Ana içeriğe atla

BAKARA 170. ALLAH IN İNDİRDİĞİNE UYUN DENİLDİĞİ ZAMAN.......


Allah Kur’an’da ayetleri öyle güzel, açık örneklerle bizlere anlatıyor ki, biraz düşünen, tüm gerçekleri anlayacak, yaptığımız yanlışlarımızın farkına varıp, Allah’ın istediği doğru yolu bulacaktır. Allah’ın Resulü Kur’an’ı tebliğ ederken, bir kısım kitap ehli, Allah’ın indirdiği kitaba uymak istememiş ve büyüklerinden, atalarından öğrendikleri inançlardan vazgeçmek istemeyip, “BİZ ATALARIMIZI ÜZERİNDE BULDUĞUMUZ YOLA UYARIZ” demişler. Hatta bir kısmı da, Kur’an’a inanmak istemiş ama yanında atalarının inançlarına da devam etmek istemişler. Bu düşüncedeki kişilere de Allah, asla izin vermemiştir, bunu Kur’an’dan çok açık anlıyoruz. Bu gerçeğin fark edilmemesi içinde toplumun, anladığı dilden Kur’an’ı okumasının önüne geçmişler, sen Kur’an’ı anlayamazsın, hangi ilmi tahsil ettin de anlayacaksın şeklindeki tehditlerle, toplum ile Kur’an’ın arasına girmişlerdir.

Yazacağım örnek ayet, çok dikkat çekici ve bizlere bir o kadar da önemli uyarılar yapıyor. Unutmamamız gereken, atalarının inancından vazgeçmeyenlerin, genel çoğunluğu Ehli kitap dediğimiz kişiler. YANİ ONLARIN DEDELERİNE YA DA ATALARINA, ALLAH HAK OLAN BİR KİTAP İNDİRMİŞ, ama bu toplumlar Allah’ın indirdiği kitaptan saparak, kendi nefislerince bir din yaratmış ve Allah’ın dini diye farkında olmadan, kendi BEŞERİ FIKIH inançlarını yaşıyorlar. Kur’an’ı tebliğ etmeye çalışan Allah’ın Resulüne, ısrarla biz Kur’an’a uymayız, yada yalnız Kur’an ile dinimizi yaşayamayız bizim atalarımızdan öğrendiklerimizde var, diye direttiklerini görüyoruz. LÜTFEN YAZACAĞIM AYETİN, UYARISINA BAKAR MISINIZ. ALLAH BÜYÜK YANLIŞLAR YAPAN, KİTAP EHLİNİ NASIL UYARIYOR. ALLAH’IN İNDİRDİĞİNE UYUN. BU UYARI SİZCE, BİZİ İLGİLENDİR MİYOR MU? İLGİLENDİRMEYENLER, HESAP GÜNÜ PİŞMAN OLARIN SAFINDA OLACAĞINI, UNUTMAMALIDIRLAR. Ayeti önce yazalım, üzerinde birlikte düşünelim.

Bakara 170: Onlara (müşriklere): ALLAH’IN İNDİRDİĞİNE UYUN, DENİLDİĞİ ZAMAN ONLAR, «HAYIR! BİZ ATALARIMIZI ÜZERİNDE BULDUĞUMUZ YOLA UYARIZ» DEDİLER. YA ATALARI BİR ŞEY ANLAMAMIŞ, DOĞRUYU DA BULAMAMIŞ İDİYSELER? (Diyanet vakfı meali)

Tekrar hatırlatmak istiyorum, bu uyarı ve ikazlar Allah’ın dinine inandığını zanneden Kitap Ehli. Kur’an’a uymak istemeyip, atalarının inancına devam etmekte ısrar eden müşriklere, Allah’ın uyarısını lütfen çok dikkatle düşünelim. Bakın ne diyor Allah. “YA ATALARI BİR ŞEY ANLAMAMIŞ, DOĞRUYU DA BULAMAMIŞ İDİYSELER?” Yoldan sapmış müşriklerin yaptığı bu yanlışı, Allah bizlere acaba neden örnek vererek, Kur’an da anlatıyor olabilir? Elbette aynı yanlışı, bizlerde yapmayalım diye. Acaba bu uyarıdan bizler ders aldık mı, yoksa günümüzde Kur’an ile bağımızı kesenlerin sözlerine inandığımız ve Kur’an’ın ipine sarılamadığımız için, bizlerde aynı yanlışı bugün yapıyor muyuz?  Ne dersiniz? Evet dostlarım, aynı yanlışı ne yazık ki, İslam toplumları olarak bizlerde yapıyoruz. Allah yalnız Kur’an’ın ipine sarılın, sizleri Kur’an’dan sorumlu tutacağım, kitapta hiç bir eksik bırakmadık dediği halde, hiç korkmadan, zerre kadar düşünmeden neler diyoruz hatırlayalım. 

“YALNIZ KUR’AN İLE İSLAM YAŞANMAZ. HER BİLGİNİN OLMADIĞI, DETAYLARIN VERİLMEDİĞİ KUR’AN İLE NASIL İMANIMIZI YAŞARIZ. ALLAH NAMAZ KIL DEMİŞ, HANİ NAMAZIN REKÂT SAYILARI KUR’AN’DA, ALLAH ZEKÂT VER DEMİŞ NASIL VERECEĞİZ, NE KADAR VERECEĞİZ HİÇ BİRİSİ YAZMIYOR?”

Sizlere soruyorum, bizlerin cahiliye dönemindeki müşriklerden ne farkımız var? Onlar da Allah’ın indirdiği kitapları detay sız ve açıklanmamış bularak adeta bir kenara koymuş, terk etmişler yeterli görmeyip, kendi nefislerinde yarattıkları beşeri FIKIH inancının peşi sıra giderek, DİNE İLAVELER YAPMIŞLAR, DAHA SONRADA YAPILAN İLAVELER OLMASAYDİ DİN YAŞANMAZDI DEYİP, ADETA HAŞA ALLAH’A DİN ÖĞRETMEYE KALKMIŞLAR. Yani onlar için atalarının inançları en doğru, açıklayıcı ve detaylı. Bizlerde Allah’ın kolaylaştırdığı basit ve her kulunun anlayacağı şekilde gönderdiği ayetleri, mezheplerin fıkıh inancı olan beşerin rivayet sözleriyle karşılaştırıyoruz, onları Kur’an’da göremediğimizde, bakın Kur’an açık ve detaylı değil, şu ya da bu bilgiler Kur’an’da yok diyebiliyoruz. Hâlbuki Allah biz kitapta hiç bir eksik bırakmadık diye de söylediği halde, bizler ALLAH’A GÜVENECEĞİMİZE, DOĞRULUĞUNDAN ASLA EMİN OLAMAYACAĞIMIZ SÖZLERE/HADİSLERE GÜVENİYORUZ ve Kitap Ehlinin yaptığı yanlışları bizlerde yapıyoruz. Allah’ın kitabını ne yazık ki dinleyen, dikkate alan yok, çünkü Kur’an anlaşılmayan detay sız bir kitap ilan edildi de ondan. Kur’an’ın açık ve detaylı olmadığına inandırıldığımız için, İnsanların sözlerini, kitaplarını Kur’an’ın önüne geçirerek, KUR’AN’A ŞİRK KOŞTUK. Allah bizleri affetsin. Bu Kur’an’a yapılacak en büyük saygısızlıktır. Hâşâ Allah gönderdiği Kur’an’ı bizlere açıklayamadı, izah edemedi mi? HALBUKİ BU KONUDA ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE KUR’AN’I AÇIKLAMAK BİZİM GÖREVİMİZDİR. HİÇ KİMSEYE MUHTAÇ OLMAYASINIZ DİYE KUR’AN’I NİCE ÖRNEKLERLE AÇIKLADIK DİYOR.  Ama bizler inatla, bunun tersini söyleyip inanmakta bir kusur görmüyoruz.

Bu durumda bizlerin, ne farkı var O müşrik olan Kitap ehlinden? Hiç bir farkımız yok, lütfen bu can bedenden ayrılmadan, gerçekle artık yüzleşelim, inanın hesap günü çok pişman oluruz. Bizler Kur’an’a inandığımızı söylemişiz ama, Allah’ın Kur’an’ın ipine sarılın, emin olmadığınız bilgilerin ardına düşmeyin emirlerini hiçe sayarak, Kitapta hiç bir eksik bırakmadık, yemin olsun ki anlayasınız diye kolaylaştırdık dediği halde, Kur’an’da her bilginin açıklanmadığını, zaten Kur’an’ı herkesin anlayamayacağına inanmakta bir kusur görmemişiz. ASLINDA BİZLER ALLAH’IN İSTEDİĞİ GİBİ İMAN ETMEMİŞİZ. İMANIMIZ SÖZDE KALMIŞ, KALPLERİMİZE YERKLEŞMEMİŞ. Hatırlatırım bizler söylediklerimizden değil, bizzat yaptıklarımızdan, yaşadıklarımızdan sorumlu tutulacağız. Bizler iman ettik demekle, yalnız Kur’an’ın ipine sarılacağız, asla emin olmadığımız sözlerin ardına düşmeyeceğiz, Kur’an’ın sınırlarını aşmayacağız demiş oluyoruz. Bunun tersini yapıyorsak, bizler gerçek iman edenlerden asla olamamışız demektir. 

Bunu hatırlattığımız kardeşlerimiz, hemen savunmaya geçerek, bilmem kimden daha çok mu biliyorsun sen, onca âlimi bir kenara mı atalım, sözleri ile karşılaşıyoruz. Hiç kimsenin sözlerini kenara atmaya gerek yok. ÖNCE ALLAH’IN SÖZLERİNE BAKALIM. BİZLERİN YAPMASI GEREKENİ, ÖNCE YAPALIM. ODA ÖNCE KUR’AN’A VE ONUN HÜKÜMLERİNE SARILMAK, ONU DÜŞÜNEREK ANLAMAYA ÇALIŞMAK OLMALIDIR. Onu asla yetersiz, detay sız görmeden, verdiği emirleri yeterine getirmeye çalışmalıyız. Daha sonrada okuduğumuz kitapları ve onların sözlerini, bilgilerini mutlaka Kur’an’ın onayından geçirmeliyiz. Ne yazık ki Kitap Ehli bunu yapmadığı için Allah, son olarak bir Resul ve uyarıcı Kur’an’ı gönderdi. Kur’an’dan Onay alan her bilgi ve örnek başımızın tacıdır. Onay almayan ise bizleri din adına bağlamaz. Lütfen bu gerçeğin farkına varalım. Yoksa cahiliye dönemindeki yanlışları bizlerde tekrarlamaya, hatta Kitap ehlinin yanlışları ile yarışırcasına, bataklıklara saplanmaya devam ederiz.

Kur’an unutmayalım Allah’ın koruması altında, güvenilecek tek rehber kitaptır. Bunun dışından rivayetler ve söylentilerle günümüze gelmiş her bilgiye hurafe, yanlış inançlar karışmış olabilir. Ayrıca dine nifak sokmak isteyen din düşmanları da bu yolla, İslam’a sızmaya çalışabilir. Onun için Allah bizleri uyarıyor ve emin olmadığımız bilginin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diyor. Her beşer hata yapabilir, hele hele rivayetler yoluyla intikal eden sözlerin, aslı gibi iletilmesi ise hiç mümkün değildir. Bu bilgilere güvenerek imanımızı yaşamamız, bizleri Allah’a değil şeytanın kucağına götürecektir unutmayalım. Bakara suresi 170. ayetin bizlere vereceği dersi lütfen alalım. Eğer almamakta ısrar ediyor da, ataların inançlarını yaşamayı seçiyorsak, Allah’ın müşrikleri uyardığı gibi, bizlerde birbirimizi uyaralım ve diyelim ki; 

“YA ATALARIMIZDAN BİZLERE NAKLEDİLEN RİVAYETLER YANLIŞSA, YA DOĞRUYU BULAMAMIŞ İDİYSELERDEMİ, ONLARIN SÖZLERİNE/HADİSLERİNE İNANALIM. BİZLERE NAKLEDİLEN BİLGİLERİN, DOĞRULUĞUNUN GARANTİSİNİ, KUR’AN’IN/ALLAH’IN VERDİĞİ GİBİ, BİZLERE VEREBİLECEK VAR MI ARANIZ DA?”

Karar sizlerin, hepimiz bu dünyada imtihan oluyoruz. İsteyen en garantili ve sorumlu olduğumuz, yalnız Allah’ın uyardığı gibi Kur’an’ın ipine sarılır, isteyen Kur’an yeterli değildir der, atalarının rivayet ve sanı inançlarına sarılır. Gerçek doğruyu hesap günü, hep birlikte göreceğiz. Üzülmek istemeyen, Kur’an’ın ipine sarılır ve Allah’ın sözlerinden ibret alır. LÜTFEN ŞU GERÇEĞİ UNUTMAYALIM. ALLAH SİZLERİ KUR’AN’DAN SORUMLU TUTUYORUM HÜKMÜNÜ VERDİKTEN SONRA, HAŞA SÖZÜNDEN DÖNÜP, KUR’AN’DA BAHSEDİLMEYEN, DETAY VERİLMEYEN, TEK BİR SÖZDEN SORUMLU TUTAR MI? Tutmaz diyorsanız, sözünüzün gereğini yapınız.

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır

SALAT'IN BİR ANLAMININDA, NAMAZ OLMADIĞINI SÖYLEYEN KARDEŞLERİMİZE.

  Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Kur’an’da geçen SALAT kelimesi üzerinde olacak. Salat Allah’a dua etmek, toplumun birbirine destek olması ve bizlerin farsça namaz dediğimiz kıyam, rükû ve secde ile yapılan şekilsel bir dua ibadeti anlamlarına gelir. Bu makalemde üzerinde durmak istediğim konu, bazı arkadaşlarımızın kıyam, rükû ve secde ile yaptığımız ibadetin aslında, Kur'an'da geçmediğini iddia ettikleri konusu üzerinde olacak.  Her düşünceye saygılı olurda, hiç bir etki altında kalmadan, derinlemesine Kur’an ayetleri üzerinde düşünürsek, inanıyorum ki en doğru sonuca ulaşabiliriz. Eğer birbirimize saygısız tavırlar içinde olurda, bizim gibi inanmadığı için, karşımızdaki kişiyi dinsizlikle suçlarsak, daha baştan büyük hata yapmış oluruz.  ÖNCE ŞUNU ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE, YAZIMIN BAŞINDA SÖYLEMEK İSTERİM. ŞU AN KILDIĞIMIZ NAMAZIN AYNISINI, DETAYLARINI KUR’AN’DA ARAMAYALIM, BULAMAYIZ. ÇÜNKÜ ALLAH BU ŞEKLİYLE, YANİ DETAYI İLE NAMAZI KUR’A