Ana içeriğe atla

NÜZUL SEBEBİNİ BİLİYOR MUSUN YANILGISI.



Allah bizlere gönderdiği, rehber Kur’an dan bahsederken, eşi benzeri olmayan eksiksiz, eğriyi doğrudan ayıran bir Furkan-nur olduğunu söyler. Onun ipine sarıldığımızda, bizleri en doğruya ulaştıracağı bilgisini de verir. Peki ayetleri nasıl anlamamız gerektiği konusunda, Allah ın önerisi nedir diye bir soru sorsak, nasıl bir cevap alırız Kur’an dan? Yaradan her konudan nice örnekleri, değişik ifadelerle verdik ki, hiç kimseye muhtaç olmadan anlayasınız dediğine göre, Kur’an ayetlerini de, bizzat verdiği örneklerle açıklıyor demektir. BİR BAŞKA DEYİŞLE KUR’AN I, BİZZAT ALLAH DAN ONUN VAHYİNDEN DİNLEMELİYİZ, ÖĞRENMELİYİZ. SİZCE BİR KİTABI KENDİ YAZARINDAN DAHA İYİ, KİM ANLATIP AÇIKLAYABİLİR? Kur’an ı doğru anlayabilmemiz için Allah, Nahl suresi 98. ayetin gereklerini yerine getirdikten sonra Kur’an ı okumaya başlayın ki, doğru anlayasınız diye bizleri uyarır. Yani önce kafamızdaki batıldan kurtulup, yalnız Allah a güvenip dayandıktan sonra, Kur’an ı okumaya ve anlamaya başlamalıyız. Allah çok açık ve net bir hüküm veriyor ve bakın ne diyor.

Araf 174: Belki inkârdan dönerler diye, AYETLERİ BÖYLE AYRINTILI BİR ŞEKİLDE AÇIKLIYORUZ.

Kıyame suresi 19. ayetinde de, SONRA ONU AÇIKLAMAKTA BİZE DÜŞER  diyerek, Kur’an ı bizzat açıkladığı bilgisini veririyor. Allah a güvenen, bu sözlere inanır. Günümüzde ayetleri anlama konusunda, yaptığımız çabalara karşı, farklı düşüncede ki din kardeşlerimiz, Kur’an ın ayetlerini sizler okuyarak anlayamazsınız, doğru anlamak istiyorsanız, fıkıh kitaplarına, hadislere, din alimi veli kişilerin kitaplarına bakmalısınız, yardım almalısınız mantığını savunurlar. Çünkü anlamaya çalıştığınız ayetin, NÜZUL SEBEBİNİ BİLMEK ÇOK ÖNEMLİDİR, KUR’AN DA NÜZUL SEBEBİ YAZMAZ diyerek, toplumu tedirgin ederler. 

Gerçektende bu düşünce, doğru olabilir mi? Eğer doğru ise, hiç kimse eline Kur’an ı alıp okuma zahmetine girmez.  Bir ayeti doğru anlayabilmek, ondan faydalanabilmek için, o ayetin ne maksatla, hangi sebebple indirildiğini eğer bilmemiz gerektiği halde bilmiyorsak,  Kur’an  ayetlerini doğru anlamamız, mümkün olmaz mı? Kur’an a baktığımızda, genel itibariyle Allah, indirdiği ayetlerin birçoğunun nüzul sebebinden bahsetmez.  Bir kısım ayetler vardır ki örneklerle açıklar. Örneğin Zıhar konusunda, peygamberimize hitaben, bu konuda sana derdini ileten kadınla, konuştuğunuzu duydum der ve Zıhar konusunda ayetini indirir. Buna benzer bazı ayetleri Allah, sebebini özellikle söyler, hükmünü de verir. Bu durumda detay vermediği, hükmün hangi nedenden dolayı indirdiğini, özellikle açıklamadığı konularda ne yapmalıyız? Bunu sizce bir eksiklik olarak kabul edebilir miyiz haşa. Bunu öğrenmek için rivayetlerden yardım mı almalıyız, yoksa Allah ın, sakın emin olmadığın bilginin ardına düşmeyin, ikazını hatırlayarak, yalnız Kur’an ın açıklandığı şekliyle mi anlamaya çalışmalıyız? Burası çok önemli.

Eğer bizler tüm ayetleri/Kur’an ı anlayabilmek için, Nüzul sebebini bilmemiz gerekirken bilmiyorsak, bu durumda Allah bizleri bizzat kendisine değil, çok azınlık başka kişilere yöneltiyor demektir. Ama Kur’an a baktığımızda tam tersini söylüyor ve sakın veliler edinip ardına düşmeyin, yalnız Kur’an ın ipine sarlın emrini veriyor. hatta İslam dininde ruhban sınıfınında olmadığını bildiriyor. BU DURUMDA KUR’AN I ANLAYABİLMEMİZ İÇİN, KUR’AN DIŞI BİLGİLERE MUTLAKA İHTİYACIMIZ VAR, AYETLERİN NÜZUL SEBEBLERİNİ BİLMEMİZ GEREKİR NASIL DERİZ? Allah eğer ayetin nüzul nedeninden, özellikle Kur’an da bahsetmediyse, bunun çok önemli bir nedeni vardır, önce bunu unutmayalım. ALLAH BİZLERİ ASLA EMİN OLMADIĞIMIZ KAYNAKLARA, MUHTAÇ ETMEYECEĞİNE GÖRE, BİZLERE DÜŞEN ALLAH IN AÇIKLADIKLARI ÜZERİNDEN,  GÜNÜMÜZ ŞARTLARINA GÖRE, AYETLERİ ANLAMAYA ÇALIŞMAK OLMALIDIR. Sizlere bir örnek vermek istiyorum ki, anlatmak istediğim konu daha iyi anlaşılabilsin.

Tahrim 1: Ey Nebi. NİÇİN ALLAH’IN SANA HELÂL KILDIĞI ŞEYİ, EŞLERİNİN HATIRI İÇİN HARAM KILIYORSUN? Allah affedendir; merhamet sahibidir.” 

Yukarıdaki ayet çok açık ve net bizlere bir şeyler anlatıyor. Dikkat ederseniz konu hakkında, detaylı bilgi vermiyor. Bizi de ilgilendiren, konunun detayı değil, ayetten çıkarmamız gereken, kıssadan hisse değil midir? Peki, ne anladınız siz bu ayetten? Nasıl bir ders çıkardınız? Ben anladığımı söylemek isterim. Allah elçisine, sanırım eşleri ile ilgili bir konu hakkında, Allah ın helal olarak hükmettiği, haramlar arasında saymadığı bir konuda, kendi aile içinde, eşlerinin belki de geçici hoşnutluğunu sağlamak adına, Allah ın helal ettiği bir şeye, gerek kendine, gerekse genel anlamda anlaşılacak bir konuda, haram demesi, Allah tarafından uyarılıyor. 

İşte bizlerin bu ayetten, alacağımız ders bu kısmı. Yani helal ve haram koyan, yalnız yüce Allah tır. Bu Allah ın elçisi dahi olsa, elçisi tarafından değiştirilemez. Peki Allah bu ayeti, elçisinin aile içi bir sorunu olarak görmeyip önemseyerek, bizlerle Kur’an da niye paylaştı? İŞTE BU KISMI SANIRIM, AYETİN İNDİRİLME AMACINI ÇOK DAHA İYİ ANLATIYOR. Hatırlayınız günümüze ulaşan öyle hadisler vardır ki, peygamberimizin eşlerinden rivayet edilir. Eğer peygamberimiz helal olan bir şeye haramdır demiş olsaydı ve Rabbimiz bu konuda uyarmasaydı, bu konu dilden dile dolaşıp, eşleri tarafından topluma ulaştırılırdı. Tabi sözcükler hangi anlamlara bürünürdü, onu düşünmek bile istemiyorum. Günümüzde bu konuda, bolca örneklerini görüyoruz. Bu konuda çok dikkatli olmamızı isteyen, Rabbimizi lütfen doğru anlayalım. 

Ayetin bu kadar açık ve anlatmak istediği manayı, net bir şekilde verdiğini gören bazı kişiler, ne yazık ki atalarından intikal eden inancına ters düştüğü için, öyle rivayetler anlatılmıştır ki bu ayetle ilgili, adeta ayetin anlamı bir kenara itilmiş ve emin olamayacağımız çok farklı bir anlam yüklenmiştir.  Daha açıkçası, ayet amacından saptırılmıştır, ayetin hükmünün üstü örtülmüş, belirli bir konu ile sınırlandırılmıştır.  Olayın detayı da zaten bizi ilgilendirmez. İlgilendiriyor olsaydı, Allah bununda açıklamasını yapardı. Bu ayetin Nüzul sebebini biliyormusun diye ortaya çıkanlar, bakın yazacağım ayet hakkında neler söylüyorlar. Bu yanlış inancın, bizleri ne derece yanıltacağına dair, güzel bir örnek.

Hicr 24: Yemin olsun, sizin önden gidenlerinizi bilmişizdir; yemin olsun, geriye kalanları da bilmişizdir.

Bu ayetin önce ki ayetine de baktığımızda, hayatı veren bizleriz diyor Rabbimiz. Hicr 24. ayetinde de, yarattığımız kullarımızın, kimin doğru yolda giderek, ön saflarda yerlerini aldığını, kimlerin işi gevşek tutup, Allah ın önerdiği yoldan sapanların kimler olduğunu çok iyi biliyoruz diyor. Devamında ki ayette de Allah, Hiç kuşkusuz, Rabbindir, evet O’dur onları haşredecek olan diyerek, herkesin hesap vereceğini söylüyor. Peki, nüzul sebebini biliyor musun diyerek, ayetlere istedikleri anlamları verenler, sizce bu ayetin nüzul sebebini nasıl açıklamışlardır dersiniz? Gelin şimdide ona bakalım. Bakalım da, bu işin tehlikesinin farkına varalım. Aklınızın ucuna bile gelmeyecek bir konuyla, ayetin bağdaştırılmasının tehlikesini göreceksiniz.

(669 – İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın arkasında çok güzel bir kadın namaz kılıyordu. Cemaatten bazıları onu görmemek için ön safa kaçıyor, (münafık ve cahil takımından) bazıları da en arka safa geliyor, rükuya vardığı zaman koltuğunun altından ona bakıyordu. Bu durum üzerine Cenab-ı Hakk şu ayeti indirdi:”ANDOLSUN, SİZDEN ÖNE GEÇENLERİ DE BİZ BİLİRİZ, GERİ KALANLARI DA BİZ BİLİRİZ”) (Hicr, 24).

Nesai, İmamet (2, 118); Tirmizi Tefsir, Hicr, (3122).

Ne dersiniz ayetle, rivayet edilen hadisin bir ilgisi sizce var mı? Allah ın ayetlerine işte böyle, hiç bahsedilmeyen anlamlar yükleniyor ve ayetlerin böylece üstü örtülüyor, terk ediliyor. Bu ve buna benzer yanlışları yaparak, Kur’an ı rivayetlere göre anlamaya kalkarsak, büyük yanılgılardan kurtulamayız. Ayette bahsedilen konu nerede, verilen rivayet örneğinde ne anlatılıyor? İŞTE BU KONU, BU KADAR RİSKLİ VE TEHLİKELİ. KUR’AN I DOĞRU ANLAMAK İSTİYORSAK, GELİN BİZZAT KUR’AN IN KENDİSİNE BAKALIM, SORULARIMIZI ONA SORALIM. O BİZLERİN TÜM SORULARIMIZA CEVAP VERECEKTİR, ONDAN ŞÜPHE ETMEYELİM.

Akebut suresi 51. ayetinde Allah, Kitap Ehlini bakın nasıl uyarıyor. "“KARŞILARINDA OKUNUP DURAN BIR KİTABI SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMİYOR MU?” (Ankebut 51)" Nüzul sebebini biliyormusun silahını kullananlar diyorlarki, SEN BU AYETİN NÜZÜL SEBEBİNİ BİLİYORMUSUN, BU AYET KİTAP EHLİNE İNDİRİLMİŞTİR, BİZE HİTABEN İNMEMİŞTİR. Halbuki ayetlerin tamamı zaten kitap Ehline indirilmiş ve onların yaptığı yanlışlar ikaz edilerek, bizlerinde aynı hatalara düşmeyelim diye uyarılmaktadır. Bu ve benzeri ayetlerin üstü bu yöntemle örtülüp, Müslümanların İslam ı yaşayabilmek adına Kur'an ın yetmeyeceği, adeta kendilerince kanıtlanmaya çalışılımıştır. İŞTE NÜZUL SEBEBİNİ BİLİYORMUSUN SİLAHI, BU KADAR YANLIŞ VE TEHLİKELİ.

Şöyle düşünelim isterseniz. Allah bizlere indirdiği ayetinin, en güzel bir şekilde anlaşılması için, nüzul sebebini de indirmesi gerekseydi, elbette onu da bizlere bildirirdi. Eğer yazmamış ise, mutlaka bir nedeni vardır. Lütfen şöyle düşünün. Bir kısım ayetlerin nüzul nedeninden bahsetmiş, peki neden hepsinden bahsetmemiş? Bunu bir eksiklik olarak görmeden, nedenini idrak etmeye çalışalım. Sanki HÂŞÂ Allah ayetini, en doğru anlaşılması için, eksik indirmiş gibi, SEN BU AYETİN NÜZUL SEBEBİNİ BİLİYOR MUSUN, BİLMEDEN AYETİ ANLAMAYA ÇALIŞMA, GÜNAHA GİRERSİN DİYENLER, büyük yanlış yaptıklarını lütfen unutmamalıdırlar. 

ALLAH İNDİRDİĞİ KUR’AN I BELİRLİ BİR DÖNEM İÇİN DEĞİL, TÜM ZAMANA UYGUN, FAYDALANABİLECEĞİMİZ BİR ŞEKİLDE GÖNDERMİŞTİR. Eğer her konuda, nüzul sebebini Kur’an da söylemiş olsaydı, biliyor ki kulları ayetleri belli bir döneme ayetleri hapsedip, gelecek nesil terk edeceklerdi. ONUN İÇİNDİR Kİ ALLAH GENEL OLARAK, NÜZUL NEDENİNDEN ASLA BAHSETMEMİŞ, KONULARI GENELLEME YAPARAK, TÜM ZAMANIN İSTİFADESİNE SUNMUŞTUR. DAHA DOĞRUSU KUR’AN, AMACA HİTAP ETMEKTEDİR. Böylece her toplum Kur’an ı kendi dönemine, çağına adapte etsin, Allah kullarım o devrin ilmiyle ayetlerde anlatılmak isteneni anlasın istemiştir. Nüzul sebebini biliyor musun silahını, acımasızca kullananlar, dinide böylece kendi istedikleri şekilde yönlendirmişlerdir. Lütfen bu yanlış yönlendirmelere kanmayalım, Kur’an ı anladığımız dilden, hiçbir etki altında kalmadan, tüm batıl ve rivayet bilgilerden sıyrılarak, Allah ın Kur’an da verdiği örnek, kıssadan hisseler den yola çıkarak anlamaya çalışalım.

DOĞRU YOLU GÖSTEREN, RAHMET YOLUNU AÇAN REHBER, MÜSLÜMANLARA MÜJDELER VEREN BİR NUR, ALLAH KATINDAN GELİYORSA, NASIL OLURDA BU KİTAP ANLAŞILMASI İÇİN, BEŞERİ BİR KAYNAĞA MUHTAÇ OLUR, BUNU DA MI DÜŞÜNEMİYORUZ?

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK 

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır

SALAT'IN BİR ANLAMININDA, NAMAZ OLMADIĞINI SÖYLEYEN KARDEŞLERİMİZE.

  Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Kur’an’da geçen SALAT kelimesi üzerinde olacak. Salat Allah’a dua etmek, toplumun birbirine destek olması ve bizlerin farsça namaz dediğimiz kıyam, rükû ve secde ile yapılan şekilsel bir dua ibadeti anlamlarına gelir. Bu makalemde üzerinde durmak istediğim konu, bazı arkadaşlarımızın kıyam, rükû ve secde ile yaptığımız ibadetin aslında, Kur'an'da geçmediğini iddia ettikleri konusu üzerinde olacak.  Her düşünceye saygılı olurda, hiç bir etki altında kalmadan, derinlemesine Kur’an ayetleri üzerinde düşünürsek, inanıyorum ki en doğru sonuca ulaşabiliriz. Eğer birbirimize saygısız tavırlar içinde olurda, bizim gibi inanmadığı için, karşımızdaki kişiyi dinsizlikle suçlarsak, daha baştan büyük hata yapmış oluruz.  ÖNCE ŞUNU ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE, YAZIMIN BAŞINDA SÖYLEMEK İSTERİM. ŞU AN KILDIĞIMIZ NAMAZIN AYNISINI, DETAYLARINI KUR’AN’DA ARAMAYALIM, BULAMAYIZ. ÇÜNKÜ ALLAH BU ŞEKLİYLE, YANİ DETAYI İLE NAMAZI KUR’A