur’an’ın onayını almak şartıyla. Çünkü Allah’ın Resulü de elbette ümmetine karşı konuştu ama yalnız Kur’an ile konuştu. Bunu Kur’an’dan öğreniyoruz. Allah’ın Resulü rivayet edilen hadislerinde bizlere, Kur’an’ın iki kapağı arasındaki bilgilerden başka, hiçbir şey bırakmadığını söyler. Yine bu kardeşimiz eğer iyi araştırmış olsaydı, Resulün önce izin verdiği, ama daha sonra nakillerde yapılan yanlışları gördüğü için, hadis yazımının, naklinin yasakladığını bilmesi gerekirdi. Bu yasağın dört halife devrinde de devam ettirildiğine dair, birçok rivayet bilgiler vardır bugün elimizde. DEDİĞİMİZ GİBİ, HEPSİDE RİVAYETTİR. HİÇBİR RİVAYET DİNE HÜKÜM KOYAMAZ, BİZLERE DİNDE DELİL OLAMAZ. DOĞRULUĞUNDAN EMİNDE OLAMAYIZ ÇÜNKÜ. KUR’AN ONAYLIYORSA ANCAK, BUNU RESUL SÖYLEMİŞTİR DİYEBİLİRİZ. DİNE HÜKÜM KOYAN, YALNIZ RABBİMİZDİR, ONUN ONAYINDAN GEÇEN HER BİLGİDE, BİZİM BAŞIMIZIN TACIDIR.

Bu arkadaşımız bunları söylerken, bugün bizlere öğretilen ve Kur’an’ın bahsetmediği birçok örnekleri de vererek, bakın bu konuda Kur’an’da haram olduğuna dair bir bilgi yoktur, yani bunları da Allah’ı Resulü haram olduğuna hükmederek, bizleri hadisleriyle bilgilendirmiştir, onun için her şeyi Kur’an ile karşılaştıramayız, Kur’an’da aramamız mümkün değildir diyebiliyor. Peki, bu inanç ve düşünceye Kur’an onay veriyor mu? Rivayetlerden bu konuda kanıt arayan ve bulamayan kardeşimize, acaba Kur’an bu düşüncesine onay veriyor mu diye, düşünmesini de tavsiye ederim. Çünkü onu kurtaracak yalnız Kur’an’dır. Diyelim ki arkadaşımız haklı, İslam’ı yaşamak adına takip edeceğimiz bu yol ve yönteme, eğer onay veriyorsa Kur’an, bu durumda ona hak verebiliriz.  Gelin şimdi bu sorunun cevabını Kur’an’da arayalım. Yani Allah Resulüne, kendisinin haram dediklerinden başka konularda da, haram koyma yetkisi vermiş mi? Önce size her yazımda neredeyse hatırlattığım, bir ayeti hatırlatmak istiyorum. “DOĞRUSU KUR’AN, SANA VE KAVMİNE BİR ÖĞÜTTÜR. İLERİDE ONDAN SORUMLU TUTULACAKSINIZ.” (Zuhruf 44)

Dikkat ederseniz Allah, sizleri Kur’an’dan sorum tutuyorum diyor. Hatta birçok kez Kur’an’ın ipine sarılmamızı önerir bizlere. Bu hükmü veren Allah, acaba daha sonra Kur’an’ın hükmü olmayan, Kur’an’da hiç bahsedilmeyen, detay verilmemiş bir hükümden, haramdan sorumlu tutar mı bizleri? Sanırım arkadaşımızın düşüncesi, daha ilk örnek verdiğim ayetten bile onay alamadı. Şimdi sizlere Resulün, haram ve helal koyma yetkisinin olup olmadığına ışık tutacak, bir ayeti hatırlatmak ve üzerinde sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum. Aşağıdaki ayette, Allah’ın Resulü aile içinde, eşlerinin hoşnutluğu adına, helal olan bir şeye haramdır diyor. Bakın Allah bunu yapan Resulüne nasıl bir ayet indiriyor, uyarıyor ve aile içinde söylenmesine rağmen, bu uyarıyı Kur’an’a alarak, tüm insanlığın bu konudan haberinin olmasını, acaba neden istiyor olabilir. Önce ayeti yazalım.

Tahrim 1: Ey Nebi, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek, ALLAH’IN SANA HELAL KILDIKLARINI NİÇİN HARAM KILIYORSUN? Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

Ayete dikkatle baktığımızda, aslında aile içinde, belki de yalnız eşleri arasında hoşnutluğu sağlamak adına, Allah’ın Nebisi helal olan bir şeye haramdır diyor. Fakat Allah, bu aile içindeki olay dışarıya yanlış akseder, duyulur diye, hemen bakın nasıl bir ayet indirerek uyarıyor. İşin ilginci bu uyarıdan bizlerinde haberinin olmasını istiyor detay vermeden. Yoksa gizlice uyarabilirdi. İşte bu ayetten almamız gereken, büyük dersler var. Ayette, Allah’ın sana helal ettiğini, neden haramlaştırıyorsun sözleri, sizce her şeyi çok net açıklamıyor mu? Bakara suresi 173. ayetinde Allah, leş, kan, domuz eti, ve Allah’tan başkası adına kesilenleri haram kıldı diye bilgi verir. Bu konuda verilen diğer örneklere de elbette bakacağız. Kur’an da hiç bahsi geçmeyen, haramlar listesi nereden bizlere sokulmuştur, biliyor musunuz dostlar? Bugün Yahudilerin elindeki, tahrif edilmiş Tevrat ta yazıyor. Tek tırnak hayvanlar yenmez, çift tırnak olacak, yabani şu ya da bu hayvanlar yenmez, denizde şunlar yenir bunlar yenmez ve buna benzer uzun bir liste vardır. Hiç birimiz sormuyoruz bile, neden Kur’an’da yok tüm bu haramlar listesi? Hani Kur’an dan sorumluyduk, hani Kur’an’ın ipine sarılacaktık, hani biz Kur’an’da hiçbir eksik bırakmadık diyordu Rabbimiz. Ne oldu tüm bu ayetlerin hükümleri. Yoksa bu ayetlere iman etmiyor muyuz? ÇOK ÜZGÜNÜM AMA, YAHUDİLEŞTİRİLMİŞ MÜSLÜMANLARDAN OLDUĞUMUZU, SANIRIM ALLAH’IN HUZURUNA GİTTİĞİMİZDE FARK EDECEĞİZ. Şimdi hatırlatacağım ayet üzerinde, lütfen dikkatle düşünelim. 

Hakka 44–45–46: EĞER (RESUL) BİZE İSNAT EDEREK BAZI SÖZLER UYDURMUŞ OLSAYDI, MUTLAKA ONU KUDRETİMİZLE YAKALARDIK.  SONRA DA ONUN ŞAH DAMARINI MUTLAKA KESERDİK. 

Ayetin güzelliğine bakar mısınız lütfen. Allah Kur’an dışından bazı sözleri, bunlarda Allah katındandır deseydi, onun canını alırdık diyor. Ama bu ve buna benzer onlarca ayetlere gözlerini yumanlar, hala Allah’ın Resulü Kur’an’da geçmeyen detay verilmemiş konularda, hüküm verebileceğine inanmakta ısrar edebiliyoruz. Sırf hurafe itikatlarından vazgeçmemek adına. Arkadaşımız bana verdiği cevaplarda, Allah sadece Kur’an demiyor,  Resule ‘de itaati vurguluyor diyerek, ayetleri kendi itikatlarına delil aramaya devam ediyor. Hâlbuki Allah Resulüme uyun, ona uymak bana uymak gibidir derken, Resulün bizleri yalnız ve yalnız Kur’an ile uyaracağını, onun dışına çıkmayacağını, O’nun görev ve sorumluluklarından bahsediyordu ayetlerde. Kur’an’ın dışına çıkamayacağını, onun dışından bazı sözleri bunlarda Allah katındandır demiş olsaydı, onun canını alırdık dediği ayetleri görmezden gelerek, KENDİ İNANÇLARINA, AYETLERDE GEÇEN KELİMELERİN ARDINDAN DELİL ARAYANLARA, NE SÖYLESEK ANLAMAYACAKLARINI ÇOK İYİ BİLİYORUM. Bakın Rabbimiz bu ve buna benzer itikatların ardı sıra giderek, Allah’ın Kur’an’da hiçbir delil indirmediği şeylerin ardına düşenlere ne söylüyor.

Enam 81: “ALLAH’IN SİZE, HAKKINDA HİÇBİR DELİL İNDİRMEDİĞİ ŞEYLERİ O’NA ORTAK KOŞMAKTAN KORKMUYORSUNUZ DA, BEN SİZİN ORTAK KOŞTUĞUNUZ ŞEYLERDEN, NE DİYE KORKAYIM? ÖYLE İSE İKİ TARAFTAN HANGİSİ GÜVENDE OLMAYA DAHA LÂYIKTIR? EĞER BİLİYORSANIZ SÖYLEYİN.”

