Ana içeriğe atla

BU İNSAN, ALLAH DOSTUDUR DİYEBİLİR MİYİZ?



Günümüz İslam anlayışında, çok kullanılan bir söz vardır. “BU İNSAN ALLAH DOSTUDUR.” Bu sözü çok duyarız, toplumun belirli bir kesimi tarafından dile getirilen sevilen, değer verilen veli, evliya ya, şeyh, ulema gibi isimlerle anılan insanlara, BUNLAR ALLAH DOSTU DENİR. Gerçekten bu sözü bizler Kur’an’a göre, bir başkası için söyleyebilir miyiz? Böyle bir yetkimiz var mı? Sizlere şöyle bir soru sorsam ve desem ki; SİZİN YERİNİZE BEN ŞÖYLE DESEM, FİLANCA KİŞİ AHMET BEYİN EN SAMİMİ ARKADAŞIDIR, EN İYİ DOSTUDUR, EN GÜVENDİĞİ İNSANDIR. Siz bu sözlerime karşılık ne dersiniz? Benim adıma, benden izin almadan, benim fikrimi almadan, böyle bir şeyin söylenmesine ben asla müsaade etmem. Sizin de müsaade etmeyeceğinize inanıyorum. Çünkü benim en samimi arkadaşımın, en güvenilir dostumun kim olduğumu yalnız ben bilirim ve bunu da herkese söyleme gereği duymam. Buna müdahale edilmesine de izin vermem.

Bu durumda, bizlerin Allah’ın yetki ve sorumluluğunda olan bir konuya müdahale edip, BU KİŞİ ALLAH DOSTUDUR DEMEMİZ, ÇOK BÜYÜK HATA OLUR. Çünkü bizler hiç kimsenin inancını bilemeyiz ve değerlendiremeyiz, yetkimizde yok zaten. Bu konuda değerlendirme makamı yalnız Allah’tır. Peki, Allah dostları yok mudur? Elbette vardır, olduğunu açıkça Allah söylüyor ama kimler olduğunu bizler değil, yalnız Allah’ın bileceğini de Rabbimiz Kur’an’da söylüyor. Bir örnek.

Yunus 62–63–64: BİLESİNİZ Kİ, ALLAH’IN DOSTLARINA HİÇBİR KORKU YOKTUR. ONLAR ÜZÜLMEYECEKLERDİR DE. Onlar iman etmiş ve Allah’a karşı gelmekten sakınmış olanlardır. Dünya hayatında da, ahirette de onlar için müjde vardır. Allah’ın sözlerinde hiçbir değişme yoktur. İşte bu büyük başarıdır. (Diyanet meali)

Dikkat ederseniz Allah ayetinde, Allah dostu olanları tarif ediyor ve diyor ki, onlar iman etmiş ve Allah’a karşı gelmekten sakınmış olanlardır diyor. Yani gerçek iman eden ve inancını yaşayan tüm kulları için söylüyor Allah bu sözü. Çok azınlık, elle gösterilecek birkaç kişi için değil. Bizler Allah’ın dostları arasında olmak istiyorsak eğer, Allah’ın uyarılarına kulak vermeliyiz, bakın ne diyor Rabbimiz. “NEFSİNİ ARINDIRAN, KURTULUŞA ERMİŞTİR. (Şems 9)” Nefsini arındırmak isteyende, batıldan ve hurafeden uzak, yalnız Allah’ı veli edinen, Kur’an’ın sınırlarını aşmadan, yalnız onun ipine sarılan Allah’ın dostlarıdır. BEN MÜSLÜMAN’IM DİYEN HERKES, ALLAH’IN DOSTU OLABİLMEK İÇİN YARIŞTA OLMALIDIR. Bu yarışın hakemi de yalnız Allah tır. Onun içinde bizler bu yarışta sanki hakemmiş gibi, asla hiç kimseye bu Allah dostudur deme yetkisine sahip değiliz. Allah bizleri imtihan ettiğini söylüyor, hem de yalnız Kur’an dan. Allah dostu olmak isteyen, yalnız Kur’an’ın ipine sarılır, lütfen unutmayalım.

Eğer bu yanlışı yapmaya kalkar, bazı kişileri Allah dostu ilan edersek, HEM ALLAH’A İFTİRA ETMİŞ, HEM DE KENDİ NEFSİMİZİ KANDIRMIŞ OLURUZ. Bununda sonu mutlaka hüsrandır. Hatırlayınız daha düne kadar, FETHULLAH denen şahsa, öyle övgüler yağdırıp, öyle güzel sözler söylüyor ve Allah dostu insan demiyorlar mıydı? Ama bu şahıs ne yaptı kendi menfaati, çıkarları doğrultusunda, kendisine güvenenlerden paralar topladı bir imparatorluk kurdu adeta. Halbuki Allah sizden hiç bir ücret istemeyenlere uyun diyerek, gerçek iman edenlerin menfaat için değil, Allah rızası için Kur’an’ı/dini anlattıkları bilgisini veriyor. Ülkemizde Müslüman kardeşlerini birbirine düşürüp, ölümüne ve ailelerin yıkılmasına, acılar çekmesine sebep oldu. Bizler bu ve buna benzer hataları çok yapıyoruz ve hiçbir olaydan da ders almıyoruz. Eğer zikir ehli bir Müslüman olsaydık, buna benzer hataları asla yapmazdık ve Allah’ın yetkisinde olan bir sözü de söyleyip, BU İNSAN ALLAH DOSTUDUR DEMEZDİK. Neden demezdik biliyor musunuz? Çünkü bu konuda Allah bizleri uyarıyor ve kimin en doğru yolda gittiğini, kimin takva sahibi olduğunu yalnız ben bilirim diyor da ondan. Hatırlayalım Allah’ın uyarılarını.

İsra 84: De ki: “Herkes, kendi mizaç ve meşrebine göre iş yapar. BU DURUMDA KİMİN DOĞRU BİR YOL TUTTUĞUNU, RABBİNİZ EN İYİ BİLENDİR.” (Bayraktar Bayraklı meali)

Araf 3: (Ey insanlar) Rabbinizden, size indirilene uyun ve O’NDAN BAŞKA DOSTLARA UYMAYIN. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz! (Elmalı Hamdi Yazır meali)

Ali İmran 115: Onların yaptıkları hiçbir hayır karşılıksız bırakılmayacaktır. ALLAH, TAKVÂ SAHİPLERİNİ ÇOK İYİ BİLİR. (Diyanet vakfı meali)

Bakın Allah bizleri çok açık bir şekilde uyardığı halde, bizler neler söylüyoruz. KENDİMİZ GERÇEK İMAN EDENLERDEN OLMAK İÇİN ÇABA HARCAMAMIZ GEREKİRKEN, KOLAYI SEÇİP BİRİLERİNE TABİ OLMAYA ÇALIŞIYORUZ. UNUTMAYALIM BU YOL BİZİ ALLAH’A DEĞİL, ŞEYTANA VE ŞEYTANLAŞMIŞ İNSANLARA DOĞRU GÖTÜRÜR. ALLAH’A ULAŞMAK İSTEYEN, YALNIZ ALLAH’IN İPİ KUR’AN’A SARILIR. Unutmayalım bu tavsiyede bulunan bizzat Allah’tır. Rabbimiz kimin en doğru yolda gittiğini, takva sahibi olduğunu ben bilirim diyor, ama bazı kişiler çıkıyor, edindiği veli ve dostları Allah’ın en doğru yolunda giden, Allah dostu ilan edebiliyor. Hatta Allah, sakın din adına benden başka veliler, dostlar edinmeyin onların ardı sıra gitmeyin dediği halde.

Hatırlayınız lütfen, cin suresi 21. ayetinde, Allah Elçisinin bizlere ne söylemesini istiyordu? “ŞÜPHESİZ BEN SİZE NE ZARAR VEREBİLİR, NEDE FAYDA SAĞLAYABİLİRİM.” Ama bizler buna benzer onlarca ayete gözlerimizi yumarak, edindiğimiz ve ilan ettiğimiz Allah dostu dediğimiz velilerden, şeyhlerden yardım istiyor, onların mahşer günü şefaat edeceğini bile söyleme cesaretinde bulunuyoruz. Dini konuda yapılan tartışmalarda, şahit olduğumuz bir davranış vardır, herkes kendisini haklı gösterip temize çıkartır, karşısındakinin yanlış yolda olduğunu söyler. Hâlbuki Allah Necm 32. ayetinde bu konuda bizleri uyarıp, bakın ne söyler. ”O HALDE KENDİ KENDİNİZİ TEMİZE ÇIKMIŞ GÖSTERMEYİN, KİMİN SAKINDIĞINI EN İYİ BİLEN O’DUR.” Ama bizler sanki kimin doğru yolda olduğunu biliyormuş gibi, bazı kişileri Allah dostu ilan edebiliyoruz. Kendimizi de hiç araştırmadan Kur’an ile sorgulamadan, en doğru yolda gittiğimizi söylemekten korkmuyoruz.

Lütfen kendimizi kandırmayalım ve Allah’ın yetkisinde olan bir hükme, kendimizi ortak etmeye çalışmayalım, yoksa Allah’a iftira edenlerin, yalan söz isnat edenlerin safında buluruz kendimizi.  Böyle yapanların da Allah, Zümer 60. ayetinde, kıyamet günü yüzlerinin simsiyah olacaklarını söylüyor ve böyle insanların kibirli insanlar olduğunu ve hepsinin yerinin cehennem olduğunu açıkça belirtiyor. Değerli din kardeşlerim, lütfen nefislerimizin ve rivayetlerin etkisiyle, inancımızı yaşamayalım, büyük hata yaparız. İmanımızı garantiye almak ve gittiğimiz yoldan emin olmak istiyorsak, ELDE KUR’AN İNANCIMIZI SORGULAYALIM. Hepimiz insanız, hata yapabiliriz düşüncesini unutmadan, lütfen imanımızı araştıralım ama araştıracağımız kaynağın onay makamının, yalnız Kur’an olduğu bilincinde olalım. ÇÜNKÜ ALLAH, SİZLERİ KUR’AN’DAN SORUMLU TUTUYORUM HÜKMÜNÜ VERMİŞTİR. SİZCE ALLAH HAŞA SÖZÜNDEN CAYIP, KUR’AN DIŞINDAN BİZLERE ÖĞRETİLEN RİVAYETLERDENDE SORUMLU TUTAR MI? KARAR SİZİN, İMTİHAN SİZİN İMTİHANINIZ. İnancımızı yaşayacağımız tek kaynak KUR’AN’DIR, bunu söyleyen ve emredende mülkün sahibi Allah’tır. Kur’an’ın sınırlarını aşarak söyleyeceğimiz her söz, bizlere acı ve keder olarak geri döneceğini bilmeliyiz. 

Kişileri Allah dostu ilan etmeyi bırakıp, BİZLER ALLAH’IN DOSTU NASIL OLURUZ, ONUN YOLUNU ARAMALIYIZ. Onun yolu da arı duru, rivayetlerden arınmış Kur’an’ı yaşamakla olur.

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi  ZİYANDAYIZ  yani kaybedenlerdeniz demektir. Allah ayetlerinde bizleri uy

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır