Ana içeriğe atla

ALLAH IN YAHUDİLERE VERDİĞİ CEZA.(YER YÜZÜNDE ŞAŞKIN ŞAŞKIN DOLAŞACAKLAR.)


Maide suresi 21. ayet örnek gösterilerek, Yahudilerin yaşadığı toprakların, hatta daha fazlasını Allah Yahudilere verdiğini iddia edenler vardır.  Gerçekten bahsettikleri ayet, bu toprakların sahiplerinin Yahudiler olduğunu mu söylüyor, yoksa ayette bahsedilen, çok dikkat çekici ibretler mi var. Gelin bu ayetin öncesi ve sonrasında ki ayetlere de bakarak, aslında bu ayetlerde neler anlatılıyor, bizler bu ayetlerden nasıl dersler almalıyız, onu anlamaya çalışalım. Önce ayeti yazalım.

Maide 21: “Ey kavmim! Allah'ın size yazdığı mukaddes toprağa giriniz ve ARKANIZA DÖNMEYİNİZ, YOKSA KAYBEDEREK DÖNMÜŞ OLURSUNUZ.” (Bayraktar Bayraklı meali)

Bu ayetin bizlere, ne anlatmaya çalıştığını anlayabilmemiz için, bir önceki ayete önce bakalım, daha sonrada devamındaki ayetlerden, bu topraklara neden ve ne amaçla Yahudilerin girmelerinin istendiğini anlamaya çalışalım. Bu kıssadan çok önemli dersler var bizlere, ama anlayana anlamak isteyene.

"BİR ZAMANLAR MUSA HALKINA, “EY HALKIM! ALLAH’IN SİZE LUTFETTİĞİ NİMETİ HATIRLAYIN Kİ, O ARANIZDAN NEBİLER ÇIKARMIŞ, SİZİ KENDİ KENDİNİZİN EFENDİSİ KILMIŞ VE BAŞKA HİÇBİR TOPLUMA VERMEDİĞİNİ SİZE VERMİŞTİ."  (Maide 20)

Demek ki Hz. Musa kavmine sesleniyor ve diyor ki, Allah beni nebi, Elçi olarak gönderdi ve sizlere vaat ettiklerini yerine getirip, daha önceki toplumlara yapmadığı kadar, sizlere yardımda bulundu diyor. Maide 21. ayetinde de, Allah sizlere zulüm edenlerden kurtarmak için, mukaddes yani bereketli, güzel, sevilen, övülen bir bölgeye girmenizi istiyor diyor. Daha sonrada çok dikkat çekici bir uyarıda bulunuyor Allah. “ARKANIZA DÖNMEYİNİZ, YOKSA KAYBEDEREK DÖNMÜŞ OLURSUNUZ” DEMEK Kİ ALLAH BU BÖLGEYİ YAHUDİLERE TAHSİS ETMİYOR, onları zalimlerden kurtarmak için yardım ediyor ama uyarıyor ve diyor ki, sakın geri dönmeyin yani sizlerin izlemenizi istediğim yoldan saparak, atalarınızın batıl inancını yaşamayın, inkarcılarla yoldan sapmışlarla mücadele edin diyor.  Ayetin devamına bakalım şimdide.

Maide 22: Onlar şu cevabı verdiler: “Ey Musa! ORADA ZORBA BİR HALK VAR; ONLAR ORADAN ÇIKMADIKÇA BİZ ORAYA ASLA GİRMEYECEĞİZ. Eğer oradan çıkarlarsa biz de hemen gireriz.” (Bayraktar Bayraklı meali)

Yahudiler, Allah'ın emri olan bir tebliğe karşı, bakın elçilerine nasıl bir cevap veriyorlar. Allah'ın gitmelerini istediği bölgede, zorba bir halk var, onlar oradan çıkmadıkça asla oraya gitmeyeceğiz diyorlar. Hâlbuki Allah, bu bölgeye Yahudileri özellikle gönderiyor ve bu toplumu sınıyor, imtihandan geçiriyor onlarla mücadele etmesini istiyor. Ama Yahudiler zora gelemeyeceklerini, savaşmak niyetinde olmadıklarını açıkça söylüyorlar ve her zaman yaptıkları gibi Allah'ın emrini yerine getirmemek için ısrar ediyorlar. BÖYLECE MAİDE SURESİ 21. AYETTE, ALLAH'IN HÜKMÜ GERÇEKLEŞİYOR VE KAYBEDENLERDEN OLUYORLAR. Şimdide devamındaki ayete bakalım. 

Maide 23: Korkanların içinden, ALLAH'IN KENDİLERİNE LÜTUFTA BULUNDUĞU İKİ KİŞİ ŞÖYLE DEDİ: “Onların üzerine kapıdan giriniz; oraya bir girdiniz mi artık siz zaferi kazanmışsınızdır. EĞER MÜMİNLER İSENİZ SADECE ALLAH'A GÜVENİNİZ.” (Bayraktar Bayraklı meali)

Bu ayeti okuduğumuzda, Allah'ın Yahudi toplumunu bu bölgeye neden gönderdiğini çok daha iyi anlıyoruz. Allah Yahudileri imtihan ediyor ve diyor ki, TOPRAKLARINIZ İÇİN SAVAŞIN. İçlerinden iki kişiye lütufta bulunan, yani onlar aracılığıyla diğerlerini teşvik ederek, gerçekleri görmelerini sağlayarak, çok önemli bir şey anlatmaya çalışıyor Rabbimiz. BEN SİZİN YANINIZDAYIM, ZAFER SİZİN OLACAKTIR diyor, teşvik ediyor. Acaba Yahudi toplumu elçisinin ve Allah'ın isteğine karşılık bu çabalardan sonra ne diyorlar, şimdide ona bakalım ve bu toplumun günümüzdeki yanlış tuttum ve davranışlarının asiliklerinin, kendilerinden başka kimseyi düşünmez tavırlarının, nerelerden günümüze geldiğini daha iyi anlayalım.

Maide 24: “Ey Musa! Onlar orada bulunduğu müddetçe, biz oraya asla girmeyeceğiz; ŞU HALDE SEN VE RABBİN GİDİNİZ SAVAŞINIZ; biz burada oturacağız” dediler. (Bayraktar Bayraklı meali)

Yahudi toplumu, Allah'ın uyarı ve yardımlarına rağmen, bakın nasıl küstahça cevap veriyorlar. BİZ, BU TOPLULUK ORADA OLDUĞU SÜRECE SAVAŞMAYACAĞIZ. İSTİYORSANIZ, SEN VE RABBİN GİT SAVAŞ, DİYE CEVAP VERİYORLAR.  İşte Yahudiler böyle bir toplum, günümüzde de onların izinden gidenler torunları yaşıyor. Sizce böyle bir topluma Allah, mukaddes yani bolluk ve bereketli bir yeri vaat ederde, bu bölge sizin olsun der mi? Asla demez, dememişte zaten.  Peki bu küstahlıkları sonucunda, Allah bu topluma ne yapmış, şimdide onu anlamaya çalışalım. Kur’an'da birçok örnek vardır, Allah gönderdiği elçisini korumak ve kollamak ona inananlara yardım etmek adına, birçok destek, moral verecek ayetler indirmiştir. Müslümanlar asla böyle bir saygısızlık yapmamış ve Allah'ın Resulünün yanında olmuşlardır. Hiçbir Müslüman, Allah'ın emrini yerine getirmemek için direnmemiş, ellerinden geleni yapmışlardır. İşte onlarla aramızdaki fark.

GÜNÜMÜZDE YAŞANAN İSLAM'I NE YAZIK Kİ YAHUDİLER, İÇİMİZE KENDİ İNANÇLARINI SOKARAK BOZMUŞ VE KENDİLERİNE BENZETMEYE ÇALIŞMIŞLARDIR. LÜTFEN ARAŞTIRINIZ, ONLARIN TALMUT DEDİKLERİ FIKIH İNANCIYLA, BİZLERİN FIKIH VE MEZHEP İNANÇLARIMIZ ARASINDA ÇOK BENZERLİK VARDIR. ACABA NEDEN? BU SORUNUN CEVABINI DÜŞÜNEN, AKLINI KULLANAN HER MÜSLÜMAN BULACAKTIR.

Tüm bu ayetlerden şunu anlıyoruz. Allah bizlerden kendi geleceğimizi, kendi ellerimizle oluşturmamızı istiyor, hazırlayıp kendisi asla vermiyor. Buna benzer örnekleri, Hz. Muhammed'in savaşlarında da görüyoruz. İşte bu bizlerin imtihanıdır, bunu lütfen unutmayalım. Hz. Musa ve toplumu arasında geçen bu konuşmalardan sonra, Hz Musa Yaradan'a karşı mahcup, zor durumda kalmış, görevini yerine getirememenin üzüntüsünde, bakın Allah'a nasıl yalvarıyor ve ne istiyor.

Maide 25–26: Musa, “Rabbim! BEN KENDİMDEN VE KARDEŞİMDEN BAŞKASINA HÂKİM OLAMIYORUM; BİZİMLE BU YOLDAN ÇIKMIŞ TOPLUMUN ARASINI AYIR” DİYE YALVARDI. Allah, “Öyle ise orası, onlara kırk yıl yasaklanmıştır. YERYÜZÜNDE ŞAŞKIN ŞAŞKIN DOLAŞACAKLAR. Artık sen fâsık/yoldan çıkmış toplum için üzülme” dedi. (Bayraktar Bayraklı meali)

Bu ayet, bu örnek bizlere ibret olmalıdır. Allah bu toplumdan bahsederken, onlar fasık yani yoldan sapmış toplumlardır diyor. Böyle topluma Allah, herhangi vaatte bulur da ödüllendirir mi? Tam tersine onlara yaptırım getiriyor, yasaklıyor. Allah'ın lanetlediği, cezalandırdığı bu toplum, atalarının zalimliklerinden ne yazık ki farklı şeyler yapmıyorlar günümüzde. Toprakları için savaştan kaçanlar, Rabbimizin yardım edeceğim sözlerine güvenmeyip, Allah'ın elçisini mahcup edenler, bugün silahlanmış arkalarına adaletten uzak Amerika'yı da alarak, güçsüz ve masum insanları adaletsizce, haksızca, zulümle topraklarından sürmeye, BU TOPRAKLAR BİZİM DİYE el koymaya çalışıyorlar. Allah bugünkü Yahudilerin atalarına, bırakın bu topraklara vaat etmeyi, ALLAH'A KARŞI İSYANLARINDAN DOLAYI, GİRİŞLERİNİ BİLE YASAKLAMIŞ.

Unutmayınız lütfen, Allah onları isyanlarından dolayı cezalandırmış ve vatansız olarak bu dünyada şaşkın şaşkın yani, sersem sersem olarak dünyaya yayılmış yaşamaya mahkûm etmiştir. Ayette kırk yıl cezalandırıldığı yazıyor. Evet, Allah bir suça karşı dengi ceza verir, ebedi vermez. AMA TAKİP EDER, SOYUNDAN GELENLER, AYNI HATALARI YAPIYORLARSA, CEZA BU YANLIŞLARDAN VAZGEÇENE KADAR UZATILIR DEVAM EDER. Yahudilerin genel çoğunluğu, ne yazık ki atalarının hatalarını devam ettiriyorlar. Hatta Allah'ın kitabından uzaklaşarak, öyle bir inanç yarattılar ki kendilerine, kendi toplumlarından başka milletleri, kendileri için yaratıldığına ve diğer toplumların kendilerine hizmet etmeleri gerektiğine inanıyorlar. ONUN İÇİN ONLARA SİYONİST DENİYOR. Siyonistler filistin ve çevresinin kendilerinin toprakları olduğuna inanıyorlar ve orada yaşayanlara yaşam hakkı tanımayıp, ne olursa olsun bu toprakları almaya çalışıyorlar. Karşısındaki insanlara da asla acıma duyguları yok. Böyle bir inanç Allah'ın emri olabilir mi? Yahudiler aynı zulmü yaptıkları sürece, hiçbir zaman huzurlu ve mutlu bir yaşam süremeyecek, her zaman tedirgin ve korku içinde yaşayacaklardır. ALLAH' IN LANETİ VE CEZASI DA ÜZERLERİNDEN, BU ZULMÜ YAPTIKLARI SÜRECE KALKMAYACAKTIR. Ne yaparsan, onu bulursun. BU GÜN YAHİLER BELKİ DÜNYAYI DİZE GETİRMİŞ GÖRÜNÜYOR OLABİLİRLER. AMA ONLARDA HİÇ BİR ZAMAN HUZUR OLMAYACAK KORKU VE ENDİŞE, RUHLARINI KEMİRECEKTİR. 

Biz Müslümanlar, TEK BİR YUMRUK OLUP gerçeklerin arayışında olmadığımız sürece, bu zalimlere gereken dersi vermemiz mümkün olmayacaktır. YAHUDİLER AMAÇLARINI GERÇEKLEŞTİREBİLMEK İÇİN, HEM MÜSLÜMANLARIN HEMDE HRİSTİYANLARIN İÇİNE SIZMIŞ, KENDİ İNANÇLARINI SOKMANIN YOLUNUDA BULMUŞLARDIR. HRİSTİYANLARIN İÇİNDE EVANJELİS MEZHEBİNİ ÖZELLİKLEKURARAK ONLARA BAKIN NEYİ NASIL KABUL ETTİRMİŞLER. " YAHUDİLER ALLAH2IN VAAT ETTİĞİ TOPRAKLARA YERLEŞMEDİKÇE, İSA DÜNYAYA GELMEYECEKTİR." Buna inanan Evanjelistler ellerinden geldiğince Yahudilerin bu zalimliklerine göz yumuyorlar, hiç düşünmüyorlar Hz. İsa bu zulmün sonunda gelmiş olsa, bu Hristiyan toplumuna şu soruyu sormaz mı? BENİM GELMEM İÇİN, SİZ YAHUDİLERİN BU ZULMÜNE YARDIMCI OLDUYSANIZ, BENİM TEBLİĞ ETTİĞİM ALLAH'IN DİNİNDEN ASLA OLAMAZSINIZ. BU ACIMASIZLIĞINIZDAN DOLAYI, ALLAH'IN LANETİ SİZİN ÜZERİNİZE OLSUN DEMEZ Mİ? Düşünmeden söylenenlere inananlar, işte böyle affedilmeyecek büyük hatalara neden olabiliyorlar. 

Bizlerinde içimize girmiş  Yahudi fitnesini, inançlarını gelin içimizden Kur’an ile söküp atalım. İnanın bunu yapamadığımız sürece, Allah'ın yardımını yanımızda bulamayız. Allah'ın arı, duru dinine batıl ve hurafe karıştırmayalım, YALNIZ KUR'AN'IN İPİNE SARILALIM. Allah'ın dinde sakın bölünmeyin emrini, gelin hayata geçirelim ve tek yumruk olalım. İşte o zaman bizler adaletsizlere, zalimlere gereken dersi el birliğiyle verebiliriz.

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

 

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...