Ana içeriğe atla

BAKARA SURESİ 2-3-4-5. AYETLER ÜZERİNDE LÜTFEN DİKKATLE DÜŞÜNELİM.






Bizlere yüzlerce yıldır,  Kur’an ı anladığımız dilden anlayarak ve düşünerek okutmadıklarının en önemli nedeni, anlattıkları ve inandıklarımızla Kur’an ın aynı şeyleri söylemediğinin, fark edilmesini istemediklerindendir. Aklını zerre kadar kullanan bir Müslüman, Rabbinden gelen bir kitabın, rehberin yetersiz, özet ve anlaşılması zor olduğunu söyleyenlere inanması, mümkün değildir. 

Her yazımda aynı konulara işaret etmeye çalışıyorum özellikle, çünkü yaptığımız hatanın en büyüğü Kur’an ı yeterli görmeyip, Kur’an dışından hükümlere inanmakla, Allah a giden yolu ellerimizle değiştirdiğimizin, engellediğimizin inancımıza, yani hakka bakıl karıştırdığımızın, hala farkında bile değiliz.

Bizler Kur’an ı doğru anlamak, hayatımıza rehber olarak yansıtmak istiyorsak, ilk önce onu ilk elden anladığımız dilden, anlayıncaya kadar okuyup, üzerinde mutlaka düşünmeliyiz. Sizlere bugün, üzerinde düşünmeye davet etmek istediğim ayeti, önce yazmak istiyorum.

Bakara 2-3-4-5: İşte o Kitap budur; içinde şüpheye yer yoktur. Müttakîler için rehberdir. Allah’a içten inanan, namazı düzgün ve sürekli kılan ve verdiğimiz rızıkları yerli yerince harcayanlar, Sana indirilene de senden önce indirilenlere de inanıp güvenenler ve ahiret konusunda kesin bir kanaate varanlar, Sahiplerinin (Rablerinin) doğru yolunda olanlar onlardır. Umduklarını bulacak olanlar da onlardır. (Süleymaiye vakfı meali)

Gerçekten hiç şüphemizin olmadığı, açıkça bizlerinde söylediği, iman ettiğimiz Kur’an, ALLAHA KARŞI GELMEKTEN SAKINANLAR İÇİN YOL GÖSTERİCİDİR, REHBERDİR DİYOR. Yani bir başka deyişle, hidayetimizin ta kendisi Kur’an dır diyor. Üzerinde hiçbir şüphemizin olmadığı bir kitap olduğunu, kabul etmemizi söylüyor Rahman. Allah a içten, gönülden inananlar Allah a karşı saygısını namazla gösterip, onun rızasını kazanmak için hayırda bulunurlar diyor. Bizlerde buna inanıyoruz ve yerine getirmek için çaba harcıyoruz. Peki, gerçekten inandık diyoruz ama yaşantımızda bunu uyguluyor muyuz? İŞTE EN ÖNELİ SORUNUN CEVABINI GELİN BİRLİKTE ARAYALIM.

Bir örnek verelim, okuldayız ve öğretmenimiz dersimiz ile ilgili bir kitap dağıttı ve dedi ki; Çocuklar size öyle bir kitap verdim ki, işlediğimiz konuyu hiç şüpheniz olmasın, buradan okuduğunuzda örnekleriyle beraber çok iyi anlayacaksınız, size rehber olacak dedi. Fakat başka bir öğretmen de gelip bizlere, çocuklar hocanızın size verdiği kitapta konular çok açık anlatılmamıştır, sizler anlayamazsınız bizler zor anlıyoruz, kitapta tüm örnekler verilmemiş, özet bilgiler vardır. Hem sizin anlayacağınız şekilde yazılmamıştır dese, bu durumda siz bu kitap için, kendisinden şüphe etmeden güvenebileceğiniz bir kitap olarak bakar mısınız?Şimdi gelin aynı örneği düşünerek, bizler Kur’an için neler söylüyoruz. Önce yukarıdaki ayeti hatırlayalım. Allah kur’an için ne diyordu;

-İşte o Kitap budur; içinde şüpheye yer yoktur. Müttakîler için rehberdir

Yazdığımız bu ayette geçen, içinde şüpheye yer yoktur, kendisinden şüphe olmayan bir kitaptır sözlerini okuduğumuzu ve iman ettiğimizi söyleyen bizler, acaba günümüzde Kur’an için neler söylüyoruz ve bu sözlerimizle, KUR’AN İÇİN ŞÜPHELERİ KENDİ ELLERİMİZLE YARATIP, ŞİRK BATAĞINA BOĞAZIMIZA KADAR BATMIYOR MUYUZ, gelin şimdide onları hatırlayalım. Bakın bizler Kur’an için neler söylüyoruz, Kur’an ın kendisi için söylediğinin tam tersi olan, beşerin öğretisine, sözlerine inanarak, nasıl bir yanlışın içinde oluyoruz.

1-Kur’an özet bilgi içerir. 2- Kur’an da iman adına her şey açıklanmamıştır, detay verilmemiştir.

3-Kur’an ı herkes anlayamaz, onu âlimler, veliler anlar. 4. İslam ı tam ve doğru yaşamak, anlamak istiyorsanız, fıkıh kitaplarından  ve Peygamberimizin rivayet hadislerinen istifade edeceksiniz.

Buna benzer daha birçok şüpheleri, bizler ne yazık ki Kur’an adına söyleyebiliyoruz günümüzde. Peki, tüm bunları kabul ettiğimiz de, yukarı da yazdığım ayette geçen, kendisinden şüphe olmadığımız bir kitabın özelliklerine yakışıyor mu? Bunların olduğuna inandığımız da, Kur’an a hiç şüphe duymadan bakabilir misiniz? Ona gereken saygıyı gösterebilir misiniz? Yoksa Kur'an ı yüksek bir yere asıp, Kur'an ı açıkladığını iddia ettikleri kitaplara mı sarılırız, ne dersiniz?

Bunlara inandığımızda, başta hata yapmaktan korkar, onu anlayarak okumak, üzerinde düşünmeye çalışmak yerine, beşerin peşi sıra gider, onların öğretilerini okuruz, her söylenene Allah ın emri diye uyarız ama doğru yapıp yapmadığımızdan, asla emin olamayız. İşin ilginci Kur’an ı anlayarak okuyan bir insan, Allah ın bunu da yasakladığını çok iyi bilir. Din ve iman adına, Velilerin ardı sıra gitmeyin, yalnız Kur'an a sarılın, çünkü yemin olsun ki Kur'an ı sizler için kolaylaştırdık, anlayasınız diye açıkladık, izah ettik diyen Allah, Kur’an ı zor anlaşılır gönderip, daha sonrada velilere muhtaç bırakır mı bizleri? Bakın nasıl şüpheler doğuyor kafamızda, yanlış bilgilere inandığımızda, nasıl uzaklaşıyoruz Rabbin rehberinden. Hâlbuki Rabbimiz ayetin sonunda ne diyordu, hatırlayalım tekrar.

"SAHİPLERİNİN (RABLERİNİN) DOĞRU YOLUNDA OLANLAR ONLARDIR. UMDUKLARINI BULACAK OLANLAR DA ONLARDIR."

Şimdide bu sözler üzerinde düşünelim. Allah ın doğru yolunda giden onlardır diyor. Umduklarını bulacak olanlarda onlardır. Peki bu insanlar nasıl bir yol izleyenler di? Hiç şüphe duymadan, batıldan ve hurafeden uzak, yalnız Allah ın kitabına sarılanlar dı. Bizler eğer umduğumuz mutluluğu bulmak istiyorsak, yalnız Allah ın indirdiğine uymalıyız. geçmiş toplumların yaptığı yanlışları yapmak istemeyen, Allah ın nuru, rehberi üzerinde asla şüpheler yaratmadan, onu yetersiz, detaysız görmeden ona sarılmalıyız, yoksa asla umduğumuzu bulamayız, lütfen bunu unutmayalım.


Tekrar etmek gerekirse, Allah çok açık ve net sana indirdiğimiz Kur’an a inananlar, yani Allah katından gelen hidayet üzerinden ayrılmayanlar, onun dışından hükümlere sapmayanlar, ancak kurtuluşa erenlerdir diyor. Peki, dostlar Allah ın hidayet kitabına bizler özet bilgidir dersek, orada her hükmün olmadığından bahsedip, bu kitabı herkez anlayamaz inancı ile imanımızı yaşarsak, sizce Rabbin KURTULUŞA ERENLER listesinde olabilir miyiz bu durumda? Yorum sizlerin. Gerçek doğruyu huzuru mahşerde göreceğiz, şimdi ne söylesek boşuna biliyorum. 

Kur’an bizler için bir NUR ve REHBERDİR. Onun ipine sarılan, kurtuluşa erenlerin safında olalım.  Gelin rivayet, sanı bilgilerin ardı sıra değil, doğrudan eğriyi ayıran FURKAN ın peşi sıra gidelim. Batılın ve rivayetlerin etkisinden kurtularak yalnız Allah ın ipine sarılıp Kur'an ı okursak, Allah ın en doğru yolunu bulacağımızın lütfen bilincinde olalım. Onu anlayarak, düşünerek okuyalım ki, din simsarlarının tuzağına düşmeyelim.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...

Enam Suresi 38. Ayet. “Biz Kitapta Hiç Bir Şeyi Eksik Bırakmadık.”

Bizler Kur’an ayetlerini doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine Kur’an’ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamanın yolunu yöntemini seçmeliyiz. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum, önce ayeti yazalım daha sonra üstünde birlikte düşünelim. Enam 38:  Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali) Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var.  BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK . Sizce Allah, hangi kitaptan bahsediyor olabilir? Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsedi...