Ana içeriğe atla

Bakara Suresi 23-24. Ayetlerden, Hiç Mi Ders Almadık?


Bizler günümüzde, yalnız Kur’an’ı rehber almadığımız için, yaptığımız o büyük yanlışlarında farkında olamıyoruz. Allah bizlerin yapacağı ve yaptıkları yanlışları bildiğinden, Kur’an’da hepsinden birçok örnekler vermiştir. Bizler Kur’an ile sağlam bir bağ kurmuş olsaydık, bizleri Allah ile aldatmaya çalışan, bunlarda Allah katındandır diyerek, Allah’ın Elçisinin ismini kullanıp, dine nifak sokmaya çalışanların maskesini düşürebilirdik. Bu makalemde, sizlere hatırlatmak ve üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Bakara suresi 23 ve 24. ayetler olacak. Önce yazalım, daha sonra üzerinde birlikte düşünelim.

Bakara 23–24: EĞER KULUMUZA İNDİRDİKLERİMİZDEN HERHANGİ BİR ŞÜPHEYE DÜŞÜYORSANIZ, HAYDİ ONUN BENZERİ BİR SURE GETİRİN, EĞER İDDİANIZDA DOĞRU İSENİZ ALLAH’TAN GAYRİ ŞAHİTLERİNİZİ (YARDIMCILARINIZI) DA ÇAĞIRIN. BUNU YAPAMAZSANIZ -Kİ ELBETTE YAPAMAYACAKSINIZ- YAKITI, İNSAN VE TAŞ OLAN CEHENNEM ATEŞİNDEN SAKININ. ÇÜNKÜ O ATEŞ KÂFİRLER İÇİN HAZIRLANMIŞTIR. (Diyanet vakfı meali)

Allah Elçime indirdiğimiz Kur’an konusunda, eğer bir kuşkunuz varsa, onun ayetleri sizi gerektiği ölçüde bilgilendirmiyor, açıklayıcı detaylı değil diye düşünüyorsanız yada inanmıyorsanız, ayetler hakkında herhangi bir şüpheniz varsa, sizin edindiğiniz ve güvendiğiniz velilerden, efendilerden, yardımcılarınızdan çağırında, indirdiğimiz ayetin benzerini getirsinler bakalım da görelim diyerek, Allah meydan okuyor kitap Ehline. Edindiğiniz velileriniz, size daha iyi aydınlatıp, daha açık bilgiler verebileceğini mi zannediyorsunuz diye Rabbimiz uyarıyor ve ikaz ediyor, hatta açıkça bu düşüncede olanlara meydan okuyor. 

Peki, Allah bu uyarısında, aslında neyi kast ediyor olabilir? Ayetin devamında, güvendiğiniz ve sözlerini dinlediğiniz veli edindiğiniz şahitleriniz, asla indirdiğim surenin, ayetin bir benzerini getiremezler diyerek de noktayı koyuyor. Sonunda da bu yanlışı yapmaya devam ederde, gönderdiğim sure ve ayetleri yeterli görmeyip, o sureler hakkında şüpheye düşerseniz, sonunuz cehennem azabı olur diyor. Sure kelimesinin sözlük anlamı, en emin, doğru, kesin, güvenilir Allah’ın ayetleri anlamında kullanılıyor. KUR’AN, KİMİN SÖZÜ ALLAH’IN KİNDEN DAHA DOĞRUDUR DEDİĞİ HALDE, BİRİLERİ HALA YALNIZ KUR’AN İLE İSLAM YAŞANMAZ, HER BİLGİ KUR’AN’DA YOKTUR DİYORDA, HALA KUR’AN DIŞI EMİN OLAMAYACAĞIMIZ KAYANKLARA GÜVENİYORSAK, SANIRIM BÖYLE İNSANLARIN VARACAĞI NOKTA BELLİDİR. İlginç olan günümüzde İslam’ı cemaat ve tarikatlarla yaşayanlar, bu ayetler bize değil Kitap Ehline hitap ediyor diyerek, bu uyarıları dikkate bile almıyorlar. Halbuki Kur’an’ın tamamı zaten, o günkü Kitap Ehline özellikle indirilmiş ve yanlış inançlarını düzeltmek için toplum uyarılmıştır.