Bana Kur’an’da her şey yazmaz diyen kardeşimizin, acaba bu ayetlerin ne söylediğinden haberi yok mu? Allah size, hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri, bunlarda Allah katındandır diyenleri, adeta Allah’ın yetkilerini Resullere, edindikleri velilere nispet ettiklerinden, tüm bu davranışlarından dolayı, Allah’a ortak koşma olarak görüyor bunları yapanları Allah. Elbette Allah’ın hükmetmediklerini de, bunlar Allah katındandır diyenler, Allah’ın hükümlerine ortak koştuklarını bilmelidir. Ayetin sonunda, Allah’ın sorusu düşündürücüdür. Bakın ne soruyor aklını kullananlara. ÖYLEYSE İKİ TARAFTAN, HANGİSİ GÜVENDE OLUR? 

BİRİNCİSİ ALLAH’IN HÜKÜMLERİNE İMAN EDİP, HURAFE VE SANININ ARDI SIRA GİTMEYENLER. DİĞERİ DE, KUR’AN’DA ALLAH HİÇBİR DELİL İNDİRMEDİĞİ HALDE, BUNLARDA ALLAH KATINDANDIR DİYENLERİN TAKİP ETTİĞİ YOL. SİZCE HANGİ YOL DAHA EMİN VE DAHA DOĞRUDUR? ALLAH’IN AYETİNİN SONUNDA, SORDUĞU GİBİ. EĞER BİLİYORSANIZ SÖYLEYİN.

Kur’an bu konuda çok açık hükümler vermiş ve Allah’ın Kur’an’da hüküm vermedikleri hiçbir konuda, sorumlu olamayacağımızı ve yine haram ve helal konusunda da yetkinin yalnız Allah’ta olduğunu, apaçık bakın nasıl bildiriyor bizlere.

Maide 87: Ey iman sahipleri! ALLAH ‘IN SİZE HELAL KILDIĞI ŞEYLERİN TEMİZ VE GÜZEL OLANLARINI HARAMLAŞTIRMAYIN; azıp sınırı aşmayın; Allah azıp sınırı aşanları sevmez.

Nahl 116 ; Yalan düzerek Allah’a iftira etmek için, dillerinizin uydurma nitelendirmeleriyle “ŞU HELALDİR, ŞU DA HARAMDIR!” DEMEYİN. YALAN DÜZEREK ALLAH’A İFTİRA EDENLER KURTULAMAZLAR.

Demek ki bu konuda, apaçık hüküm var. Bilgisizce emin olmadan, Allah’ın açıkça haramdır demediklerine, haram deme yetkisi kimsede yok. Ayete dikkat ederseniz, Allah’ın helal kıldığından bahsediyor. Demek ki yetki bizzat kendisinde. Bunun dışında şu ya da bu haramdır demek, ALLAH’A İFTİRA ATMAK OLDUĞUNU HATIRLATIYOR BİZLERE. Aşağıdaki ayetlerde bu konuyu daha da pekiştiriyor ve bakın ne diyor.

Enam 140: ŞU BİR GERÇEK Kİ, İLİMSİZLİK YÜZÜNDEN ÖZ EVLATLARINI BEYİNSİZCE KATLEDENLERLE, ALLAH’IN KENDİLERİNE VERDİĞİ RIZIKLARI, ALLAH’A İFTİRA EDEREK HARAMLAŞTIRANLAR, GERÇEKTEN HÜSRANA UĞRAMIŞLARDIR. İNAN OLSUN, SAPITMIŞLARDIR ONLAR; HİÇBİR ZAMAN DOĞRUYU VE GÜZELİ BULAMAZLAR.

Enam 150: ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH ŞUNU HARAM ETMİŞTİR DİYE TANIKLIK EDİP DURAN ŞAHİTLERİNİZİ GETİRİN.” EĞER TANIKLIK EDERLERSE, SAKIN ONLARLA BİRLİKTE TANIKLIK ETME! AYETLERİMİZİ YALANLAYANLARLA AHRETE İNANMAYANLARIN KEYİFLERİ ARDINCA GİTME! ONLAR, KENDİ RABLERİNE BAŞKALARINI DENK TUTUYORLAR.

Yunus 59 : DE Kİ: “NE OLDU SİZE DE ALLAH’IN SİZE RIZIK OLARAK İNDİRDİĞİ ŞEYLERDEN BİR HARAM YAPTINIZ BİR DE HELAL?” DE Kİ: “ALLAH MI SİZE İZİN VERDİ, YOKSA ALLAH’A İFTİRA MI EDİYORSUNUZ?

Yukarıdaki ayetleri apaçık gördükleri halde, hala gözlerini yumarak, Kur’an dışından haramlar edinenlere, daha ne söylemek gerekir bilemiyorum. Allah’ın Kur’an’da haram demediklerine haramdır diyenler, Allah’a iftira ettiklerini söylüyor. Sanırım birde, Resule iftira atıldığını da hatırlatmalıyım. Bu insanların sapmış olduğunu, bu insanların doğruyu asla bulamayacaklarının, uyarısını da yapıyor Allah ayetinde. Enam suresi 50. ayetinde ise, Allah’ın haram demediklerine haramdır diyenlere açık tehditle, ALLAH ŞUNU HARAM ETMİŞTİR DİYENLER, BUNUN ŞAHİTLERİNİ GETİRSİNLER DİYOR. Eğer tüm bunlara iman edip, Allah’ın haram demediklerine, haramdır diye şahitlik yapanlarla, birlikte olmayın diye ikaz ediyor bizleri. Yunus 59. ayetinde de şükürler olsun Rabbimiz, bu konuya çok açık bir şekilde hükmünü veriyor ve bakın ne diyor, tekrar hatırlamakta yarar var.

“NE OLDU SİZE DE ALLAH’IN SİZE RIZIK OLARAK İNDİRDİĞİ ŞEYLERDEN, BİR HARAM YAPTINIZ BİR DE HELAL?” DE Kİ: “ALLAH’MI SİZE İZİN VERDİ, YOKSA ALLAH’A İFTİRA MI EDİYORSUNUZ?”

Siz Allah’ın bu hükmünü gördükten sonra, mahşer günü sorulduğunda, bunları da Allah’ın Resulü haram demişti diyebilecek, şahitlerinizi gösterebilecek misiniz? Asla gösteremeyiz, çünkü Resul şahit olarak orada duruyor ve ben bunları söylemedim, bana iftira ettiniz diyecek. Demek ki haram ve helal koyma yetkisi, yalnız Allah’ınmış, ama ayetleri okuyup, düşünen mi var. Bunu yapanların, Allah’a iftira attıklarını unutmamalıdırlar. Bunun cezasını tahmin bile etmek istemiyorum. Rabbim cümlemizi böyle büyük bir hatadan korusun.

Bizler dine öyle hurafeler sokmuş ve buna yüzlerce yıldır inandırılmışız ki, adeta kangren olmuş içimizde. İnancımız Allah yolundan sapmış. Batıl doğru bilindiğinden, hakkın sözlerinin üstü örtülmüş. Yapılan yanlışları ortaya çıkarmaya çalışanlar, ayetleri topluma hatırlatma çabasında olanlar ise, toplumda dışlanır olmuş. SÜNNET İNKÂRCI DAMGASIYLA SUÇLANIR OLMUŞLAR. Allah yardımcımız olsun. Çok zor günlerin içinde yaşıyoruz. Kur’an her konuda detaylı bilgi vermeyen kitap ilan edildiği için, artık ona müracaat edende çok küçük bir azınlık kaldı. Yani artık Allah’ın Resulünün söyleyeceği gibi, KUR’AN TERK EDİLDİ. Onun içindir ki Allah’ta bizleri cezalandırıyor, dualarımız karşılık bulmuyor.

Dilerim Kur’an’ın kıymetini anlayan, ona gereken saygıyı gösteren, Rabbin halis kullarından oluruz.

Saygılarımla 

Haluk GÜMÜŞTABAK


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır

SALAT'IN BİR ANLAMININDA, NAMAZ OLMADIĞINI SÖYLEYEN KARDEŞLERİMİZE.

  Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Kur’an’da geçen SALAT kelimesi üzerinde olacak. Salat Allah’a dua etmek, toplumun birbirine destek olması ve bizlerin farsça namaz dediğimiz kıyam, rükû ve secde ile yapılan şekilsel bir dua ibadeti anlamlarına gelir. Bu makalemde üzerinde durmak istediğim konu, bazı arkadaşlarımızın kıyam, rükû ve secde ile yaptığımız ibadetin aslında, Kur'an'da geçmediğini iddia ettikleri konusu üzerinde olacak.  Her düşünceye saygılı olurda, hiç bir etki altında kalmadan, derinlemesine Kur’an ayetleri üzerinde düşünürsek, inanıyorum ki en doğru sonuca ulaşabiliriz. Eğer birbirimize saygısız tavırlar içinde olurda, bizim gibi inanmadığı için, karşımızdaki kişiyi dinsizlikle suçlarsak, daha baştan büyük hata yapmış oluruz.  ÖNCE ŞUNU ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE, YAZIMIN BAŞINDA SÖYLEMEK İSTERİM. ŞU AN KILDIĞIMIZ NAMAZIN AYNISINI, DETAYLARINI KUR’AN’DA ARAMAYALIM, BULAMAYIZ. ÇÜNKÜ ALLAH BU ŞEKLİYLE, YANİ DETAYI İLE NAMAZI KUR’A