Ana içeriğe atla

Müddesir Suresi 11. Ayet. “Benimle, Yarattığım Kişiyi Baş Başa Bırak!”




Kur’an öyle bir rehber kitap ki anlayarak, düşünerek okudukça insana bir rehber, bir güneş gibi yol gösteriyor. Ayetlerinde verdiği bilgiler örnekler, hem Allah’ın Resulünün devrindeki insanlara, hem de tüm zamana öyle bir hitap ediyor ki, geçmişte yapılan hataları bizlere bildiriyor, hemde sorunlarımıza çözüm getiriyor, bizleri uyarıyor. Bizler Kur’an’ı anlayarak okumaya yönlendirilmediğimiz için, bu faydalarından ne yazık ki istifade edemiyoruz. Bu kitabı sizlere bir rehber, bir güneş ve bir gönül gözü olsun diye indirdik diyen Rabbimize inatla, tam tersi bir mantıkla Kur’an’a bakıyoruz. Bizlere öğretilen, bu kitabı herkes anlayamaz, bu kitapta her bilgi yoktur, özet bilgiler vardır diyenlere inanıyor ve böylece Kur’an’ın ipine sarılın ki doğruyu bulasınız ayetinin farkında olmadan, beşerin yanlış yollarına, onların hatalı iplerine sarılıyoruz. Allah bizleri affetsin. Kur’an okurken beni çok düşündüren ve eminim sizleri de düşünmeye sevk edecek bir ayeti sizlerle hatırlatmak istiyorum, bakın ayette Rabbimiz elçisine ne diyor?  BU AYET ALLAH İLE KULU ARASINDA, HİÇ BİR BEŞERİN OLAMAYACAĞINI, HER MÜSLÜMANIN BİZZAT KENDİSİNİN, ELDE KUR’AN İMTİHANINI YAŞAMASI GEREKTİĞİNE, APAÇIK KANITTIR. GÖREBİLENE NE MUTLU.

Müddesir 11: BENİMLE, YARATTIĞIM KİŞİYİ BAŞ BAŞA BIRAK!

Konuyu daha iyi anlayabilmemiz için, bu ayetin öncesi ayetleri de hatırlamak, sanırım daha doğru olacaktır.

Müddesir 1–11: Ey giysisine bürünüp kenara çekilen! KALK DA UYAR! RABBİNİN YÜCELİĞİNİ DUYUR! Temizle giysilerini! Uzaklaştır kendinden pisliği! Çok bularak başa kakma yaptığın iyiliği! Ve yalnız Rabbin için dayanıklı kıl benliği! O boruya üfürüldüğünde İşte o gün çok zorlu, çok çetin bir gündür, Küfre batmışlar için hiç de kolay değildir. BENİMLE, YARATTIĞIM KİŞİYİ BAŞ BAŞA BIRAK.

Yukarıdaki ayetleri okuduğumuzda, Rabbimiz elçisine uyarıda bulunarak, kalkıp insanları uyarmasını ve Allah’ın yüceliğini duyurmasını emrediyor. Peki, bu sözlerin sonunda ne söylüyor? BENİMLE YARATTIĞIM KULLARIMI BAŞ BAŞA BIRAK. Bu ayetlerin devamında da iman etmemekte ısrar eden, kibirli kişilerin bizzat Allah tarafından hesaba çekileceği anlatılıyor. Allah Rad suresi 40. ayetinde de, bu konuya açıklık getiriyor ve bakın ne diyor. “TEBLİĞ ETMEK DUYURMAK SANA, HESAP GÖRMEK BANA DÜŞER DİYOR.” Ne dersiniz bu ayetler ve uyarılar, günümüzde bizlerin yaptığı onca yanlışa, çok güzel bir örnek değil mi? İbret alana ne mutlu. ALLAH KULU ARASINDA, ELÇİSİNİ BİLE İSTEMİYORSA, NASIL OLURDA BİZLER ALLAH İLE ARAMIZA VELİLER, ŞEYHLER, GAVSLAR, EFENDİLER KOYMAYA ÇALIŞIRIZ. BU KADAR MI KUR’AN’I TERK ETTİK?

Değerli din kardeşlerim. Allah elçisine uyarma, duyurma, tebliğ etme görevini verdiğini, daha sonrada yarattığı kulları ile baş başa kalmayı istediğini çok net bildiriyor. Hepimiz bir eğitimden geçtik, yada geçiyoruz. Eğitim aldığımız dönemler de, birçok öğretmenlerimiz oldu bizleri ileriye dönük yetiştirdiler, bilgiler verdiler ellerindeki kitaplardan, eğittiler bizleri. Hiçbir öğretmen kafasından değil, verilen kitaplara uydular onları anlattılar, çünkü sonunda bu kitaplardan imtihan edilecektik. Bizi eğiten öğretmenlerimiz de ancak, kalbimizde hoş bir anı, hayatımızda hiç unutamayacağımız örnek bir insan olarak kalmadımı?

Bir gün geldi, Üniversite imtihanı karşımıza dikildi. İşte o birkaç saat içinde, aldığımız bilgilerin sorgulanma vakti gelmişti artık. Yanımızda ne bizlere yol gösteren bir öğretmen, nede bizlere yardım edecek bir velimiz yoktu. Tek başımıza yapayalnız kalmış, adeta sorgulanıyorduk bilgilerimizden. Gerçekten tüm sorular bizlere öğretilen kitaplardan çıkmıştı ama bazı kişiler sanırım o kitaplara iyi çalışmıyoruz ki, başarılı olamıyorlar.

İşte Allah’ta, aynen böyle yapılmasını emrediyor elçisine ve diyor ki; KALK TEBLİĞ ET SANA SÖYLEDİKLERİMİ, UYAR İNSANLARI, HATIRLAT ONLARA ELİNDEKİ KUR’AN’DAN YARATICININ KİM OLDUĞUNU. RABBİN YÜCELİĞİNİ DUYUR VE DAHA SONRA DA BENİ ONLARLA BAŞ BAŞA BIRAK.  Bazı kardeşlerimiz bunları söylediğimizde, madem ki bizlere okulda bir öğretmen öğretiyorsa, İslam’ı bir öğretmenin nezaretinde öğrenmemiz gerekmez mi?  Yaptığımız en büyük yanlış, verdiğimiz bu örnekle başlıyor. Allah’ın kitabı ile okullarda gördüğümüz kitaplar aynı değerde mi ki birbiriyle karşılaştırıyoruz? Hangi beşeri kitap, okuyanların gönül gözünü açar ve gerçekleri görmesini sağlar?  Batıl inançlarımızı yaşayabilmek adına verdiğimiz ve karşılaştırdığımız örnekleri lütfen dikkatle seçelim. Eşi benzeri olmayan Kur’an ile beşeri kitapları karşılaştırmayalım. Günümüzde açık öğretim diye bir sistem var. Hiç öğretmen yok veriyorlar kitapları ve çalışın imtihan bu kitaplardan olacaksınız diyorlar. Neden bu örneği vermiyorlar da, karşılaştırılması mümkün olmayan bir örneği veriyorlar, işte bunu anlamak mümkün değil.

Acaba nereden uyaracak Allah’ın elçisi bizleri, elbette Kur’an’dan. YA KUR’AN’DA HER ŞEY YOKTUR, KUR’AN ÖZET BİLGİ VERİR DİYENLERE İNANANLAR, ACABA HANGİ KİTAPTAN ÇALIŞIYORLAR VE İSLAM’I ÖĞRENİYORLAR? HANGİ BEŞERİN KİTAPLARI, DAHA GARANTİLİ VERİYOR BİLEN VAR MI? Hesap günü Kur’an’ı yeterli görmeyenler, acaba çalıştıkları diğer kitaplardan sorulan sorulara cevap verebilecekler mi dersiniz? HÂŞÂ Kur’an’da olmayanlar, hangi beşerin kitabında daha açık yazıyor da, ona çalışalım? İŞTE KOSKOCA KARANLIK, BİR BİLİNMEYENE YOLCULUK BÖYLE BAŞLIYOR. Hâlbuki Rabbimiz apaçık imtihan günü, bakın hangi kitaptan imtihan edileceğimizi söylüyor. 

Zuhruf 44: Doğrusu Kur’an, sana ve kavmine bir öğüttür. İLERİDE ONDAN SORUMLU TUTULACAKSINIZ.

Dikkat ederseniz Allah, başka hiçbir kitaptan bahsetmiyor. Hesap günü sorumlu olduğumuz hesabın sorulacağı kitabın, apaçık Kur’an olduğunu, daha nasıl söylesin sizce? Bizler Allah’ın doğru yolunda yaşamak istiyorsak, elde Kur’an onu bir bütün olarak anlamaya çalışmalıyız. Bunu yaparken de rivayet ve sanı bilgilerden yararlanmak yerine, onu Kur’an’ın diğer ayetlerinden faydalanarak anlamanın yolunu seçmeliyiz. Çünkü Allah, biz ayetlerimizi anlayasınız diye detaylı ve nice örneklerle Kur’an’da açıkladık diyor. DAHA AÇIKÇA KUR’AN’I AÇIKLAMAK BİZE DÜŞER DİYE BİLDİRİYOR. YOKSA ARAMIZDA, ALLAH’IN BU HÜKMÜNE İNANMAYAN, GÜVENMEYENLER Mİ VAR?

Rabbimiz bu yolda istemeden, farkında olmadan yaptığım ve yapacağım hatalarımı bağışla ve beni Kur’an’ın güneşinden, rehberliğinden esirgeme, bana katından yardımcı bir güç ver. ALLAH CÜMLEMİZİN YARDIMCISI OLSUN İNŞALLAH.

Saygılarımla 
Haluk GÜMÜŞTABAK



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...

Enam Suresi 38. Ayet. “Biz Kitapta Hiç Bir Şeyi Eksik Bırakmadık.”

Bizler Kur’an ayetlerini doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine Kur’an’ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamanın yolunu yöntemini seçmeliyiz. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum, önce ayeti yazalım daha sonra üstünde birlikte düşünelim. Enam 38:  Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali) Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var.  BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK . Sizce Allah, hangi kitaptan bahsediyor olabilir? Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsedi...