Ana içeriğe atla

Araf Suresi 33. Ayeti Hayatına Geçirmeyip, Ders Almayanlara.



Bu makalemde İslam toplumu olarak, genel çoğunluğumuzun farkında olmadan yaptığımız büyük bir hatamıza örnek bir ayeti sizlere hatrlatmak ve üzerinde birlikte sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum.  Konumuz Araf suresi 33. ayet. Önce ayeti yazalım ve dikkatlice üzerinde düşünerek okuyalım. Acaba Allah bizlere bu ayetiyle neler anlatmak istiyor ve bizler bu ayetin gereğini yerine getiriyormuyuz, onu anlamaya çalışalım Allah’ın izniyle.

Araf 33: DE Kİ: RABBİM ANCAK AÇIK VE GİZLİ KÖTÜLÜKLERİ, GÜNAHI VE HAKSIZ YERE SINIRI AŞMAYI, HAKKINDA HİÇ BİR DELİL İNDİRMEDİĞİ BİR ŞEYİ, ALLAH’A ORTAK KOŞMANIZI VE ALLAH HAKKINDA BİLMEDİĞİNİZ ŞEYLERİ SÖYLEMENİZİ HARAM KILMIŞTIR. (Diyanet vakfı meali)

Önce şunu belirtmek isterim, kötülük diye çevrilen kelime ayette (FEVÂHİŞE) yani genel anlamda Allah’ın istemediği, yasakladığı kötü davranış diye geçer. Yaradan HARAM sözcüğünü Kur’an’da, çok önemli yerlerde kullandığını görürüz. Örneğin RİBANIN haram olduğunu söyler Kur’an. Evlenilmesi yasaklanan kişileri sayar ve bunlarla evlenmek HARAMDIR der. Yenmesini istemediği şeyleri sayarak, bunların haram olduğunu belirtir. Zina yapmanın haram olduğunu da, Rabbim Kur’an’ da açıklar bizlere. Tüm bu ve buna benzer konuların, çok açık bir şekilde, haram sözcüğüyle özellikle yasaklandığını görüyoruz. Peki, yukarıda sizlere hatırlattığım Araf suresi 33. ayette bizlere neleri  Allah, haram kıldım diyor? Gelin şimdide onu Allah’ın önerdiği gibi, kendi irademizle Kur’an bütünlüğünde düşünerek anlamaya çalışalım.

Araf suresi 33. ayetinde Allah, açık ve gizli kötülüklerin, hayasızlıkların yapılmasını da haram sözleriyle bizlere açıklıyor ve şiddetle dikkatimizi çekiyor. Devamında ise dikkat ederseniz günah işleyerek, haksız yere sınırı aşmanın da haram olduğunu belirtiyor. Burada haksız yere sınırı aşmak konusunu elbette çok geniş düşünebiliriz her konuda. İnancımızı yaşarken de, Kur’an’da diğer ayetlerinde söylediği gibi, ALLAH’IN KUR’AN’DA KOYDUĞU HER TÜRLÜ SINIRI AŞMANIN, KUR’AN’DA BELİRTTİĞİ GİBİ, HARAM OLDUĞUNU ANLIYORUZ. Allah sizleri Kur’an’dan hesaba çekeceğim, yalnız Kur’an’ın ipine sarılın diye ayetinde emrediyorsa, Kur’an’da hiç bahsedilmeyen herhangi bir şeyi, bunlarda dinin emri diyenler, ALLAH’IN KOYDUĞU SINIRI AŞIYOR DEMEKTİR. LÜTFEN BU UYARIYI UNUTMAYALIM. Allah’a ortak koşmakta bir şirk olup, buda haram olduğu bildirilmektedir. Örneğin Allah’ın hükmüne, herhangi birisini ortak ediyorsak dinde, onu Allah’a ortak koşuyoruz demektir. Şimdide gelelim üzerinde durmak istediğim ayetin bahsettiği, Allah’ın işaret ettiği diğer haramlara.

“HAKKINDA HİÇBİR DELİL İNDİRMEDİĞİ BİR ŞEYİ, ALLAH HAKKINDA BİLMEDİĞİNİZ ŞEYLERİ SÖYLEMENİZİ HARAM KILMIŞTIR.”

Allah’ın dikkatimizi çektiği, bu sözler üzerine düşünmeye davet ediyorum sizleri. Allah, hakkında hiçbir bilgi vermediğim, ayet indirmediğim ve kendi katımdan açıklamalar yapmadığım konularda, uydurulan sözlere, rivayet ve sanı bilgilere inanarak konuşmanızı da HARAM KILIYORUM diyor. Değerli arkadaşlarım, hakkında bilgi vermediğim sözleri üzerine düşünelim şimdide. Allah bizlere bilgiyi nereden veriyordu? Bu çok önemli, en garantili ve sağlam bilgiyi nereden alıyorduk? Bu sorunun cevabı çok açık sanırım, elbette Allah’ın koruması altında ki KUR’AN’DAN. Çünkü sizleri O kitaptan hesaba çekeceğim diyor ve ALLAH BİZLERE KUR’AN’DA ASLA BİLGİ ALACAĞIMIZ BAŞKA BİR KAYNAK ÖNERMİYOR.

Ayette özellikle dikkatimizi çeken, hakkında açıklama yapmadığım, detay vermediğim konularda, konuşulmasını haram kıldığını söyleyen Rabbimizin sözlerine karşı, bizler nasıl davranıyoruz, bunu hiç düşündünüz mü? Allah haram sözcüğünü dikkat ediniz, gelişigüzel kullanmamıştır Kur’an’da. Hatırlayınız Allah’ın HARAM kelimesini nerelerde kullandığını, daha sonrada bizler bu yanlışı yaparak, nasıl büyük bir vebal altına girdiğimizi, sizlerin yorumuna bırakıyorum. Allah sizleri bu kitaptan hesaba çekeceğim diyorsa, O Yüce Rabbimiz vaadinde sizce dönüp haşa, Kur’an’da bahsetmediği tek bir hükümden hesap sorar mı? Zerre kadar düşünen, gerçekleri anlayacaktır. Allah Kur’an’ın ipine sarılın diyorsa, sarılacağımız en güvenli ipin KUR’AN olduğunu unutmayalım. Kur’an’ın onayından geçen her söz ve bilgi, elbette bizlerin başının tacıdır, bunda şüphe yok. Kur’an’ın onayını almayanlar batıldır, din dışıdır lütfen unutmayalım. Bizler İslam’ı ne derece doğru yaşarsak, bizden sonrakilere de doğru örnek olacaktır bilinciyle hareket ettiğimizde, gelecek nesillere de yatırım yapmış olacağımızı bilmeliyiz. 

Müslümanlar olarak Allah’ın indirdiği kitabı ve İslam’ı ne kadar doğru anlar ve doğru yaşarsak, gelecek nesle o kadar güzel örnekler bırakırız. İnsanoğlu taklitçi, kolaya kaçan, tartışmaya meyilli bir yapıda yaratılmıştır. Bizler eğer aklın yolu Kur’an’da birleşmeyip, bölünerek yaşadığımız İslam’ın duvarlarını, Kur’an harcıyla sıvamazsak, gelecekte  bırakacağımız örneklerle, yıkık dökük, güvenilir olmayan bir dini miras bırakmış oluruz.

Yaptığımız yanlışlarımızı şöyle bir hatırlayınız. Allah Kur’an’da kendi katından, hiç bahsetmediği bilgi vermediği konularda, bizleri yaratan Rabbimiz hakkında bizler, öyle şeyler anlatıyor ve toplumun kafasını karıştırıyoruz ki, HEPİMİZ HER GÜN HARAMI, TIKA BASA YİYİYOR AMA BUNUN FARKINDA BİLE OLMUYORUZ. Bu yaptıkları yanlışları kendilerine anlatanlara, Allah’ın ayetiyle uyaranlara, siz sünnet inkarcısısınız, peygamberimizin hadislerini inkar ediyorsunuz diyerek, Kur’an’da her bilginin olmadığını, özet bilgiler olduğunu söyleyip, kendi yanlış inançlarını, Allah’ın elçisinin üstüne atmaktan çekinmiyorlar. Hesap günü bu acı gerçekle karşılaştıkları zaman, iş işten geçmiş olacaktır. BU YANLIŞLAR KATLANARAK, BİZDEN SONRAKİ TOPLUMLARA ULAŞTIĞINI, LÜTFEN UNUTMAYINIZ.

Bizler nasıl geçmişimizi taklit etmeye çalışıyor ve onlardan örnekler almanın yollarını arıyorsak, yüzlerce yıl sonra bizlerin torunları da bunları yapacaklardır. Eğer geleceğe yatırım yapmak çocuklarımızın, torunlarımızın Allah’ın doğru yolunda olmasını istiyorsak, Kur’an’ın etrafında birleşmeliyiz. Eğer Allah’ın emrettiği dini, geleceğe taşımak istiyor ve Allah’ın Resulünün gerçek ümmeti olmak iddiasındaysak, onun tebliğ ettiği kitabın etrafında tek yumruk olarak buluşmalıyız. 

Rabbim cümlemizi, Kur’an’ın güneşinden, rehberliğinden, nurundan istifade etmeye çalışan ve bu uğurda aklı ve fikriyle hareket ederek çaba gösteren kulları arasına, inşallah bizleri alması dileklerimle. 

Saygılarımla 
Haluk GÜMÜŞTABAK 

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...