Ana içeriğe atla

GELİN KUR'AN IN ÇEVRESİNDE BİRLEŞELİM, TOPLANALIM.


Allah Kur’an da bizlere verdiği öğütlerinde, orta yolu izleyen bir ümmet olmamızı yani hiç bir konuda aşırıya gitmememiz gerektiği uyarısını yapar. Bir kişi hakkında onun aleyhine, emin olmadığımız bir bilgiyi paylaşmanın ne derece kötü olduğunun örneğini verir bizlere. Kendinizi temize çıkarmayın sakın diyerek, din ve iman konusunda, başkalarını sakın yargılamayın diye de dikkatimizi çeker.

Peki, bizler bu uyarıları aldığımız halde, neler yapıyoruz? İşte orasını ne siz sorun, nede ben söyleyeyim. Gazetelerin köşe yazarlarını, İnternet de şöyle bir gezindim, hatta televizyonlarda da her gün, aynı şeyleri hepimiz seyrediyoruz. Herkes bir tarafa çekmiş, uç köşelerde yaşıyor, takım tutar gibi tuttuğu, oy verdiği siyasiler yanlış yapsa bile onları savunmaya geçenleri hepimiz görüyoruz. İşin daha da kötüsü, herkes kendisine adeta hasımlar topluluğu seçmiş. Birbirlerini alabildiğine kırıp geçiriyorlar. Onlardan, bunlardan, şunlardan diyerek toplumu parçalayıp bölüyorlar Bunları yapanlar varken, bu ülkenin dış düşmanlara ihtiyacı yok sanırım, onlar yetiyor. Paylaşamadıkları bir şeyler olmalı, yoksa bir insan karşısındaki bir insana, din kardeşine bu denli hakaret edip düşman olur mu?

Bir nokta çok dikkatimi çekti. Din adına konuşanlar, dinden imandan bahsedenlerin hepsi farklı konuşuyorlar, aynı konularda bile. Peki, hepimizin dini imanı farklı mı da, aynı konuda bile aramızda uçurumlar var. Elimizdeki rehber Kur’an farklı mı yazıyor da, herkes bir tarafa çekiyor? Allah sizlere rehber olsun diye gönderdim dediği Kur’an ı, gönül gözünü, acaba herkesin farklı anlayacağı şekilde mi gönderdi de Allah, herkes farklı telden çalıyor. Bence büyük bir sorun var ortada. Bizler din ve iman adına, eğer Kur’an etrafında toplanmış olsaydık, böyle bir ayrılık asla olmazdı. Kur’an dışından bazı bilgiler, sözler bizleri bölüyor ve ayırıyor din adına. Demek ki bir yerlerde yanlış yapıyoruz dini yaşarken. Kur’an ile aramızda engeller var ki, onun nurundan gereği gibi faydalanamıyoruz.

Din ve iman adına herkes, kendisini neredeyse yetkili ilan etmiş. Bir konuda düşüncemizi söylediğimiz de, sen anlamazsın, senin eğitimin ne ki Kur’an dan hüküm çıkaracaksın türünden çıkışlarla, adeta toplum ve kişiler susturulmaya, baskı altına alınmaya çalışılıyor. Dini tekellerine almaya çalışanlar, bunu şahsi amaçlarına da alet eder olmuşlar. Bu yetkiyi de kimselere vermek istemedikleri, yaptıkları hakaretlerden çok açık anlaşılıyor.

Bu yol ve yöntem Kur’an ın önerdiği yol değildir. Dinlemesini bilmeyen araştırmayan, düşünmeyen, sorgulamayan, okumayan bir toplum olmuşuz ne yazık ki. Yan yana gelmekten, birbirimizi dinlemekten korkuyoruz adeta. Eğer sorunlarımızı konuşamıyorsak, inancımızı din kardeşlerimizle paylaşamıyor sak, daha açıkçası birbirimize tahammülümüz kalmadıysa, şunu unutmayalım, buna devam ettiğimiz sürece, asla ne huzuru nede mutluluğu toplumumuzda sağlayamayız.

Dinden imandan bahseden bizler, Allah ın ayetlerinden habersiz, bir toplum olmuşuz. En yakınlarımızdan yüz kişiye soralım. Allah ın bizlere rehber, yol gösterici olsun diye gönderdiği ve sorumlu olduğumuz Kur’an ı anlayarak ve üzerinde düşünerek, acaba kaç kişi bir kez tamamını okumuştur dersiniz? Ben cevabını biliyorum, ama söylemeye Allah dan utanıyorum. Böyle bir toplum elbette, hem din adına bir birini kıracak, kavga edecek, hem de birbirine düşman olacaktır.

DİN VE İNANCIMIZI, ALLAH İLE KUL EKSENİNDEN UZAKLAŞTIRIP, ARAYA BEŞERİ SOKMAYA ÇALIŞIRSAK, ALLAH IN HALİS, KATIKSIZ DİNİNDEN DE UZAKLAŞMIŞ OLACAĞIMIZI BİLMELİYİZ.

Hangimiz yaşadığımız sorunlarımızı, yanlışlarımızı, rehber aldığımızı söylediğimiz peygamberimizin yöntemi ile çözmeye çalışıyoruz dersiniz? O örnek insan, kendisine ve tebliğ ettiği kitaba iman etmeyenlere dahi güzellikle, hoş görüyle yaklaştığı halde, bizler aynı peygambere ve aynı kitaba inandığımızı söylediğimiz halde, aramızdaki bu kin ve nefret niye? İşte bu konuda birbirimize sabır göstermeyip dini, imanı başka mecralara taşıyıp, ondan nemalandığımız sürece, hiçbir zaman Kur’an gerçekleriyle yüz yüze gelemeyeceğiz. Çünkü bunu yaparak, Allah ın kitabına nankörlük yapmış olduğumuzun, bilincinde olmalıyız.

Bizler peygamberimizin ardı sıra gittiğimizi iddia ediyorsak, onun yaptığı gibi, yalnız Kur’an ın ipine sarılmalıyız, çünkü O yalnız ve yalnız Kur’an ile hükmetme görevi almıştı ve de ümmetine yalnız Kur’an ile hükmetmiştir. Allah aklını kullanmayanları, pislik içinde bırakırım diyorsa, gelin içimizdeki pisliği önce temizleyelim. Bunu yapmak içinde tek bir yumruk olup, KUR’AN IN ETRAFINDA BİRLEŞELİM. Daha sonra içimizdeki zehri temizlemek, bizler için çok daha kolay olacaktır.

LÜTFEN UNUTMAYALIM, ALLAH YEMİN EDEREK BU KİTABI SİZLER İÇİN KOLAYLAŞTIRDIM DİYOR DA, BİZLERİ BU KİTAPTAN HESABA ÇEKECEĞİNE HÜKMEDİYOR SA, KUR’AN I HERKES ANLAYAMAZ, HER BİLGİDE DETAYLI YOKTUR KUR’AN DA DİYENLER VARSA, LÜTFEN ONLARA KULAK VERMEYELİM. BÖYLE İNSANLAR BİZLERİ, ALLAH IN KİTABINDAN UZAKLAŞTIRMAK VE KENDİ BATIL YOLLARINA DAVET ETMEYE ÇALIŞAN, ŞEYTANIN ALDATTIĞI MÜŞRİKLERDİR. ALLAH YALNIZ KUR’AN IN İPİNE SARILIN, SİZLERİN GÖNÜL GÖZÜNÜ AÇACAKTIR DİYE UYARIYORSA, GELİN KENDİMİZE TUTUNACAK BAŞKA İPLER ARAMAYALIM, BUNU YAPARSAK ELLERİMİZLE CEHENNEMİN KAPISINI ARALAMIŞ OLURUZ.

Dilerim Allah dan, bir gün bunu İslam âlemi başarır ve Kur’an ın çevresinde tek yumruk olur. En azından bizler kendi imtihanımız da başarılı olmak adına, bunun için çaba göstermeliyiz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...