Ana içeriğe atla

ORTA YOLU İZLEMEK VE DİNDE AŞIRIYA GİTMEK.



Bizler hayatımızda ne yazık ki, Allah’ın önerdiği bir yolda yürümediğimiz için, her zaman toplum olarak sorunlarla ve üzücü olaylarla karşılaşıyoruz. Peki, Allah bizlerin nasıl bir yol takip etmemizi istiyor din ve iman adına Kur’an’da, önerdiği yol nedir, onu hiç araştırdınız mı? Bakın Allah’ın bizlere önerdiği yolu, Bakara suresi 143. ayetinde nasıl açıklıyor? ” İŞTE BÖYLE! BİZ SİZİ, İNSANLAR ÜSTÜNE TANIK OLASINIZ, RESUL DE SİZİN ÜSTÜNÜZE TANIK OLSUN DİYE, ORTA YOLU İZLEYEN, DENGELİ, ÖLÇÜLÜ BİR ÜMMET YAPTIK  Aynı konuda bir başka ayetinde de bakın ne diyor.

Maide 77: DE Kİ: “EY KİTAP EHLİ! HAKKIN DIŞINA ÇIKARAK DİNİNİZDE AŞIRI GİTMEYİN. DAHA ÖNCE SAPMIŞ, BİRÇOKLARINI DA SAPTIRMIŞ VE DÜMDÜZ YOLDAN DA ŞAŞMIŞ BİR MİLLETİN ARZU VE KEYİFLERİNE UYMAYIN.” (Diyanet meali)

Yukarıdaki ayeti, değişik meallerine/tercümesine de baktığınızda bir kısmında, İnançlarınızın içerdiği hakikatin sınırlarını ihlal etmeyin, yolun denge noktasından uzağa düşmüş topluma uymayın, ya da dininizde haksız olarak taşkınlık etmeyin, şeklinde çevirenleri de görürsünüz. Allah ayetiyle, bu uyarılarla biz kullarına, nasıl bir yol izlememizi emrediyor hiç düşündünüz mü? Dinde aşırıya gitmek, dinde haksızlıkla taşkınlık yapmak, yolun denge noktasından uzaklaşmak, inançların içerdiği hakikatın sınırlarını ihlal etmekden kasıt ne olabilir? Denge noktası, orta yol sözleri üzerine lütfen düşünelim. Hayatımızda, yaşantımızda birçok örneklerini görmemiz mümkündür. Şimdide aşağıdaki ayeti düşünelim.

“DOĞRU YOLDA OLSALARDI, KENDİLERİNİ NİMETLER İÇERİSİNDE İMTİHAN EDELİM DİYE ONLARA BOL SU VERİRDİK. ZATEN KİM RABBİNİN ZİKRİNDEN (KUR’AN’DAN) YÜZ ÇEVİRİRSE, ALLAH ONU ŞİDDETİ ARTAN BİR AZABA SÜRÜKLER.” (CİN 16-17)

Allah kullarının, doğru yolda gitselerdi onlara nimetler verirdik derken, doğru yolu nasıl anlatıyordu diğer ayetlerinde? Dinde aşırıya gitmeyen, orta yolu takip eden, hakikatlarının sınırlarını aşmayan, batıldan uzak yalnız Kur’an’ın ipine sarılan, Kur’an’ın sınırlarını aşmayan, yani dengeli ve ölçülü Kur’an’ın izinden, Allah’ın koyduğu hükümleri hayatına geçiren bir toplum olun diyerek, bizleri iki zıt uçlara yöneltmeden, birbirine saygılı, karşılıklı dertlerini dinleyen, yardımsever adaletli bir toplum olmamızı istiyordu. 

Çok dikkat etmemiz gereken uyarı ise, DİNİNİZDE AŞIRI GİTMEYİN UYARISI. Rabbimiz bizlere öyle bir rehber kitap göndermiş ki, bizler onun ışığında başarıya ulaşacağımız, mutlu ve huzurlu olacağımız çok açıktır. SİZCE BİZLER ALLAH’IN  KUR’AN’DA ÇİZDİĞİ SINIRLARI TANIYIP, ONUN İSTEDİĞİ ORTA YOLDA MI YÜRÜYORUZ?  Yoksa bizler Kur’an’ı yeterli görmeyip, mezheplerin etkisiyle her şeyin Kur’an’da yazmayacağını söyleyenlere inananıp, ALLAH’IN KOYDUĞU SINIRLARI YETERLİ GÖRMEYİP, KENDİMİZE UCU BUCAĞI GÖRÜNMEYEN SINIRLARMI ÇİZDİK? NE DERSİNİZ?  Dinde aşırıya gitmenin, doğru yoldan sapmak olduğunu söyleyen Rabbimizi, sanırım biraz daha dikkatle dinlememizin zamanı geldi diye düşünüyorum.

Şimdide bu ayetler ışığında, içinde bulunduğumuz ortamı düşünelim.  Acaba gerçekten bizler Rabbin önerdiği, dengeli ve ölçülü, yani orta yolu izleyen bir toplum muyuz? Bu soruyu tarafsız bir şekilde kendimize soralım ve cevabını aramaya çalışalım. Yoksa  Cin suresininin sonunda söylediği gibi, Allah’ın Zikri Kur’an’ın sınırlarını tanımayan, mezheplerin ve cemaatlerin batıl inancını yaşayabilmek adına ALLAH’IN BAZI AYETLERİNİ GÖRMEZDEN GELİP ÜSTÜNÜ ÖRTENLERİ ALLAH, ŞİDDETLİ BİR ŞEKİLDE CEZALANDIRIRIM DİYOR. Bizler, içinde yaşadığımız ortamda, ne yazık ki din adına bir orta yolu, yani aşırılığa kaçmadan dinimizi yaşamayı hiç başaramadığımız, çok açık görülüyor. Lütfen bu uyarıları dikkate alalım, yoksa mahşer günü Allah’ın gazabından kurtulamayız. Bizler, Allah’ın Rum suresi 32. ayetinde söylediği gibi, dinde sakın bölünenler gibi olmayın dediği halde, bizler bu uyarıları görmezden geliyorsak, orta yolu izleyen bir toplum olabilir miyiz? Çünkü bölündüğümüzde hasımlar yaratıp, bir birimize düşman oluruz, oldukta zaten. Allah şefaat tümden bana aittir, hiç bir şefaatin olmadığı O günden sakının diye uyarıyorda, bizler Allah’ın yanında şefaatçiler ediniyorsak, ALLAH’IN AZABINI HAK EDİYORUZ DEMEKTİR. ÇÜNKÜ KUR’AN’IN AYETLERİNİ BATILI YAŞAMAK İÇİN, İNANCIMIZDAN ÇIKARIYORUZDA ONDAN. 

Bizler o kadar sert ve acımasız mezheplere, fırkalara, cemaatlara, tarikatlara bölünmüşüz ki, birbirimize adeta tahammül edemez hale gelmişiz. İnternette kendi düşüncelerimizi, inancımızı yazdığımızda, yapılmayan hakaret kalmıyor. Sanki benim imanımdan, imtihanımdan onlar sorumluymuş gibi. Müslüman toplumlarının, Allah’ın rehberine danışma gereği bile kalmamış. Ne orta yol kalmış, nede Allah’ın Kur’an’da koyduğu sınırlar. HERKES ATALARINDAN İNTİKAL EDEN  RİVAYET İNANÇLARIYLA, KENDİ SINIRLARINI ÇİZMİŞ ALLAH ADINA. EDİNDİĞİMİZ VELİLERİN KİTAPLARI İLE İNANCIMIZI YAŞAR OLMUŞUZ. Çünkü Allah’ın eşi benzeri olmayan ışığı KUR’AN/FURKAN herkesin anlayamayacağı, detaysız açıklanmamış bir kitap ilan edilip, yüksek bir yere asılmış.

Allah bizleri uyarıp, DİNDE SAKIN AŞIRI GİTMEYİN, YALNIZ KUR’AN’IN İPİNE SARILIN, EMİN OLMADIĞIN BİLGİNİN ARDINA DÜŞMEYİN, SİZLERİ KUR’AN’DAN SORUMLU TUTUYORUM HÜKÜMLERİ, MÜSLÜMANLARIN KALBİNDEN ADETA SİLİNMİŞ, ONUN YERİNE BEŞERİ MEZHEPLERİN BATIL HÜKÜMLERİ YER ALMIŞ. Allah hakikatin, Kur’an’ın  sınırlarını aşmayın, dosdoğru sağa sola sapmadan orta yolda gidin diyorsa, demek ki dinde Rabbin koyduğu bir sınır izlenmesi gereken bir yol var demektir. Bu sınırı bu yolu eğer Kur’an’da aramazda, beşerin mezheplerin rivayet ve sanı kitaplarında ararsak, yolumuzun sonunda bizleri hiç hoş bir son beklemediğinin, lütfen farkında olalım. 

Önümüzde apaçık, sorumlu tutulacağımız Kur’an ve ayetleri var. Gelin önce onu bir dinleyelim, bakalım Allah neler söylüyor bizlere. Ama tarafsız ön yargısız, anamızdan yeni doğmuşçasına tertemiz, arı, duru düşüncelerle Allah’ı yani Kur’an ı dinleyelim. ALLAH’IN VAHYİNİ HİÇ BİR BEŞERİ DÜŞÜNCEYLE KIYASLAMAYALIM, ONUN ÖNÜNE KOYMAYALIM. Allah’ın huzuruna çıktığımızda, hiç kimseyi yanımızda yardımcı bulamayacağımızı söyleyen, Yaradan’a kulak verelim. Aynı Allah’a, kitaba ve Resulüne inanan bizler, tüm ön yargılarımızı bir kenara bırakarak, bir araya gelelim ve Rabbin önerdiği yol olan aklı önce ön plana çıkartalım ve Kur’an’ı anlamaya çalışalım. En doğru yol ve yöntemin bu olduğunu Kur’an söylüyor. Kime inanacağınız elbette siz kalmıştır. Bugün var olan bizler, yarın emaneti her an teslim edebiliriz, bunun bilinciyle birbirimizi suçlamak, kırmak yerine, orta noktada buluşalım. SİZCE ORTA NOKTA, DİNDE HAKEM, ALLAH’IN KİTABINDAN BAŞKA BİR KAYNAK OLABİLİR Mİ? Düşmanlıkla doğrular bulunmaz, yaşanmaz. 

DOĞRU TEKTİR, ODA ALLAH’IN KUR’AN’DA ÇİZDİĞİ SINIRLARDIR. Çünkü dinin sahibi Allah’tır. Onun için Allah, yalnız Kur’an’a sarılın, sizleri Kur’an’dan hesaba çekeceğim diyor. Onun dışına çıkmak, dinde aşırıya gitmek olacağını, Allah ayetinde bizlere bildiriyor. Tüm İslam âlemini düşünün lütfen, acı, gözyaşı ve adaletsiz yaşam ön plana çıkıyor. KUR’AN’A UYDUKLARI İÇİN Mİ BU HALDELER, YOKSA KUR’AN’DAN ÇOKKKKK AMA ÇOKKKKK UZAKLARDA, DİNİN SINIRLARINI AŞARAK, ELLERİYLE YARATTIKLARI BATILI HURAFEYİ, DİN DİYE YAŞADIKLARI İÇİN Mİ?Bunun yorumunu sizlere bırakıyorum.

Dilerim İslam âlemi bir gün, içinde yaşadığı yanlışın farkına varır ve hurafe ve batıl ile değil, Kur’an sınırlarında İslam’ı yaşama çabasında olur. Bir hayal gibi görünse de, bizlere düşen bıkmadan, usanmadan hakkın yolunda yürümek ve din kardeşlerini, hakka davet etmek olmalıdır.

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır

SALAT'IN BİR ANLAMININDA, NAMAZ OLMADIĞINI SÖYLEYEN KARDEŞLERİMİZE.

  Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Kur’an’da geçen SALAT kelimesi üzerinde olacak. Salat Allah’a dua etmek, toplumun birbirine destek olması ve bizlerin farsça namaz dediğimiz kıyam, rükû ve secde ile yapılan şekilsel bir dua ibadeti anlamlarına gelir. Bu makalemde üzerinde durmak istediğim konu, bazı arkadaşlarımızın kıyam, rükû ve secde ile yaptığımız ibadetin aslında, Kur'an'da geçmediğini iddia ettikleri konusu üzerinde olacak.  Her düşünceye saygılı olurda, hiç bir etki altında kalmadan, derinlemesine Kur’an ayetleri üzerinde düşünürsek, inanıyorum ki en doğru sonuca ulaşabiliriz. Eğer birbirimize saygısız tavırlar içinde olurda, bizim gibi inanmadığı için, karşımızdaki kişiyi dinsizlikle suçlarsak, daha baştan büyük hata yapmış oluruz.  ÖNCE ŞUNU ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE, YAZIMIN BAŞINDA SÖYLEMEK İSTERİM. ŞU AN KILDIĞIMIZ NAMAZIN AYNISINI, DETAYLARINI KUR’AN’DA ARAMAYALIM, BULAMAYIZ. ÇÜNKÜ ALLAH BU ŞEKLİYLE, YANİ DETAYI İLE NAMAZI KUR’A