Ana içeriğe atla

AHZAB SURESİ 21. ALLAH'IN RESULÜ, SİZLER İÇİN GÜZEL BİR ÖRNEKTİR.





Yaşadığımız İslam inancında öyle hatalar yapıyoruz ki, Kur’an ne yazık ki terk edildi ve onun yerini, nefislerimizin eseri olan beşeri rivayet ve batıl inançlar aldı. Allah Kur’an'ın ipine sarılın dedikçe, bizler yalnız Kur’an ile İslam yaşnmaz dedik. Allah sizleri Kur’an'dan sorumlu tutuyorum dediği halde, ne yazık ki adeta Allah'a inatla, İMTİHAN OLDUĞUMUZ KİTABI DİN ADINA YETERLİ GÖRMEYEREK KÜÇÜMSEDİK VE YERİNE KUR'AN'I AÇIKLADIĞINI İDDİA ETTİĞİMİZ KİTAPLARI KOYDUK. Allah'ın Resulünün dine ilaveler yaptığını, açıklanmayan ayetleri açıkladığını iddia ettikleri sözler bilgiler ve onun kitapları, adeta Kur’an'ın yerini aldı. Çünkü Kur’an'ı, her bilginin açıklanmadığı özet bir kitap ilan ettik. Allah bizleri affetsin. 

İslam toplumunda karmaşanın, yanlışın ana nedeni inancımız adına TEK BİR KAYNAĞIN, KUR’AN'IN ÇEVRESİNDE BULUŞAMADIĞIMIZDAN KAYNAKLANIYOR. Hâlbuki Allah bizleri yalnız Kur’an'a yönlendirmiş ve din adına her bilginin açıklandığını söylemiştir. Ne yazık ki günümüz İslam anlayışında, dinin ana kaynağı olarak, KUR’AN VE SÜNNET diye iki kaynak gösterilmektedir. Sünnet diye adlandırılan bilgilerin ise ne yazık ki pResulün vefatından yaklaşık 250 yıl sonra derlenen ve kayda alınan rivayet bilgiler olması, İslam toplumunu bölmüş, parçalamış ve bir birine düşman etmiştir. Her mezhep farklı hadisleri toplamış ve inanmış. İlginç olan, Müslüman'ın düşmanının, yine Müslüman olmasıdır. 

İslam toplumunda sünnet kavramı, öyle bir hale gelmiştir ki, bu inanç toplumu adeta Kur’an'dan uzaklaştırmıştır. Çünkü bu düşünce ve zihniyet, sünnet yani Resulün hadisleri olmasaydı, Kur’an anlaşılmaz, kapalı kalırdı diyebilme cesaretini göstermiştir. Okunduğunda anlaşılmayacak olduğuna inandırılan kitapta, elbette bizlere rehber olmaktan çıkartılacaktır. Atalarının inancını yaşamaya devam etmek isteyenler, ne yazık ki Allah'ın ayetlerinin anlamını da, eğip bükmekten ve anlamlarını değiştirmekten çekinmemişlerdir. Ahzab suresi 21. ayette, kendi amaçları doğrultusunda saptırdıkları ayetler arasındadır. Gelin önce ayeti yazalım, sonra üzerinde birlikte düşünelim.

Ahzab 21: ANDOLSUN Kİ RESÛLULLAH SİZİN İÇİN, ALLAH'A VE AHİRET GÜNÜNE KAVUŞMAYI UMANLAR VE ALLAH'I ÇOK ZİKREDENLER İÇİN, GÜZEL BİR ÖRNEKTİR. (Diyanet vakfı meali)

Allah ayetinde, iman edenler için Resulüm, SİZLER İÇİN GÜZEL BİR ÖRNEKTİR diyor. Peki, sizler Allah'ın Resulünün bizler için örnek oluşundan ne anladınız? Çünkü bu ayette, Resulün bu örnekliğine, öyle bir anlam veriyor ve atıfta bulunuyorlar ki, bakın Allah,Resulünün Kur’an'ın yanın da hadislerinin yani söylediklerinin, dine ilavelerinin de dinde yerinin olduğunun önemini anlatıyor, denmektedir. Yani bu ayet, İslam dininde iki kaynağın olduğunun (Kur’an ve hadisler) kanıtı olarak gösteriliyor.  Hâlbuki Allah ne demişti? “BEN HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM.”

Size sormak isterim, siz bu ayetten böyle bir hükmün verildiğini anladınız mı? Hem Allah yalnız Kur’an'ın ipine sarılın, sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum, sakın emin olmadığın bilginin ardına düşmeyin diyecek, daha sonrada Kur’an'ın dışından, Resulümde dine ilaveler yapabilir, onun kural ve kanunları da, benim kanunlarım gibidir, onlara da uyacaksınız diyecek, öyle mi? Bunları söylersek Kur’an'da çelişki yaratmış oluruz. Buna inandığımız içindir ki, İslam âleminde acı ve keder kol geziyor. Resulün sağlığında, Kur’an'ın dışından hiç bir şeyi kayda aldırmadığı halde, tüm bunları nasıl söyleriz ve inanırız, işte bunu anlayamıyorum. Yoksa HÂŞÂ, Allah'ın Resulü sağlığında akıl edemediğini, yıllar sonra akıl edip kayda alanlar mı var? Bunlara nasıl inanırız. Allah'ın Resulünün bizler için güzel bir örnek olması, BİZLER İÇİN İYİ BİR İNSAN OLMAK ADINA, BENZEMEMİZ GEREKEN, GÜZEL BİR MODEL İNSAN OLUŞU ANLATILIYOR. Yoksa Allah'ın Resulü ne dine ilaveler yapmış, nede Kur’an'da gereği gibi anlaşılmayan, açıklanmayan ayetleri açıklamış değildir. Allah Kur’an'ı bizzat kendisinin, nice örneklerle açıkladığını söylüyor. 

Elbette Allah'ın Resulü, ayetleri o günkü Ehli kitaba ve ümmi topluma anlatmak, ikna etmek, hatta daha önce hükmü farklı olup, Allah tarafından değiştirilen ayetlerin nedenlerini izah etmek gibi zor bir görevi de vardı. Çünkü daha önce Ehli kitaba gelmiş bazı hükümlerin, Kur’an'da nesh edildiğini, değiştirildiğini gören Ehli kitap, buna itiraz ediyor ve inanmak istemiyorlardı. Bunları anlatmak, onları ikna etmek zor bir iş olsa gerek. Allah Resulüne verdiği HİKMET, yani bilgelik, ilimle bu işinde üstünden gelmiştir. Hikmet kelimesine de farklı bir anlam verilmiş ve bununda hadisler olduğu söylenmektedir. Hâlbuki hikmet bilgelik, ilim anlamındadır ve farklı bir ayette Allah, dua ettiklerinde istediği kuluna, hikmeti vereceği örneğini anlatır. 

Allah'ın Resulü bizler için, gerçekten çok önemli bir örnektir. Örnek oluşu batıl ve rivayetten uzak, yalnız Kur’an'ı hayatına geçirmesi, onu yaşaması, insanlarla konuşurken tavrı ve onlara davranışları ile bizlere güzel bir örnektir. Kur’an'ı topluma anlatırken, asla sert bir üslup takınmadığını, yumuşak ve hoş görülü tavırlar içinde olduğunu Kur’an'dan anlıyoruz. Hatta Allah Resulüne, SEN İYİ NİYETLİ, HOŞ GÖRÜLÜ OLMASAYDIN, SENİ TERK EDERLERDİ DİYOR. Demek ki Allah'ın Resulü İslam'ı anlatırken takındığı bu tavır, bizlere örnek olmalıdır. Resulün bizler için örnek oluşuna, detaylı bakalım şimdide.

İnsanlar arasında yardımlaşmayı tavsiye eder ve kendisi buna önem verir, yetimi gözetirdi. Allah'ın Resulü o kadar alçak gönüllüydü ki, karşılaştığı kişilere önce kendisi selam verirmiş. Çevresinde güvenilir bir insandı. Onun için kendisine, Muhammedül Emin denmiştir. İnsanları okumaya, ilme teşvik ederdi. Kendisine geleni dinler ve elinden geldiğince sorunlarına çare arardı. Dini konularda delil ve kanıtsız konuşmaz, emin olmadığı bilgileri değil, Kur’an'ı örnek gösterirdi. Kimsenin gönlünü kırmaz, kimseyi küçük görmezdi, bu kendisine iman etmemiş Ehli kitaptan bile olsa. Hoşuna gitmeyen konularda, aniden hiddetlenmez, sabırlı davranırdı. Affedici ve bağışlayıcı bir insandı. Her zaman güler yüzlüydü. Temizliğe tertip ve düzene önem verirdi. Komşu ilişkilerinde çok hassa davranır, kimseyi kırmazdı. Hayvanlara karşı sevecendi. Kimsenin hakkında kötü düşünmezdi. Elbette Allah'ın Resulünün örnek davranışları, saymakla bitmez.

Peki, bizler Resulün bu örnek davranışlarını, hayatımıza geçiriyor muyuz? Tabi ki hayır. Tam terssine, bizim gibi düşünmeyen, bizim gibi inanmayanlara öyle bir tavır içinde oluyoruz ki, onlara küfür ve hakareti kendilerine hak görenler çıkıyor aramızdan. Hatta bu kişileri öldürmekten, kafir ilan etmekten bile çekinmeyenler var. Aynı kitaba, aynı Resule bile inanmış olmaları, bu zalimliklerini etkilemiyor. BUNU YAPANLAR, ALLAH'IN RESULÜNÜ ÖRNEK ALAMAYANLARDIR. Onun için Allah bizlere, Resulüm sizler için güzel bir örnektir diyor. BİZLER AYETİN ASLİ ANLAMINI BIRAKMIŞ, KENDİ NEFSİMİZİN YÜKLEDİĞİ ANLAMLARLA, İŞTE GÜNÜMÜZDE BÖYLE YAŞIYORUZ. Sonucunu sizlere anlatmaya gerek yok sanırım. 

Dilerim İslam toplumları olarak, Allah'ın bizlere örnek olarak gösterdiği, Resulün davranışlarını, hayata bakışını örnek alırız rivayetleri ve doğruluğundan emin olamayacağımız hadisleri/sözleri değil. Eğer Allah'ın Resulü söylemediği halde, bu Resulün sözüdür dersek, unutmayalım ALLAH'IN RESULÜNE İFTİRA ATMIŞ OLURUZ. Bunun hesabını da verebileceğimizi hiç sanmıyorum. Resule ait olduğu iddia edilen hadilere inanacaksak, Kur'an'ın onay verdiği hadislere inanmalıyız. Örnek verelim.

“BENİM AĞZIMDAN YALAN UYDURMAYINIZ. HER KİM SÖYLEMEDİĞİM ŞEYLERİ BANA İSNAT EDERSE, CEHENNEMDEKİ YERİNİ HAZIRLASIN.”( Buhari, ilim, 38)

“BENDEN, ÇOK HADİS NAKLETMEKTEN SAKININ. KİM BENİM ADIMA BİR ŞEY SÖYLERSE SADECE HAKİKATİ, DOĞRUYU SÖYLESİN. KİM SÖYLEMEDİĞİM BİR ŞEYİ BANA İZAFE EDERSE, ATEŞTEKİ YERİNİ HAZIRLASIN.( ibn-i Mace, Mukaddime,4/35 Darimi Mukaddime, 25/243 )

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır

SALAT'IN BİR ANLAMININDA, NAMAZ OLMADIĞINI SÖYLEYEN KARDEŞLERİMİZE.

  Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Kur’an’da geçen SALAT kelimesi üzerinde olacak. Salat Allah’a dua etmek, toplumun birbirine destek olması ve bizlerin farsça namaz dediğimiz kıyam, rükû ve secde ile yapılan şekilsel bir dua ibadeti anlamlarına gelir. Bu makalemde üzerinde durmak istediğim konu, bazı arkadaşlarımızın kıyam, rükû ve secde ile yaptığımız ibadetin aslında, Kur'an'da geçmediğini iddia ettikleri konusu üzerinde olacak.  Her düşünceye saygılı olurda, hiç bir etki altında kalmadan, derinlemesine Kur’an ayetleri üzerinde düşünürsek, inanıyorum ki en doğru sonuca ulaşabiliriz. Eğer birbirimize saygısız tavırlar içinde olurda, bizim gibi inanmadığı için, karşımızdaki kişiyi dinsizlikle suçlarsak, daha baştan büyük hata yapmış oluruz.  ÖNCE ŞUNU ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE, YAZIMIN BAŞINDA SÖYLEMEK İSTERİM. ŞU AN KILDIĞIMIZ NAMAZIN AYNISINI, DETAYLARINI KUR’AN’DA ARAMAYALIM, BULAMAYIZ. ÇÜNKÜ ALLAH BU ŞEKLİYLE, YANİ DETAYI İLE NAMAZI KUR’A