Ana içeriğe atla

Allah’ın Sünneti İle Resulünün Sünneti Farklı Mıdır?



ALLAH'IN VE RESULÜNÜN SÜNNETİ FARKLIDIR DİYORSAK, ALLAH İLE RESULÜNÜ, EŞ TUTUYORUZ DEMEKTİR Kİ, BUDA ŞİRKTİR. İslam inancında çok bahsedilen hatta İslam dininin ikinci kaynağı görülen, Resule ait olduğu iddia edilen rivayet HADİSLER VE ONUN DİNDE HÜKÜMLER KOYDUĞUNA İNANILAN, RESULÜN SÜNNETİ KONUSU. Önce sünnet kelime olarak ne anlama geliyor onu doğru anlayalım ki, doğru bilgilere ulaşabilelim. Daha sonrada üzerinde düşünebilelim. Sünnet Kur'an'da kelime anlamı olarak, YOL, GİDİŞ, PRENSİP, KANUN ANLAMINDA KULLANILMIŞTIR. İslam toplumları arasında bu kelime, Allah'ın Elçisinin örnek davranışlarına verilen isim olduğu gibi, bir başka tarifte de şöyle anlatılır. 
 
“HAZRETİ MUHAMMET’İN MÜSLÜMANLARCA UYULMASI GEREKLİ DAVRANIŞLARIYLA, ŞU YA DA BU KONUDA SÖYLEMİŞ OLDUĞU SÖZLERİN TÜMÜ, DİNE KOYDUĞU HÜKÜMLER, DİN ADINA VERDİĞİ DETAYLAR, HAZRETİ MUHAMMET’İN KOYDUĞU KURALLAR VE MÜSLÜMANLARA GÖSTERDİĞİ YOL.” İslam inancında sünnet konusuna verilen anlamlar, genel olarak bu sözlerle ifade edilir. Peki, Kur’an sünnet sözcüğüyle bizlere ne anlatıyor ve bu kelimeden bizler ne anlamalıyız. Bunu doğru anlamak için ayetlere bakalım. 
 
"ÖTEDEN BERİ UYGULANAN ALLAH'IN SÜNNETİ (KANUNU) BUDUR. ALLAH'IN SÜNNETİNDE BİR DEĞİŞME BULAMAZSIN." (Fetih 23)
 
"BU, SENDEN ÖNCE GÖNDERDİĞİMİZ BÜTÜN RESULLERİMİZ HAKKINDAKİ SÜNNETİMİZDİR. BİZİM SÜNNETİMİZDE HERHANGİ BİR DEĞİŞME GÖREMEZSİN." (İsra 77)
 
"ALLAH’IN KENDİSİNİ MECBUR TUTTUĞU BİR HUSUSTAN DOLAYI NEBÎYE HİÇBİR SUÇ İSNAT EDİLEMEZ. ALLAHIN BU SÜNNETİ, DAHA ÖNCE GELİP GEÇMİŞ OLAN (NEBÎLER) İÇİN DE GEÇERLİYDİ. SONUÇTA ALLAH’IN EMRİ ÖLÇÜLÜP BİÇİLDİĞİ GİBİ GERÇEKLEŞMİŞ OLDU." (Ahzab 38)
 
Bu ve buna benzer birçok ayete baktığımızda, Kur’an'ın sünnet kelimesine verdiği anlam, ALLAH'IN  DEĞİŞMEZ KANUNU, ALLAH'IN BİZLERE ÇİZDİĞİ YOLU ANLAMLARINDA KULLANILMIŞTIR. YANİ ALLAH'IN SÜNNETİ ANLAMINDA KULLANILMIŞTIR KUR'AN'DA. Ayetlere dikkat ederseniz, Allah'ın sünnetinde yani kanunlarında, bizlere çizdiği yolda, asla bir değişiklik olmayacağını, üstüne basa basa söylüyor. Zaten Rabbimiz, ben hükmüme hiç kimseyi ortak etmem demiyor muydu. Kur’an'ın bu açıklamalarından sonra, gelelim günümüz İslam toplumunda, Allah'ın Resulünün sünneti sözüne verilen anlama. Ayetlerdeki açıklamaları okudunuz, Allah benim sünnetimde yani kanunlarımda, sizlere tavsiye ettiğim yol ve yönteminde asla bir değişiklik olmaz, sizden önceki toplumlarda da aynıydı dedikten sonra, acaba Allah'ın Resulü Allah'ın sünnetine, bunlarda benim sünnetim, yani dinde koyduğum kanunlarım, kurallarım anlamında sünnetler ilave etmiş olabilir mi? ÇÜNKÜ GELENEKSEL MEZHEP FIKIH İNANCINDA ALLAH'IN ELÇİSİNİN, TIPKI KUR’AN GİBİ, DİNE HÜKÜM KOYMA YETKİSİ DE VARDIR DİYE İNANILIR.
 
Bunu söylemek ve düşünmek bile insanın içini titretiyor. Kur’an'ın tamamını dikkatle düşünerek, anladığı dilden okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Allah'ın Resulünün Allah'ın sünnetine/kanunlarına yol ve yöntemine ilaveler yapabileceğine asla inanmaz ve inananları Kur’an ile uyarır. Özellikle tekrar ediyorum, ALLAH BEN HÜKMÜME, HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM DİYE AÇIKÇA BİLDİRİYOR Kİ, GEÇMİŞ TOPLUMLARININ HATASINA DÜŞMEYELİM. Buradan da anlaşıldığı gibi, Allah'ın Resulü Kur’an'ın yani Allah'ın koyduğu kurallara, kanunlara asla ilaveler yapmamış, yalnız Allah'ın tebliğ ettiği Kur’an'a uymuştur. Bu gerçeğin üstünü örtmek isteyen mezhepler, tarikat ve cemaatlar dine ve ibadetlere yaptıkları ilaveleri örnek gösterip, bakın Kur'an'da namazın kaç rekat kılınacağı, hangi ayetleri okuyacağımız bile yazmıyor türünden kuşku verici adeta Kur'an'ı eksik gören söylemlerle toplum aldatılmıştır. Zikir ehli asla bu tuzaklara düşmez. Kur'an'ı dikkatle okur ve Allah'ın ayetlerinde eksik aramadan, Allah ne emrediyorsa onun verdiği detay bilgileri ışığında, Allah'ın hükümlerini yerine getirir. LÜTFEN UNUTMAYALIM ALLAH, SİZLERİ KUR'AN'DAN HESABA ÇEKECEĞİM, SORUMLU TUTACAĞIM DİYE HÜKÜM VERİYOR. SİZCE ALLAH, VERMEDİĞİ BİLGİLERDEN, DETAYDAN SORUMLU TUTAR MI? LÜTFEN BU SORUMU AKLIMIZDAN HİÇ ÇIKARMAYALIM. Allah Kur’an'da, Resulünü bizlerin örnek almamızı istemiştir. Çünkü Resulün yaşamı davranışlarıyla, hareketleriyle örnek bir insandı. 
 
Ahzab 21: ANDOLSUN Kİ, RESÛLULLAH SİZİN İÇİN ALLAH'A VE AHİRET GÜNÜNE KAVUŞMAYI UMANLAR VE ALLAH'I ÇOK ZİKREDENLER İÇİN GÜZEL BİR ÖRNEKTİR..( Diyanet vakfı meali)
 
Bakın Allah Resulünün, bizler için örnek bir insan olduğunu söylüyor. Allah ve ahiret gününe iman etmiş bir Müslüman için, Resulünün yaşamı, insanlar arasındaki ilişkileri, davranışları ve hayata bakışı, elbette yalnız Kur’an'ın çizgisinden yürüyüşü, bizler için örnektir. ALLAH'IN RESULÜ ANLATTIKLARI GİBİ, ALLAH'IN DİNİNE HİÇ BİR ŞEY İLAVE ETMEMİŞTİR. ÇÜNKÜ ÜMMİYDİ, YANİ DAHA ÖNCE DİN ADINA KİTAP EHLİNE TABİ OLMADIĞI İÇİN, DİNİ KONULARDA BİLGİSİDE YOKTU. Yoksa Resulünün bıraktığı sakal, kültürleri gereği giydi kıyafet, ya da sevdiği yemekler değildi bizler için örnek oluşu. Çünkü bu örnekler hem kişisel, hem de yöreseldir, dinin ölçüleri dışındadır. Ne yazık ki bizler, Kur’an'dan öyle uzak İslam'ı yaşıyoruz ki, Kur’an'ın özüne inemediğimiz, onun felsefesini öğretisini anlayamadığımız içindir ki, dinin dışındaki yöresel, kültürel ve şekilsel konuları din zannediyoruz. Böyle olunca da, ALLAH'IN SÜNNETİNDEN UZAKLAŞMIŞ, KENDİMİZE ADETA ŞEKİLSEL, AMA DİN İLE İLGİSİ OLMAYAN KONULARIN OLDUĞU, GÖRSEL BEŞERİ SÜNNETLER, İNANÇLAR YARATIYORUZ. Dış görünüşe önem verdiğimiz içinde, hep aldanıyoruz.
 
Allah'ın Resulü nün bizler için örnek oluşunu, ne yazık ki anlayamadık, böyle olunca ondan gereği gibi faydalanamadık. Onun adına uydurulan öyle sözlere inandık'ki, adeta Allah'ın Resulünü, dinde Allah'ın HÜKÜM ortağı yaptık. Hâlbuki Allah ayetlerinde açıkça ben kanunlarıma, hükmüme, sünnetime hiç kimseyi ortak etmem demiyormuydu. Bu uyarı ve ikazlar bizleri hiç etkilememiş. Emin olamayacağımız sözlerin ardından hiç düşünmeden gitmişiz, gitmeye de devam ediyoruz. ÇÜNKÜ KUR'AN'I ANLAMADAN OKUYOR VE BU UYARILARI NE YAZIK Kİ GÖREMİYOR, FARK EDEMİYOR, TEBLİĞ ALAMIYORUZ.
 
ALLAH'IN RESULÜNÜN SÜNNETİ, ALLAH'IN SÜNNETİNDEN FARKLI DEĞİLDİ, ZATEN FARKLI DA OLAMAZDI. Tekrar hatırlatmak istiyorum, Allah'ın Resulü ÜMMİYDİ yani din adına ne öğrendiyse Kur'an'dan öğrendi ve yalnız Kur'an'ı tebliğ etme görevi aldı. Allah Resulünün görev tanımını bizlere yaparken, Kur'an'da ne diyordu hatırlayalım. "RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR. (Ankebut 18)" "BİZ RESULLERİ, SADECE MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ.  (Kehf 56)" Çünkü Allah'ın Resulüne verdiği görev, sana indirdiğim Kur’an ile yani benim sünnetimle, kullarıma hükmet demiş ve bu konuda birçok ayet indirmişti. Onun içindir ki Kur’an'a uyan, yani Allah'ın sünnetine uyan, Resulün yolundan gidiyor demektir. Eğer Allah'ın Resulünün, Kur'an'ın dışından dine ilaveler yaptığına inanır ve bunlarıda dinin asli unsuru sayarsak, hem Allah'ın yolundan, sünnetinden, kanunlarından hem de Resulünün yolundan ayrılmış, BATILA  sapmış olacağımızı lütfen unuıtmayalım. Bakara suresi 147 ayetinde Allah, bakın ne diyor. "GERÇEK HAK OLAN, RABBİNDEN GELENDİR. O HALDE KUŞKULANANLARDAN OLMA!" Enam 19. ayetinde de; “BU KUR'AN BANA VAHYOLUNDU Kİ, ONUNLA SİZİ VE ULAŞTIĞI HERKESİ UYARAYIM.”  Yine Bakara suresi 5. ayetinde; "İŞTE ONLAR, RABLERİNDEN GELEN BİR HİDAYET ÜZEREDİRLER VE KURTULUŞA ERENLER DE ANCAK ONLARDIR." Sizce bu ayetlere benzer, onlarca ayeti tebliğ alıp, bizlere tebliğ eden Allah'ın Resulü, Allah'ın bizlerin izlemesi gereken sünnetine/yoluna ilaveler yaparak, buda benim sünnetim bunlarada uyacaksınız dermi?  Sizlere tekrar hatırlatmak istediğim bir ayet var. Allah Zuhruf 44. ayetinde, SİZLERİ KUR'AN'DAN HESABA ÇEKECEĞİM DİYE BİZLERE SÖZ VERDİYSE, SİZCE HAŞA BU SÖZÜNDEN DÖNÜP, YALNIZ KUR'AN'DAN SORUMLU TUTMAYIP, RESULÜNÜN DİNE YAPTIĞI İLAVELERDEN DE SORUMLU TUTAR MI? Bunu düşünen, aklını kullanan bir Müslüman gerçekleri anlayacaktır. Aklını kullanmayana, sorgusuzca birilerine tabi olana, zaten sözüm yok.
 
Değerli din kardeşlerim. Ömür su misali akıp gidiyor, lütfen KUR'AN İLE KENDİMİZE GELELİM, EMİN OLAMADIĞIMIZ RİVAYETLERLE DEĞİL. Hepimiz insanız ve hata yapabiliriz. Bir Müslüman olarak önce anlayarak ve düşünerek Kur'an'ı dikkatle okuyalım, yani imtihanımız gereği tebliği bizzat kendimiz aracısız önce Kur'an'dan alalım. Daha sonra, benim yazılarım dahil, kimin yazılarını, kitaplarını okursanız okuyun AMA YAPMANIZ GEREKEN, OKUDUKLARINIZI MUTLAKA KUR'AN SÜZGECİNDEN GEÇİRİN. ÖRNEĞİN BENİM BİR YAZIMDA, KUR'AN'IN HÜKÜMLERİNE TERS DÜŞEN BİR BİLGİ GÖRÜRSENİZ, LÜTFEN BENİ KUR'AN İLE UYARIN. Bu dünyanın yalanlarına, ihtiraslarına kanmayalım. Bir gün emaneti teslim edeceğimiz vakit geldiğinde, son pişmanlıklarımızın fayda etmeyeceğini unutmayalım. Lütfen Allah'ın sünnetine, beşeri sünnetler ilave etmeye çalışanların ardı sıra gitmeyelim, onların yalan ve iftiralarına inanmayalım. Hesap günü inanın çok, ama çokkkkk pişman oluruz.
 
"SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR." (Rad 40) Diyanet meali.
 
"BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM." (Ahkaf 9 ) Diyanet meali.
 
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...