Bu ayette Allah, kulumuza yani Elçimize indirdiğimiz SURELER-ayetler konusunda, kuşku içindeyseniz sözlerinden, Allah başka neleri kast ediyor olabilir sizce? Allah’ın Kur’an’ı indirmesinin asıl nedeni neydi, önce onu düşünelim. Allah birçok ayetinde, daha önce sizlere gönderdiğim kitapları yeterli görmediniz ve kitaplarımı terk ettiniz, onunla amel etmek yerine, atalarınızdan sizlere intikal eden rivayet, sanı ve doğru olması mümkün olmayan, batıl bilgilere iman etmeye devam ettiğiniz için, sizleri son olarak Kur’an ile bir kez daha uyarıyorum diyordu Kur’an’da. 

Tüm Kur’an ayetlerinin, bu yanlışı yapan topluma indirildiğini lütfen unutmayalım. Allah bu ayetlerden, bizlerinde dersler almamızı istiyor ve aynı yanlışı yapmamamız içinde uyarıyor. Cahiliye toplumu, Allah’ın indirdiği kitapları yeterli görmediği için terk etmiş, edindiği veli kişilerin, atalarının rivayet ve sanı sözlerine iman eder olmuşlardı. Onun içindir ki Allah, sizlere bu bilgileri veren, sizi aydınlattığını zanneden kişileri yanınıza çağırın diyor ve bunların hiç birisinin ellerinden bir şey gelemeyeceğini, sizlere söyledikleri, anlattıklarının yalan olduğunu da, açıkça bildiriyor.

Gelelim bu ayetten günümüzde bizler, nasıl ders çıkarmalıyız konusuna. Ne yazık ki bizlerde, Kur’an ile gereken bağı kuramadığımız için, iman kalplerimize yerleşemedi ve bizlerde aynı yanlışı yapıyoruz ve diyoruz ki Allah’ın indirdiği ayetlerine. “KUR’AN AYETLERİ, SURELER AÇIK VE ANLAŞILIR DEĞİLDİR. HER BİLGİDE ZATEN KUR’AN’DA YOKTUR. KUR’AN’I VELİ İNSANLAR ANLAR. AYETLERDE GEÇEN KELİMELERİN, ONLARCA ANLAMI VARDIR, BUNU ANLAMAKTA İLİM GEREKTİRİR, BİZLER ANLAYAMAYIZ.”  BU DÜŞÜNCEYLE, TOPLUMUN KAFASINDA KUR’AN İLE İLGİLİ ŞÜPHELER YARATARAK, KENDİ BATIL FIKIH İNANÇLARINA TOPLUMU YÖNLENDİRMEYE ÇALIŞIYORLAR. BÖYLE YAPANLARIN SONUNUN, ATEŞ OLDUĞUNU SÖYLÜYOR ALLAH, HATIRLATIRIM. RABBİMİZ KUR’AN AYETLERİ İÇİN BİZ KULLARINA, HADİ BİR BENZERİNİ GETİRİN BAKALIM DYOR, BİZLER İNANTLA ALLAH’IN KİTABINI AETA KÜMSERCESİNE, KUR’AN DETAYLI DEĞİLDİR, HERKES KUR’AN’I ANLAYAMAZ DİYORUZ. YETMİYOR, RESULÜN RİVAYET HADİSLERİ OLMASAYDI, KUR’AN KAPALI KALIRDI BİLE, DEME CESARETİNİ GÖSTERİYORUZ. SANIRIM BUNLAR CAHİL CESARETİ OLSA GEREK.

Hâlbuki Rabbimiz, bu söylenenlerin tam tersini söylüyor ve yemin ederek, ANLAYABİLMEMİZ VE BİZLERE REHBER OLSUN DİYE, Kur’an’ı kolaylaştırdığını, nice örneklerle açıkladığını bizlere bildiriyor. HATTA KUR’AN’I AÇIKLAMAK BİZİM GÖREVİMİZDİR DEMİYOR MU AYETİNDE? Yoksa aramızda, Allah’a güvenmeyenler mi var? Ama bizler Allah’ın sözlerine/ayetlerine inanmak yerine, dine yön veren mezhep inancına ve rivayet edilen hadislere inanmakta, bir sakınca görmüyoruz. ÇÜNKÜ İSLAM TOPLUMU KUR’AN’A, YANLIŞ YAPARIM DİYE MÜRACAAT EDİP, ONU BİZZAT KENDİSİ ANLAMAYA, OKUMAYA ÇALIŞMIYOR. Günümüzde mezhepler, tarikat ve cemaatler topluma, sen Kur’an’ı anlayamazsın düşüncesini kabul ettirmişler. Kur’an farkında olmadan öteleniyor, toplumun kafasında şüpheler yaratılıyor, böyle oluncada yüksek bir duvara asılıp, beşerin yazdığı ciltlerce dolusu kitaplar, Allah’ın emri diye okunuyor.  Hâlbuki Allah bu yanlışa düşmeyelim diye, edindiğiniz veliler asla tek bir ayetin benzerini sizlere anlatamazlar, getiremezler diye uyarmıyor mu? Ama bizler başka ayet getirmeyi bırakın, Allah’ın HÂŞÂ açıkça detaylı indirmediğini söyledikleri ayetleri, anlatıp açıkladığını iddia ettikleri kişileri veli, gavs edinmekten çekinmiyorlar.

Tüm bunları söylediğimiz ve inandığımız andan itibaren ayetlere kuşku, şüphe ve korkuyla bakmamız kaçınılmaz olur ve şöyle düşünürüz. “BEN EĞER KENDİ BAŞIMA, KUR’AN’I ANLAMAYA ÇALIŞIRSAM YANLIŞ YAPARIM VE ALLAH KORUSUN ÇOK BÜYÜK GÜNAHA GİRERİM. ONUN İÇİN VELİ VE ÂLİM DEDİĞİMİZ KİŞİLERİN KİTAPLARINI OKURSAK, ONLARA TABİ OLURSAK, KUR’AN’I ANCAK O ZAMAN DOĞRU ANLAYABİLİRİM. BU BİLGİLER OLMASAYDI KUR’AN’I ANLAYAMAZDIK, KUR’AN KAPALI KALIRDI” Ne yazık ki toplum bu sözlerle aldatıldı ve korkutuldu. BU DÜŞÜNCEYLE YAŞANAN İSLAM, SİZCE ALLAH’IN İNDİRDİĞİ İSLAM OLUR MU? Yorumunu sizlere bırakıyorum.

Bizler günümüzde Kur’an’ı, İslam’ı yaşamak için yeterli görmeyip, Resulün hadisleri/sözleri ve Mezheplerin FIKIH bilgileri olmasaydı, Kur’an kapalı kalırdı, namazımızı bile kılamazdık diyorsak, Allah’a şirk koşuyoruz demektir. Ne dersiniz, Kur’an hakkında eğer bunları söylüyorsak, Allah’ın ayetinde uyardığı kuşkuları, Kur’an için duymuş olmuyor muyuz? Her bilginin açıklanmadığı, anlaşılması zor bir kitabımı okumak için çaba harcarsınız, yoksa açıklanmış, anlaşılabilen bir kitabımı okumak istersiniz. Anlaşılması zor bir kitap mı sizde şüphe uyandırır, yoksa anlaşılan ve açıklanmış bir kitap mı? Siz hangisini tercih edersiniz? İşte bizler Allah’ın nuruna, böyle saygısızlık yapıyoruz.

Bu hatayı nasıl yapıyoruz ve farkında olmadan Kur’an’a şüpheyle baktığımızın nasıl farkında değiliz, doğrusu bunu anlayamıyorum. Allah Elçime indirdiğim kitaba, şüpheyle bakmayın diyor. ŞÜPHEYLE BAKMAYIN SÖZÜNDEN YALNIZ İNANMAMAZLIK, KİTABI İNKÂR ETMEK ANLAMI ÇIKMAZ. ONU YETERLİ GÖRMEZSENİZ, HERKES KUR’AN’I ANLAYAMAZ DERSENİZ DE, KİTABA ŞÜPHEYLE BAKMIŞ OLURSUNUZ. Şüphenin kelime anlamı, kuşkulanmak emin olmamak, kararsız kalmak demektir. Emin olamadığınız, anlayamadığınız her şeyden şüphelenir ve kuşku duyarsınız. Şüphe duymayalım diye, Allah ayetlerini MUHKEM bir şekilde gönderdik ki anlayasınız der bizlere. Ne yazık ki ayetler hakkında toplumu şüpheye düşüren, din adına öğrendiğimiz yanlış hurafe bilgilerdir.

Dilerim, yaptığımız çok büyük yanlışların farkında oluruz. Eğer farkına varmadan emanetimizi teslim ettiysek, hesabın görüleceği O çetin gün, pişman olanların safında olacağımızı asla unutmayalım. Hatırlatmak isterim o çetin gün, ÇOK GÜVENDİĞİMİZ VELİLER, GAVS DEDİĞİMİZ KİŞİLERDE KAÇACAK DELİK ARAYACAKLAR. YANİ HİÇ BİRİSİNİ YANINIZDA BULAMAYACAKSINIZ.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİ...

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi...

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyar...