Ana içeriğe atla

BAŞÖRTÜSÜ KONUSUNDA, OYUNA GELMEYELİM.



Başörtüsü konusunda uzun uzadıya detaylı, birçok yazı yazdım. Bir okurum bu konuyu daha kısa anlatmamı, rica etmiş. Uzun yazıları okuyamadığını da belirtmiş. Uzun ve detaylı yazmamın nedeni, bu konuyla ilgili içimize girmiş tüm batıl ve hurafeyi anlatmak ve açıklamak adınaydı. Bu yazımda belki aynı şeyleri söyleyeceğim, ama özet olarak daha kısa yazmaya çalışacağım. Günümüzde kadının başının örtülmesinin, Allah emri olduğuna dair tek delil göstermeye çalıştıkları ayet, Nur suresi 31. ayettir. Bu bölümü, kendilerinin delil gösterdikleri şekliyle alıntı yapalım. Çünkü ayette geçen hımar kelimesi örtü anlamında geçer, fakat meallerin bir kısmında bu kelime başörtüsü diye tercüme edilir, bizde o şekliyle yalnız o bölümü yazalım ve ona göre düşünelim.

“BAŞÖRTÜLERİNİ TA YAKALARININ ÜZERİNE KADAR SALSINLAR.”  (Nur 31)  Diyanet meali

Allah ayetinde verdiği açıkça emir, bu şekliyle kabul ettiğimizde, kadınların geleneklerinden dolayı başlarına örttüğü örtüyle, açıkta bıraktıkları göğüs dekoltesini de örtmeleri emrediliyor. YANİ EMİR, GÖĞÜS AÇIKLIĞININ ÖRTÜLMESİ. Bu ikaz çok açık ve net anlaşılıyor. Peki, başın örtülmesi emri nereden çıkıyor. Deniyor ki, MADEM ALLAH BAŞÖRTÜLERİNİZLE GÖĞÜS AÇIKLIĞINIZI ÖRTÜN DİYOR, O ZAMAN BAŞÖRTÜSÜ DE ALLAH EMRİDİR. Buna karşı çıkıp, bu ayette emredilen yalnız göğüs açıklığının örtülmesidir, diyenlere de cevap hazır. Diyorlar ki, doğru buradaki emir göğsün örtülmesi, ama DOLAYLI OLARAK TA BAŞIN ÖRTÜLMESİ EMREDİLİYOR AYETTE.

Bizler batılın ve geleneklerin etkisinde öyle kalıyoruz ki, Kur’an ın diğer ayetlerinin hiçbir önemi kalmıyor. Önce şunu söylemeliyim, Allah ayetlerini, HÜKÜMLERİNİ ASLA DOLAYLI DEĞİL AÇIK, ANLAŞILIR VE DE NİCE ÖRNEKLERLE SİZLERE İNDİRDİK, İZAH ETTİK Kİ ANLAYASINIZ, İBRET ALASINIZ DİYOR. Eğer Allah bu ayetinde dolaylı olarak, kadının başını da örtmesini istemiş olsaydı, bir başka ayetinde bunu açıkça ve net bir şekilde söylerdi. Ayetlerde verilen hükümleri, MUHKEM yani açıkça söylediğini, izah ettiğini Kur’an ın bizzat kendisi söylüyor. Kur’an ın hiçbir yerinde ALLAH, KADIN SAÇINI ÖRTMELİDİR, HARAMDIR DEMEMİŞTİR. AÇIKÇA SÖYLEMEDİĞİ BİR ŞEYİ ALLAH A NİSPET ETMEK, ONA İFTİRA ATMAKTIR, HATIRLATIRIM.

Çok ilginçtir, bizlerin hangi kitaba iman ettiğimiz konusunda şüphelerim var. Başörtüsü konusunda, Kur’an ın açıkça bir emri olmadığını söylemiştim, ama günümüzde Yahudilerin elinde bulunduğu ve adına Tevrat dedikleri kitapta, Kadının çarşaf giyip, peçe takmaları gerektiği yazar. Yahudi hahamlarının eşlerine ve Yahudiliği ileri derecede yaşayanlara bakın, çarşafın inancımıza nereden girdiğini anlarsınız. Hıristiyanlarda Yahudilerden kısmetini almışlar. Onlarında İncil adını verdiği kitapların birisinde, kadın başını örtmelidir, örtmezse kazıtmalıdır diye geçer. Ama Yahudiler kitabımız Kur’an ın içine girememiştir çok şükür, çünkü onu Allah ben koruyorum diyor. ONLARDA BATIL YOLU KULLANMIŞ, RİVAYET VE SANI BİLGİLER YOLUYLA, TOPLUMUN KAFASINI KARIŞTIRARAK, İNANCIMIZA GİRMİŞLERDİR. Peki, bizler Kur’an a iman eden Müslümanlar olarak, neden iman ettiğimiz kitap olan Kur’an da açıkça böyle bir emir aramıyoruz da, ayetlerde geçen kelimelerle oynayarak, dolaylı emirler verildiğini savunuyoruz. Bunlarla ancak nefsimizi oyalarız, kendimizi kandırırız.

Kur’an unutmayalım, gelenek ve iklimsel şartlarda, başı örtülü Arap toplumuna indirilmiş olup, onların çağına uygun anlayacağı örnekler verilmiştir. Bazı kişiler bunu da kullanarak, zaten ARAP KADINLARININ BAŞI ÖRTÜLÜ, TEKRAR KADINLAR BAŞINI ÖRTMELİDİR EMRİNİ ALLAH VERMESİ GEREKMEZ, diyecek kadar Kur’an dan habersizler. Bu zihniyet Kur’an ı yalnız Arap toplumuna indirildiğini zannediyorlar herhalde. Kur’an zaman ve mekân ötesi bir nurdur, rehberdir. Dünya durdukça tüm toplumlara hitap edecek şekliyle indirilmiştir. Bizler Kur’an da verilen örnekleri, kendi zamanımızla, gelişen çağımızla değerlendirmeliyiz ve öyle anlamalıyız.

Arap toplumunda ki geleneklerinden dolayı, cariye kadınların başlarının örtmeleri yasaktı. Cariyemi, özgür kadın mı oldukları belli olsun diye. Hatırlatırım bu ayet indirildikten sonrada, cariyelerin başları açıktı ve böylede devam etti. Eğer Allah ın Elçisi Nur suresi 31. ayetten, kadınlar saçlarını da örtmelidir emrini anlamış olsaydı, sizce Müslüman olan cariyelerin başlarının açık olarak yaşamalarına, devam ettirir miydi? Bunu da söylediğimizde, cevapları hazır. Cariyelerin, kölelerin hükmü ayrıydı. Allah özgürlükleri kısıtlı olduğu için, onların suç işlediklerinde, özgür insana verilecek cezanın yarısını verin hükmünü getirmiştir Kur’an da. ASLA DİN VE İMAN ADINA KÖLELERİN, CARİYELERİN KUR’AN DA FARKLI HÜKÜMLERİ YOKTUR. Olamazdı da zaten. Çünkü dinde ayrım yoktur, herkes Allah karşısında eşittir ve Kur’an ın tamamından sorumludur. Hatırlatmak isterim, Arap kadınları başlarını örterdi ama uzun saçlarını ördükten sonra, arkalarına atarlardı ve onlar açıkta kalırdı.

Nur suresi 31. ayette eğer Allah, başörtülerinizle göğüs açıklığını örtün diyorsa, bu emri bu şekliyle yani başörtüsüyle yerine getirmeliyiz diyenlere, Kur’an dan bir örnek vermek isterim. Allah elçisine, Haccı ilan et, gerek yaya, gerek yorgun deve sırtlarında Hacca gitsinler, diye emir veriyor. Size desem ki, HACCA GİTMEK İSTİYORSAK, YA YAYA, YA DA DEVEYLE GİTMEMİZ GEREKİYOR. Çünkü Allah böyle söylemiş. Ne dersiniz? Sanırım güler geçersiniz. Eğer gülüp geçiyorsanız bu sözlerime, Nur suresi 31. ayeti de öyle anlamalısınız. Allah eğer göğüs açıklığının kapatılmasını, o dönemin özgür kadınların genel çoğunluğunun örttüğü başörtüsüyle Allah örtün diyorsa, AYETTEN BAŞIN ÖRTÜLMESİNİ DEĞİL, GÖĞSÜN ÖRTÜLMESİNİ ANLAMALIYIZ.

Örneğin Allah diyelim ki bir ayetinde kadınlara hitaben, göbek açıklığınızı gömleklerinizi aşağıya salarak kapatın demiş olsaydı, burada gömleğinde giyilmesi kadına farz deniyor, kadınlar mutlaka gömlek de giymelidir diyebilir miydik? Elbette diyemeyiz. ÖNEMLİ OLAN EMRİN YERİNE GETİRİLMESİDİR, EMRİ YERİNE GETİRİRKEN ARAÇ ZAMANA, TÖREYE, GELENEKLERE GÖRE DEĞİŞEBİLİR, AMA AMAÇ ASLA DEĞİŞMEZ. Toplumu Allah ile aldatan, din kisvesi altında toplumu kandıran FETO örgütünün elebaşısı, kadın saçının tek telini bile göstermesi haramdır diyerek, Allah ın emri diye sundukları türbanı, bakın nasıl kendilerinin icat ettiklerini itiraf ediyorlar.

“Türbanı biz başlattık. Nurettin Veren, Türkiye’de önemli bir sorun haline gelen türbanın, Fethullah Gülen’in talimatıyla bir furyaya dönüştürüldüğünü ifade ederken şöyle konuştu: ”Gülen’in talimatıyla birçok arkadaşımız 50 yaşına kadar evlenmedi. 1970′ lerde ve 1980′lerde Türkiye’de türban diye bir sorun yoktu. Bunu topluma biz enjekte ettik.”

İslam ı bozmak isteyen, içimizdeki bu insanları lütfen iyi tanıyalım. Bu şahsın belasını Allah verdi çok şükür. Ama benzerlerinden Allah bizleri korusun. Ne yazık ki rivayetler ve gelenek Kur’an ın önüne geçtiği ve ağır bastığı için, ne söylersek kabul görmeyecektir. Bir Müslüman a düşen, din kardeşini Kur’an ile uyarmak ve Kur’an ı düşünmeye davet etmektir. Hepimiz imtihandan geçiyoruz, yolumuzda çok uzun değil hatırlatırım. İmtihanımızı birilerine havale ederek, onların ardı sıra giderek, onların oyuncağı olursak, bu sorumluluktan kurtulacağımızı zannetmeyelim. Bu konularda Rabbimiz bizleri, zaman zaman yaşantımızda birçok olaylarla uyarıyor, sınıyor ama bizler farkına varabiliyor muyuz, işte orası çok önemli. DİLERİM FARKINDA OLAN, ALLAH IN HALİS KULLARINDAN OLURUZ.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK.

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır

SALAT'IN BİR ANLAMININDA, NAMAZ OLMADIĞINI SÖYLEYEN KARDEŞLERİMİZE.

  Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Kur’an’da geçen SALAT kelimesi üzerinde olacak. Salat Allah’a dua etmek, toplumun birbirine destek olması ve bizlerin farsça namaz dediğimiz kıyam, rükû ve secde ile yapılan şekilsel bir dua ibadeti anlamlarına gelir. Bu makalemde üzerinde durmak istediğim konu, bazı arkadaşlarımızın kıyam, rükû ve secde ile yaptığımız ibadetin aslında, Kur'an'da geçmediğini iddia ettikleri konusu üzerinde olacak.  Her düşünceye saygılı olurda, hiç bir etki altında kalmadan, derinlemesine Kur’an ayetleri üzerinde düşünürsek, inanıyorum ki en doğru sonuca ulaşabiliriz. Eğer birbirimize saygısız tavırlar içinde olurda, bizim gibi inanmadığı için, karşımızdaki kişiyi dinsizlikle suçlarsak, daha baştan büyük hata yapmış oluruz.  ÖNCE ŞUNU ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE, YAZIMIN BAŞINDA SÖYLEMEK İSTERİM. ŞU AN KILDIĞIMIZ NAMAZIN AYNISINI, DETAYLARINI KUR’AN’DA ARAMAYALIM, BULAMAYIZ. ÇÜNKÜ ALLAH BU ŞEKLİYLE, YANİ DETAYI İLE NAMAZI KUR’A