Ana içeriğe atla

FETVA VERME MAKAMI ZİHNİYETİ, TOPLUMU KUR'AN DAN UZAKLAŞTIRMIŞTIR.










MAKALEME BAŞLAMADAN ÖNCE ŞUNU SÖYLEMEK İSTERİM, FETVA BİR İŞLE İLGİLİ YARGIDA BULUNMAK, BİR İŞİN YAPILMASINA ONAY VERMEK ANLAMINDADIR. EĞER BİZLER DİNİ KONULARDA İNANCIMIZ İLE İLGİLİ FETVAYI ALLAH DAN DEĞİLDE, YARATILMIŞ BİR BEŞERDEN ALIYORSAK, O KİŞİYİ ALLAH'IN DİNDE ORTAĞI YAPMIŞ OLURUZ, BUDA ALLAH'A ŞİRK KOŞMAK ANLAMINDADIR. Lütfen unutmayalım dinin sahibi Allah'tır, dini konularda da hükmü yalnız Allah verir. Yaşamımızda karşılaştığımız konuların, dine uygunluğunu birilerinden fetva alarak değil, bizzat bizler Kur’an'dan okuyarak ayetler üzerinde düşünerek, araştırarak anlamaya çalışmalıyız. İmtihanın gereği budur. Eğer bizler bunu yapamayız diyorsak, kendi ellerimizle ruhban sınıfını yaratmış oluruz. Örneğin Allah, şefaat tümden bana aittir, hiç bir şefaatin fayda etmediği o günden sakının diye fetvasını verdiyse, bunun tam tersini söyleyip Resuller, veli, alim kişilerde şefaatçidir diyorlarsa, bu fetvaya değil, Allah'ın fetvasına uymalıyız. Günümüz İslam toplumlarını, İslam'ı yaşarken yönlendiren ve çok ciddi etkisi olan bir makam vardır. FETVA VERME MAKAMI. Hiç düşündünüz mü, Kur’an Allah'ın kendisinden başka,  kullarının kendisinin vermediği konularda hükümler veren, böyle bir makam oluşturmasına onay veriyor mu? Önce fetva ne anlama geliyor ona bakalım.

"İSLAM HUKUKU İLE İLGİLİ BİR SORUNUN, DİNÎ HUKUK KURALLARINA GÖRE ÇÖZÜMÜNÜ AÇIKLAYAN, ŞEYHÜLİSLAM VEYA MÜFTÜ TARAFINDAN VERİLEBİLEN BELGE."

"FETVA, BİR HUSUSUN DİNE UYGUN OLUP OLMADIĞINI, HANGİ FIKIH KİTABININ NERESİNDEN ALINDIĞINI BİLDİREN HÜKÜM, BELGE DEMEKTİR."

Demek ki bu konuda, öyle bir makam ihdas edilmiş ki, mezheplerin beşeri FIKIH inançlarını Kur'an'da göremediklerinden, kendi koydukları hükümler doğrultusunda, herhangi bir konunun dine uygun olup olmadığına karar ve belge veriyor bu makam yada kişi. Bu sözler ve düşüncenin, inancın tamamı Kur’an öğretisine ters düşer. HANİ İSLAM DİNİNDE, RUHBAN SINIFI YOKTU? Çünkü Allah bizlerin din adına SORUNLARIMIZDA DANIŞACAĞIMIZ KİTABIN, rehberin hatta sorumlu olacağımız kaynağın, yalnız KUR’AN olduğunun hükmünü, açıkça Kur’an'da vermiştir. Onun içinde bizlerin yalnız Kur'an'ın ipine sarılmamızı emretmiyor muydu? Hatta sizleri Kur'an'dan sorumlu tutuyorum diyen Allah'ı, duyan yok mu? Kur’an'dan başka FETVA VERCİ KAYNAKolarak KİŞİLERİN VERECEĞİ HÜKMÜ, nasıl olurda Allah'ın dininin emri diye kabul ederiz. Kim vermiş bu yetkiyi onlara? Allah'ın Resulünün bile yapmadığını, kimin haddine yapmak.

Bizler gereken açıklamayı, Kur’an'da bulamıyoruz da, onun için mi birilerinin fetvasına ihtiyaç duyuyoruz? Eğer evet dersek bu soruya, Allah'ın Kur’an'da ki uyarılarını kulak arkası yapıyoruz demektir. Çünkü Allah biz Kur’an'da hiçbir eksik bırakmadık, Allah unutucu değildir, her konuda nice örnekler verdik ki anlayasınız ayetlerini göz ardı ediyoruz, görmezden geliyoruz demektir. Ne yazık ki bu yanlışı yapmamızın nedeni, KUR'AN'I HER KONUDA YETERLİ GÖRMEYİP, MEZHEPLERİN DİNE YAPTIKLARI İLAVELERİ KUR'AN'DA GÖREMEDİĞİMİZDE, YANLIŞ İNANÇLARIMIZA KANIT YARATABİLMEK ADINA YAPIYORUZ BU YANLIŞI.

