Ana içeriğe atla

BU DÜNYADA, İMTİHAN OLUYORUZ GERÇEĞİNİ NASIL ANLAMALIYIZ.


Allah bizleri bu dünyada nasıl bir imtihandan geçiriyor, bu sorunun cevabını hiç düşündünüz mü? Önce şunu lütfen unutmayalım, Allah asla kullarını imtihan ederken, eşit olmayan şartlar oluşturup, daha sonrada kullarını aynı imtihandan geçirmez. Çünkü Allah ben kuluma, kaldıramayacağı bir yük yüklemem diyor.

Bu konular bizlere, Kur’an ın onayını almayan çok yanlış bilgiler ışığında anlatılıyor, öyle olunca da toplumun kafası karışıyor. Allah kullarına hiç nedensiz, kaldıramayacağı bir yük yükleyip azap etmez, cezalandırmaz önce bu gerçeği özellikle Kur’an dan anlamalıyız. Şunu unutmayalım, bu dünyaya gelirken ya da bu dünyada yaşarken, BAŞIMIZA GELEN GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN, DÜZELTİLEMEYEN ACILAR, KEDERLER, MUSİBETLER ALLAH IN TAKDİRİ DEĞİL, BİZLERİN KENDİ ELLERİMİZLE, NEFSİMİZLE YA DA DAVRANIŞLARIMIZLA, HATALARIMIZLA OLUŞTURDUĞUMUZ SONUÇLARDIR.

Allah elbette sınar, zorluklarla, acıyla, mallarımızı eksilterek ya da tam tersi fazla mal mülk vererek bizleri imtihan eder. Ama bu imtihan belirli bir zamanla sınırlıdır. Bizler ne yazık ki başımıza gelen çok büyük kazaların ya da musibetlerin verdiği sonuçları, Allah ın takdiri, kaderi, imtihanı şeklinde değerlendirir, detayına inmeden geçiştiririz. YANİ ELLERİMİZİN YAPTIĞI YANLIŞLARIN SUÇUNU, ADETA ALLAH IN ÜSTÜNE YÜKLERİZ. Kaderimizmiş der geçeriz. Allah adaletsiz değildir. Bir ceza verecekse uyarmak için kuluna, ADALETLİ VERİR VE BİZLERİ BÖYLECE İKAZ EDER, KENDİMİZE GELMEMİZİ SAĞLAR, lütfen bu gerçeği unutmayalım. Bakın bu konuda ne diyor yaradan.

Nisa 79: SANA GELEN İYİLİK ALLAH’TANDIR. BAŞINA GELEN KÖTÜLÜK İSE NEFSİNDENDİR. Seni insanlara elçi gönderdik; şahit olarak da Allah yeter. (Diyanet vakfı meali)

Şura 30: BAŞINIZA GELECEK HER FELAKET, KENDİ YAPIP ETTİKLERİNİZİN BİR ÜRÜNÜDÜR. Bununla beraber Allah pek çoğunu bağışlıyor. (Bayraktar Bayraklı meali)

Demek ki Allah ben iyilik, güzellik veririm kullarıma diyor. Başlarımıza gelen kötülükler ise kendi ellerimizle yaptıklarımızın sonucu olduğunu belirtiyor. Bizler hayrın ve şerrin Allah dan geldiğine inanırız, ama adaletin terazisini ne yazık ki doğru ölçüp değerlendiremeyiz. Bu düşünce bizleri, yanlış anlatılan fikirlere inanmamızı sağlıyor. Bakın Allah bizleri ne için yarattığını nasıl anlatıyor.

Mülk 2: O Kİ, HANGİNİZİN DAHA GÜZEL DAVRANACAĞINI SINAMAK İÇİN, ÖLÜMÜ VE HAYATI YARATMIŞTIR. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır. (Diyanet vakfı meali)

Ali İmran 182: “Bu, dünyada iken kendi ellerinizle yapmış olduğunuzun karşılığıdır. YOKSA ALLAH, KULLARINA ZULMETMEZ.” (Diyanet meali)

Böylece bu dünyadaki imtihanımızın asıl amacı, çok daha açık ortaya çıkıyor. Allah bizleri imtihan ederken, hangimizin bu dünyada daha güzel işler yapıp, yapmadığımızı sınadığını söylüyor. Bunu yapması içinde Allah, tüm kullarını eşit şartlarda, eşit koşullarda imtihan etmesi gerekir. YANİ HERKES GÜCÜNE, KAPASİTESİNE GÖRE İMTİHAN OLUR. İkinci ayet aslında, bu dünyada başımıza gelen musibetlerin, kendi ellerimizle bizzat kendimizin yaptıklarının karşılığı olduğunu söylüyor. Yani Allah diyor ki, başınıza gelen büyük acıları, sakatlıkları benim üstüme atıp, Allah böyle istemiş demeyin diyor. Çünkü bu acı, keder benim takdirim değil, senin yaptıklarının sonucudur. Bakın Allah kullarını, bu konuda nasıl uyarıyor bir başka ayetinde.

Müminun 62: Biz hiçbir kimseye gücünün yettiğinden fazla yük yüklemeyiz. Katımızda hakkı söyleyen bir kitap vardır. ONLAR ZULME, HAKSIZLIĞA UĞRATILMAZLAR. (Diyanet meali)

Allah hiçbir kulumu, haksız bir şekilde zulme uğratmam diyor. O zaman başımıza gelen çok üzücü olayların sorumluluğunu, Allah ın üzerine atmak yerine, bu acının nedenlerini kendimizde aramalıyız. DEMEK Kİ ALLAH YAPTIĞI İMTİHANI, KULUNUN GÜCÜNE GÖRE YAPTIĞI ANLAŞILIYOR. Allah kendi kaderimizi, imtihanımızı bizzat bizlere bıraktığını söyler. Konuyla ilgili ayete bakalım.

İsra 13: HER İNSANIN AMELİNİ BOYNUNA DOLADIK, YANİ MAHŞERE AMELLERİ BOYNUNA TAKILI OLARAK GELECEKTİR. İnsan için kıyamet gününde, açılmış olarak önüne konacak bir kitap çıkarırız. (Bayraktar Bayraklı meali)

Bu ayetten de anlıyoruz ki, her insan kaderini, imtihanını kendisi yaşar ve bu yaşadıkları da hesap günü önüne getirilerek kararları verilir diyor. Bizler bu dünyadaki imtihanımızı, bazen öyle yanlış şeylerle bağdaştırıyoruz ki, kendi yanlışlarımızı, hatalarımızı adeta örterek, gizleyerek ortaya çıkmış üzücü acı olayları, Allah ın üzerine atıyoruz ve diyoruz ki, Allah ın takdiri böyleymiş. Allah ın adaletine adeta saygısızlık yapıyoruz. Tekrar hatırlatmak istiyorum, ALLAH IN İMTİHANI İNANIN ÇOK KOLAY, YETER Kİ İMTİHANIN KURALLARINI BİLELİM VE FARKLI KONULARI, İMTİHANIMIZ GİBİ GÖSTERMEYELİM. Bakın Allah nelerden ve nasıl imtihan ettiğini söylüyor.

Enfal 28: Biliniz ki, MALLARINIZ VE ÇOCUKLARINIZ BİRER İMTİHAN SEBEBİDİR ve büyük mükâfat Allah’ın katındadır. (Diyanet vakfı meali)

Enbiya 35: Her nefis ölümü tadacaktır. SİZİ BİR İMTİHAN OLARAK, HAYIR İLE DE ŞER İLE DE DENİYORUZ. Ancak bize döndürüleceksiniz. (Diyanet meali)

Bakara 155: Andolsun ki sizi BİRAZ KORKU VE AÇLIKLA, BİR DE MALLAR, CANLAR VE ÜRÜNLERDEN EKSİLTEREK DENERİZ. SABREDENLERİ MÜJDELE. (Diyanet meali)

Ankebut 2–3: İnsanlar, “İnandık” demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler. Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. ELBETTE ALLAH, DOĞRULARI ORTAYA ÇIKARACAK, YALANCILARI DA MUTLAKA ORTAYA KOYACAKTIR.(Diyanet meali)

Bu ayetlere baktığınızda, Allah bizleri nelerle imtihan ettiğini çok açık söylüyor, bizlere bildiriyor. Dikkat ettiyseniz, asla imtihanımızı Allah çok büyük kalıcı, süreklilik arz eden imtihanlardan geçirmiyor. Aklımızın başına gelmesini ve doğruya yönelmemiz için imtihandan geçirdiği anlaşılıyor. Dikkat ederseniz mallarımızla, çocuklarımızla Allah bizleri imtihan ediyor. Peki, bu imtihan, nasıl bir imtihan olabilir? Enbiya 35. ayette bunu açıklıyor. Hayırla da olur, şerle de. Yani hayırlı evlat ya da hayırsız evlat vererek deneye bilir. Mallarımızdan eksilterek, bizleri sınaya bilir. Onu da Bakara 155. ayette söylüyor, mallarınızı eksilterek, sizleri korkutabiliriz diyor. Acaba kulum bu durumda ne yapacak? İŞTE ALLAH IN İMTİHANI BÖYLE OLUYOR. SABREDEREK, ZOR ANIMIZDA BİLE ALLAH DAN UMUT KESMEYEREK. Tevbe suresi 126. ayette Allah bakın nasıl uyarıyor bizleri. “ONLAR, HER YIL BİR VEYA İKİ DEFA İMTİHAN EDİLDİKLERİNİ GÖRMÜYORLAR MI? SONRA DA NE TÖVBE EDİYORLAR NE DE DERS ALIYORLAR.” Ankebut 2 ve 3. ayetlerde, imtihansız inandık demekle bırakılmayacağımızı, bilmemizi Allah söylüyor. Ayetin sonunda ise, tüm gerçekler ortaya dökülerek, sabırla Allah dan umudunu kesmeyenler ile kendi nefsine uyanları ayırıp, ortaya çıkaracağının hükmünü veriyor. Bu konuda bir başka örnek vermek istiyorum.

Enam 165: Sizi yeryüzünde iktidar sahipleri yapan O’dur. VERDİĞİ NİMETLERLE SİZİ DENEMEK İÇİN KİMİNİZİ KİMİNİZDEN DERECELERLE ÜSTÜN KILAN DA O’DUR. Şüphesiz Rabbin, cezası çabuk olandır ve gerçekten O, çok bağışlayandır; çok merhamet edendir ( Bayraktar Bayraklı meali)

Bu ayete çok farklı anlamlar verip, Allah aranızdan bazılarınızı çok farklı yaratmış, yani bazılarınızı güzel, bazılarınızı çirkin, bazılarınızı erkek, bazılarınızı kadın yaratarak üstün kılmıştır şeklinde izah edenlere rastlarız. Buna benzer şeyleri söyleyen, Allah ın bizleri nasıl bir imtihandan geçirdiğini anlayamayanlardır. Bu dünyadaki imtihanımız ne güzelliklerimizden, nede kadın ya da erkek oluşumuzdan elbette değildir. İmtihan takvamızdadır. Birbirimizden malca, ya da zenginlik fakirlik yönüyle farklı olabiliriz. Makam mevki yönünden de farkımız olabilir. Tüm bunlar ve buna benzer şeyler, bir imtihan vesilesidir. İmtihan konusunu, daha doğru anlayabilmemiz için, bir örnek daha vermek istiyorum.

Araf 168: Onları yeryüzünde birçok topluluğa böldük. İçlerinden bazıları iyi kimselerdi; bazıları ise böyle değildi. İYİ OLMAYANLARI, YANLIŞLARINDAN BELKİ DÖNERLER DİYE, İYİLİK VE KÖTÜLÜKLERLE İMTİHAN ETTİK. (Bayraktar Bayraklı meali)

Bakın ayet, imtihan konusunu ne kadar güzel açıklıyor. İMTİHANDAKİ ASIL AMAÇ, ALLAH IN KULLARINI DOĞRUYA, GÜZELE YÖNELTMEK, YANİ KENDİLERİNE GETİRMEK İÇİN OLDUĞU AÇIKÇA ANLAŞILIYOR. Allah kullarını hemen terk etmiyor, şefkatle sabırla doğruya yöneltmek için çaba harcıyor.

Kur’an Hz. Eyüp peygamberin kıssasından örnek verir. Başına birçok dertler, yokluk, hastalık gelen Hz. Eyüp, asla Allah a karşı saygısını, umudunu yitirmeyip isyan etmemiş, sabırla zorluklarla mücadele ederek, Allah a duasını eksik etmeyip, Allah dan yardım istemiştir. Sabrıyla Allah ın imtihanından geçen Hz. Eyüp, bizlere imtihanın ne olduğu gerçeğini çok güzel anlatmaktadır. Eyüp peygamberimiz, karşılaştığı zorluklar karşısında yılmadan mücadele ediyor. Allah sonunda, Hz. Eyüp ün dualarına karşılık vermiş ve misliyle yardıma koşmuştur.

Bu dünyada imtihan olduğumuz gerçeğini doğru anlayabilmemiz için, bir ayette geçen çok önemli bir noktayı da hatırlatmak istiyorum. Bakara 216. ayette Allah, “OLUR Kİ HOŞUNUZA GİTMEYEN BİR ŞEY, SİZİN İÇİN HAYIRLIDIR VE OLUR Kİ, SEVDİĞİNİZ ŞEYDE SİZİN BİR ŞERDİR, ALLAH BİLİR DE SİZ BİLMEZSİNİZ” diye bizleri uyarır. Aslında bu ayetten alacağımız çok dersler vardır. Yine İnşirah suresi 5 ve 6. ayetlerde Allah, bizlere adeta moral verircesine, “ELBETTE ZORLUKLA BERABER BİR KOLAYLIK VARDIR, ZORLUĞUN YANINDA KOLAYLIK VARDIR” diyerek, zorluklarla bizlerin mücadele etmesini, asla pes etmememiz gerektiği örneğini verir.

Allah bu dünyada bizleri özgür bırakmış ve bizlerin yaptığı olaylara ilk etapta müdahale etmeyerek, bizleri imtihan etmektedir. Elbette daha sonra gerektiğinde müdahale etiğinde bile, bizler bunu fark edemiyoruz. Hiç birimiz bunu Allah yaptı demeyiz. Mutlaka bir neden bir sebep ile ilişkilendiririz. HATTA KENDİ NEFSİMİZDE, ÖYLE BİR KELİME YARATMIŞIZDIR Kİ, OLAYLAR KARŞISINDA ŞANSIMIZ BÖYLEYMİŞ DİYEREK, ALLAH I DEVREDEN BİZZAT KENDİMİZ ÇIKARTIRIZ. Hâlbuki şans diye bir şey yoktur.

Tekrar hatırlatmam gerekirse, Allah ın bizleri yaptığı imtihan ile lütfen kendi yanlışlarımızın sonucu başımıza gelen musibetleri, yani üzücü hadiseleri karıştırmayalım. Bizlerin yapmadığı, bir başkasının neden olduğu acı gerçekleri de, lütfen bu Allah ın takdiriymiş diyerek, Allah a nispet etmeyelim. Buna benzer olayları, araştırıp suçluları bulup cezalandırılmasını sağlayalım. Ama asla Allah dan umut kesmeden, onun yardımını isteyelim ve Yaradan a her halimizle bağlılığımızı belirtelim. Bu olayın sonunda, gerçeklerle yüz yüze kaldığımızda, ALLAH TARAFINDAN SINANA CAĞIMIZI UNUTMAYALIM. ÇÜNKÜ ALLAH HER ANIMIZDA BİZLERİ İMTİHAN EDİYOR. Her acının, her kederin sonunda, örnek kıssalarda olduğu gibi, Allah aklımıza bile gelmeyecek bir mutluluğu, huzuru bizlere vereceğinin bilincinde olalım.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır

SALAT'IN BİR ANLAMININDA, NAMAZ OLMADIĞINI SÖYLEYEN KARDEŞLERİMİZE.

  Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Kur’an’da geçen SALAT kelimesi üzerinde olacak. Salat Allah’a dua etmek, toplumun birbirine destek olması ve bizlerin farsça namaz dediğimiz kıyam, rükû ve secde ile yapılan şekilsel bir dua ibadeti anlamlarına gelir. Bu makalemde üzerinde durmak istediğim konu, bazı arkadaşlarımızın kıyam, rükû ve secde ile yaptığımız ibadetin aslında, Kur'an'da geçmediğini iddia ettikleri konusu üzerinde olacak.  Her düşünceye saygılı olurda, hiç bir etki altında kalmadan, derinlemesine Kur’an ayetleri üzerinde düşünürsek, inanıyorum ki en doğru sonuca ulaşabiliriz. Eğer birbirimize saygısız tavırlar içinde olurda, bizim gibi inanmadığı için, karşımızdaki kişiyi dinsizlikle suçlarsak, daha baştan büyük hata yapmış oluruz.  ÖNCE ŞUNU ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE, YAZIMIN BAŞINDA SÖYLEMEK İSTERİM. ŞU AN KILDIĞIMIZ NAMAZIN AYNISINI, DETAYLARINI KUR’AN’DA ARAMAYALIM, BULAMAYIZ. ÇÜNKÜ ALLAH BU ŞEKLİYLE, YANİ DETAYI İLE NAMAZI KUR’A