Ana içeriğe atla

EVLENME YAŞI, KUR'AN'DA NASIL GEÇER?


Bir sitede yazılan yazıda, bir ayet öne sürülerek, küçük yaşta kızların evlenebileceği savunuluyordu. Yazıda örnek verdikleri ayette, kelimeleri cımbızlayarak Kur'an'ın bahsettiği anlamın dışında, farklı anlamlar vererek delil arayanlar, kızın regli olmasa dahi, evlenebileceği izninden yola çıkarak, kendilerine delil arama çabası içindeydiler. Elbette bir kızın/kadının evlenebilme şartı, regli olmasından ziyade, erkekte buna dahil EVLENME OLGUNLUĞUNA ERİŞMESİDİR. Kur'an bu soruya, NİKAH ÇAĞI şeklinde cevap verir. KUR'AN'IN HİÇ BİR AYETİNDE KADIN YADA ERKEK, ŞU YAŞTA EVLENMELİDİR DİYE GEÇMEZ. Elbette bunun nedenleri vardır. Bazı hormon bozukluklarından nadir de olsa kızlarımız, çok geç regli olabilir, doğurganlık özellikleri daha sonra faaliyete geçebilir. Bu onun evlenmesine engel değildir, en azından Kur’an bunu yasaklamaz. Ama yazıyı yazan arkadaşımız, aşağıda yazacağım ayeti, kendi  batıl ve sapkın düşüncesine ve ona öğretilenleri doğrulamak adına yorumladığında, küçük yaşta yani daha olgunluğa erişmeyen bir kızın, evlenebileceğine bağlamaya çalışması, içinde bulunduğumuz durumun, Kur’an'dan ne kadar çok  uzak olduğumuzun, çok açık delilidir. GÜNÜMÜZDE SIK SIK BU SAPKIN DÜŞÜNCENİN, ACI GERÇEKLERİNİ GÖRÜYORUZ VE DUYUYORUZ HEP BİRLİKTE ÜZÜLÜYORUZ. NEDEN BU ZALİMLERE ENGEL OLUNMUYOR, DOĞRUSU ANLAMAKTA ZORLUK ÇEKİYORUM. BUNLAR SAPKIN NEFİSLERİNİN ESİRİ OLAN, İSLAM'I KÖTÜ GÖSTEREN, DİN TACİRLERİDİR, LÜTFEN BUNU UNUTMAYALIM.

Yazıda 8–9 yaşında bir kızın, evlenebileceği anlatılıyordu. Acaba bu yaşı nereden almış olabilir? Bunların benzeri bazı sapkın kişiler. İşi daha da ileri götürüp bunu 6 yaşına kadar indirebiliyorlar. Sanırım rivayetleri dinleştirip, kendi sapık düşüncelerine delil arayanlar, Allah'ın Resulüne atılan iftiralardan medet umar olmuşlar ve bu iftirayı gerçek göstermeye çaba gösteriyorlar, çok yazık. Kur’an adet görmeyen biriyle evlenmeyin demez. Onunda ihtiyacı olduğunu bildiğinden, asla böyle bir ayrım yapmamıştır. AMA ADET GÖRMEYEN SÖZÜNDEN KÜÇÜK YAŞTAKİ ÇOCUK DEĞİL, OLGUN VE YETİŞKİN BİR KADIN ANLAMALIYIZ, YOKSA DİĞER AYETLERLE DOĞRU BAĞLANTI KURAMAYIZ, ÇELİŞKİYE DÜŞERİZ.

Peki, kadın yada erkeğin evlenmesi konusunda, ölçümüz ne olacak o zaman? Çocuk yaşta evlendirmenin normal olduğunu düşünenler, acaba hiç düşünmüyorlar mı, karşımızdaki kızın yada erkeğin olgunluğunu. Küçük yaşta regli olmaya başlayıp, çocuk doğurduğunda, ona bakabilecek yaşta ve bilgi beceriye sahip mi, hiç mi düşünmek gerekmiyor tüm bunları? Onun için Allah Nisa suresi 6. ayetinde NİKAH YANİ EVLENME ÇAĞINDAN BAHSEDER. Hatırlatmak isterim bu evlenme çağı buluğ çağı değildir. EVLİLİĞİN TÜM SORUMLULUĞUNU, YERİNE GETİREBİLME ÇAĞIDIR. ALTI, YEDİ, SEKİZ, DOKUZ, ON YAŞINDA Kİ BİR ÇOCUĞU LÜTFEN ÇEVRENİZDE BİR İZLEYİN, HALA OYUNCAKLARLA OYNUYOR. NASIL OLURDA İSLAM'I SÜBYANCILAR TOPLUMU GİBİ GÖSTERİRSİNİZ? OYUNCAKLA OYNAYAN BİR KIZI, YADA ERKEĞİ NASIL EVLİLİK GİBİ ÇOK CİDDİ BİR İŞE UYGUN GÖRÜRSÜNÜZ DE, ÇOCUK DOĞURUP BİRDE ONU SAĞLIKLI BÜYÜTECEĞİNE İNANIRSINIZ? ALLAH BOŞUNA KUR'AN DA AKLINI KULLAN EY KULUM DEMİYOR. KULLANMAYANLARIDA, PİSLİK VE REZİLLİK İÇİNDE BIRAKIRIM DİYEDE UYARIYOR. NE YAZIK Kİ İSLAM TOPLUMU BU KONULARDA, PİSLİĞİN VE REZİLLİĞİNDE İÇİNDE UĞRAŞIP DURUYOR.  

Dikkat ederseniz, kızın küçük yaşta evlendirilmesini benimseyenler, her ne hikmetse erkek konusundan çok fazla bahsetmezler. Çünkü bilirler ki erkek, evini geçindirecek olgunlukta olmalıdır. Acaba kadınında en az evine bakabilecek, çekip çevirecek, ya da çocuğunu yetiştirecek olgunluğa sahip olması gerektiğini, neden düşünmezler dersiniz? İŞLERİNE GELMEDİĞİ, ŞEHEVİ DUYGULARIN AĞIR BASTIĞI İÇİN Mİ, yoksa anne babanın evlerine, çocuk yaşta birlikte oturarak, kendilerine hizmet eden, bir hizmetçi olarak kullanmak adına mı yapılır bu yanlışlar? Yorum sizlerin. Gelelim bahsettiğimiz arkadaşın ilham aldığı, kendisine dayanak yaparak, bakın demek ki adet görmeyen küçük yaşta kız bile olsa, evlenebiliyormuş diye örnek gösterdiği ayete.

Talak 4: ÂDETTEN KESİLEN KADINLARINIZIN İDDET BEKLEME SÜRELERİNDE KUŞKUYA DÜŞERSENİZ, ONLARIN İDDETLERİ ÜÇ AYDIR. HİÇ ÂDET GÖRMEMİŞ KADINLARIN SÜRELERİ DE BÖYLEDİR. GEBE OLAN KADINLARIN SÜRELERİ İSE YÜKLERİNİ BIRAKMALARINA KADARDIR. KİM ALLAH'TAN KORKARSA, O ONA İŞİNDE BİR KOLAYLIK NASİP EDER.

Gerçekten de Allah, her şeyden nice örnekler verdim diyorsa, tüm gerçekleri tarafsız etki altında kalmadan, aklını kullanan her kez Kur’an'dan anlayabilir. Bakın boşanan kadın, adetten kesilmiş olsa dahi, bir başkası ile evlenebilmesi için, bir zaman geçmesinin en doğru yol olduğunu söylüyor Allah. Bu ayette bahsedilen, önce adetten kesilen kadının belki hamile olabileceği kuşkusuyla, üç ay beklenmesini istiyor, bir başkası ile evlenebilmesi için. Çünkü adetten kesilebilir, ama doğurganlığı devam edebilir endişesi ile bu zamanın beklenmesini istiyor. 

Ayetin devamında söylenen ise, hiç adet görmemiş kadınlardan bahsediyor. BU AÇIKLAMADA BAHSEDİLENİN, YAŞI KÜÇÜK 6-7 YA DA 8 YAŞLARINDAKİ ÇOCUK OLARAK ANLAMAK, AKLIN VE MANTIĞIN ÖTESİNDE, SAPKINLIĞIN ETKİSİYLE  KUR'AN'DA GEÇEN DİĞER AYETLERİ BİR KENARA ATARAK, ŞEYTANİ DÜŞÜNCELERİMİZE KANIT YARATMAKTAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR. AYETTE BAHSEDİLEN ZATEN, EVLENMİŞ VE BOŞANMIŞ YADA BOŞANMAK ÜZERE OLAN, AMA HİÇ ADET GÖREMEYEN İDDET BEKLEYEN, KADINDAN BAHSEDİLİYOR, lütfen bu gerçeği göz ardı etmeyelim. Ayet Adet görmemiş derken, kadınların hormon bozukluğu ya da farklı nedenlerden, bazen adet göremeyebileceği konusuna açıklık getiriyor. Günümüzde bile çocuğu olmayan kadınlarımızı düşünün, birde o devri hayal edin. Hormon bozukluğundan adet görmeyebilir, doğurganlığı da yoktur, ama evlenmeye engel değildir bu durum.

Engeldir diyenlere, bu ayette geçen adetten kesildiği halde bir başkası ile evlenebilmesi için, onunda bekleme süresinin yine üç ay olduğunu söylemesidir. Adet görmeyen kadında aynen onun gibidir, Lütfen dikkat, burada yaştan bahsediliyor mu? Demek ki bu ayette hiç adet görmemiş kadın sözünden, daha küçük yaştaki bir kızında evlenilebileceğini çıkarmak, aklın ve mantığın ötesinde sapıklıktır. Lütfen ayet üzerinde, dikkatle düşünelim. Ayet hangi konudan bahsediyor ve açıklık getiriyordu? Evlenip boşanan kadınların, bekleme sürelerini anlatıyordu. Küçük 7-8-9–10 yaşındaki çocuk, evlenip birde bu yaşta boşanıp ta, başka bir erkekle evleneceğini, nasıl düşünürde hayal ederiz, sonrada bu ayeti kendimize delil alırız. Doğrusu anlamakta zorlanıyorum. Bunu kabul edersek, kız çocuğunun evlenme yaşını sapık, utanmaz arsız insanlar çok daha aşağıya çekebilir, böyle inançtan ve düşünceden Allah'a sığınırım.  Allah böyle insanların şerrinden bizleri korusun. Şimdide elimizdeki sorumlu olduğumuz, rehber Kur’an'a bakalım ve şu soruyu soralım. Allah bir kızın ya da erkeğin evlenebilmesi için, hangi özellikleri taşıması gerektiğini söylüyor. Bakın Allah bu soruya, nasıl cevap veriyor.

Nisa 6: Yetimleri, NİKÂH ÇAĞINA GELMELERİNE KADAR GÖZETLEYİP DENEYİN. O zaman onlarda İÇİNİZE SİNECEK BİR OLGUNLUK VE ERGİNLİK GÖRÜRSENİZ, mallarını onlara geri verin………...

Bu ayette geçen sözcüklere lütfen dikkat ediniz, bakın Allah özellikle bir gencin evlenebilmesi için gerekli olan ölçüyü, ne güzel anlatıyor. NİKÂH ÇAĞINA GELMELERİNE KADAR GÖZETLEYİP DENEYİN, sözünü açıkça kullanıyor ve açıklık getiriyor, DEMEK Kİ BİR NİKÂH ÇAĞI VAR. Öyle söyledikleri gibi küçük yaştan bahseden ise asla yok. Hatta bakın nikâh çağını da nasıl anlayabileceğimizi, ne kadar güzel sözlerle açıklıyor.   "İÇİNİZE SİNECEK BİR OLGUNLUK VE ERGİNLİK GÖRÜRSENİZ." Demek ki evlatlarımızın evlene bilmesi için, önce evlenme çağına gelmesi diye bir ölçü var. Bu ölçü her kadına ve erkeğe göre değişkenlik gösterir, onun için kesin bir yaştan bahsetmek doğru olmaz. Bakın Kur’an ne kadar güzel izah ediyor. Verdiği örnekte dikkat çekicidir. Bizlere emanet evlatlarımızı örnek veriyor, çünkü emanet çok daha önemlidir. Elbette emanete bu denli itina gösteren, kendi evladına da aynı itinayı gösterecektir.

Nefsine hâkim olamayanların, Kur’an'dan bu ayeti delil gösterip, çocuk yaşta kızların evleneceğinden bahsetmeleri, Kur’an'ın asla onay vereceği bir durum değildir. Olsa olsa azgın, şehevi durgularının, ayetleri kendi nefislerinde çarpıtmaları, asli hükmünden saptırmalarıdır. Elbet bunun hesabını, Allah'a vereceklerdir. ALLAH ONUN İÇİN KUR'AN'DA BİZLERİ BİRÇOK KEZ UYARIYOR VE BATIL, HURAFEDEN, SANIDAN UZAK BİZLERİN YALNIZ KUR'AN'IN İPİNE SARILMAMIZI İSTİYOR. HUZURU VE MUTLULUĞU ARIYORSAK, BATILA DEĞİL ALLAH'A SIĞINMALIYIZ.

Saygılarımla 
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...