Kur’an da fetva konusuna örnekler vardır. Örnek vermek gerekirse, Nisa 127. Ayetinde, Allah Resulüne hitaben, senden kadınlar hakkında fetva istiyorlar diyor ve bakın Rabbimiz devamında ne diyor. "DE Kİ, ONLARA AİT HÜKMÜ SİZE ALLAH AÇIKLIYOR" dedikten sonrada ayet indirerek, gereken bilgiyi Allah veriyor. Yine nisa 176 ayetinde, miras konusunda Allah'ın Resulünden fetva isteyenlere, Allah fetvasını açıklıyor ve gereken bilgileri veriyor.  YANİ FETVA MAKAMI YALNIZ ALLAH'TIR O HÜKMEDER VE GEREKEN AÇIKLAMAYI YAPAR. Daha doğrusu açıklama yaptığını, yine Kur’an söylüyor ve diyor ki, ALLAH HÜKMÜNE HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEZ.

Fetva veren makamı tarif ederken, bu makamın dine uygunluk belgesi verdiğini söylüyorlar. BİZLER NEYİN BELGESİNİ ARIYORUZ, KUR’AN APAÇIK DURURKEN? Hemen nasıl bir cevapla karşılaşacağımı çok iyi biliyorum. “HER ŞEY KUR’AN'DA YOK Kİ.” İşte bu düşünce İslam toplumuna kabul ettirildiği içindir ki, böyle bir makam oluşturulmuş. Kur’an'ın dışından dine hükümler sokmaya çalışan inançlarında, bu yolla topluma kabul ettiren FETVA MAKAMLARI OLUŞMUŞ. Böylece İslam toplumu, yöneticileri tarafından kontrol altına alınmış ve her ne söylenirse, dinin emri zannedilmiş. Fetvayı tarif ederken, hangi fıkıh kitabından alındığı belirtilmelidir diyor. İşte mezheplerin inançları, bu yolla topluma kabul ettiriliyor. BUDA BÜYÜK BİR TEHLİKENİN, ANA GİRİŞ KAPISIDIR. Halbuki Allah, sakın dinde bölünmeyin emrini vermişti. Toplum din konusunda cahil bırakılmış ve Kur’an'dan uzaklaştırılmışsa, o topluma ne söylerseniz dinin emri zannedecektir. LÜTFEN UNUTMAYALIM, DİNİN SINIRLARI KUR'AN İLE ÇİZİLMİŞTİR. KUR'AN'IN BAHSETMEDİKLERİ, DİNİN DIŞINDAKİ KONULARDIR. İNSANLARIN YAŞAMI ZAMANA, MEKANA, TOPLUMLARIN KÜLTÜRLERİNE GÖRE DEĞİŞİR. HATTA KUR'AN'IN BAHSETMEDİKLERİ, ALLAH'IN KULLARINA ŞEFKATİ, HOŞ GÖRÜSÜ, YEMİN OLSUN Kİ BU KİTABI KOLAYLAŞTIRDIM HÜKMÜNÜN, TEZAHÜRÜDÜR DİYEBİLİRİZ.

İslam devleti ve şeriatla yönetildiğini söyleyen ülkeler, sizce Kur’an'ın apaçık hükümleri ile mi yönetiliyor. Eğer öyle olsaydı, bugünkü dinde bölünmüşlük ve bir birine düşmanlık asla olmazdı. Her İslam ülkesinin fetva makamının, açıkladıkları fetvalara bakarsanız, işin ne derece riskli KUR'AN DAN UZAK ve yanlışlarla dolu olduğunu anlarsınız. Küçük bir örnek. Suudi Arabistan fetva makamı, kadınların araba kullanması, hatta oy vermesini bile dine uygun düşmediğine karar vermişti geçmiş tarihte. Küçük yaşta kız çocuklarının, evlenebileceğine hükmeden fetva makamının, sizce İslam diniyle ve Kur’an ile bir bağlantısı olabilir mi? Hatırlayınız Allah kendi yöneticilerinizi, sizler EHİL insanlardan seçin diyordu. Suudi Arabistan ve  ve benzeri ülkelerde, böyle bir özgürlük var mı? Din adına biz Müslümanları bağlayan FETVAYI, Yüce Rabbimiz Kur’an'da vermiş ve SİZLERİ KUR’AN DAN SORUMLU TUTUYORUM DEMİŞTİR. Bu hükmü, fetvayı Allah'tan alan bizler, daha ne fetvası arıyoruz birilerinden? Allah elçisine bile, sana indirdiğimle kullarıma hükmet diyor da, elçisine sorulan her soruya cevabı, indirdiği ayetlerle Allah veriyorsa, bizler nasıl olurda Kur’an'ın dışından, beşeri fetva makamı ararız. HAŞA ALLAH'IN UNUTTUKLARINI, ARAMIZDA TAMAMLAMAYA ÇALIŞANLAR MI VAR?

İşin ilginç ve düşündürücü olanı, şeriat hükümleri ile yönetilen ülkelerde, fetva makamının din adına verdiği kararlara uymak zorunludur. Uymayan cezalandırılır. Hiç kimse, Allah bu konuda hüküm vermemiş, bu Allah'ın emri değildir diyemez. Bu makamların vereceği hükümler tartışılamaz bile. İŞTE BU DÜŞÜNCE VE UYGULAMA BİLE KUR’AN'A, BU DÜNYADA İMTİHAN OLDUĞUMUZ GERÇEĞİNE AYKIRIDIR. Çünkü dinde zorlama yoktur. Din adına herkes, kendi imtihanını yaşar ve HESAP VERECEĞİ MAKAM, YALNIZ ALLAH'TIR.

Şöyle düşünelim. Bugün ülkemizde bulunan, Diyanet İşleri başkanlığını, fetva verme makamı olarak, tüm ülke Müslümanları kabul ediyor mu? Tabi ki mümkün değil. Çünkü dinde öyle bir bölündük ki, artık Kur’an referans alınmak yerine, Kur’an'da tek kelimesi dahi olmayan, ama mezheplerin inandığı, rivayet bilgiler referans alınıyor. Onun içinde kendi mezhebine uyan fetvalar kabul görüyor. Allah'ın sizleri Kur’an'dan sorumlu tutuyorum, sakın emin olmadığınız bilgilerin ardına düşmeyin, Kur'an'ın sınırlarını aşmayın uyarılarını duyan, hatırlayan ne yazık ki yok. Çünkü Allah'ın Resulünün mahşerde söyleyeceği gibi, KUR’AN DEVRE DIŞI KALDI.

Toplumu din adına bilgilendirmek, uyarmak her Müslüman'ın görevidir. Ama hiç kimse din adına bir başkasını zorlayıcı ve bağlayıcı kararlar alamaz, KENDİ DÜŞÜNCESİNİ ALLAH'IN EMRİ GİBİ ANLATAMAZ. İSLAM DİNİNDE FETVA MAKAMI DİYE, BÖYLE BİR MAKAM YOKTUR, SONRADAN TOPLUMU İSTEDİKLERİ GİBİ YÖNETEBİLMEK ADINA UYDURULMUŞTUR. Bizleri bağlayan kuralları Allah, Kur’an'da vermiştir. Kur’an'da açıklanmayan, verilmeyen bir hükümden, detaydan FETVADAN da asla sorumlu olmayacağımıza göre, neyin fetvasının peşindeyiz, işte onu anlamakta zorluk çekiyorum. Her Müslüman'a düşen görev, din kardeşini Kur’an merkezli bilgilendirmek, Allah'ın hükümlerini hatırlatmak olmalıdır. Hepimiz aynı kapasitede değiliz, onun için daha iyi anlayan, diğer din kardeşlerini bilgilendirmelidir. Ama tek bir şartla, ASLA KUR’AN'IN SINIRLARINI AŞMADAN.

Her Müslüman, kendi yaptıklarından ve söylediklerinden sorumludur. Onun içinde din adına bilgiyi, önce Kur’an'dan bizzat kendisi almak için çaba göstermeli, daha sonrada güvenilir kaynaklardan okuyup araştırabilir. Eğer ilk bilgiyi Kur'an'dan almamışsa okuduklarının yanlış yada doğru olduğunu bilemez. Unutmayalım, Allah kulunu gösterdiği çabası nispetince yardımcı olacak ve sorumlu tutacaktır. Allah bizleri uyarıyor ve diyor ki, “KİMDİR SÖZÜ ALLAH'IN KİNDEN DAHA DOĞRU OLAN.” Bu uyarıları duyduğumuz halde, ne yazık ki bizler, güvenebileceğimiz beşeri fetva makamları arayışına giriyoruz, Allah yardımcımız olsun.

Beşer her zaman şaşabilir. Şaşmayan yalnız ve yalnız Allah'tır. Onun içindir ki şaşmadan dosdoğru yolda yürünmek istiyorsak, sorumlu olduğumuz yalnız Allah'ın fetvalarına sarılmalıyız. Çünkü Allah ın Elçisi de yalnız, Kur’an'ın ipine sarılmış ve bizlere yalnız Kur'an'ı tebliğ ederek, Kur'an ile hükmetmiştir lütfen untmayalım.

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi  ZİYANDAYIZ  yani kaybedenlerdeniz demektir. Allah ayetlerinde bizleri uy

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır