Ana içeriğe atla

Hadisler, Ayetlerin Hükmünü Kaldırabilir Mi?



Değerli din kardeşlerim. Günümüz İslam'ı öyle yanlış bir yönde ilerliyor ki, adeta Kur’an'a savaş açmış, onun hükümlerine sanki inat, bir iman üzerinde yaşıyoruz ama bunun ne yazık ki farkında değiliz. Adeta Kitap Ehlinin yanlışlarını tekrarlıyoruz, çünkü Kur'an ile bir bağ kuramadık ki hatalarımızı görebilelim. Dini anlattığını söyleyen, toplumda söz sahibi öyle kişiler var ki, söylediklerini kulakları duymuyor sanki. Düşünebiliyor musunuz, kutsi yani doğruluğundan şüphe olmayan kutsal, adını verdikleri bazı hadislerin, ayetleri nesih edebileceğine, yani hükmünü kaldırabileceğine inanmaktadırlar. KUTSİ HADİSİN, KUR’AN'A GEÇMEMİŞ, TIPKI AYET GİBİ, ALLAH EMRİ OLDUĞU SÖYLENEREK, yine Allah emri olan ayetleri nesih etmesine, yani hükmünü kaldırdığına nasıl inanırız. Bu kadar mı Kur’an'ı terk ettik? Rabbimiz bu hataları yapanlara, kafir oldular diyor hatırlatırım.
 
Allah'ın ayetlerini, birer birer silmenin, ortadan kaldırmanın dini yozlaştırmak isteyenlerin inancımıza soktukları, KUTSİ hadis silahı, bu kadar tehlikeli bir inançtır. Tabi gel de bunu anlat, anlata bilirsen. Beyinler batılla yıkanınca, gözlere ve kulaklara da perde çekilmiş, birde üstüne üstlük kalpler mühürlenmişse, asla Kur’an gerçeklerini anlatamazsınız. Anlatmaya kalktığımızda da, sen peygamberimizi devre dışı bırakıyorsun, sünnet inkârcısısın damgasını vuruyorlar. Aslında farkında değiller, bunlara inandıklarında, KUR’AN İNKÂRCISI OLUYORLAR. Dine nifak sokanlar, İslam'a soktukları hurafe ve iftiraları topluma inandırmak içinde, ayetlerin anlamlarını eğip bükerek, yalan yanlış manalar vererek, Allah'ın söylediklerini saptırıyorlar. Bakın bu iftiraya, Kur’an'dan hangi ayeti delil göstermişler. 
 
Necm 3–4:  O, ARZUSUNA GÖRE DE KONUŞMUYOR. BİLDİRDİKLERİ, KENDİSİNE VAHYOLUNAN BİR VAHİYDEN İBARETTİR. (Bayraktar Bayraklı meali)
 
Allah ayetinde, elçim kendi nefsinden konuşmuyor diyor. Sizlere ilettiği anlattığı, benim ona indirdiğim Kur’an'dır diye ayette apaçık söylüyor. Ama dine nifak sokanlar, toplumun beynini bulandıranlar, kendi saltanatlarının devam etmesini isteyenler, ayetin anlamını saptırıyor ve ne diyorlar biliyor musunuz? “Bakın ayette Allah, elçisi kendi kafasına göre konuşmuyormuş, buradan da anlıyoruz ki onun sözleri yani rivayet hadisleri de Allah'ın vahyidir. Onun içinde Kur’an'a geçmeyen kutsi hadisler, ayetleri nesih edebilir, yani Kur’an ayetinin hükmünü kaldırabilir, çünkü hepsi Allah vahyidir.” Evet, aynen bunu söylüyorlar ve buna inanıyorlar. Böyle oluncada Kur'an ile istedikleri gibi oynuyorlar ve toplumu Allah ile aldatıyorlar. Tüm bunlara inandığınızda, Kur’an'ın tamamına iman etmemiş olduğumuzun, bu toplum ne yazık ki farkında değil. Allah Kur’an ayetlerinin bazılarını görmezden gelenlere, üstünü örtenlere, ya da anlamlarını değiştirenlere KÂFİR diyor. Hatırlayınız Allah bizleri uyarıyor ve neler diyordu ayetlerinde.
 

—YALNIZ KUR’AN IN İPİNE SARILIN.

—EMİN OLMADIĞINIZ BİLGİLERİN ARDINA DÜŞMEYİNİZ, HESABINI SORARIM. SİZLERİ YALNIZ KUR’AN DAN SORUMLU TUTUYORUM.

—ALLAH ELÇİSİNİN GÖREV VE SORUMLULUKLARINI ANLATIRKEN DE; SEN ANCAK BİR ÖĞÜT VERİCİSİN. SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR, HESAP GÖRMEK BİZE AİTTİR.

—YİNE ALLAH DEKİ ONLARA DİYEREK, KENDİ YETKİ VE SORUMLULUKLARINI NASIL ANLATMASINI İSTİYORDU ELÇİSİNİN: BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM. BEN SADECE UYARICILARDANIM.

Sizlere sormak isterim. Allah'ın Elçisi bu ayetleri ümmetine tebliğ ettikten sonra, sizce bana Kur’an dışından da ayet değerinde bilgiler geldi diyerek, topluma tebliğ eder mi? Şöyle düşünün lütfen, Kur’an'da olmayan kutsi hadis adını verdikleri bilgiler, acaba neden Allah'ın Elçisinin devrinde yazıya, Kur'an'a geçirilmedi de ölümünden en az 200 yıl sonra rivayetler yoluyla toplanarak kayda alındı? Allah'ın Elçisi neden bu ayetleri de Kur’an'a geçirmedi diye neden sormuyoruz, bunları anlatanlara. Hâşâ Allah'ın Resulü bunu unuttu da, birilerinin mi aklına geldi kayıt altına aldı? Kur’an'ı anlayarak ve üzerinde düşünerek okuyan bir Müslüman, asla böyle bir iftiraya inanmaz. Allah Zuhruf 44. ayetinde, sizleri Kur’an'dan hesaba çekeceğim diye hükmünü verdiyse, sizce Kur’an'a geçmemiş bir bilgiden sorumlu tutar mı bizleri? Nasıl olurda Kur’an dışından bizlere ulaşan bir bilginin, hiç şüphe duymadan,  Allah'ın ayetinin hükmünü sildiğine inanırız? Hatırlayınız Allah bir ayetinde ne diyordu? "YOKSA SİZ KUR’AN'IN BİR KISMINA İNANIP, BİR KISMINA İNANMIYOR MUSUNUZ?" Siz bu sözlerden ne anladınız? Karar sizlerin. 

Bu düşüncenin yanlışlığına örnek verecek, yüzlerce ayet var Kur’an'da. Ama gönüller mühürlüyse, onlara yapacak bir şey yok demektir. Allah Elçime uyun der ve devam eder, çünkü o sizlere yalnız Kur’an'ı tebliğ ediyor. Asla onun dışına çıkamaz. Eğer vahyimizin dışına çıkıp, bunlarda Allah emri demiş olsaydı, ONUN ŞAH DAMARINI KESERDİK demiyor mu? Hiç unutmuyorum, beni bir siteden atmalarına neden olarak, şunu yazmışlardı. "Dini konularda Peygamberimizi hiçe saymak, Kur'an hükümlerini çarpıtarak sunmak!" Allah şahittir ki, ben asla Allah'ın Elçisine saygısızlık yapacak, tek kelime söylemedim, zaten bunu söyleyen Müslüman değildir. Benim yaptıklarım Allah'ın Elçisinin adını kullanarak, dine nifak sokanların, iftiralarını ortaya çıkarmaya çaba harcamaktır, Allah'ın yardımıyla.
 
Hiç kimse Allah'ın Elçisini hiçe sayamaz, devre dışı bırakamaz, buna zaten gücü yetmez. AMA YİNE HİÇ KİMSE ALLAH'IN ELÇİSİNE, ALLAH'IN VERMEDİĞİ YETKİ VE SORUMLULUĞU DA, KENDİ NEFSİNDE YÜKLEYEMEZKur’an ayetlerini çarpıtmak kâfir olmaktır. Rabbimiz böyle bir yanlıştan korusun cümlemizi. Yazımın başında verdiğim örnek, ayetleri çarpıtarak batıl ve hurafe inançlara delil göstermektir ki, bunun günahını düşünmek bile istemiyorum. Ne yazık ki ayetleri, Kur’an'dan yardım alarak anlamak yerine, rivayetler ışığında ayetleri anlamaya çalışıyoruz, onun içinde yanlış anlıyoruz. Halbuki Allah ayetleri, nice örneklerle biz Kur'an'da açıkladık diyor. Böyle yaptığımız için bölünüyoruz, parçalanıyoruz, yetmiyor birbirimize düşman oluyoruz. Sizce Allah bizlerin, Kur’an'ı rivayet ve sanı bilgiler ışığında, anlamamızı ister mi? Hani emin olmadığınız bilginin, ardına düşmeyin diyordu, unuttuk mu yoksa? 
 
Kur’an kendisini anlatan, açıklayan nurlu eşi benzeri olmayan bir rehberdir. Lütfen ona karşı duyarlı ve saygılı olalım. Bunu yapmayan, gereken titizliği göstermeyenler, şunu asla unutmasınlar. Hesabın görüleceği o çetin gün, sözlerine inanıp güvendiği, ardı sıra gittiği kişilerin, kendilerini Kur’an'dan nasıl saptırdıklarını, fark edenlerin safında olacaklardır.
 
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...