Ana içeriğe atla

KUR'AN IN ADALETİNİ DOĞRU ANLAYABİLMEK.



Bizler kıymetli bir eşya alırken, kılı kırk yarar araştırır, soruşturur öyle alırız. Alacağımız eşyanın, malın en güzelini, en sağlamını almak için azami çaba gösteririz, bu iş içinde zaman harcarız. Peki, dostlar acaba dinimizin, inancımızın temellerini oluşturan kuralların doğruluğunu, sağlamlığını aynı şekilde araştırıyor muyuz, onun içinde aynı zamanı harcıyor muyuz, ne dersiniz? Hiç sanmıyorum, bizler ne yazık ki nefsimizin esiri olmuş, bu Dünyanın nimetlerine gözleri kapalı dalmış, onun zevkiyle sarhoş olmuş insanlar olarak, İslam’ın gerçek değerleriyle buluşmak adına, asla zaman ayırmıyoruz.

Bizlere din adına anlatılanları, hiç sorgulamadan kabul ediyor ve Allah'ın Resulünün ismini kullanarak, nakledilen her sözü de ne hikmetse düşünmeden, doğruluğunu sorgulamadan kabul edebiliyoruz. SANIRIM BUDA BİZLERİN KOLAYIMIZA GELDİĞİ İÇİN, NEFSİMİZİN İŞİNE GELİYOR. Sizce Allah'ın Resulü aşağıdaki sözleri söylemiş olabilir mi? Ya da bu sözü söylemiş ise, aslında nasıl söylemiş olabilir. Gelin bunun üzerinde birlikte, Kur’an ışığında düşünelim.

—LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMED EN RESULULLAH DİYEN KİMSE ATEŞE (CEHENNEME) GİRMEZ. CEHENNEM ONA HARAM KILINMIŞTIR”

—LA İLAHE İLLALLAH DİYENİN GÜNAHLARI SİLİNİR, YERİNE O KADAR SEVAP YAZILIR.

Yukarıdaki sözleri, gerçekten Allah'ın Resulü söylemiş olabilir mi? BİR İNSAN ALLAH'A VE RESULÜNE İNANDIĞINI SÖYLEMEKLE, YAPTIĞI TÜM KÖTÜLÜKLERDEN GÜNAHLARDAN KURTULABİLİR Mİ? Böyle bir adaleti siz, normal karşılıyor musunuz? Bu dünyada sizlere yapılan adaletsizliklerin, ihanet ve iftiraların, bu sözleri söyledi diye, affedilmesini ister misiniz? İstemem diyorsanız, Allah'ın RESULÜNE ve Rabbimize de böyle bir adaletsizliği, lütfen isnat etmeyelim. Şimdide gelin Yüce Allah'ın kitabına bakalım, acaba bu kadar kolay mı yaptığımız yanlışlardan sapkınlıklardan, günahlardan kurtulmanın, affedilmenin yolu? Karşımızdaki insanın hakkını hukukunu hiçe sayacağız, ona elimizden gelen zulmü yaptıktan sonrada, LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMED EN RESULULLAH diyerek, bu yaptıklarımızın cezasından kurtulacağız? ÖYLEMİ! Sanırım bu cümleleri okurken bile, siz böyle bir adaletin doğru olamayacağını düşündüğünüzü biliyorum. Peki, bu sözlere nasıl olurda inanan, onca Müslüman kardeşimiz var? Onun yorumunu sizlere bırakıyorum. Bu konuya Kur'an ne diyor, şimdide ona bakalım.

Enbiya 47: BİZ İSE, KIYAMET GÜNÜNE AİT DUYARLI TERAZİLER KOYARIZ DA ARTIK, HİÇ BİR NEFİS HİÇ BİR ŞEYLE HAKSIZLIĞA UĞRAMAZ. BİR HARDAL TANESİ BİLE OLSA ONA (TERAZİYE) GETİRİRİZ. HESAP GÖRÜCÜLER OLARAK BİZ YETERİZ.

Hicr 92–93: RABBİN HAKKI İÇİN, BİZ ONLARIN HEPSİNE MUTLAKA VE MUHAKKAK BÜTÜN YAPTIKLARINI SORACAĞIZ.

Bakara 80: DEDİLER Kİ: 'SAYILI GÜNLERİN DIŞINDA, ATEŞ ASLA BİZE DEĞMEYECEKTİR.' DE Kİ: 'ALLAH KATINDAN BİR AHİD Mİ ALDINIZ? -Kİ ALLAH ASLA AHDİNDEN DÖNMEZ- YOKSA ALLAH'A KARŞI BİLMEDİĞİNİZ BİR ŞEYİ Mİ SÖYLÜYORSUNUZ.

Değerli dostlar, sizce yukarıdaki sözlerden bir cümleyle kurtulacağımızı, hesap sorulmayacağını, bağışlanacağımızı ve tüm günahlardan kurtulabileceğimizi mi anladınız? Bir hardal tanesini yaptıklarını önlerine getiririz dedikten sonra, hiç mi bir şey yapılmayacak? Biz onlara bütün yaptıklarını soracağız derken, kimlerden bahsediyor Allah? Kur'an'ı parça parça yapıp, istediğine inanıp, istemediğinin hükmü kalkmıştır, nesh edilmiştir diyerek batılın peşi sıra gideceksin, ondan sonrada bir cümleyle yaptıklarından kurtulacaksın öylemi? Yahudi ve Hristiyanlar da benzerini söylüyorlardı, cehennem azabını biz ebedi çekmeyeceğiz sayılı gün çekip cennete gideceğiz diyorlardı. Ama bizler dahada ileri gidip, bir cümleyle hiç cehennem azabı çekmeyeceğimizi nasıl söyleriz. Allah her şeyden nice örnekler verdim dediği kitabında, bu türlü sözlerle kendilerini kandıranlara, oyalayanlara çok güzel sesleniyor ve bakın ne diyor. 

Necm 32: ÖYLE KİŞİLERDİR Kİ ONLAR, GÜNAHIN BÜYÜKLERİNDEN VE İĞRENÇLİKLERDEN ÇEKİNİP KAÇINIRLAR. BAZI KÜÇÜK SÜRÇMELER HARİÇ. HİÇ KUŞKUSUZ, SENİN RABBİN AFFI GENİŞ OLANDIR. SİZİ EN İYİ BİLEN O'DUR: HEM SİZİ TOPRAKTAN OLUŞTURDUĞU ZAMAN HEM DE ANNELERİNİZİN KARINLARINDA CENİNLER HALİNDE BULUNDUĞUNUZ ZAMAN. O HALDE KENDİ KENDİNİZİ TEMİZE ÇIKMIŞ GÖSTERMEYİN; KİMİN SAKINDIĞINI EN İYİ BİLEN O'DUR.

Gerçekten Allah, İman edenlere büyük günahlardan sakının, benden af dileyenin affını kabul ederim der, ama kendi kendinizi temize çıkarmayın diye de uyarır. Demek ki kimin sakındığını, kimin takvaca üstün olduğunu Allah yalnız ben bilirim diyorsa, bizler de kendimizce işin kolay yolunu bulmaya çalışmamalıyız. Allah bakın günah ve sevap konusundaki adaletini, nasıl bildiriyor bizlere.

Enam 160: KİM BİR GÜZELLİKLE GELİRSE ONA, GETİRDİĞİNİN ON KATI VAR. KÖTÜLÜKLE GELENE İSE YAPTIĞININ KADARINDAN FAZLA CEZA VERİLMEZ. ONLAR, HAKSIZLIĞA UĞRATILMAYACAKLARDIR.

Şunu asla unutmamalıyız ki, hesaba çekilmeyecek hiç kimsenin olmadığını çok açık bir şekilde söylüyor Rabbimiz ve diyor ki, gönderilen elçileri de hesaba çekeceğiz. Allah ın güvenine mazhar olmuş elçilerini bile hesaba çekeceğini söylüyor da, kendi günahları için dua etmesini istiyorsa elçisinden, sanırım bizlerin işinin bu kadar kolay olmayacağını, çok iyi bilmemiz gerektiğinin, artık farkına varmalıyız. Allah aşkıyla iman yolunda giden, secdelerinde Allah'a duada, niyazda bulunan, zamanını boş geçirmeyen kulları için, bakın nasıl dua ederler diyor bizlere.

Furkan 65: VE ŞÖYLE YAKARIRLAR: "RABBİMİZ, CEHENNEM AZABINI BİZDEN UZAK TUT! DOĞRUSU, ONUN AZABI İNATÇI VE YAPIŞKANDIR."

Bizler işin kolay yolunu bulmuş, kendimizi inandık, iman ettik demekle temize çıkararak, BİZE CEHENNEM AZABININ HİÇ DOKUNMAYACAĞINI SÖYLEYİP DURUYORUZ, ONCA ALLAH'IN UYARILARINI KUR'AN'DA TEBLİĞ ALDIĞIMIZ HALDE. Allah gerçek iman edenlerin, yaptıklarından kolay kolay kurtuluşun olmadığını bilenler, nasıl dualarla affedilmeyi umuyor. "İÇİNİZDEN ORAYA UĞRAMAYACAK HİÇ KİMSE YOKTUR. BU, RABBİN ÜZERİNDE KESİNLEŞMİŞ BİR HÜKÜMDÜR. SONRA BİZ, KORUNUP SAKINANLARI KURTARACAĞIZ. ZALİMLERİ DE ORADA DİZLERİ ÜZERİNDE ÇÖKMÜŞ BIRAKACAĞIZ. (Meryem 71-72) Bu ayeti, lütfen dikkatle anlamaya çalışalım. Allah içinizden hiç kimse yok ki, cehenneme uğramayacak olmasın diyor ve bu bilginin kesin bir hüküm olduğunu da belirtiyor. Fakat bu hükmün devamında ise yine yüce Rabbin adaletini görüyoruz ve bakın nasıl bir müjde veriyor iman edenlere. "SONRA BİZ, KORUNUP SAKINANLARI KURTARACAĞIZ."

Demek ki iman eden, kendisini koruyan kullarını, daha sonra Allah'ın kurtaracağını söylüyor. Burası çok önemli. Dikkat ederseniz, KURTARILMAKTAN söz ediyor Rabbimiz. Demek ki iman edenler, zor bir konumda ki Allah onları, kurtaracağından bahsediyor. Dikkat ederseniz, kimin ne kadar kalacağı konusunda, hiçbir bilgi verilmiyor. Dikkatle düşünmemiz gereken konu, iman edenlerin kurtarılacak olması. Ama bizler bu ayet için, iman edenler cehennemin azabını şöyle bir görüp, daha sonra tüm iman edenler azap çekmeden cennete gideceğiz diye anlıyoruz, sanırım öyle anlamak işimize geliyor ve kendimizi avutuyoruz.

Kurtarılma sözü, kimin için söylenir? Zor durumda kalanlar için elbette. Bizlere düşen, açıklanmayan bir konuda yorum yapmak yerine, burada en az kalmanın yolunu aramak olmalıdır. Asıl görevimiz, yaptığımız yanlışların farkına varıp, Rabbimizden af dilemek olmalıdır. Ayrıca bundan sonraki yaşantımızda da ölçümüz, hepimizin mutlaka uğrayacağına hükmedilen, hiç istemediğimiz o mekânda, en az kalmanın hesaplarını yapmak olmalıdır. Tabi nefsimizi avutup, kendimizi temize çıkarmadan. Allah tüm kullarını cehenneme uğratacak ve İMAN EDEN HALİS KULLARINI KURTARACAĞINA HÜKMETTİYSE, mülkün sahibi istediğini, istediği zaman cennetine almasını bilir. Bizlerin bu konuda hiçbir tasarrufu yoktur, yorum ve tahmin dahi yapamayız.  İstediğini direk alır, istediğinin cezası bittiğinde. 

Allah'ın Elçisinin, makaleme konu olan sözü, söylediğini kabul edersek, ancak şöyle söylemiştir diye söyleyebiliriz. LA İLAHE İLLALLAH, MUHAMMED EN RESULULLAH DİYEN KİMSE, SÖZLERİNİ ÖZÜNDE YAŞAYIP, ALLAH'IN KİTABINA SARILIP, ONUN SINIRLARI AŞMAYIP, ALLAH'IN HALİS KULU OLMA ÇABASINDA OLURSA, Meryem suresi 71. ayette, Allah'ın hükmettiği O istenmeyen yerde, en az kalan Allah'ın kurtardığı kullarımdan olacaktır demiş olması, büyük ihtimalledir. Doğrusunu Rabbimiz bilir.

DİLERİM, HEPİMİZİN UĞRAYACAĞINA RABBİMİZİN HÜKMETTİĞİ, AMA İNANANLARI KURTARACAĞINA SÖZ VERDİĞİ O AZAP EVİNDE, EN AZ KALANLARIN ARASINDA OLURUZ.

Saygılarımla 

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...

Enam Suresi 38. Ayet. “Biz Kitapta Hiç Bir Şeyi Eksik Bırakmadık.”

Bizler Kur’an ayetlerini doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine Kur’an’ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamanın yolunu yöntemini seçmeliyiz. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum, önce ayeti yazalım daha sonra üstünde birlikte düşünelim. Enam 38:  Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali) Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var.  BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK . Sizce Allah, hangi kitaptan bahsediyor olabilir? Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsedi...