Ana içeriğe atla

ALLAH SALATI/NAMAZI BİZLERE, NEDEN EMRETMİŞ OLABİLİR?



Allah bizlere namaz kılmamızı, neden emretmiştir? Bu soruyu bir okurum sormuştu bana. Aslında çok doğru ve yerinde bir soru. Şunu da hatırlatmak isterim, namaz kelime olarak Kur’an da geçmez, çünkü Farsça bir kelimedir. Kur’an da salat diye geçer.  Ama bu konuyu doğru anlamak istiyorsak, Kur’an da geçen SALAT kelimesini önce doğru anlamalıyız. Çünkü SALAT yalnız namaz kılmak anlamında değil, yalnız Allah dan yardım istemek yani ALLAH A dua  etmek ve toplumda Müslümanların birbirine destek olması anlamlarına da gelir. 

SALAT”ın amacını doğru anlayamazsak, yerine getirirken özünden uzak kalırız, yerine getirmekte özen gösteremeyiz, salatı eksik yaşarız. Böylece yatıp, kalkan şekilsel ritüele çevirmiş oluruz namazı.  Anlamını dahi bilmeden okuduğumuz ayetlerle ne salatı/namazı, nede duayı gereği gibi yerine getirmemiş oluruz. Tabi bunun karşılığını da Allah dan göremeyiz. Bizler ibadetlerimizi asla ritüele dönüştüremeyiz, çünkü ritüel bilinçsiz, düşünmeden yapılan AYİN, ADET HALİNE GELMİŞ ŞEY ANLAMINDADIR. BU KELİME CAHİLİYE TOPLUMU VE ÇOK TANRILI DİNLERDE, TOPLUMLARIN YAPTIĞI BİR İNANÇ ŞEKLİDİR. İSLAM DA ASLA YERİ YOKTUR. Önce namaz konusu üzerinde duralım. Bizler namazı, genellikle Allah a bir borç olarak görürüz. Borç alacak ilişkisi, eşit şartlarda insanlar arasında olur. NAMAZ ALLAH’A BORÇ DEĞİL SAYGIDIR, BAĞLILIĞIMIZIN GÖSTERGESİDİR. Onun içinde namazın kazasından Kur’an bahsetmez, geçmiş yaşanmış ve bitmiştir kayda alınmıştır, geri dönüş yoktur. ÇÜNKÜ NAMAZ O GÜNÜN SİGORTASIDIR, O ANIN O GÜNÜN DEĞERLENDİRİLMESİDİR.

Önce şunu belirtmek isterim. Namaz(salât) biz insanların Allah a karşı kulluk görevidir. Bu görevimizi yalnız namaz kılarak değil, Allah dan başkasından yadım istemeyip, yalnız Allah a bağlanarak ona kulluk edip ona dua ederek onu zikretmeliyiz. Ayrıca ihtiyacı olan kardeşlerimizi de gözeterek, her konuda onlara yardım destek vererek, SALATI ALLAH IN EMRETTİĞİ GİBİ BİR BÜTÜN İKAME ETMELİYİZSALAT bir bütün olarak yerine getirilirse değer kazanır. Birisini yapıp diğerlerinde eksiklikler yapıyorsak, O kıldığımız namazında faydasını göremeyiz. Kendinden başkasını düşünmeyen, gösteriş için zorla namaz kılıp hayır yapan, Allah dan başka şefaatçiler edinerek yardım dileyen NAMAZ KILANLARDAN OLMAK İSTEMİYORSAK, LÜTFEN SALATI BİR BÜTÜN OLARAK HAYATIMIZA GEÇİRELİM. Bizler ne yazık ki salatın gereğini yerine getiremiyoruz. Ne dediğimizi bilmeden Allah’ın huzuruna duruyor, Allah dan başkalarından da şefaat bekleyip onları Allah ile arasında aracı yapıyor ve desteği zekatı gösterişe dönüştürdüysek, kusura bakmayın ama O SALATIN KARŞILIĞINI ASLA GÖREMEYİZ, ALLAH DAN BU SALATIN KARŞILIĞINI ALAMAYIZ. 

BİZLER NAMAZI ALLAH IN İHTİYACI OLDUĞU İÇİN DEĞİL, BİZLERİN İHTİYACI OLDUĞUMUZ İÇİN KILIYORUZ. NAMAZ ALLAH’DAN YARDIM DİLEMENİN BİR YOLUDUR VE BUNU YAPARKEN BİZLER BEDENİMİZE, RUHUMUZA GÜÇ, MORAL DEPOLUYORUZ. Namaz Allah ile kulunun bir olduğu andır ki, o anı gereği gibi yerine getirip, Allah ile doğru bir diyalog başlatırsak, ona tüm sorunlarımızı açarak, yardım dileyerek rahatlarız, huzur buluruz, moralimizi düzeltiriz.  Ankebut 45. ayetinde Allah namazı salatı/namazı neden emrettiğini bakın nasıl açıklıyor. “SALAT-I DOSDOĞRU İKAME EDEREK BİLGİNİ BİLİNCİNİ ARTIR. ÇÜNKÜ SALAT-I DOĞRU İKAME EDERSEN, SÜREKLİ KENDİNİ KONTROL EDER, HATALARINDAN AF DİLER, HER TÜRLÜ AHLÂKSIZLIKTAN, KÖTÜLÜKTEN UZAK KALIRSIN! ” Örneğin bizler orucu tutarken, Allah a kulluk görevimizi yapmış olmayız. Çünkü orucu tutamayan insanlar olabilir. Ama namazı/duayı her şartta ve koşulda yerine getirebiliriz. Yada imkanı olan her insan, ihtiyaç sahibine yardımcı olabilir, bunu herkes yapamaz. Oruç bizlerin bizzat sağlığı ile ilgilidir, bedenimizin ve ruhumuzun ihtiyacı vardır. Ayrıca Oruç tutarak, Allah’ın emrini, tavsiyesini de yerine getirmiş oluruz. 

Bizler yetiştirdiğimiz evlatlarımızdan, farklı şekillerde mutlaka saygı bekleriz. Göremediğimizde de kızar ve tepki veririz. Bir öğretmen, öğrencilerinden saygı bekler. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Eğer bizler emek verdiğimiz bir kişiden, saygı bekliyorsak, Allah da yarattığı ve her nimeti sunduğu kullarından, saygı beklemesi çok doğaldır. Demek ki SALAT ile bizler, Yaratıcımıza karşı saygımızı ve ona karşı bağlılığımızı gösteriyoruz. NAMAZ ALLAH A AÇILAN BİR KAPIDIR. Allah’ın kapısını kim çalmak istemez ki? ASLINDA SALAT/NAMAZ, DEĞERİNİ BİLENLER İÇİN BİR TERAPİDİR, RUH TEMİZLİĞİDİR. Allah namazla kulunu, her zaman uyanık tutarak, şeytanın vesvesesinden koruyor. Her an hata yapabileceğimizi unutturmuyor.

Sabah kalktığımızda, işimize gitmeden önce Allah’ın huzuruna durup, ona bağlılığımızı göstererek, Ona yardım dileklerimizi, şükranlarımızı sunarak, bazı sözler veriyoruz. Böyle güne başlayan bir insanı düşünün lütfen. Böyle bir insanın davranışları, hal ve hareketleri morali, topluma karşı tavrı sizce daha farklı olmaz mı? Günün sonunda, yorgun argın işinden evine dönen bir insan, ya da evinde çalışan evlatları ile ilgilenen ev hanımı, Allah’ın huzuruna durup ona şükranlarını sunarak, bağlılığını zikretmesi onu tespih etmesi, sizce o kişiye mutluluk vermez mi? ALLAH BÖYLE KULLARI İÇİN, HER TÜRLÜ YARDIMI YAPACAĞINI SÖYLÜYOR. Furkan suresi 77. ayetinde de bakın ne diyor. (DUANIZ OLMASA, RABBİM SİZE NE DİYE DEĞER VERSİN.)

BÖYLECE ALLAH SALAT İLE KULLARINI, KONTROL ALTINDA TUTMAYI AMAÇLAMIŞ, BİRBİRİNE DESTEK OLMAYI AŞILAMIŞTIR.  Her sabah ve akşam Yaradan ı anarak işine giden ve gelen bir insan, ya da bir ev hanımı, çok daha dikkatli olacak, kişisel menfaatler ışığında değil, hareketlerini kontrol altında tutarak dostları ile daha sağlıklı bir bağ kuracaktır. Demek ki namazla belki bizler Allah a kulluk görevimizi yapıyoruz ama bu sayede SALAT/NAMAZ, BİZLERİN DAVRANIŞINDA BİR SİGORTA GÖREVİ YAPIYOR. Tabi namaz konusu, ne yazık ki günümüz mezheplerinin ve FIKIH inançlarının sayesinde, çok farklı yönlere çekilmiş zorlaştırılmış ve toplum namazdan uzaklaştırılmıştır, RİTÜELE DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞTÜR. Unutmayalım Allah bizlere, kaldıramayacağımız bir yük asla yüklemez. Bizleri zorda bırakmaz. Onun için gelin rivayet ve sanı bilgilerin değil, Kur’an ın ipine sarılalım. Eğer böyle yaparsak, SALATIN gerçek değerini, bakın o zaman nasıl anlayacağız. 

Allah Kur an da, toplumların uyması gerektiği genel konularda cezalar hükmetmiş, ama kişisel konularda, böyle bir hüküm vermemiş bizzat bizlerin kendisine bırakmıştır. Bir arkadaşımız, ben Kur’an da namaz kılmayana, Allah’ın vereceği bir cezadan bahsettiğini görmedim. Varsa siz bana lütfen gösterir misiniz diye sordu. Evet, Kur’an da namaz kılmayana, oruç tutmaya, zekât vermeyene Allah, şu cezayı veririm dememiştir. Çünkü tüm bu uyarılar, ikazlar imtihanımızın gereğidir. Zorla imtihan olmaz. Allah’ın bu tavsiyelerine, önerdiği yola uymayanlar, kendi cezalarını bizzat kendileri vermiş olurlar bu dünyada. Onun için Allah’ın ayrıca bir ceza vermesine gerek kalmıyor. Nasıl mı, izah edeyim.

SALAT‘ın gerçek anlamını fark edemeyen ve yaşayamayan bir insan, Allah a karşı saygısını göstermiyor, onu tespih etmiyorsa, Allah ı muhatap almıyor demektir. Allah da kendisini muhatap almayanı, bu dünyada yalnız bırakıyor, yardım etmiyor ilgilenmiyor. Tabi huzuru mahşerde de, böyle kişileri muhatap almayacaktır. ALLAH IN YARDIMI OLMADAN, HANGİMİZ BU DÜNYANIN ACILARI VE ZORLUKLARI İLE BAŞ EDEBİLİRİZ? Allah yalnız benden yardım isteyin dediği halde, biz dualarımızda Allah dan başka kişileri de ilave ediyorsak, elbette Allah’ın emrettiği salatın anlamını anlayamamışız demektir. Ayetlerde her salatın yanında zekat verin, ihtiyacı olana yardım edin diye uyarır Allah. İşte salatın olmazsa olmazı insanlara destek olmaktır. Bunu yapmadığımızda birbirine düşman bir toplum yaratmış oluruz. YANİ ELLERİMİZLE HUZURSUZ VE BİRBİRİNE DÜŞMAN BİR TOPLUM YARATMIŞ OLURUZ. BUNDAN DAHA BÜYÜK CEZA OLUR MU?

Onun içindir ki, Allah’ın yardımını bekliyor dualarımızın karşılık bulmasını bekliyorsak, Allah ı namazla muhatap olmalıyız, onun huzuruna durup, yalnız ondan yardım dilemeliyiz. Daha açıkçası salatı, yalnız namaza indirgemeden  bir bütün olarak gereğini yapmalı, yani SALATI ikame etmeli yerine getirmeliyiz. Bunu yapmayanla Allah, asla muhatap olmayacağını, O topluma huzur vermeyeceğini açıkça bildirmiştir. Bundan büyük ceza mı olur,  ne dersiniz?

Lütfen Allah’ın tavsiyelerine, uyarılarına kulak verelim. Nedenini, sebeplerini araştıralım. Allah aklını kullanamayanı, pislik içinde bırakırım diye boşuna demiyor. Kur’an alkolden ve kumardan uzak durmamızı tavsiye ediyor, peki neden? Çünkü alkol müptelası olan bir insan, zaten kendi elleriyle kendi cezasını veriyor ve sağlıksız yaşam sürüyor. Kumarda aynı, kumar alışkanlığı olan bir insanın yuvası dağılır, varı yoğu yok olur. Siz başka cezamı bekliyorsunuz Allah dan. Allah birden fazla evlenmeyi yasaklamamış ama tavsiye etmemiştir. Nedenini de söyler. Ne kadar isterseniz isteyin, eşleriniz arasında adaleti sağlayamazsınız. Sizce Allah, adaletin olmadığı bir evliliği bizlere önerir mi? Ne yazık ki bu gerçekleri, uyarıları doğru değerlendiremiyoruz. Çünkü SALATI bir bütün olarak Kur’an dan yaşamıyoruz. Anne babalarda evlatlarına tavsiyelerde bulunur. Büyüklerin tavsiyelerini dinleyenler, hayatlarında çok daha az sorunlarla karşılaşırlar. Dinlemeyenler, büyüklerin yaşadığı acıları, hataları yaşarlar, yani hatalardan yaşayarak ders alırlar. 

Dilerim toplum olarak bir gün, SALATIN gerçek değerini anlayan,  ONU BİR BÜTÜN OLARAK YERİNE GETİREN, namazı bir borç ödemek maksadıyla yapmak yerine, saygımızın ve içtenliğimizin gereklerini yerine getirmek maksadıyla yapan, Allah’ın halis kullarından oluruz.  

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

 

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...

Enam Suresi 38. Ayet. “Biz Kitapta Hiç Bir Şeyi Eksik Bırakmadık.”

Bizler Kur’an ayetlerini doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine Kur’an’ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamanın yolunu yöntemini seçmeliyiz. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum, önce ayeti yazalım daha sonra üstünde birlikte düşünelim. Enam 38:  Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali) Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var.  BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK . Sizce Allah, hangi kitaptan bahsediyor olabilir? Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsedi...