Ana içeriğe atla

ALİ İMRAN 31. AYET. EĞER ALLAH I SEVİYORSANIZ BANA UYUNUZ.......



Makaleme başlamadan önce, sizlere bir soru sormak istiyorum. SİZCE ALLAH’IN RESULÜ İSLAM’I YAŞARKEN, ALLAH’IN VAHYİNİN DIŞINA ÇIKMIŞ OLABİLİR Mİ?  Çünkü Allah Resulünü bizlere Kur’an’da örnek göstermiştir. Resul yalnız Kur’an’a uyduysa, bizlerde onun yolunu izlememiz gerekir. Gelin bu konu üzerinde birlikte düşünelim. Bizler düşünmeden öyle yanlış bilgilerin ardı sıra gidiyoruz ki, söylenenlerin doğruluğunu Kur’an ile kontrol etmeye gerek duymadan, adeta papağan gibi öğretilenleri tekrar edip duruyoruz. Allah’ın apaçık ayetlerini duymuyoruz bile. Allah’ın Elçisinin yaptığı gibi Kur’an’a gelin, bakın Allah ne diyor dedikçe, sanki Allah’ın Elçisi başka yola davet ediyormuşuz gibi, sen yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayacağını mı zannediyorsun, sen peygamberimizi devre dışı bırakıyorsun diyerek, hışımla yazılanları bile okumadan cevap yazan arkadaşlarımızı, üzülerek görüyorum. HÂLBUKİ ALLAH’IN RESULÜ, YALNIZ KUR’AN’A UYMUŞ, YALNIZ KUR’AN İLE HÜKMETME GÖREVİ ALMIŞTI.

Allah’ın Elçisini postacımı zannediyorsun diyen arkadaşlarımız, Hristiyan ve Yahudilerin yaptığı gibi, Allah’ın Elçisine nasıl yanlış bir görev yükleyip, yetki ve sorumluluklarla donattığının, inanın zerre kadar farkında değiller.  Allah hiç kimseyi, kendi hükmüne ortak etmediğini Kur’an’da bildirdiği halde, hala Allah’ın Elçisinin tıpkı Kur’an ayetleri gibi hüküm koyabileceğini söylemek, inanın Kur’an’dan batıla sapmak anlamındadır. Aşağıdaki ayeti örnek gösterip, öyle yanlış düşüncelerin peşi sıra gidiyorlar ki, bunları söyleyenler hesap günü, çok ama çok üzülenlerin safında olacakları kaçınılmazdır. Ayeti önce yazalım, daha sonra Allah diğer ayetlerinde, bu konuyu nasıl açıklıyor ona bakalım.

Ali İmran 31: De ki: “EĞER ALLAH’I SEVİYORSANIZ BANA UYUN Kİ, ALLAH’TA SİZİ SEVSİN ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”(Diyanet meali)

Bakın Allah kullarına, Elçisi kanalıyla ne söylemesini istiyor. “EĞER ALLAH’I SEVİYORSANIZ BANA UYUN.” Peki, siz bu sözden ne anladınız? Hurafe batıl inançlarına delil yaratmaya çalışanlar, bakın Allah bu ayetinde, Resulün rivayet hadislerine de uyulmasını emrediyor diyecek kadar, Kur’an’dan uzak bir inanç içinde olduklarının, ne yazık ki farkında bile değiller. KUR’AN’IN HİÇBİR AYETİNİ OKUMADINIZ DA, YALNIZ BU AYETİ Mİ OKUDUNUZ? Eğer yalnız bu ayeti okuduysanız, elbette Allah Elçime uyun sözünden neyi kast ettiğini de, doğru anlayamazsınız. Ama bir Müslüman a düşen, Kur’an’ın tamamını anlayarak ve düşünerek okuyup, bir bütün olarak iman etmek olmalıdır. EĞER SÖYLEDİKLERİ GİBİ ALLAH, RESULÜME UYUN AYETİNDE, KUR’AN HÜKÜMLERİ DIŞINDA, RESULÜMDE HÜKÜMLER VERİRSE ONLARADA UYUN DEMİŞ OLSAYDI, BUGÜN RESUL ARAMIZDA YOK, BU DURUMDA ONA İSNAT EDİLEN RİVAYET HADİSLERE Mİ İNANMAMIZ GEREKECEK? Hatırlatmak isterim, Allah emin olmadığın sakın sözlere/hadislere inanma hesabını sorarım diyor Kur’an’da. Resule ait olduğu iddia edilen hadislerin neredeyse hepsi  BİR RİVAYETE GÖRE DİYE BAŞLAR. Rivayet kesin bilgi değildir. Önce Nisa suresi 80. ayeti, size hatırlatmak istiyorum.

Nisa 80: KİM RESÛL’E İTAAT EDERSE, ALLAH’A İTAAT ETMİŞ OLUR. YÜZ ÇEVİRENE GELİNCE, SENİ ONLARIN BAŞINA BEKÇİ GÖNDERMEDİK! (Diyanet vakfı meali)

Bakın Allah bu ayette de özellikle Resulüme itaat edin, çünkü ona itaat eden bana itaat etmiş olur diyor. Peki, bu uyarılar kimlere söyleniyor?  ALLAH’IN RESULÜ, İSLAM’I YANİ KUR’AN’I TEBLİĞ ETTİĞİ CAHİLİYE TOPLUMUNA. Yani Allah’ın Resulünün, yaşadığı dönemden bahsediliyor. Yoksa bu ayette Allah, benim indirdiğim Kur’an dışında, Resulümde din adına ne söylerse inanın, kabul edin demiyor. Bu uyarılarla Allah, Resulünün tebliğ görevini kolaylaştırıyor, ona yardımcı oluyor. Önemli bir konuyu hatırlatmak isterim, Allah’ın Resulü ümmiydi. Yani daha önce hiçbir ehli kitaba tabi olmadığı gibi, Allah’ın indirdiği ayetlerin dışından da, din adına hiçbir bilgisi yoktu. Bunun örneklerini Kur’an’dan görüyoruz. Bu durumda Allah’ın Resulü, kendisine uyan Allah’ın dini İslam’ı tebliğ ettiği topluma, sizce Kur’an’ın dışından tek bir kelime aktarabilir mi? Mümkün değil. İşte onun için Allah, Resulüme uyun, ona güvenin, onun söyledikleri benim katımdan gelmiştir, çünkü onu ben sürekli izliyorum diyor. Bu konuda ayrıca Kur’an’da, Resulünü Allah uyarıyor ve ne diyordu kesin bir dille hatırlayalım. 

Hakka 44–45–46–47: EĞER RESUL BİZE ATFEN BAZI SÖZLER UYDURMAYA KALKIŞSAYDI, ELBETTE ONU BUNDAN DOLAYI KISKIVRAK YAKALARDIK; SONRA DA ONUN ŞAH DAMARINI KESER ATARDIK. HİÇBİRİNİZ BUNA ENGEL DE OLAMAZDINIZ. (Bayraktar Bayraklı)

Allah Resulünü, bu kadar sert bir şekilde uyarıp, bunu da bizlere bildirdiği halde, hala nasıl olurda Allah’ın Resulü Kur’an’ın dışından da, Kur’an’ın misli kadar dine hüküm koymuştur diye inanırız. Bu kadar mı Kur’an’dan uzaklaştık. Allah, benim Resulüm benim indirdiğim ayetlerin dışına asla çıkamaz dediği halde, bizler inatla Allah’ın ayetlerine tamamen ters düşen sözleri, düşünceleri söylemekten hiç korkmuyoruz. Doğrusu söyleyecek söz bulamıyorum. Bizlere düşen din kardeşini, yalnız Kur’an ile uyarmaktır. Bakın Allah Resulünün görevi ve sorumluluklarını bizlere anlatırken, ayetlerin içinde çok net nasıl uyarı ve ikazlarda bulunuyor. Kulak verene ne mutlu, kulakları tıkalı olana sözüm yok. “BEN, SADECE BANA VAHYOLUNANA UYARIM.” ( Enam 50) “BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM.” (Ahkaf 9) “SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR.” (Rad 40) “BİZ RESULLERİ, SADECE MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ.” (Kehf 56) “RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Ankebut 18)

Sizler bu ayetleri okuyup tebliğ aldıktan sonra, hala peygamberimiz postacı mıydı, ne yani hiç mi dinde kendisi hüküm koyamazdı, yalnız Allah’ın ayetlerini mi tebliğ etti, Öyle şey mi olur, diyebilir misiniz? Böyle sözler söylemeye, hangimizin yetkisi var? Bunu söylemekle, ne derece büyük bir hata yaptığımızı, Yahudilerin ve Hıristiyanların yaptığı hatalarını tekrar ettiğimizi, hala fark edemiyorsak, bu inadımız yüzünden, inanın Allah gözlerimizi perdelemiş, gönüllerimizi mühürlemiş demektir. ALLAH’IN RESULÜ BİZLERİN YALNIZ KUR’AN’IN İPİNE SARILMAMIZI TEBLİĞ EDİYOR, BEN BANA VAHYOLUNANDAN BAŞKASINA UYMAM DİYOR, AMA BİZLER HALA NELERE İNANIYORUZ. SİZCE BİZLER GÜNÜMÜZDE BU RİVAYETLERE İNANARAK, RESULÜN YOLUNDAN GİDİYOR OLABİLİR MİYİZ? Hani yalnız Kur’an’dan sorumluyduk, ne oldu o ayetin hükmü? Yoksa bazı kardeşlerimizin hâşâ, tıpkı Kur’an gibi emin oldukları, doğru bilgileri mi var ellerinde. Nisa 170. ayette, Allah Resulüme uyun çünkü size bakın ne getirdi diyor.

Nisa 170: EY İNSANLAR! ELBETTE ELÇİ SİZE RABBİNİZDEN GERÇEĞİ GETİRDİ; KENDİ İYİLİĞİNİZE OLARAK (ONA) İMAN EDİN! İNKÂR EDERSENİZ, GÖKLERDE VE YERDE NE VARSA ŞÜPHESİZ Kİ HEPSİ YALNIZCA ALLAH’A AİTTİR.  ALLAH BİLENDİR, DOĞRU HÜKÜM VERENDİR. (Mehmet Okuyan)

Demek ki Allah’ın Elçisi dini konularda ümmetine, Allah’ın indirdiği ayetlerin dışından, hiç bir şey getirmiyormuş. ONUN İÇİN ALLAH ELÇİME UYUN, O SİZE BENİM GÖNDERDİĞİM GERÇEKLERİ, HAKİKATİ GETİRDİ DİYOR. Ne yazık ki kafalarımız, o kadar yanlış bilgilerle dolduruldu ki, ayetten bir cümleyi alıp, Kur’an’ın tamamen tersi bir düşünceyi bizlere kabul ettiriyorlar. Bizlerde hiç araştırmadan, ne yazık ki kabul ediyoruz.  Halbuki biraz araştırsak, Kur’an’ı anlayarak düşünerek ayetlerle bağlantı kurarak okusak, dinde Allah’tan başka hüküm koyacak hiç kimsenin olmadığını, Kur’an ayetlerinden başka hiçbir söze inanamayacağımızı görebiliriz. ÇÜMKÜ DİNİN SAHİBİ ALLAH BENİM DİYOR. DİNİN SAHİBİ YALNIZ ALLAH OLDUĞUNA İMAN EDİYORSAN, HÜKMÜDE YALNIZ  ONUN KOYACAĞINA İMAN ETMEN GEREKİR. Araf suresi 3. ayeti tebliğ alan bir Müslüman, Resulün Kur’an dışından hiç bir bilgiyi tebliğ etmediğini yalnız Allah katından indirilen vahyi tebliğ ettiğini çok iyi bilir, hatırlayalım. “RABBİNİZDEN SİZE İNDİRİLENE UYUN; O’NUN BERİSİNDEN BİRTAKIM VELİLERİN ARDINA DÜŞMEYİN. SİZ NE KADAR DA AZ ÖĞÜT ALIYORSUNUZ! “(Araf 3) Bakın Allah, bir başka ayetlerinde ne diyor.

“O HALDE KUR’ÂN’DAN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR?” (Araf 185) “ALLAH’TAN VE O’NUN AYETLERİNDEN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR?”(Casiye 6)  “KARŞILARINDA OKUNUP DURAN BİR KİTABI SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMİYOR MU?” (Ankebut 51)”

İşlerine gelmeyenler, bu ayetler Müslümanlara değil, kitap Ehline hitaben söylenmiştir diyerek, bu ayetlerin kendilerini ilgilendirmediklerini dahi söyleyebiliyorlar. İşte ayetler böyle teker teker, adeta inkar ediliyor ama farkında bile değiller. Bunca açık uyarılardan sonra, bir Müslüman hala Allah’ın, Elçime uyan bana uymuş olur sözünden, Elçisinin Kur’an dışından da hükümler vereceğine inanıyorsa, ona hiç kimse Allah’ın HAK OLAN gerçeklerini anlatamaz. ALLAH SİZE İNDİRDİĞİM KUR’AN YETMİYOR MU DİYE SORUYOR. ARAMIZDA YETMİYOR ALLAH IM, DİYE KARŞI GELENLER VAR MI? Belki yetiyor Allah’ım, Kur’an’ın eşi benzeri yok diyeceksiniz, ama pratikte genel çoğunluğumuz bu soruya, Kur’an İslam’ı yaşamakta yeterli değildir diyoruz. Bakın Allah, Elçisine hitaben ne diyor.

Yunus 109: (Ey Muhammed!) SANA VAHYOLUNANA UY VE ALLAH HÜKMÜNÜ VERİNCEYE KADAR SABRET. O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır. (Diyanet meali)

Kur’an’dan aşağıdaki ayeti tebliğ almış bir Müslüman olarak, siz hala yalnız Kur’an’dan sorumlu değiliz, vahiy yalnız Kur’an değildir, onun yanında Elçimin de dine hüküm koydukları, Allah’ın Elçisine sözlü olarak bildirdikleri, Kur’an’a geçmemiş ayetlerin detayları vahiyleri de vardır diyebilir misiniz?

Zuhruf 44: ŞÜPHESİZ BU KUR’AN, SANA VE KAVMİNE BİR ÖĞÜT VE BİR ŞEREFTİR, ONDAN HESABA ÇEKİLECEKSİNİZ. (Diyanet meali)

Elbette asla, böyle bir söz söylemezsiniz. Çünkü Allah, sizleri yalnız Kur’an’dan sorumlu tutuyorum, hesaba çekeceğim diye bizlere söz verdiyse, Allah asla sözünden caymaz ve tebliğ ettiği Kur’an’dan bizleri hesaba çekecektir. Hepimiz bu dünyada imtihandan geçiyoruz. İmtihan olduğumuz kitapta apaçık belli olduğuna göre, bizlere düşen yalnız Allah’ın ipine sarılmak olmalıdır. Kur’an’da onlarca ayet vardır ki, bizlerin yalnız Kur’an’a sarılmamızı ve Elçisinin de yalnız, Kur’an ile hükmettiğini bizlere anlatır. ELBETTE İSTEYEN KENDİSİNE, BAŞKA İPLERDE BULABİLİR. İmtihan bu, hiç kimse müdahale edemez. Ama hesabını vereceğimizi de unutmayalım.

İşini garantiye almak isteyen, Allah’ın sözlerine, uyarılarına kulak verir ve yalnız ona güvenir dayanır. Allah’ın Elçisi yalnız Kur’an’a uyduğunu apaçık Kur’an’da söylüyorsa, gelin birilerinin sözlerine inanmak yerine, Allah’ın Elçisinin bizlere tebliğ ettiği Kur’an’a kulak verelim. BATILA, RİVAYETLERE, ATALAR DİNİNE İNANARAK, SİZCE EBEDİ HAYATIMIZI TEHLİKEYE ATMAYA DEĞER Mİ? Karar sizlerin.

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi  ZİYANDAYIZ  yani kaybedenlerdeniz demektir. Allah ayetlerinde bizleri uy

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır